eğer klavyeniz laptopunuza ait ise köküne kadar ayvayı yediğiniz durumdur. işte o an keşke pc alsaydım lan o zaman zararım 15 ytl+bira olurdu der dövünürsün. (bkz: sıçtığınız an)
eylülün 18'inde açılıyorsa bunun neresi erken yahu dedirten okul. sanırım arkadaşlar öss'de ki tembelliklerini burda da devam ettiriyor. insanın biz koskoca 3 ayı nasıl bitireceğiz diye düşünürken size nasıl yetmiyor diyesi geliyor. ancak yinede önyargılı olmamak lazım. eminimki orada da çok başarılı arkadaşlarımız vardır.
bunlar üniversitede birinci sınıfların tripleridir genelde. dershanesinde, okulunda 'bu kazanır' diye dikkat çeken tip birden üniversiteye gelmiş ve kendini aynı puanları almış insanların arasında bulmuştur. e tabi haliyle bi şekilde dikkat çekmeye ben sizden üstünüm demeye ihtiyacı vardır çünkü insan psikolojisi farklı olmayı ister hep. ( egolar var napıcaksın ) sonunda başlar yok o onu bilmiyor, yok bu bunu bilmiyor vs. kardeşim adam belki almanca, belki fransızca anadolu lisesinden/kolejinden mezun. ağzını açıp çatır çatır fransızca konuşursa ne halt edeceksin. ya sana yuh üniversiteye gelmiş ama fransızca bilmiyor derse egoların nerene kaçacak. ufaklıklar öğrensin diye söylüyorum üniversiteler bilim/meslek edinme yeridir dil kursu değil. arkadaşımız belki senden farklı koşullarda yetişti düz liseden çıktı geldi. belki ailesinin o çocuğu kazandığı anadolu lisesine gönderecek parası yoktu! ya da adam kendini sınavda gerekli derlerine adadı dil meselesini de üniversitede halledecek. arkadaşlar hemen sazanlamayın son sınıfta adam alır sertifikasını apışır kalırsınız. abla, abi olunca insanları aşağılamaya çalıştığınız için pişman olursunuz. adam yapar 3.80 ortalama sen 7 yılda mezun olur apışır kalırsın. o zaman nasıl üstünlük taslamaya çalışacaksın çok merak ediyorum. kaldı ki zaten o adamların çoğu aslında çatır çatır ingilizce biliyor sadece senin gibi sazan değiller!
bir gün aniden yatak odasına girdiğinizde sokaktan getirdiği dişi kediyle onu çift kişilik yatakta iş üstünde basmanızdır. zira o sıra da gözleri kısık ve dilinin yarısı dışarıda olacaktır. bir kere müdahele etmediniz diye olayı abartıp dişiyi hergün eve getirmeye başlamasıdır. ulan ben sana onca vitaminli mamayı, balığı, ciğeri, sütü, vs. cinsel gücün artsında eve sokak kızlarını atmaya başla diyemi yedirdim şerefsiz! kardeş soruyor sonra abla napıyor bu kediler diye!
senden öğrendiğimiz medeniyet, eğitim ve terbiye nedeniyle sana sövenleri bırak paralamayı; bir kez daha hemde daha yüksek oylarla başımıza getirdiğimiz için özür bile dilemeye yüzümüz yok atam.
en mantıklısını yapan kızdır. zira sevgilisine ayak uydurup homini gırtlak yerse zaten şişmanladığı için bir ay sonunda terk edilecektir.
(bkz: bu erkeklerde hiçbir şeyden memnun olmuyorlar canım)
daha dün akşam kardeşimle arkadaşı arasında yaşanan ve beni yaran diyolog.
kardeşim:k
arkadaşı:a
a: ben bir tuvalete gireyim
k: işin uzunmu
a: evet
k: kesinlikle giremezsin senin g.... s..... defol git lan camiyemi gitcen cafeye mi gitcen ne bokun varsa ye orda ama bu evde asla giremezsin
a: neden lan:S
k: ulan bide neden diyemi soruyorsun hayvan herif insanmısın lan sen ulan son geldiğinde bi sıçtın babamla bir ay gönderemedik defalarca sifon çektik, kovayla su döktük ne yaptıysak gitmedi ulan bari deliği tuttursaydın lan senin götünün ayarı yokmu?
pohahahaha
ve kardeşim bakkala gider gitmez çatlama aşamasına gelmiş olan arkadaşı doğruca tuvalete yönlendi ancak bakkalın kapının yanında olması sebebiyle sefası uzun sürmedi ve kardeşim dayandı tuvaletin kapısına
asistan olan derslerine giren bir hocayla çıkmaya başlamış kızın durumudurki bunlardan bizim üniversitede çok var hatta hoca demeyi, ismiyle hitap etmeyi geçip kocam demeye başlayanı bile...
'anne' kelimesi kendi ağzından çıktığında artık yadırgamaya başlamak; arkadaşının evine gittiğinde ebeveynleri 'annenler nasıl' diye sorduğunda suratına 'sana ne bok mu varda soruyorsun' diye haykırmak isteğin halde sadece susmak ve duymamazlıktan gelmek; okulda hocaların tarafından 'annen baban ne iş yapıyor' diye sorulduğunda 'hemşire' deyip hiçbir şey olmamış gibi davranmak; sen bu entry i yazarken baban kitap almak için ekranın önüne geldiğinde üzülmesin diye hemen sayfayı kapatmak; kendini küçük erkek kardeşinin annesi sanmaya başlamak ve dahada kötüsü onunda sana öyleymiş gibi davranmaya başlaması; akşam ne yiyeceğiz sorusunun sana yöneltilmesi; birkaç yıl içinde babanı dangalak karının tekiyle paylaşmaya başlamak; temizlik yapmaktan evden dışarı çıkmaya vakit bulamamaya başlamak ve sonunda temizlik hastası olmak; sevgilinden ayrıldığında babanın dizinde ağlamak ve babanında bunu yadırgamamaya başlaması; regli olduğunda sen ağrıdan bağıra bağıra ağlarken babanında ' ağlama yalvarırım ağlama allahım ben şimdi napacağım bu işlerdende hiç anlamam hem ben hiç regl olmadımki annen olsa bilirdi dayan kızım doktor geliyor' derken salya sümük ağlaması; kardeşin baba dışarı çıkabilirmiyim dediğinde babanın ablana sor cevabını vermesi; baban toplantım var ütülü gömleğim yok bu ne sorumsuzluk diye bağrınırken içinden ama ben sadece 14 yaşındayım ve ütü yapmayı bilmiyorum üstelik benimde formam ütüsüz diye haykırmak; gelinliğini görmek isteyecek biri olmadığından ve seninde gelinlik göstereceğin biri olmadığından düğün istememek; artık üniversiteli olan kardeşinin sana ablacım sende bana derin dondurucuya koyulabilecek hazırla arkadaşlarımın anneleri hep yolluyor ve ben hep onlardan yiyorum ayıp oluyor utanıyorum demesi ve senin bu düşünce yüzünden çıldırıp kardeşim bu duyguyu asla hissetmemeli diye düşünüp 5 kilo köfte, 40 sosyete mantısı yapıp bokunu çıkarmak; bu egonu kardeşin üzerinde tatmin etmiş olduğundan asla bir çocuk istememek; 17 yaşına geldiğinde sarma, börek, çörek vb herşeyi yapabilmen ve 23 yaşında mutfakta harikalar yaratmaya başlaman; kokteyllere babanla gitmek zorunda olmak; anneli şarkı, türkü, şiir vb şeyler duyduğunda acip gıcık olup derhal bulunduğun yeri terk etmek; anne-kız gezmeye, alışverişe, kuaföre, çay içmeye,vb. giden arkadaşlarını kıskanıp durduk yere onlara kötü davranmaya başlamak; şu anda babanın senden çorap istiyor olması; okula kayıt yaptırmaya, yurda yerleşmeye, ev taşımaya, vb tek başına gitmek ve her seferinde bir tuvalet bulup orada bağıra çağıra ağlamak; baban sadece öksürdüğünde bile acaba bişeymi olacak diye saçma panik ataklar yaşamak; son olarak senin artık dünyanın babanın etrafında dönmesi ve ne yaparsa yapsın kimle evlenirse evlensin dünyada en çok onu sevmek, üzerine titremek..................
ve nihayet bu listenin asla son bulmayacağını anlayıp artık yazmaktan vaz geçmektir.
Saygı duymakta bir yere kadar, aklınızın almadığı birşeye saygıda gösteremezsiniz. peruk-saç paradoksunu anlayabilmiş değilim. Bu giyinmiş olmak için transparan giymek gibi bir saçmalık artı çok komik gözüküyor heleki sarı ve kızıl olunca. Allah akıl fikir versin...
işte o anlardan birinde aklıma filmlerde kapıyı kredi kartıyla açabildikleri gelmişti ve artık bende yapabiliyorum fakat bunu farketmem bende bir kayıtsızlığa neden oldu ve 8 yıl boyunca anahtarımı hep unutarak kendi evime kartla girmek zorunda kaldım. Sanırım birinin bana sokak kapısı ile post makinası arasındaki farkı derhal hatırlatması lazım. Neyseki çelik kapılar var...
Ev arkadaşınızın son senenizde coşup evi taşıyoruz dediğinde yeni depozito, emlakçı parası, vb. açmasıda halinde başınıza gelecek olan durumdur. böyle ev arkadaşlarının varya.... yurtta kalması lazım!!!
kotucenk:yavrum baban ne teröristmiş beaaa amma bomba yapmış!
aynen böyle laf atan bir kankam var ve yanında yürümek bazen utanç verici bir hal alabiliyor. Ama ne yalan söyleyeyim eğlenceli bi adam
güzel fotoğraf çalışmaları görmek isteyenler bu linke tıklayarak doyabilirler. ben çok beğendim çok çalışmış, azmetmiş bir insanın başırısına ortak olun.http://sounddoors.deviantart.com/
bu entryi okuyacağını sık sık televizyon makinasında belirten mükemmel televizyoncu. televizyon çocuğu ve gece kuşu programları zamanın babamın izlememi yasakladığı insan. şükürler olsunki hem o daha aklı başında programlar yapıyor hemde ben büyüdüm ve artık babam karışmıyor ki bende onun harika esprilerinden ve kültüründen mahrum kalmıyorum.
dağınıklık, toz ve özgürlüğün tavan yaptığı özellikle sınav zamanları mutfaktan bulaşık kokularının yükseldiği, asla kirayı ödeyen kadar insanın yaşamadığı, tüm bunlara rağmen çok özlenecek olan acaip ev tipi.
kültürden kültüre değişen kavram. bazı kültürlerde anne baba bile ensest kabul edilmezken türkiye'nin çoğu yerinde kuzenler dahi bu kavramın içinde yer alır. genel anlamıyla yakın akrabayla cinsel ilişki anlamına gelir. tüm dünyada ortak olarak ensest kabul edilen tek ilişki (mana hariç) kardeş ilişkisidir. ensest toplumda kabul edilen cinselliğin sınırlarını çizer.