-Yarayı kapatmak için vücut iyileştirme dokusu oluşturur. Sonunda yara izi kaybolur gider. Kim bilir? Belki yeterince zaman geçerse yarayı nasıl aldığınızı bile hatırlamayabilirsiniz.
Bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. değil bir 'ünlü' ölümüne, bugüne dek hiçbir vefata ağlamadım; dayım, halam kanserden öldü göz yaşı dökmedim, bu denli sarsılmadım.
haberi gördüğüm andan itibaren ağlıyor, sebebini ise hiç bilmiyorum. yüzü yaşama bu denli dönük, canlı, hep iyimser birinin yerine, ömrü biçare israf, varlığı yararsız şahsımın hayatının hala devam ediyor oluşundan utanıyor, mücrim hissediyorum sanırım.
ölüm muhakkak ki bir akıbet fakat bu fazla erken, fazla acımasız oldu.
Kanserden vefat eden spor spikeri.:(
Altı yıl önce atlattığım illete karşı onun da galip gelmesini çok istemiştim, olmadı.:/
Donanımlı, kültürlü, futbolu gerçekten çok sever ve futbol maçlarını çok güzel anlatırdı.
Umarım güzel bir hayat yaşamıştır.
iyi valla kimse ağzını açmasın. kırım, linç bu ülkenin genetiğinde var gerçi..
özgürlükçü olduklarını zannedenlerin, radikal herhangi bir cemiyet üyesinden zerre farkı yok, korkunçlar.
bin yıllık futbol izleyicisi bir kadınım ki bu da şahsımın tenakuzu olsun, feminen bir oyun olmadığı için fikrine katıldığım spiker. (bu sporu izleyip, dinamiklerini takip etmekle, güce dayalı oyunu oynamak tümüyle ayrı)
Dün akşamki cl maçları sonrasında ilker yağcıoğlu ile yaptığı o programı canlı izleyen biri olarak, adamın genelleme yapmadığını, cümlesine bence diyerek başladığını naçizane hatırlatırım.
Kitaplar, iç dramın yoğun hissedildiği, hususi nabzın attığı, düşünceyle kahrolası varlığın birbirine denk düştüğü, her türlü duygusal yükün bir arada olduğu, her ne kadar vecd anları olsa da zihin nevrozlarından kaçamadığın saldırgan bir yalnızlık dünyası.
birlikte maçlardaki pozisyonları, transfer haberlerini konuşmadığım, maç seyredip film-dizi izlemediğim, birlikte karın dolusu gülüp eğlenenediğim biri eşim olmasın mümkünse.
saad saleh al-hudaifi‘nin an itibariyle kendilerine büyük bir sürpriz olduğunu, tff’nin kendilerine sormadığını, yayıncıya sormadan böyle bir karar almalarının doğru olmadığını; tff’ye saygı duyduklarını fakat kendilerine sorulmasını beklediklerini, maliyetlerin çok artacağını, kendilerinden (yayıncıdan) kesinlikle böyle bir talep gelmediğini aksine herkesle birlikte canlı yayında öğrendiklerini, üç-dörtlük ay tff ile görüştüklerinde bir kez olsun kendilerine bir şey söylemediklerini belirttiği karar..
adamlar kimseyi s*klememiş resmen, tarla gibi kurum yönetmek..