derkenar
239 (ilaç gibi)
üçüncü nesil yazar 2 takipçi 17.51 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ortaçağa karanlık diyen zihniyet

    1.
  1. kapitalizmin yarattığı bilim çerçevesinden bakan, ortaçağ hakkında hiçbirşey okumayan ve ortaçağ'a ilişkin bilgisi engizisyon mahkemelerinden öteye gitmeyen, bugün gördüğü kötü bir olayı hemen "bunlar ancak ortaçağ'da olur" şeklinde yorumlayan zihniyettir.

    bu zihniyetin; üniversite gibi, belediyecilik gibi varlığını bugünlere kadar sürdürebilmiş modern kurumların 11.yy-12.yy larda (yani ortaçağ'da) kurulduğundan haberi yoktur. kendi fikri sığlığını okyanus derinliği zannenden, herşeyin bir an içinde -sanki geceden sabaha- büyüyüp geliştiğini düşünen bu zihniyeti kant'a, voltaire 'e havale ediyor, sizleri mehmet ali kılıçbay'la başbaşa bırakıyorum. bakın kendisi ne diyor:

    "tanınmayan, tanınmadığı için de kötülenen ortaçağ, emsalsiz bir düş alemine sahiptir. tanımadıkları bir hayvanı hemen öldürmek gibi ilkel bir reflekse sahip insanların çoğunlukta olduğu bir dünyada ortaçağ'ın da aynı muameleyle sıklıkla karşılaştığını görmek üzüntü vericidr, ama gene de anlaşılır niteliktedir. sade ruhlar karmaşaya tahammül edemezler ve zaten kendi küçük dünyalarının karmaşasını "karmaşa" olarak görmekle rahatlayan bu gibileri, tarih içinde başka kompleksler görmek istemezler. ve bundan da beteri, herkes kendi düşlerine hayrandır. milli piyangodan para kazanma düşleri görenlerin, ortaçağ'ın zengin ve yaratıcı hayal alemini algılamaları ve kavramaları beklenemez."

    mehmet ali kılıçbay, "düşsel ortaçağ" (2001)

    ayrıca (bkz: ortacag/@derkenar)

    aşağıdaki entryler üzerine gelen edit: bu yazının yazarı ortaçağ'ın aydınlık olduğunu iddia etmemekte, sadece ona karanlık denilmesini eleştirmektedir. o sayılan berbat olayların bu çağda yaşandığını o da bilmektedir.

    fakat bunların yanında bugunkü avrupa'yı oluşturan kurumsal, ilmi, sanatsal değerlerin, yani avrupa'yı avrupa yapan unsurların da bu dönemde yeşerdiğini naçizane hatırlatmak istemiştir.

    tarih, asla siyah veya beyaz diye nitelenecek çağlar yaratmamıştır. lütfen tarihi görmek istediğiniz gibi değil, olduğu gibi anlamaya çalışınız..
    2 ...
  2. iüif

    1.
  3. sencer divitçioğlu

    1.
  4. iüif'nin akademik ve politik açıdan en debdebeli döneminde görev yapmış iktisat hocasıdır. iüif ni bitirdikten sonra doktorasını paris'te yapan divitçioğlu, marksist literatüre oldukça hakim bir akademisyen olarak nitelenebilir.

    o da dönemin diğer solcu fikir adamları gibi maddeci tarih yorumlar üzerinden çalışmalar yapmıştır. tarih gözlemlerinde ekonomi-politik olgusunu asla göz ardı etmez, bu da onu iktisatçılar arasında özel bir yere koyar; zira ekonomiyi politika üzerinden, politikayı ekonomi üzerinden okumak bir sosyal bilimci için son kertede önem arzeder. dolayısıyla divitçioğlu uzmanlaşma fetişizmine kapılmadığından yani, bütünlüklü bir perspektif sahibi olduğundan takdire şayan bir akademik figürdür. ancak o da marksist metodolojinin altyapı-üstyapı ayrımıyla birlikte gelen, aşırı somutlamacı tutumundan kurtulamamıştır....

    (bkz: emek deger teorileri)
    (bkz: atüt)

    eserleri:

    Asya Üretim Tarzı ve Osmanlı Toplumu / Marksist Üretim Tarzı Kavramı
    Ortaçağ Türk Toplumları Hakkında
    Das Kapital Üstüne Çeşitlemeler
    Değer, Üretim ve Bölüşüm
    Asya Tipi Üretim Tarzı ve Az-Gelişmiş Ülkeler
    3 ...
  5. insan haklari kisvesi altindaki ikiyuzluluk

    1.
  6. evet var böyle bir ikiyüzlülük ve tüm pişkinliğiyle her an gündemde. bu riyanın altında yatan en önemli nedenler ideolojik ya da dinsel saplantılar; ezcümle islamiyete, hristiyanlığa ya da başka bir dine karşı körü körüne bağlılık ve cemil meriç'in ifadesiyle izm'lerin idrakimize giydirdiği deli gömlekleri olan ideolojik bağnazlıktır. mezkur nedenler bizi fütürsuzca, insan hakları karşısında ikiyüzlü olmaya sevkediyor. bu riyakarlık, sanmayın ki sadece ülkemizde var, şöyle bir kafamızı kaldırıp bakalım isterseniz:

    bu ikiyüzlülük; filistin'de müslüman insanlar ölürken gösterdiği hassasiyeti, 11 eylul faciasında ya da istanbul'da sinangog bombalandığında aynı tepkiyi göstermeyenlerin hatta "oh iyi oldu" diyenlerin ikiyüzlülüğüdür.

    bu ikiyüzlülük; dinlerarası diyaloglardan, medeniyet uzlaşılarından bahsederken; islam dininin peygamberine, en aşağılık biçimde hakaret edilmesine, saçma sapan karikatürlerle ona saldırılmasına izin verenlerin ikiyüzlülüğüdür.

    bu ikiyüzlülük; hapishanelerde ölüm orucundaki pkk teroristlerini gazete köşelerinde canhıraş savunurken, güneydoğuda pusuya düşen, mayına basan askerleri atlayıp görmezden gelenlerin ikiyüzlülüğüdür.

    bu ikiyüzlülük; asala da bizim diplomatlarımızı katletti biçimindeki ad hominem bahanesiyle, hrant dink'in ölümüne içten içe, sinsice sevinenlerin ikiyüzlülüğüdür.

    bu ikiyüzlülük; çeçenistan'da, ırak'ta türkmenler öldürülürken çıtını dahi çıkarmayanların, kerkük'te kardeşlerimize bir saldırı olursa bunu diyarbakır'a yapılmış sayarız diyenlerin ikiyüzlülüğüdür.

    bu ikiyüzlülük; bosna hersek'te savaş en rezilane haliyle yaşanırken müdahale etmeyip sadece seyredenlerin, petrolun yüzü suyu hürmetine dünyanın diğer bir ucuna demokrasi götürmeye yeltenenlerin ikiyüzlülüğüdür.

    evet bu ülke asala'yı da gördü ama bu ülkede bir artin penik ile hrant dink de yaşadı. bu ülke pkk'yı da yaşadı, hala yaşıyor ama o bölge; bugün hala orada huzur isteyen vatandaşlar sayesinde tahriklerden münezzeh kalmayı başarıyor..

    insan haklarını özellikle başat hak olan yaşama hakkını savunurken kendimizi veya tepkilerimizi bir etnik grup, bir dini grup ile sınırlamaz isek ortada bu ikiyüzlülük de olmaz diye düşündüm hep...yani özetle tutarlı olmak, asgari müşterekimiz insan olmakta buluşmaktır.

    tenakuzlarla, riyalarla dolu bir insan hakları savunuculuğu, bu unsurları içinde barındırdığı nispette de inandırıcı ve samimi olmaktan uzaklaşıyor..bize ise "al gözüm seyreyle" demekten başka bir seçenek kalmıyor..
    5 ...
  7. bipolar bozukluk

    1.
  8. isminden de anlaşıldığı gibi bu bozukluk iki dengeli bir durumu işaret eder, bu hastalık kişinin depresif ve manik kutuplar arasında davranışlar gösterdiği bir sinir hastalığıdır.

    bilim dilindeki adı bipolar bozukluk olan hastalığın, halk arasındaki bilinen ismi ise manik depresiftir. bu psikolojik maraza yakalanan hiçbir insan hastalığını kabullenmez, bu durum da onların tedavi sürecinde büyük olumsuzluklar yaratır.

    düşmanımın bile yakalanmasını arzu etmeyeceğim nitelikte psikolojik bir vakadır. hastanın manik atakları bertaraf edilemediğinde, fiziksel ve zihinsel olarak tükenme başlar..

    detaylı bilgi için:

    http://www.e-psikiyatri.c...polar-beynin-icinde-31961
    http://www.psikonet.com/konu.asp?kid=160
    20 ...
  9. sencer divitcioglu

    1.
  10. ortacaga karanlik diyen zihniyet

    1.
  11. laikrasi

    1.
  12. ülkemizin (bana göre) yetiştirdiği en iyi sosyologlardan biri olan kadir cangızbay'ın kullandığı kavramdır. kavram hulasa şunu ifade eder; eğer ki bir devlet tüm organları ile laikliği koruma savaşı içine girerse ve bundan bireysel hürriyetler, demokrasi, insan hakları gibi önemli unsurlar zarar görmeye başlarsa; o ülkede laiklik değil, laikrasi söz konusudur. kavramın uygulamadaki yansımalarını ülkemizden takip edebiliriz.

    sami selçuk ise daha çok laisizmi kullanmayı tercih eder.
    0 ...
  13. © 2025 uludağ sözlük