ne yapacağını bilmeyen, her telinin ayrı bir hikayesinin olduğu ve bir sey anlatmaya çalışan sakallar. sakalsız erkeğin hiç bir zaman anlayamayacaği ve hissedemeyecegi duygu.
ben inançlı biri olarak malesef bu yazdıklarına katilmak zorundayım. inançlı olmak cahil olmak olmamalı. suan Kuran'i okumayan fakat inanan milyonlarca insan var. okula, çevreye, aileye, yaşam tarzina, arkadaş ortamina, nerede yaşadığına göre şekilleniyor. Bölgesel olmasına ben de şaşırıyorum. eğer gerçekten Kuran doğruysa dünyanın en şanslı insanları kabul edebiliriz kendimizi.. Herkes okuyup öğrensin deniliyor, bunu bilmeyen insanları sordugumda. tamam öğrensin de o adamın yaşamına baksana bu dine güler, oruç tutmanın amacı aclarin da halini anlamaksa, zengin insanlar tutmaz.. konu o kadar karmaşık ki.. tek bildiğim bir sey var ki eğer Kuran'i Kerim ve ıslamiyet diye bir sey yoksa bile Hz Muhammed mükemmel bir zekaya sahipmiş. gelecek hakkında yazılan bir cok şey yavaş yavaş oluyor ve olanlar da var. iyi insanlar olsun diye yazılan bir kitap. guncellenmesi konusuna katılıyordum ama bu yazıyı okuduktan sonra anladım ki bu kadar güce sahip olan yaratıcı neden hem o zamanı hem bu zamanı gindermemis, yani sadece o zamanlara yönelik bir cok şey.. herkes düşünmeli, kafa yormali, bize dini öğreten ailelerimiz bile olsa, onlar coban, biz de kayıtsız şartsız onlara inandığımız için koyun oluyoruz. daha yazacak bir sürü şey var ama toparlayamadigimdan sacmalamak istemiyorum. inancımda sevdiğim şey dua ettiğimde kendimi mükemmel hissediyor olmam. belki de fazla kurcalamamak gerek..
Aldatan erkegi affeden bir kadın kendinden birşeyler mutlak vermiş oluyor. Seviyor ve yeniden şans vermek istiyor ama sonra.. aslında merak ettiğim aldatan erkeğe geri dönen kadina, erkeğin bakış acisi?
yağmuru cok severim. hep pencerenin önündeki berjerime oturup kahve içerim kitap okurum =) (annesi seslenir: yağmur başladı kos çamaşırları topla, çamaşır toplarken hemen bi yandan da tweet atar kezolarin en kezosu )
ilk defa sözlükte yazmak 4 yıldır ayni sınıfta olan arkadaşların arasına babanin mecburi tahininden dolayı düşmek gibi. Hiç bir yere sigamazsin. Hep elestirilir hiç bir yaptigin beğenilmez. Okul bitene kadar hep dislanir orda yeni olduğun ve kuralları bilmediğin söylenir defaatle. Karnındaki o agriyla hep yaşarsın. Ya da cok güzel/yakışiklisindir tüm dikkatleri çekersin üstüne off bu daha vahim bu kez daha kötü planlara maruz kalabilirsin. neyse ilk defa bisiy yapmak pek hoş bir his degil.
Simdi dip dibe yaşarken olmuyor da uzak mesafe ilişki hiç mümkün degil. En azından yanyanayken tartısirken bi an küçük bir mimik bile herşeyi yoluna koyabiliyor ama telefondan ittirilmeye çalışılan ilişki eninde sonunda önünde arkasında sağında solunda bitmeye mahkumdur. Abi baktin mesafe girmek zorunda arana o gün bitireceksin. Daha kötü şeyler yaşamak veya yasatmamak için.
Sevilmek duygusu insana kendini bir şeymiş gibi hissettiren aptalca egolarini okşayan sadece insanların degil dünya üzerindeki her canlının ihtiyaç duyduğu bir duygudur.