tbl'de final serisinin 3'te mi 4'te mi bittiğini bilmediği için, basketbol bilgisi "galatasaray fenerbahçe sikiş sokuş tecavüz"den ibaret olan adamlar tarafından basketbol bilmemekle suçlanan yazar.
"hiçbir maçta 10 sayıdan fazla fark olmaz" cümlesini maçların yakın geçeceğini "tahmin" ettiği için kullanmıştır ve bazı dangalaklar tarafından yanlış anlaşılmıştır. bu seride "tecavüz" bekleyenler ancak gözünü fanatizm bürümüş gerizekalılar olabilir. ilk maçta fenerbahçe sürprizi yaptı ve kazanması beklenen maçı, farklı bir şekilde kazandı. 81-59'luk skorda fark 22'dir, matematik özürlülerine hatırlatmakta fayda görüyorum. aynı entrymde "belki bir maçta 20-25 fark olabilir taraflardan biri konsantrasyonunu kaybederse" demişim, okumaları da yok herhalde.
***
uzun bir entry idi bu, devamını sildim. yazsam da anlayamacaksınız çünkü. anlayan, ne anlaması gerektiğini bilen zaten anlıyor.
protez bacak kendisi için milyon dolarlardan daha anlamlı olduğu için, kulübünden protez bacak talep eden engelli futbolcudur.
bu adamı gördükten sonra sisteme sövmemek için kendini zor tutan, engelsiz futbolculara sallayan adamların olduğunu görmek de ayrı üzücü. ulan sağlığı yerinde olan, eşek yüküyle para kazanan futbolcu sevgilisi için sinema da kapattırır, parayı nereye harcayacağını da şaşırır. bu futbolcunun engelli olması, para kazanan engelsiz futbolcu nedeniyle midir? ya da engelli olmayan futbolcular bu kadar para kazanmasaydı, bu engelli futbolcunun bacağı olacak mıydı? veya kendisi daha iyi şartlarda mı yaşayacaktı?
bazı insanların aldığı parayı fazla buluyor olabilirsiniz fakat sorunu yaratan onlarmış gibi davranmayın. ne yani, ronaldo'nun maaşı haftada 50 bin değil de 5 bin paund olsa ne değişecek dünyada? o parayı sana ya da bana mı dağıtacaklar? allah allah.
çevrendeki hiçbir şeyle ilgilenme, ondan sonra engelliler, afrikalılar, onlar bunlar üzerinden hümanizm tasla. moda oldu artık.
ve ben eminim, yeboah atta eğer engelsiz ve çok iyi bir futbolcu olsaydı, parasını nereye harcayacağını şaşıracak ve bir sürü şey yapacaktı. o zaman kimse çıkıp "engelli olsaydın böyle olmazdı!" demezdi ama. hey allahım manyak mısınız ya.
basketbolun b'sinden haberi olmayan gerizekalıların tecavüz falan beklediği maç.
seri 3'te mi bitiyor 4'te mi bilmiyorum ama kim kazanırsa kazansın, seri sonucu 3-2, 4-2 ya da 4-3 olacaktır. hiçbir maçta da 10 sayının üzerinde fark olacağını zannetmiyorum. belki birkaç maçta iki taraftan birisi konsantrasyonunu kaybeder, 15-20 fark olur. o anca.
final serisi hakkında böyle mal mal yorumlar yapan adamları gördükçe üzülüyorum lan. ondan sonra türk basketbolu çok gelişti bilmem ne. bok gelişti. seyircinin zeka seviyesine bak.
yedinci sınıftan lise 1'in sonuna kadar yaşadığım, gayet de mümkün olan ama çok uzun sürmesi zor olan ilişki türü.
birlikte olduğumuz süre zarfında hiçbir zaman yaş yüzünden tartışmadık. yaş farkından kaynaklanan problem falan yoktu, gayet iyi anlaşıyorduk. fiziksel açıdan da problem yoktu zira kendisi minyondu, ben de dönemin şartlarıyla değerlendirirsek, öküz gibiydim. kendisi yanımda kısa kalıyordu.
ama tabii üniversiteye başladıktan sonra(ben yedinci sınıftayken o lise 2'deydi ya da öyle bir şey) götü kalktı bunun. zaten terk etmesini beklemeye başlamıştım üniversiteye başlamasına yakın. birkaç ay geçmedi, terk etti. sebebini falan da biliyorum yani.
öyle işte. bir de üniversiteli kızların bilimsel makalelerden konuştuğunu, liseli erkeklerin de sadece am göt meme dediğini zanneden zekiler varmış. selam ederim hepsine.
hala melis, bukalemun diyen gerizekalılar var. şike yaparsanız çat diye küme düşürülürsünüz. hangi takım olursanız olun. ama tabii türkiye'de olmaz bu. lazio, fiorentina, juventus küme düşer ama çok büyük fenerbahçe küme düşemez.
olay gerçekse ve ortada bir şike varsa, fenerbahçe'nin küme düşürülmesi gerekir. ama fenerbahçe falan asla küme düşmez yani, ümitlenmesin kimse. fenerbahçe de küme düşmesin zaten.
sizinle birlikte bir kadın daha düşerse ada nüfusunun yarıya inmesine neden olacaktır. ilk başlarda gangbang tecrübesi kazanan kişiler, devamında "ulan 10 kişi bi' karıya olmaz böyle, bi' tek ben götürmeliyim hatunu" diyerek birbirini boğmaya, efendime söyleyeyim kesmeye başlayacaktır.
yok eğer hatun düşmemişse adaya, zamanla o ada "ağzına kadar erkekle dolu" bir ada olmayacaktır. tuttuğunu siken manyaklara ev sahipliği yapan kayıp bir ada olarak kalacaktır hep. abov.
en azından futbolcusunun penis boyuyla millete laf sokma peşinde değil kendisi.
ahah bak ne güzel lan böyle. ben de üzülüyorum sözlüğe salak doluştu diye. bak şimdi istediğin gibi cevap veriyorsun entrylere, format yok, bi' sikim yok. güzelmiş böyle.
bara, kafeye gitmekle sosyal olunduğunu ya da sosyal olunca bir bok olduğunu zanneden bir kesimin, aklınca asosyalleri topluma kazandırma çabasıdır. asosyaller kimin neresine ne soktuysa artık.
asosyaller hepinizden daha çok kitap okur. hepsi, en az bir kez sizin bayıldığınız karılı kızlı, kafeye ya da burger king'e doluşulan günler yaşamıştır. bu insanlar hepinizden daha iyi gözlem yapar çünkü neredeyse her şeyi dışardan izleme olanağına sahiptirler. ve hepsi, kesinlikle bu başlık altındaki birkaç gerizekalı gibi arkadaşa sahiptir ve inanın, büyük bir çoğunluğu sosyal olmak istemiyordur.
saçmasapan muhabbetlerin, binbir ikiyüzlülüğün döndüğü güya arkadaş ortamında, sabahtan akşama kadar o bar senin bu bar benim ya da o kafe senin bu kafe benim dolaşan adamlar, hangi zeka kırıntısıyla asosyalleri topluma kazandırmaya çalışıyor, anlayabilmiş değilim.
merak etmeyin. asosyaller hepinizden daha iyi cümle kuruyor. her şeyi dışardan izleme fırsatına sahip olduklarından, genellikle çoğunuzdan daha geniş bir bakış açısına sahipler. falan filan.
çok romantik edebiyat ustalarımız tarafından iyi teşhis edilmiş dezavantajlardır.
yalnız yaşadığınız halde uyurken kolunuzu boşluğa atıyorsanız bu yalnızlığınızdan değil gerizekalı olmanızdan kaynaklanıyordur muhtemelen. ben 7-8 yaşından beri yalnız uyuyorum, ne kadar yalnız olursam olayım, gece yanımda biri olmadığını bildiğim için öyle kolumu sağa sola atmıyorum, ahah. yalnız yaşayan adam niye kolunu boşluğa atsın lan manyak? kolu rahat etmemiştir, dönmeye hazırlanıyordur vesaire.
ne sanıyorsun, uyanıp yanında biri olmadığını fark edince ağlayacağını mı?
söz konusu tuttuğu takım bile olsa, taraflı entry girmez. ha siz "sakaryaspor'u sevmem, çünkü izmitliyim" cümlesinden farklı anlamlar çıkarabiliyorsanız, onu bilmem.
sakaryaspor, bandırma'yı biri buz gibi ofsayt olan, diğeri de penaltıyla uzaktan yakından alakası olmayan iki golle zaten dağıttı. o saatten sonra o maç 5-1 değil 7-0 da bitebilirdi. "golleri kendimiz attık" ne demek, anlamıyorum. ben mi atacaktım? ya da bandırmalılar kendi kalesine mi atacaktı? "sakaryaspor neyine güveniyor anlamıyorum" dedim çünkü herkes "bandırma'ya bandırcezz" gibi ilkokul esprisi yapıyordu. dedim, ulan ne bu özgüven, oynadıkları takımın bandırma olduğunu unutuyorlar herhalde? ne yazık ki bu yazdığımdan sakarya düşmanı olduğum falan çıkarılmış.
ulan ne alakası var? hiç sevmem etmem ama hep söylüyorum taraftar desteği olan takımın her zaman futbolda olması gerektiğini. varsın sakarya yükselsin bank asya'ya renk katacaksa.
ve evet, hala sakarya'nın bank asya'yı hak etmediğini düşünüyorum son maç nedeniyle. saçmasapan kararlar sakaryasporluların suçu değildi belki. ama bu şekilde lig yükselinecekse, yükselinmesin daha iyi. ben çoğu sakaryalının, tıpkı benim gibi o saçma kararlara küfrettiğini ve "bari adam gibi çıksaydık" dediğini biliyorum. bazıları da köpükler saçarak "biz herkesin amına koyduk taam mı bank asyadayız!" demeye devam etsin.
velhasıl kelam, tek söylemek istediğim sakaryaspor'un benim gözümde favori olmadığı ve bandırma'nın bank asya'ya çok daha yakın olduğuydu. ama sadece izmitli olduğum için, bu yorumum "sakarya kim yea bandırma siker atar hem çok ipne bu sakarya" şeklinde algılanmış. neyin kafası yaşanmış, merak etmiyor değilim.
her neyse.
sakarya'ya bank asya'da başarılar, umarım deplasmana 8-10 kişi giden taraftarlar 100 kişinin saldırısına uğramaz ve sakarya puanları saçmasapan kararlar neticesinde atılan gollerle değil de bileğinin hakkıyla alır.
bir maçta gol attı diye transfer edilmiyor. ulan hangi mantık kaleciyi "son dakikada ileri çıkıp kafayı çaksın" diyerek transfer eder, aklınız alıyor mu bunu? sinan bolat'ı, takımına turu getiren golüyle biliyorsanız o sizin futbol fakirliğinizdir, saçma fikirlerinizi kendinize saklayın derim ben.
adanalı gençlerin kebaptan sıkıldığını düşünmüyorum. her ne kadar pek gidip görmediysem de adanalıyım ve oradan pek çok arkadaşım oldu. hiçbirisi de "ulan adana'da kebap ucuz, çok güzel be!" demiyordu, kebap yemiyordu. sanki bütün adanalılar her gün kebap yiyor da sıkılıp hamburgere geçecekler.
burger king'in bu kadar satmasının tek nedeni reklam ve sürü psikolojisidir. ve insanların biraz salak olması. kebapçıya gidenin kötü muamele göreceğini düşünmesi, diğer insanların da böyle bir hava uyandırması falan filan... tek neden dedik ama aslında bir sürü sebep var.
neyse. burger çok güzel, kebap da çok çok güzel. adana'da olanlar, lütfen benim için bol bol kebap yesin. heyt be.
ayakları güzel olmayan hatunlar giymesin mümkünse. ya da bunun üzerine tuvalet çekip yarım kilo da makyaj yapınca kendini cannes'a gidiyor zanneden manyaklar da giymesin.
bu adamların %80'inin karısı, evli oldukları süre içerisinde başkaları tarafından da öpülür. e ne yapsın, evlenmesin mi? ne bileyim ben, bana ne amına koyim beni mi sikecekler.
santrafordan ziyade forvettir. yani santraforu besler, top indirir, dağıtır, koşar, gider gelir...
"100 maçta 20 gol atmış yea ne biçim forvet bu" diyen, adını bile duymadığı forveti sadece golleriyle değerlendiren yarrak kafalıların beğenmemesi normaldir. ben galatasaray'a çok büyük fayda sağlayacağını düşünüyorum yanına pire gibi bir santrafor koyulursa. yanındakine 30 attırır, kendisi de 10 atar amına koyim.
elmander'in genelde top dağıtan bir oyuncu olduğunu, santrafordan ziyade forvet pozisyonunda oynadığını bilmeyen dangalakların beğenmediği futbolcudur.
ulan madem kafanız çalışmıyor, bir bok bildiğiniz yok susun amına koyayım. tromsö'yü mahalle takımı zanneden algınızla, iskandinav futbolu/futbolcusu hakkında hiçbir şey bilmeyen beyninizle yorum yapmayın, siktirin gidin.
