kimine göre günler, kimine göre haftalar veya aylar ve kimine göre yıllar sonra, bir zamanlar bunu yapmıştım veya yapıyordum diye düşünüp acaba şu an ne haldedir veya ne yapıyordur diye maziyi akıla getirme düşüncesidir.
misal en son 12 yıl önce buraya giri göndermişim. vay be diyor insan. bir zamanlar neydik, ekşi, ulu vs sözlük camiasında hararetliydik. şimdi gidip bir de ekşi ye bakayım.
Hesap hareketi ile dalga geçilen futbolcu bozuntusu. Tff ye beni de üye listesine yazın veya Rıdvan a beni de Tff listesine ekle koçum demediyse kesin tff başkanlık adaylarına beni de ekleyin dedi ama siz anlamadınız.
Ve iddia ediyorum ki 3 temmuz ile alakalı o kadar bildiği şey varki sahalardan silip atamıyoruz bu şahsı.
Zira bu kadar kollanmasının başka bir sebebi olamaz.
bence bunlar hep dış mihrakların oyunu. hack yedi, cart etti, resimler gitti, öff dedi puff etti diyerek tüm mesajları sildirip sözlüğe dip köşe temizlik yapacaklar. eskiden akılsız telefonlarımız kasınca mesajları silerdik ya, hah ondan.
iletişim kurmaya çok meraklı olan bünyelerin sorgulamasıdır. iletişimi iki insanın karşılıklı konuşması ya da 'buradaysan herhangi bir işaret gönder' tarzında düşünecek olursanız elbette yanılırsınız.
Ama, muhammed ali öyle güzel anlatmıştır ki olayı daha da düşünmeye gerek yok bence.
Bu çocuğun akıl vericileri ne kadar suçluysa, bu çocuk henüz reşit değilken elinde taşla yüzünde maskeyle meydanlarda ne kadar suçluysa, bu çocuğun ölümüne sebep olanlar ne kadar suçluysa bu karikatürü yapanlarda o kadar suçludur.
Silsilesini siktiklerim çok mu meraklısınız bu ülke insanını birbirine düşürmeye? Sağcı ya da solcu diye ayırmaya çok mu heveslisiniz? inadına Türkiye ulan! inadına Vatanım ulan!
Birbirine laf sokma yarışına giren gerizekalılardan olmayın siz. Bayrağımız altında birleşseniz herşey daha güzel olacak emin olun.
uzun bir süre sonra sahalara dönmenin verdiği heyecan ile ne yapacağını şaşırır ya insan, işte öyleyim. tüm nickleri gezdim ama kimsem yok. başlıklara bile bakasım yok. yalnızım be sözlük.
kızmayın, üstüne fazla gitmeyin demek istediğim insan. niye mi?
türkçesi yok ya hani, beden dili ile izah etmeye çalışıyor kendini işte. bizim nouma da aynısını yaptı da biz olaya fransız kaldık sanırım. o yüzden feshettik sözleşmesini. şimdi düşünüyorum da yazık etmişiz lan adam gibi adama.
olması gerekenmiş gibi görünüp olmaması gerekendir. zira kimsenin babasına gık demeye hakkı yoktur. çünkü o babadır, saygıdır, hayatın temelini atan müteahhittir.
sevgili ise sonradan hayata giren, ikinci bir benliktir. insan kendi kendine kızar ve dolayısı ile sevgiliye de kızabilir.
önemli olan, sırf babaya kızıp sevgiliye atılan fırçanın sahibi olmamaktır. denge, önemlidir.
kimilerine göre başına gelmemişse hayal ürünü olan rezilliklerdir. başına gelenler ise mahçup bir şekilde bugün anlatır. misal;
lise yıllarında 2 numaralı* otobüs ile okula giden bir gencin, her sabah zoraki uyanmasından mütevellit duraktan biner binemz boş bulduğu koltukta uyuya kalması sonucu yaşanır. her sabah bir sonraki durakta binen sağlık meslek lisesi* güzeli beklenir. o da bindikten sonra yeşil gözlerine bakarak hayallerle uykuya dalınır. ve yine her zamanki gibi açık bir ağız ve okul ceketine akan salyalar. öyle de iğrenç bir durumdur ve o yılların rezilliklerinde hoşlanılan kızın önünde yaşanması intihar sebebidir. kendinize geldiğinizde ilk durakta inip bir sonraki otobüse binilerek yine okula geç kalınır.
çok bilmişlerin hakkında çokça atıp tuttuğu dahil olduğum topluluk.
öncelikle, hep takımlarını öven kişilerdir, beşiktaşlılığı yücelten insancıklardır vs diyenler için cevabım; sizin takımınız size göre çok büyük değil mi? hep desteklemiyor musunuz? mağlubiyet alsanız bile iyi oynadık yalanlarına yatmıyor musunuz?
biz de diyoruz ki, beşiktaş bizim sebebimiz. beşiktaş bizim aşkımız. yense de yenilse de vazgeçilmezimiz. zaten biz hep diyoruz bu takım bizi kanser eder diye. her maç aynı bunu biz de biliyoruz. son dakikalarda ya gol atar ya gol yer. 10 kişilik takımlara puan kaybeder. biz bunun bilincindeyiz ve tüm bunlara rağmen sevdamızdan vazgeçmeyiz. bunu böyle bilin.
delikanlı gibi ofsayt ise ofsayt deriz, faul varsa hakem yanlış karar verdi deriz. üfleyince uçarak on takla atan adamımız varsa salak herif kendini bıraktı deriz. 1 metreden top vücuda kapalı ele çarptı ise ulan orospuçocuğu hakem takımın galibiyetine bahane aratacaksın deriz. peki siz diyebilir misiniz?
bir kaç yazıdan gördüğüm kadarı ile genelleme yapmak ne kadar yanlış ise rakip taraftarlar içerisinde doğruya doğru konuşanları kastetmeden sözüm ona yazarların bu konularda daha dikkatli yorumlar yapmasını ve eleştirilerinin hedef noktasındaki beşiktaş taraftarlarının niçin bu kadar sempatik olduğunu düşünmenizi tavsiye ediyorum.
not: bizde de bu kanı bozuk olanlardan yok mu? boşuna her köyün bir orospusu ile bir delisi vardır dememişler...
bir eleştirmen gözüyle bakılacak olursa elbette çok ama çok eksikleri ve problemleri olan bir film. kopukluklar, olayların üstün körü geçişi, ana temaya geç varılması vs izleyiciyi bir yerde sıkıyor. ama...
bir vatansever olarak izlendiğinde yaşanmış bir olayı bizlere öğreten, tüyleri ürperten, ardı ardına sigaralar içirten, göz kırpmadan izlenilen harika bir film. duygusal sahnelerde yaşa başa bakmaksızın nefes gırtlakta kilitleniyor, yutkunamıyorunuz bile. gece gece izlediğimde o 'helal olsun' lafını kaç kere tekrarladım bilmiyorum. hele ki filmin sonunda şimdiki gençliği düşünerek o çocuklara sadece helal olsun demek neyi ifade eder ki?
siz var olduğunuz için biz varız. mekanınız cennet olsun...
güzel ülkemin güzel insanlarının evvelden beri sürekli bir ayrımcılık içinde kalmasından dolayı kaynaklanan problemin insanıdır.
fikrimce sağ-sol olayları, laik ve dinci ayrımları, türk-kürt sorunu derken sürekli insanlar yaftalanmanın etkisi altında kalıp hep taraf olmak zorunda kaldıkları için günümüzde hala bu tür sorunlarla uğraşıyor memleketim. tabi dış mihrakların bunda payı büyük, başımıza her gelen de onlara maşa olduğu için doğru düzgün bir düzene giremedik. ya da bir düzenin içindeyiz ve halimize şükretmiyoruz mu bilemedim.
atatürk ün rakı içmesi, namazını kılması veya kılmaması veya müslüman olup olmaması artık sorun olarak görülmemesi gerekir. zira o'nun kurduğu cumhuriyette her birey kendi kararını vererek istediği inancı yaşayabiliyor. reformları içerisinde bulunan medreselerin kapatılması, halifeliğin kaldırılması aslında bu olayları daha önceden engellemek amacıyla yapılmıştır* rakı içen ile içmeyen, namaz kılan ile kılmayan dost olmayı başardığı zaman ülkemiz adına aydınlık bir yol açılacaktır. atatürk ü ilahlaştırmak ne kadar yanlışsa onu din düşmanı olarak görmek de o kadar yanlıştır. ne fazlası var ne eksiği.
isteyen rakısını içsin, isteyen ibadetini özgürce yapsın. yeter ki ayrımcılık yapmadan birbirimize saygı gösterelim.
dnipropetrovsk şehrinin şu sıralar 4-5 derece olduğu ve sızım sızım ilikleri donduran ülke. kızlarını ise ateş basmış. sabahın 7sinde mini eteklerle otobüs bekleyebiliyorlar ve hallerinden hiç şikayetçi değiller. erkekler tam tersi parkalara sarılmış vaziyetteler. acaba diyorum, karizma uğruna mı o endamlar? ve merkezindeki moct city nin 19uncu katından etrafa şöyle bir baktığınızda önce güzel gelir, nehrin görüntüsünde balkona çıkıp bir sigara yakarsınız. 10 saniye sonra o yükseklikte götünüz donar ve içeri kaçarsınız. yani yazın gelmek lazımmış buraya onu anlarsınız. neyseki her hali ile türkiye nin 80-90 lı yıllarını anımsatsa da gelip görülmesi gereken bir şehir olduğunu söyleyelim ve tek türk kebabı ile lahmacununun büyük kütüphane yanındaki alışveriş merkezinde olduğunu belirtelim ki yoldaşlarımız özlemlerini gidersinler. son not; acayip lahanacı bunlar.
bu kansızları izlerken en çok takıldığım nokta ise; o bölgeye bdp li kim giderse gitsin dağ sıçanlarını hemencik bulup muhabbet ediyorlar, konuşup güya anlaşıyorlar. sıçan sıçanı bok çukurunda buluyormuş diyoruz haliyle.
Soyle bir bakiyorumda hepimizin yuregi 1500 metre finalinde oldugundan iki kat fazla carpti. kimimiz hadi kizim dedi, kimimiz kos kos diye bagirdi. Final cizgisini gorunce de kimimiz goz yaslarini tutamadi. Bu olimpiyat basarisidr, kizlarimizin basarisidir ve turkiye nin basarisidir. Kirletmeye, cirkinlestirmeye kimsenin hakki yok.
Birisi spiker gereksiz bagirdi diyor, birisi siyaseti alet ettiler diyor vs. Ya arkadas daha cok basariya ihtiyacimiz var elbette ama bu basarilarda da sevinmemiz gayet normal. Ay yildizli bayragimiz o statta dalgalanacak ve istiklal marsimiz okunacak. Birak spiker daha fazla heyecanlansin, birak basbakani cumhurbaskani bile arasin. Uc dort madalya yerine yuz madalyada da yuz kere arasin. Ister reklam yapsin ister partisinin propagandasini. koy gotune gitsin. Sen kazandigimiz basariya sevin. Asli gibi, gamze gibi, ben gibi, Hepimiz gibi. Siktiret siyaseti.
trt nin atiye, kıraç, sıla vs yerine can bonomo yu seçerek, artık 'biz de önemsemiyoruz' nidaları gösterilmeye çalışılan yarışma. kaldı ki önemini zaten yitirmiştir.
şimdi, can bonomo hakkında müslüman olmayan adam bizi temsil ediyor diye değil, türk bayrağını herkese gösteren adam olarak konuşma zamanı.
Bir eşi olmalı insanın
Rüzgar onun kokusunu getirmeli,
Yağmur O'nun sesini.
Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği,
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken,
Cennetten köşe almışçasına
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı...
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın!
Ben seni ölene dek seveceğim boş laf!
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim...