bok gibi bi doğum günü geçirdim sözlük. tüm sinirlerim tek tek gerildi. aynı sehirde arada 10km mesafe olmayan bi uzaklıkta olan sevgilim 10 dakikalığına bile gelip içten bi doğumgünü kutlaması yerine meyve sepetinden aldığı meyveleri hastaneye göndermesiyle başladı bu iğrenç gün. yalandan sevinmiş yapmak üstüne tuz biber oldu. meyveleri de benden çok insanlara yedirmem bir nebze sinirimi sakinleştirdi sanırım. 2 kişi dışında sevgilinin o gösterişli sürprizi olmasa kimsenin doğumgünümü hatırlayacagı yok be sözlük. sürpriz diyorum lakin hala gercek bi sürpriz yapmayı başarmış bi sevgilim yok. tamam kolay biri değilim ama sürpriz yapmak bu kadar zor olmamalı bi çiçek almak işin kolayına kaçmakmış gibi geliyor bana. her neyse işin itiraf kısmına gelecek olursak sırf sinirlerim tamamen gerilmişken hersey üst üste gelmişken sevgilinin gün içinde 15. kez aramasında artık bıkkınlıkla haksız yere cemkirdim bi de haklı gibi üste çıktım.
acaba nasıl bi duyguymuş hadi bir de ben deneyeyim diyerek dün gercekleştirdiğim eylem. diş hekimliği fakültesinde okumanın avantajını kullanıp cerrah abilerimden birinden 20 lik dişimi çekmesini rica ettim. hiç öyle agrı filan yapmıyordu, gömülü de değildi. sadece normal konumundan biraz farklı çıktıgı için sürekli yanagımı ısırdıgım ve diğer dişlerimi sıkıştırdıgı için çektirmek istedim. 1 yıldır stajyer diş hekimi olarak hastalara çeşitli çeşitli uygulamalar yapmama rağmen nasıl bir duygu oldugunu o koltuga oturunca anladım. kesinlikle o koltugun arkasındaki- yanındaki kişi olmayı tercih edeceğimi bir kez daha anladım. bütün gün agzımdaki kan tadı ,5 saat gecmeyen uyusukluk ve agrı hiç de güzel bir his değil diş çektirmek. ama çekmesi güzel orası ayrı...
küçüktür, soğuktur ama güzeldir. üniversite şehridir aynı zamanda. bir çok exchange öğrencisi barındırır. bir polis adamı vardır kısa boylu göbekli şehrin simgesi olarak bir de buz hokeyi takımı karpat. erkekten çok çok fazla kız vardır ve güzel değildirler.
hödüktür öküzdür . halbuki deseki tatlım hadi spora gidelim ,koşalım ,tırmanalım ,ter atalım ;sevgilisi daha güzel yöntemler bulabilir zayıflamak için. hem iki tarafta memnun olur *
milletinin sağlığını düşünen hükümet. hoş tiryakiler napar eder ona verecek parayı bulur bu sayede hükümetin ekonomiyi dengelemek adına yaptığı bu girişimede katkıda bulunur.
kesinikle sinemada izlenmesi gereken bir filmdir.film çıkmadan 3 gün öncesinde, kotamı ay başından doldurmak pahasına bilgisayarda izlemiş, yinede pek beğenmişimdir. filmin bir sahnesinde ;senin gittikçe gençleşirken çevrendekilerin öldüğünü görmenin acı bir duygu olduğu söylenmiş fakat normal zamanda da aynı durum vardır. film yinede güzeldir. hele hele yirmili yaşlardaki Brad Pitt pek tatlıdır.
asu maralman şarkısı. 1972 yılında sel plak'tan çıkmıştır.
bana güzel bir şey söyle,
kalbim sevinçle dolsun.
bana tatlı bir şey söyle,
susma n'olursun.
bana güzel bir şey söyle,
söyle kalbim dursun.
beni sevdiğini söyle,
varsın yalan olsun.
bir çift tatlı söz uğruna,
neler vermezdim neler...
düştüm sevdanın yoluna,
bu yol çok sarpmış meğer...
kayağın pahalı bir spor olduğu düşünülürse, yurdum insanın çoğu bu katagoriye girer. adam evine ekmek alacak parayı bulamıyor, kalkıp palandöken'e ,uludağ'a nasıl gitsin? ama bu başlık ,sırf artistlik olsun diye uludağ'a çıkıp kayak yapmadan dönenler için sonuna kadar geçerlidir.
yok öyle bişi...
aslında taş gibi kız çok vardır ancak deniz gibi gözlere sahip olmak imkansızdır. çünkü denizdir bu derinliğe göre, kirliliğe göre rengi değişmektedir. lakin teknoloji ilerlemiştir ve çeşitli lens markalarının çeşitli tonlarda lensi mevcuttur. taşa yakın bi kızı bu lenslerle benzetebiliriz.
nispet yapan kızdır. bak sen yapamadın ,elin adamı alıyor beni düşüncesine sahiptir. ya gel kurtar beni, seni unutamadım bak demeye çalışıyordur ya da oh olsun ,bu davetiye de bi kanıt olsun diyen kızdır.
ankara'nın en iyi anadolu lisesi olmakla beraber her yıl öss'de dereceler çıkaran okuldur. hocalarından mıdır öğrencilerinden midir bilinmez. okulda süper hocalar olmasına rağmen ahmet köse, fatih genç ,figen çayıroğlu,oya ufuk; öğrenciyi bu okuldan soğutabilen öğretmenleri de mevcuttur remziye orhan ,berin ecevit,nuray ayverdi,selma atabey.hatta öyle bir okuldur ki şuan öğretmeninin * öğretmeninin * öğretmeni de * bu okuldadır. gittikçe öğrencileri sıkan bir yönetime sahiptir. ilk girdiğim sene okulun 3 değişik forması olmasına, öğrencilerin saçlarına sakallarına karışılmamasına şaşırdığım ancak geçen yıllarda mumla aradığım okuldur ki bunda okulun güzel amblemini değiştiren, çeşitli kısıtlamalar getiren okul müdürü turgut kibar'ın rolü büyüktür.yine de ankaranın en güzel lisesi, üniversite gibi okuldur. *