şu an kapalı kapılar ardında hakkında delicesine kulis yapıldığını sandığım yazar. resmen hissediyorum lan! "ben sürtük müyüm ühühühühühühüh" sesleri kulağımda çınlıyor resmen. sağ kulak ama, demek ki hayra yormak lazım..
hiçbir yazarın başlık altına "sürtük" yazmadığı için herhangi bir kılıfa ihtiyaç duymamaktadır. hakkında asılsız iddialarla kulis yapmaya çalışanların gözlerinden öper.
-
--spoiler--
olm kıza kim sürtük dediyse çıksın adam gibi söylesin. bana sarıyor sonra! çıksın, dövmiycem söz..
--spoiler--
bu sözlükte hiçbir ibare hiç kimseye zimmetli olmadığından istediği kelimeden yaptığı istediği çağrışımın başlığını açıp hakkında entry girebilecek yazardır. nickimle alakalı basit çağrışım yapmak isteyenleri sonuna kadar destekliyorum, zira nick babamın malı olmadığı gibi, çağrışımlara ket vurma gibi bir yetkim yok. bir de bu "bana ıraspı dedi, bana kahpe" dedi diye abuk subuk çıkarımlar yapıp ağlayanların haline anlam verememektedir. herhangi bir kişiye "sürtük" vs. dediğimi iddia edenlerin bunu kantılama yükümlülüğü var. yok, ortaya koydukları "çağrışıma bakın yea"dan öte gitmiyorsa kafa ütülemesinler reca edicim..
böğrüne zopayla vurulması gereken yazardır. "bu kadar sisteme uyulur mu ulaannn!" diyerek ağzı burnu kırılmalıdır, kan revan içinde bırakılıp "bundan sonra merve'den uzak duracaksın tamam mı, tamam mı" diye bağrılmalıdır.
"ama abi ben merve'yi tanımam ki" derken çenesine diz atıp "lan sus amına korum senin! bir de tanısaydın köpekk" diye bir daha dövülmelidir.
dövmek için bahane aranmamalıdır hatta. bana ne elin merve'sinden denilip bir şekilde dövülmeye devam edilmelidir.
bluevelve muhaliflerinin kabullenmek istemediği belgeyle sabit acı gerçek. tolstoy'dan sonra gelmiş en büyük yazar namzedini çekemeyenlerin zoruna gitmiş hal, durum, oluş.
dün akşam kapısı açık banyonun önünden geçerken banyodaki aynanın yansımasında bir an için yüzüme çarpan acı gerçek.
öyle kalakaldım olduğum yerde. aman allahım!! gördüğüm gerçek olabilir miydi? acaba hala içeride miydi? uzunca bir süre kaskatı kesilmiş bir şekilde soluk alışlarımı dinledim. sonra kendimi toplayarak salona koştum ve telefonu kaptığım gibi arkadamdan gelen kablosuyla kendimi kilere attım. acaba duymuş muydu ayak seslerimi? fark etmiş miydi onu fark ettiğimi? bir süre bu düşüncelerle boğuştuktan sonra alelacele 911'i çevirdim. korkudan gözlerimden yaş akarken, "pıliiiss, pılisss, pılisss help" diyebildim hıçkırıklar içinde, sonra bir nefes daha alıp sessizce "der iz e sitrengir in may bethfh, it iz, it iz hiyır, it iz fekt" dedim. "dıt dıt dıt" tan başka ses yoktu. aman allahım!! yoksa kabloyu çoktan kesmiş miydi?
bütün ümitleri tükendiğinde insana bir cesaret geliyor, bir anda her şey anlamsızlaşıyor. bir aydınlanma anı belki de... birden bilincim yerine geldi ve zerre tereddüt emaresi göstermeden, sanki yaşayan bir ölü gibi banyonun önüne ilerledim. bu gerçekle yüzleşemek zorundaydım.
"feys yor nayt meyır" didim kendi kendime. bu gerilim şivemi bile etkiliyordu ama dayanmalıydım. banyo aynası omuz hizama gelinceye kadar koridarda yürüdüm, yavaşça sağa döndüm ve evet!!! oradaydı! koca bir sözlük bir bluevelve etmiyordu. bundan kaçmanın bir mânâsı yoktu artık. nasıl fark edememiştik, nasıl görememiştik? allahım biz nasıl bu hale gelmiştik?
fener'in lille'i eleyebilirse liverpool'dan fark yiyeceği ve yine türkiye'Yi avrupa'da rezil edeceği kesin olduğundan gerçekleşmesi imkan dahilinde olmayan finaldir. (bkz: forza liverpool fc)
fener maçlarında tek yürek olarak desteklenmesi gereken büyük takım. gerçi fener'i maymun etmek için desteğe ihtiyacı olmayacaktır ama biz yine de misafirperverliğimizi göstermeliyiz.
mümkün değildir. anlatacak bir şeyi olan anlaşılır. bu altıncı nesile "hadi anlat kendini dinliyorum" desen böyle mel mel bakar suratına. neyinin anlıyacan?
kendinden nefret eden altıncı nesil manasına gelir. lakin kendinden nefret eden birisinin aynı zamanda altıncı nesil olması değil, kişinin nefretine sebep olanın altıncı nesil olmaklık olması vurgulanır.
ırkçıların zihniyetinin ortaya serilmesine vesile olan kürttür. haddine olmaz, o şerefe nail olmak, taklidini bile yapamaz... şu hayatta nefes alıyor olmaktan başka bir halt üretmeyen mallarla arasındaki mesafe pek uzak değildir. hayır, işin garibi, kendisinin hiçbir şekilde dahli olmadığı, irade göstermediği bir şeyden bu kadar övünecek kadar salak olabilir mi bir insan? kişi neslini, soyunu, kavmini sevmesi ve yaptıklarından gururlanması (ki bunun için bile bunlara liyakat göstmesi ya da en azından böyle bir eğilimde olması icap eder ki, olumlu bir niteliğe kendi iradesiyle sahip olmuş olsun) çok garipsenecek bir şey değil ama çıkıp yek türk doğduğu için, tamamen şansa bağlı bir nitelikle övünmek salaklık olmuyor mu biraz? hadi o da bir kenara, türk olmayanı aşağılamaya meyletmek daha büyük bir salaklık emaresi ve ırkçılığın ağababası değil midir? at ve eşekte bile belli bir noktaya kadar aranabilecek bir bağdan başka bir sikime sahip olmamaktan bu denli gururlanmak için ne denli embesil olmak gerekir?
ayrıca, şu sözleri söyleyen birisi olarak (bırak yea buzz gibi kürtsün sen, diyeceklerin gözlerinden öpüyorum) bu malakların nezdinde türk sayılmayacak olmak benim için ne kadar üzücü anlatamam..
aşiret reisi bir derebeyinin sömürdüğü insanlardan elde ettiğinde daha fazla maddi ve siyasi rant getiren bir meslek olması elzemdir. yoksa zannetmiyorum ki sıcak baksın.
"kurtuluş savaşı'nda bile tek mermi yardım yapmadığınız sivas'ın güneydoğusu ne zamandır sizin toprağınız oldu? ve ne zaman buradaki halk "biz olmasaydık siz doğmamış olurdunuz, archie ve şota olurdu adınız" olmuştur? kendi çabalarıyla, kendi halklarıyla ve türk ordusundan tek bir destek almadan kovdukları ingiliz ve fransızları ne zaman siz kovmuş oldunuz ki bu topraklarda hakkınız olduğunu düşünüyorsunuz?"
demek ki neymiş? bölücülük yapmak için bile belli düzeyde bir zeka, az da olsa tarih bilgisi ve mantık gerekiyormuş.
dtp'nin yeni versiyonunun oylarının artmasıyla son bulacaktır. dtp gibi siyaset adına, demokrasi adına, insanlık adına neredeyse hiçbir şey yapmamış bir partinin hiçbir şey yapmadan oylarını yükseltmesini ve mazlum durumuna düşmesini sağlamıştır. vatana millete hayırlı olsun. parti kapatarak bir yere varılacağını zannedecek kadar ahmak olanların sevinmesine sebep olacaktır. en mutlu insan en aptal insandır...
