biliyorsunuz, cips yiyenler genelde öküz gibi yağlı ve göbekli insanlar olabiliyorlar, en azından bazıları. bakıldığında bu öküz gibi insanların kız tavlayabildiklerini görüyoruz. bu durumun bana göre en önemli nedenlerinden bir tanesi kızlardan son dönemlerde görülen büyük abazalık eğilimi. bu son derece şaşırtıcı bir hadisedir. çünkü rezillikleriyle bütün bir milleti kandırmakta, gözünü boyamaktadırlar.
anlamakta güçlük çekilen bir kızdır. bakınız, her türlü şeyini çıkardıktan sonra, adeta anadan üryan ortada salınan bu gibilere söylenebilecek yegane söz şudur: ulan her bi şeyini çıkarıp geziyorsun da, iş donunu çıkarmaya gelince mi utanıyorsun? ehehe neyse buna benzer bir sözü başka bir büyüğümüz söylemişti geçmişte. ondan esinlendim heralde eheh.
bıdı bıdı bıdı bi durun ya. bi durun olm. her haftasonu güzelim kadıköy meydanını talan etmek zorunda mısınız olm siz? iyi anladık, bir takım sapkın ideolojik yaklaşımlar içindesiniz. 'direne direne vermeeeeeyeeeceğiz' türü argümanlarınız var ok. iyi de efendi gibi kadıköy'de gezmeye çalışan vatandaşın huzurunu kaçırmaya ne hakknız var? yetti lan, ne bu. olmaması gerekir böyle durumların, bu hale gelmelerin.
kuaför derken manükür, pedükür falan yapan yerlerden bahsediyorum tabi. mahalledeki abilerin berberine değil de garip yumuşaklıkta insanların çalıştığı manükür falan yapılan kuaföre giden erkeklerin gizliden gizliye içinde olduğu yönelimdir bu. buralara giden arkadaşların nasıl bir yapıyı haiz olduklarını elbette biliyoruz ama, insanları rencide etmemeliyiz. her ne cinsi yönelimde lurlarsa olsunlar; insan insandır. bir ayrımcılık yapılmaması daha doğru bir davranış biçimi olabilir.
gerzek kızdır. demek istediğim şey şu: her ne kadar hukuki platformda kadın ile erkek eşit olarak gösterilse de, realiteye baktığınızda hadise böyle değildir. askere giden, karı dırdırından erkenden rahmet-i rahman'a kavuşan, eve ekmek getiren, yediren, besleyen hep erkektir. dolayısıyla da erkeğin doğal olarak daha ön planda olması, daha çok haklara sahip olması doğaldır. erkeğin bu özgürlük alanını günden güne kısıtlamaya çalışan böylesi gerzekler her daim olagelmiştir.
hiç sevmiyorum onları, mesela feministleri de hiç sevmiyorum. cinsel hayatımıza bile burnunu sokan acayip tiplere feminist denir.
e yuh be kızdır. oramı şey yapma, buramı şey yapma.. hadi onları anladık amına koyum tamam. e bacağnı omzuma alınca noluyo da canın yanıyo? yok bacağım kasıldı, yok popom uyuştu.. türlü çeşitli sinir bozucu hadise yaratmakta birebir anlıyo musun? ondan sonra neden ukrayna'ya sefer düzenleniyomuş da yok efendim neden orda türkiye'yi rezil ediyorlarmış da yarrakmış kürrekmiş. haydi oradan, leşş kargaları sizi !
bazı noktalardaki korkularını yenmesi gereken kızdır. dökülürse dökülsün kızım ne olacak ki. evdeyiz nasıl olsa. ne lan bu, orama şey yapma, buramı dokunma. derdin ne lan senin ?!
davranışının sebebini anlamakta zorluk çektiğim kızdır. oysa sevgiyi, şefkate ihtiyaç duyan bir objeden bir insan nasıl korkar, hakkaten anlamak mümkün değil haşmet. böyle bir şey olabilir mi?
olmaz böyle kızdır. artık kendini ne bok sanıyorsa; bir an evvel eline, yüzüne verilesi kızdır. silence.mpg'dir, vesvesedir. ulan, sen kendini ne sanıyosun, yarram! iki night kluba gittik 2 bira içtik, 2 posta kaydırdık diye kendini prenses di mi sandın? coupling mi la bura pis karı?
efendim, bu hadise muhafazakar kesimlerde "gerdek gecesi"nin akabinde gerçekleşmekle birlikte, "liberal" çevrelerde ise ilişkinin ilerleyen safhalarında gerçekleşir; yalnız tabii o çevrelerde buna "karı-koca olmak" değil, seviyeli ilişki yürütmek denmektedir.
türk futbol kamuoyunun sıklıkla kullandığı, kulakların ve türkçe'nin ırzına geçen tabir. özellikle ibrahim üzülmez ve şenol güneş bu akımın öncüleridir. diğer anadolu orijinle futbolcu kardeşlerimiz de sıklıkla türkçe'nin ırzına geçerler tabii, o ayrı.
klasik türk magazin basını klişelerinden. çoğu medya maymunu bir takım zerzevat kadının "seviyeli ilişkileri" neticesinde, magazin basınının halkımıza sorduğu soru.
demokritos'un hastalanması üzerine sevgili adayı kişisinin msn üzerinden "sarımsaklı yoğurtlu naneli bişey" tavsiye etmesiyle, yapılması bir olan şey. sevmek bu mu yoksa?
sayın bay rte'nin bush'tan icazet almak için kullandığı sözcük öbeği. "sayın başkan"a sıkıntısını anlatacakmış arkadaş. bir iktidarın "kökü dışarda" olursa işte böyle olur. "sayın" sözcüğünü bu sayın arkadaş pek beğeniyor biliyorsunuz, geçmişte de kimin için kullandığını anımsıyoruz!
"doğalgaz yakmayacağım, tasarruf önlemlerini iyice arttırdım, süper olacak" derken maruz kaldığım durumdur. böyle durumlarda önce boğazı acıyor insanın, daha sonra hapşurmaya başlıyorsunuz. peki bendeniz bu durumdan ders almış mıyımdır?
ne gezer! "nasıl olsa hasta oldum artık" sloganı çerçevesinde "durmak yok, üşümeye devam! "
tasarruf önlemlerini iyice arttırdığım şu günlerde, kombiyi yakamayarak duyumsadığımdır. kış aylarında ortaya çıkan bu korku, evde ölesiye üşümek, hasta olmak, çalışamamak gibi yan etkilere sahiptir.
türkiye'nin "ekonomiden sorumlu devlet bakanı"nın; kendisine, varislerine ve mirasçılarına bağlılık yemini ettiği kişi. şimdi sormak gerekiyor sanırım, söz konusu şahıs, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti üzerine mi yemin etmiştir, yoksa karaliçe 2. elizabeth ve varisleri ve mirasçılarına mı?
hangisi?!
takımda sürekli problem çıkaran haşarı futbolcu için; yönetici, spor yazarı, taraftar üçlüsünün beylik lafıdır. üç büyükler kaos ortamına girince bol bol edilir böyle sözler.
fikret kızılok, bülent ortaçgil gibi isimlerin, ezginin günlüğü, yeni türkü gibi grupların şarkılarını 80'li yıllar boyunca seslendirdikleri oluşum. sanıyorum o dönemdeki sol tandanslı sanatçıların sevenleriyle buluştukları sıcak bir yuvaymış burası.
vakt-i zamanında fransız aydınlanma devriminin siyasi jargonla yazacak olursak "üçlü sac ayağı" :1789. yıl 2006, sarkozy fransa'sı.
1789'un türkiye karşılığı elbette 1923 atatürk devrimi idi. yıl 2006, recep tayyip erdoğan türkiye'si.
bir amaç için tüm gücünü sarfedip, emeğinin karşılığını çeşitli masa başı oyunları sonucunda alamamak, entrikalara kurban olmaktır.
misal: "savaşta kazandık, masada kaybettik"
murat murathanoğlu ve yanındaki yorumcu x şahsının, hakemin bizim takımımızı uluslararası maçlarda doğradığı anki hakem nitelemesi. murathanoğlu, aslında bunu derken, içinden hakemin ailesindeki bayanlarla haşır neşir olmaktadır tabii.
ispanyol hakem, rus hakem, fransız hakem diye gider bu...
futbol bilgisi yüksek bir spor yorumcusudur. radyospor'da program yapmaktadır kendisi. zaman zaman sert bir üslüp takınsa da özellikle fatih terim mastürbatörleri ni çılgına çevirmektedir.