kalbini actıgın insanı yanlıs tanıdıgını anladıgın andır, daha dogrusu bilmeden tanıdıgın. ilk basta hep oldugu gibi guzeldir hersey uyusursunuz, beraber gulersiniz herseye, beraber uzulursunuz. deli gibi eglenirsiniz ve bir sure sonra ondan hoslandıgınızı anlarsınız. acılmak istersiniz ona ama daha dur ne kadar tanıyorsun ki kızı? bu hoslanma karsılıklı mı anlamaya calısırsın. calısırsın anlamaya ama artık hoslanma yerini sevgiye bırakmıstır, hafif körlüge yani. kızın yaptıgı her hareket sana bu sevginin karsılıklı oldugunu dusundurur. artık hislerini diledigin gibi gösterebilirsin ve gösterirsin de. artık kız ondan hoslandıgından, ilgi duydugundan emindir. sonra bir gun gelir ve bir haber ögrenirsin sevdigin kızın baskası ile yasadıgı bir olayı. hatta bu kisiye deli gibi asık oldugunu ögrenirsin. olaylar alt üst olmustur, sevdiginle yaptıgın bu maca bir 3.kisi daha girmistir. iste o anda yıkılırsın ve sevginden eser kalmaz. sogursun artık kıza arkadas gibi davranmaya baslarsın, belki o kadar bile degil! sonra kız bu eksikligi hisseder fakat pek umrunda da olmaz ne de olsa beni seviyor gibi dusunur. kız senin hicbisey bilmedigini sanır yasadıgı olaylar hakkında, ilgi gösteriyormus gibi yapar ama bilmedigi tek sey senin herseyden haberdar oldugun ve gün gectikce ondan daha da sogudugundur.
Gündüz Ugural'ın tek oglu o. Evi yonetecek 2. kisi. Kafasi babasindan bile rahat onun cunku emin ellerde buyuyor ve bunun farkinda. Babasinin ozelliklerini de alip buna bir de capkinlik ekleyen tek insan o.
inanarak basladıgınız sigara bırakma girişiminin genelde yalan olma olayıdır. bir cok kez bırakılır ve tekrar baslanır ta ki bir gun sizi tetikleyene kadar. zararları size hep sölenir yada görürsünüz bir yerde yazar sigaranın zararları ama siz genede devam edersiniz cünku hicbir zararını görmemisinizdir. daha sonraları anlarsınız ki gercektende içten içe sizi yemekle mesguldür bu melet! düsünürsünüz harbiden zarar veriyor bu melet bana diye ama bir yanda da kafanızdan ne kadar keyifli oldugu gecer ve çeliskide kalırsınız. sonuc olarak basladıgnız işi bitiremezsiniz eger iradeli degilseniz.
yuzugun takıldıgı parmaga verilen addır. bunun birde bilimsel ve bir o kadar da romantik bir açıklaması vardır: bildigim kadarı ile kalbe giden bir damar birtek bu parmaktan geciyormus, bu sebeple yuzuk bu parmaga takılırmıs.*
Datça'da denizin bir kıyısından ortasına kadar uzanan bu dogal güzellik gercekten de görülmesi gereken ve tanıtılması gereken bir doğa harikası. ismindende anlasılmak üzere denizin ortasında bir kum kütlesi gidiyor yol seklinde ve kızıl renkte. Bu doğal güzeligin bir de efsanesi var. Birçok kitapta bu efsaneden söyle bahsediliyor:
Eski zamanlarda civarın kralının kızı ile
bir balıkçı birbirlerine aşık olmuş.
Ancak, kral kızı balıkçıya varamaz...
Hal böyle olunca,
kız ile delikanlı gizli gizli
buluşuyorlar tabii...
Kral baba bunu zaman içerisinde öğreniyor
ve bir gece takip ettiriyor kızını...
Diyorlar ki; balıkçı denizden geliyor, kız
kumsalda onu bekliyor,
bulunduğu yeri ışıkla işaret ediyor
delikanlıya...
Ve kral kızı ile delikanlı, gün ağarana
kadar aşk oyunları yapıyorlar birbirlerine...
Kral bir gece askerlerine kızını
yakalamalarını ve kumsalda ışıkla balıkçıya
işaret göndermelerini buyuruyor. Delikanlı
ışığı görünce atlıyor kayığına
ve kürek çekiyor bir manga askerin üzerine
doğru...
Kız askerlerin elinden kurtuluyor ve
koşmaya başlıyor sevdiğini
kurtarabilmek için ama koyun taaa öbür
ucuna yetişmesi imkansız...
Ama sevda bu; kural falan dinlemez, atıyor
kendini sulara...
işte o anda bir mucize gerçekleşiyor!
Kızın adım attığı her yer kumsala
dönüşürken peşinden koşan askerler
bastıkça denize gömülüyor onca ağırlıkla...
Kız kayığa kadar koşabiliyor...
Ancak bir okçu tam o anda delikanlıyı
hedefleyip salıyor okunu... Heyhat!
Kız ile delikanlı birbirlerine
sarılmışlardır bile ve ok gelip kızla
buluşuyor...
Derler ki; o kumlar, kızın kanı denize
karışınca kırmızıya boyanmış...
Delikanlı ise aldığı gibi gidiyor kızı,
sonrasını ne gören var ne duyan!...