google'ın sıradan insanlar üzerinde yaptığı bir araştırma sonucunda, sıradan insanların sadece %8'i browserın ne olduğunu bilebilmiş. genel kanı browserın arama motoru olduğu yönünde. işi abartıp browser is google diyenler de var.
her yazara verilen web sayfası bizzat yazarın kendisi tarafından düzenlenebilsin. en azından altına, üstüne bir şeyler yazabilelim, sayaç, anket filan ekleyebilelim. görünümünü özelleştirelim.
turistlerin bile bildiği yerlerden ziyade, yaşınız müsaitse (gençseniz) gitmeniz gereken yerlerdir. misal istanbul'un en güzel iki yeri olan kadıköy ve beşiktaş mutlaka gezilmelidir. kadıköy'ün neyini gezeceğim diyebilirsiniz. moda sahiline takılın, balona binin, dudak dudağa çiftleri izleyin, boğaya çıkın, akmara gidin (kitap alın)... istanbul ezberden sayabildiğimiz 8-10 yerden ibaret değildir. her köşesi ayrı bir gizem unsurudur.
sanırım en çok ben eleştiriyorumdur bu komünüteyi ve en çok da ciddi olmamakla suçlamışımdır. ciddi olmamak derken çuvaldızı kendim dışındaki tüm yazarlara ve yönetime batırıyorum. ama gün itibariyle 1 nisan olmasından ötürü tüm diğer sözlüklerin şaftının kayması ve uludağın alıştığımız şekilde karşımızda olması utandırdı beni azıcık. fena halde sıkıcı biriyim yoksa millet deli eğleniyor ya da 1 nisan'a inanmıyor da olabilirim.
okan bayülgen'in açtığı son fotoğraf sergisinin adı. özelliği, analog makinalarla çekilmiş, ünlü ünsüz kadınların tamamen doğal görüntülerinin olması. fotoğraflar arasında en ufak bir oynama ya da dijital etki yok. tamamen doğal yollarla kadınların güzelliğini açığa çıkartmak amaçlanmış.
sık sık uludağ sözlükle kıyaslanan oluşumdur. hangisinin daha iyi olduğunu kişinin biyolojik yaşı ve beğenileri belirler. itü sözlük alt yapı itibariyle ekşiden bile iyi sayılır. ama yazar kalitesi bakımından tartışmaya açıktır. eğer 18 yaş altı ergen girilerini ve copy paste din ayetlerini okumaktan hoşlanıyorsanız adresiniz burası, yani uludağ sözlüktür. girilen yazıların ne kadar güzel olduğundan çok ne kadar çok olduğuna önem veren bir yer burası. elbetteki kaliteli yazarları bünyesinde barındırıyor ama ezici çoğunluk standart bir insanı yazmaktan soğutacak kadar kadar boş insanlar.
itü sözlüğün ise çokça faşist moderatör, kendini beğenmiş sıfatları ile anılmasının altında yatan sebep bu olsa gerek. bu tarz çıkıntılıklara izin verilmiyor. bir yazarın itü sözlük'te tutunabilmesinin yolu, formatı tam anlamıyla kavramış olmaktan çok daha ötesine dayanıyor. öncelikle her orta zekalının düşünebildiği şeyler hakkında yorum yapılmamasını istiyorlar. yani elbette herkesin düşüncesi kendisini bağlar ve sözlük moderatörleri sırf kendisi gibi düşünmüyor diye yazarları uçurup kaçırmıyorlar. tam aksine yaratılmak istenen sinerji, farklı görüşlerin saygı çerçevesinde harmanlanmış şekli. ama burada yazdığın yazıların nitelikleri önem kazanıyor. hebele hübele öyle işte tarzı yazılar ve yazarları siliniyor.
sözlüğün ne kadar demokratik olduğuna gelince. daha baştan anti-demokratik olduğunu itiraf ediyor ki hangi sözlük tam anlamıyla demokratik ki zaten. tüm kullanıcıların istediği türden birşey olması mümkün değil ama elbette itü sözlüğün daha katı parçalanamaz duvarları olduğunu söyleyebiliriz. çok aykırı yazılar yazılması, birden fazla hesap açılması, diğer yazarların kısıtlanması gibi konularda fazla katılar ve hiçkimse söyleyemez ki bir yazarı sadece kendi görüşlerine uymadığı için silmemiş olsunlar. ama bunu tüm sözlükler yapmıştır sanıyorum. nasıl ki biz yazarlar sadece görüşünü beğenmediğimiz bir yazıyı eksileyebiliyorsak, onlar da ellerindeki bu imkanı kullanıyorlardır.
sonuç olarak tüm sözlükler kendi içlerinde bir değer. burada ahkam kesip, nasıl orda yazı yazıyorlar anlamıyorum aptal mı bu insanlar şeklinde serzenişte bulunanları aydınlatmak amacıyla yazdım bu yazıyı. gayet hoş bir yer bana kalırsa, ben yazı yazmaktan acayip keyif alıyorum. yazmayı bilen bir insanın da tek bir yazısına dahi dokunmuyorlar, örnek ben. içleri acıyan birileri varsa kendilerini kontrol etsinler. yani küçük imla hataları, harf eksiklikleri onlar için yazının silinme sebebi değil. nicelikten çok nitelik önemli sanırım en doğru slogan olacaktır. ayrıca bu yazının akıbetine göre hangi sözlüğün daha demokratik ya da anti demokratik olduğunu kavramış olacağız...
günde çok fazla entry girilmesine karşın girilen entrylerin kalitesinin düşüklüğünden dolayı yavaş yavaş popülaritesini kaybeden, kan kaybeden sözlüktür. klon sözlüklerin öncülerinden olsa da ayakta olmasını içerdiği entry sayısına bağlıyorum yoksa olmayan bir moderasyon ve kötü bir yönetimle iyi gidiyorlar.
neresinden tutsam elimde kalan basliktir. acanin yazanin ne amacla ne yazdigini benim neden buna alet oldugumu hala anlayamiyorum.
kitap okumak dunyanin en kulturel aktivitesi degildir. hatta bana kalirsa kitap okumayi kulturel bir aktivite olarak da gormemek gerekir. her insan kitap okumak zorunda degildir. dahasi her insan kitap okuyamayabilirde.
ama elin japonu senede 8 kitap okurken o herseyi bilen turk insani hatta 6 turk insani sende 1 kitap okuyorsa bunu yukarida anlattigim seye baglamak embesilliktir. ortada bariz bir yanlis vardir. egitimsel bir yanlis hemde. dedigim gibi herkes kitap okuyamayabilir yani kitabi eline alipta iskence ceken bir adama oku ulen demek sacmadir. ama eline tek bir tane bile kitap almamis adamin yasamasi yanlistir bence. bana kalirsa dev bir cukur kazip diri diri gomulmeyi hak etmektedirler.
zarardirlar zira. topluma en ufak bir faydalari dokundugundan suphelerim var. kitap okumak kulturel bir etkinlik olmasa da en azindan kisisel gelisim icin yapilmasi gereken birseydir. yani bazi insanlar kitap okumazlar ama bilgileri ogrenebilecekleri okumaktan cok daha pratik seylere sahiplerdir. misal bazi insanlar bilgisayar kullanmayi ogrenmek icin birilerinin yardimina yada kitaplara ihtiyac duyarken bazilarinin onune bilgisayari koyarsin ve ertesi gun o adam bilgisayari ogrenmis olur. ikinci tip adamin kitap okumaya ihtiyaci yoktur. ama ilk tip adam kitap okumuyorsa bunda bir yanlislik vardir. sonra elin japonu gelir gotumuze atom bombasini dayar niye diye sorariz.
arastirmiyoruz tembeliz uretmiyoruz hatta dusunmuyoruz bile. bari okuyalim amina koyim. dunyadaki en buyuk kdv orani bizdeyken cinden soraki en buyuk korsan piyasasi da bizde. gucumuz orjinal kitap almaya yetmiyorsa ki boyle insanlarin varligindan haberdarim korsan alip okuyalim.
kitap insanin en iyi dostu degildir. hatta bazi kisisel gelisim kitaplarinin beni yargiladiklarini ve asagiladiklarina sahit oldum. kitap belki bize kulturel manada birsey kazandirmaz. ya da kitap okumadan onceki sizle kitap okuduktan sonraki siz arasinda bir fark olmayabilir. yine de kitap okumak cogu zaman zevkli bir aktivitedir ve yapisi buna musait olan herkesin yapmasi gerekir.
en anlamli organizasyonlardan biri. sitenin ortalarinda biryerlerde asla para yollamayin diyor. yine kisinin insiyatifine kalmis ama yolladiginiz paraya babanin el koymasi muhtemel. bunun disinda cocuklar tamami okula gittiginden onlara yapilacak en guzel yardim bu yondedir heralde. onlara kalem defter silgi almak taa uzaklarda biryerlerde birilerinin onlari dusundugunu hissettirmek arkadas olmak dertlerini paylasmak onlara yollayacagimiz paradan daha degerlidir onlar icin. sadece bizlerden daha sanssiz olanlar icin birkac ytl ile yapilabilecek en anlamli yardimdir.
tam 1 saat boyunca baska bir yasitin ile elini silah seklinde yapip diks diks sesleri cikarmak suretiyle kovalamaca oynayip ustune bir de bundan zevk almaktir.
bu haftaki sayisinda takdir belgesi veren turkiye'nin en iyi mizah dergisi. lise yillarimda bir turlu alamadigim takdiri bana veren yaratici beyine tesekkur ediyorum. cerceveletip odama asacagim.
garip bir 'kavram' anne. cocugu doguran kisi manasina gelir. akabinde onu buyutmek adam etmek gibi bir misyon ustlenir. cocugun dogumunda salgilanan hormonlar annelik icgudusu denen seyi saglar. boylece anne cocugu kollar sever ona zarar gelecegine kendisine zarar gelmesini tercih eder vs.
ama bu hep boyle midir esas tartisilmasi gereken sey budur belkide. anne kavrami cocuklar uzerinde bir nevi hak iddia etmektir aslinda. yani anne cocuga cok fazla sey yapar. 9 ay karninda tasir. dogunca onunla adamakilli ilgilenen tek varliktir. gece aglayinca uyanan agrisi sizisi olunca ona bakan tek varlik annedir. tum bunlar anneye saygi duymayi gerektirir. ama onu kutsal yapmaz.
annenin cocuklari uzerinde hakki vardir mantikli bir onerme. ama anneler cocuklarin sahibi degildir. onlari bir noktadan sonra istedikleri gibi yonlendirme hakkina sahip olmamalidir. tamam cocuk yanlis birsey yaptiginda fatura hemen aileye ve en onemlisi anneye kesilir. ama bu sadece ama sadece belli bir yasa kadar olan durumlarda gecerlidir. aslinda irade sahibi mantikli bireyler olarak o zirhi ustumuzden cok cok once ergenlikle birlikte atmamiz gerekir. 18 yas bile bunun icin gectir. anne 15li yaslardan itibaren cocuklarini 'sevmeyi' kesmelidir artik. cunku bu yastan sonra her sevgi kirintisi ona zarar verir. kendi ayaklari uzerinde durmasi icin onunu acmalidir. her zaman arka planda bizi kollayan zorda kaldigimizda orada oldugunu bildigimiz birilerinin olmasi muazzam birsey. ama insanin kendine guvenebilmesi icin bu baskiyi hissetmemesi gerekir. cunku gunun birinde aniden bu zirh ustumuzden kalktiginda tepetaklak olma ihtimalimiz yuksektir.
anne olayi ilginc bana gore. cokca carpitilan yanlis kullanilan garip birsey. anneler tum yaptiklari fedakarliklari abartmayi severler. suphesizki onlara saygi duymamiz gerektigini dusunurler. eminim bircok insan aynen oyle dusunuyordur. yani annelerimize kayitsiz sartsiz saygi duymaliyiz onlara uff bile dememeliyiz onlari yargilamamaliyiz vs.
ama bence durum bu kadar parlak degil. en azindan tum anneler bunu hak edecek kadar parlak degil. bir kere bizden hak etmedigi halde kayitsiz sartsiz saygi bekleyen bir bunyeye cevabim aciktir. bana yaptigini soyledigin seylerin hic birini senden istemedim. madem birgun boyle dusunebilme potansiyeline sahiptin. dogurmasaydin o zaman.
yahoo'nun webmaster lar icin cikardigi bir guzellik. site yapma hadisesine yeni baslayan kisilere yardimci olmasi amaciyla yillar evvel olusturulan bu projenin icinde yuzlerce hazir site bulunmakta. siz ister var olanlari degistirip hic kod yazmadan site yapiyorsunuz isterseniz kod yazarak ozgun siteler olusturabiliyorsunuz. program tum windows surumlerinde calisiyor ve bedava olarak dagitiliyor.
kalitesiyle bir kez daha kendinden nefret ettiren hizmet. bir turlu hesap actiramadim. once hizmet nosunu istedi. 10 saat telefodan muzik dinlettirdi vs. neyse faturadan onu buldum bu seferde aldigim mail adresini kayitlarinda bulamamaya basladi. az evvel aldigim mail adresine boyle bir kayit yok diyor simdi. kizdim kapattim. zaten indirdigim yasal muzigi en fazla bilmem kac kez kopyalayabilecem yok cd ye cekemeyecem. bu gerizekalilarla ugrasacagima google`da aratip indiririm daha iyi.
dunyada cevirimici reklam sektorunun hakimi durumundaki google servisidir. farki sitenizde manali reklamlar gostermesidir. misal siz basketbolla ilgili site yapmissaniz google penis buyutucu reklami gostermek yerine basketbol topu satan firmanin reklamini gosterir. sitenize giren adam hali hazirda basketbol fanatigi oldugundan reklama tiklama olasiligi yuksektir. servisin basarisi buradan gelir.
lakin turkce siteler bu konuda sikayetcidirler. 100 dolara ulasamayan bakiyeler google kasasinda bekletilmektedir. eger sitenizin kayda deger tekil kullanicisi yoksa bu sistemden para kazanmaniz mumkun degildir. iyi bir kullanici sayisina sahipseniz de ancak odediginiz hostun parasi birazda cep harcligi cikar. para kazanabilmek icin ingilizce site yapmak sarttir.
ayrica tum basvurulari 1 ay bekletiyorlar soylemlerine karsin oglen saatlerinde basvurdugum sisteme aksam dahil oldum. hadi hayirlisi...
simdi bu aciklamayi yaptiktan sonra platonik zavalli arkadaslarimiza ilk tavsiyemiz sudur.
1-birak askin platonik kalsin. bir kere platonik olduysa onun o sifati terketmesi mumkun degildir. eger platonik ask besledigin birine askini itiraf ediyorsan reddedilmeye mahkumsundur. 2 kisi ayni anda birbirine platonik ask besleyemez. kalp kalbe karsi degilir yani.
2-platonik dedigin tek kisi kalmis canavar degildir. saril ona kucakla. sev oksa birseyler yap. platonik diye hor gorme. onunda cani var. tadini cikar kisaca. hayallerinde yasa askini cok mu.
3-kendine yemin et. ciddi ciddi yap bunu. asla ama asla askimi aciklamayacagim de. hatta hatta hani olmaz ya platonik kisisi geldi ve seni sevdigini soyledi. yinede dinleme reddet. baskasini sevdigini soyle ne bileyim. yemin edilmistir birkere. donersen omur boyu kendinden nefret edersin unutma.
4-paltonik askinla gorusme olanaklari yaratmaktan vazgec. sen onu her gordugunde bir kez daha oleceksin. zamana birak herseyi. gecen saniyelerin senin askini eritip bitirmesini zevkle izle. bir sure sonra artik onu sevmedigini fark edip rahatla.
5-yalniz kalma. en sikici en rahatsiz oldugun arkadaslarinla takil. yedigin boktan daha kotulerini ye ki eve gittiginde la bok gibi adamim ne guzel diyebilesin. kesmezse kendine gore daha yanlis seyler yapabilirsin. ama birine ask besleyip bunu ona soyleyememekten daha aci birseyler olsun. platonik ask bitince siktiri cekersin.