insanın evrimleşme sürecinden kaynaklı hala bazı duygularının bir kelime karışılığı yoktur.
Benim ifade edemediğim bu duygu ise, 7 senelik evlilik hayatımın bitmesinin ardından boğazımla kalbim arasındaki bölgede sıkışıp kalan ve tanımlamak istesen ‘acı’ Diyebileceğin ama acıyla uzaktan yakından alakası olmayan, ne bir şiirde ne bir kitapta ne bir romanda okuyabileceğin bir şey. Evet şey. Size bunu anlatabileceğim hiçbir tarifim yok. En yakın tabirle kelime zincirine dökmem gerekirse,
-yıllar önce yazdığım bir şiirden Alıntı yaparak;
Aşk bir edebiyattır
Yağmurlu yolda ıslanmaya benzer
Tente altından yürümekte vardır ama
Zevk alırcasına ıslanmak ise aşka benzer
—şimdilerde
Benim artık ne bir yağan yağmurum var
ne de saklanabileceğim tentem ne de bir yolum.
Artık büyük bir boşlukta
elimde anlamsız bir edebiyatla hiçliğe şiirler yazıyorum.
Koca bir romanda yazsam anlatamayacağım. içimdeki bu büyük boşluğu...
5. Boyutta yaşadığını söyleyen ve dünyada bazı kişilerle telepatik yolla iletişimle başlayıp farklı methodlarla iletişimi ilerleten galaktik bir ırk. Akaşa yayınlarında adına bir kitap mevcut. Yazarları dr. Norma j.milanovich, betty rice, cythia ploski
Kitapta oldukça açık ifadelerle bir çok konu ele alınmakta. Bu tür konulara ilgisi olanlara şiddetle tavsiye edilen kitapında ismidir.
Hayatımda görmediğim bir şekilde yarım saati fırtına, dolu, sağanak ve yıldırımlarla gelen yağmur. Gözün gözü görmediği bir yağmur. Eğer civar dağ köylerinde yağdıysa bütün hasat edilmesi beklenen meyve sebzeleri haşat edecek bir yağmur. Annemin 5. Kattaki evini balkonundan su bastıran yağmur. Anneannemin evinin giderlerinin taşıp evi su bastıran yağmur. Arabalarin yağmurdan önünü görmeyip kenara çekip dinmesini beklediği yağmur. Mikailin iyi planladığı yağmur. Bursaspora verilmiş bir mesaj olabilen yağmur. 55/60 yaş aralığındakilerin bile hayatlarında böylesini görmediklerini söyledikleri yağmur. Osmangazi, nilüfer ve yıldırım hattında yıldırım düşmesi sonucu yangınlar çıkartan ve uyduların tamamını etkisiz hale getiren yağmur. Sanırım afet böyle birşeymiş dedirten yağmur fırtına ve her neyse...
ilk defa tuvalet kağıdını ticari şekilde satmaya çalışan kişidir. sarısabır (aloe) özü ile nemlendirilmiş halde, Amerikalı girişimci olan Joseph Gayetty tarafından 1850'lerde "yüzyılın buluşu" sloganıyla, içinde 500 parça bulunacak şekilde rulosu bugünün parasıyla 12 dolara satılmaya başlanan ama ilk defa ticareti yapılacak olan bu sistemi pek tutturamayan insan.
ABD'nin soğuk savaş döneminde ABD yaşam tarzını başka halklara da benimsetmek için caz müzisyenlerini dünyanın dört yanına göndererek kendiine sevdirme çabasıdır.
Caz, tamamen ABD'ye özgü, Amerikan kültürünü başta Afrika olmak üzere diğer kültürlerle harmanlayan, ABD'nin "açık fikirliliğini" ve "yaratıcı hissiyatını" başka milletlerin de anlamasına yardımcı olan bir tür olduğu için seçilmiş(ifade böyle). Bu kapsamda, Dizzy Gillespie, Dave Brubeck, Duke Ellington gibi isimler Suriye, Ürdün, Afganistan, Irak, Japonya, Hindistan, Singapur, Güney Kore gibi ülkeleri dolanıp durmuşlar. Luis Armstrong'un da payına 1961'de Mısır düşmüş. Seyahate eşi Lucille'le çıkan Luis, trompetini Sfenks'in gölgesinde çalmış.
link: http://www.openculture.co...-a-snake-in-pakistan.html
"iskender mozaiği, 24 Ekim 1831 yılında Pompeii’de “Casa del Fauno”da (Faun Evi) bulunmuştur. 1843 yılında bulunduğu yerden Napoli’ye taşınarak Museo Archeologico Nazionale’de restore edilmiş ve bir duvara yerleştirilmiştir.
Motif, malzeme, ölçü ve renk olarak bire bir benzer kopyası Scuola Bottega del Mosaico di Ravenna tarafından üretilmiş olup, günümüzde Pompeii’de sergilenmektedir."
Mozaik pano (5,82 x 3,13 metre) tessera adı verilen yaklaşık 1,5 milyon adet küçük renkli kübik taşlar ile opus vermiculatum tekniğinde imal edilmiş. bazı yazılarda bir kısmının olmadığını okudum kesinliği konusunda bir fikrim yok. mozaik o dönemlere ait bir belge niteliğini taşıyormuş çünkü resmedilen parçada bitkilerden hayvanlara, modaya, yaşam tarzına kadar bir çok şeyi anlatıyor. Mozaik panonun üzerinde Makedonya kralı Büyük iskender’e dünyanın fatihi olma yolunda kapıyı aralayacak olan savaşlardan birisi betimlenmiş. çok çok önemli bir tarih parçasıdır kendisi.
Yakın zamanda yetkili isimlerin yaptığı bir açıklama üzerine anlaşılan durum. Suriye nüfusunun 5'te 3'ü türkiye de diye yapılan açıklama. Hemen hemen 20 milyon nufusa sahip bir ülkenin 12 milyonu ülkemizdeymiş. Ülkeyi ülkeye soktular.
New York’un Doğu Harlem semtinde, belediyede çalışan çöp toplama görevlisi Nelson Molina’nın kurduğu bir müzedir. Bir çok insana ilham verebilecek nitelikte. Meslektaşlarınında ilgisiyle herkes birşeyler katmaya başlamış.
Brezilya'da 65-10 isimli aktivist bir grubun, ülkedeki bira reklamlarında kadın bedeninin obje olarak kullanılmasını protesto etme amaçlı çıkardığı bira markası. Biranın içildiği her masada bu konunun gündeme gelmesini amaçlıyorlarmış.
3 emekli girişimci polisin hadi biz kendimize karakol kuralim dediği, uzun süre baya baya karakol zannedilen faliyet gösteren daha sonra durum fark edilince "e hazır kurulmuş devam etsin" mantığıyla karakola çevrilen karakoldur. Ganada sahte büyükelçilik olayı bir yana bu daha vatansever bir yaklaşımla kurulmuş belliki.
Habere ulaşabilirsiniz. https://www.google.com.tr...lerin_sahte_karakolu.html
Sümer bankın o güzelim kumaş desenlerini kaybolmaktan kurtaran bir grup gönüllünün, oluşturduğu arşivdir. Hakkımızda bölümünde şunlar yazar:
"izmir Kalkınma Ajansı (iZKA) desteğiyle izmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü’nün yürütmüş olduğu “Dijital Tekstil Desen Arşivi ve Sanal Müze Oluşturulması” başlıklı projenin (TR31/14/BTD01/0044 no’lu proje) amacı, Sümerbank’ın geride bıraktığı desen arşivinin bir bölümünü dijital platforma aktarmak ile başlamıştır. Bu arşiv 2006 yılında Sümerbank’a ait izmir Halkapınar Basma Müessesesi’nden eğitim malzemesi olarak kullanılmak üzere kurtarılan 1956-2001 yılları arasında üretilmiş Sümerbank desenlerinden oluşmaktadır."
Siteye buradan ulaşabilirsiniz. http://tudita.ieu.edu.tr/tr/Desen
"Kurtarıldı" derken ne demek istendiği az çok anlaşılıyor. Emeğinize sağlık.
2012'de 3 kişiyle kurulan 2013 yazında beş kişi olan ve 2014’te 10 kişiye ulaşan 2016' da ise 40 kişilik bir ekibi olan endüstiriyel internetin arama motoru ve analatik merkezi olmayı hedefleyen şirket. 2013’te General Electric ve Intel yatırımcısı olmuş. 2014’te ise dünyanın en büyük petrol şirketlerinden biri olan Chevron şirkete yatırım yapmış. Maana’nın kurucusu Babür Özden'dir.
Ayakkabıcı ibrahim bey' dir. Osmanlı imparatorluğu döneminde "dama", oldukça itibar gören özellikle abdülaziz' in çok önem verdiği, hafıza sporlarının başında geliyordu. O dönemde damaya yön veren damayı bir sanat eseri gibi kullanan ayakkabıcı ibrahim bey, dönemin padişahı Abdülaziz tarafından görevlendirilerek sarayın damacı başı ünvanını alan kişi olmuş.
25 Eylül 1999 yılında 4200 metreden paraşütle atlayıp paraşütü açılmayan, yedek paraşütün de yere 200 metre mesafe kala açılınca saatte 130 km ile yere çakılan, tüm bu olanlara rağmen mucizevi bir şekilde hayatta kalan kadın. Sebebi: Joan ateş karıncalarının yuvasına düşüyor ve 200 defa ısırılıyor. Vücut şoka giriyor, adrenalin salgılanıyor ve kalp savunmaya geçip hızla atmaya devam ediyor. 2 hafta koma, 17 kan nakli ve 20 estetik operasyon.
Ek olarak ateş karıncaları omnivor ve çok güçlü canlılar. Buldukları her şeye saldırıp kısa sürede yok ediyorlar hatta bir buzağıyı bile solunum yollarına saldırıp el birliğiyle deviriyorlar. Mikrodalgada bile hayatta kalabiliyor, yuvalarını su bastığında zincirleme bir araya gelip sal oluşturup aylarca yüzeyde kalıyorlar.
29-30 nisan 2017 tarihlerinde türkiye'de ilki gerçekleştirilen festivaldir. Didim de olmasının sebebi, dünyada resmi olarak ikinci vegan dostu belediye olmasıdır. Birinci vegan dostu belediye Barcelona'dır.
hurma zeytin daha ağaçta iken, yörenin ekolojik koşullarının yardımıyla yenecek duruma gelir. buna neden olan ise 'phomo olea' adlı bir mikroorganizmanın zeytin tanesi üzerinde üreyerek acılığı veren glikozitleri parçalamasıdır..
zeytincilere göre bu hurmalaşma için ekim/aralık ayları arası olgunlaşmış zeytinler toplanmadan önce; "akşam hava sıcaklığının 10°c'ın üzerinde olması, denizden tuzla yüklü nemli bir rüzgar esmesi, mümkünse biraz sis olması ve gece bu koşullara maruz kalan zeytin tanelerinin üzerine sabah güneş açması gerekir.. bütün bunlar oldu mu, zeytin bir gecede hurma gibi olur."
aslında burada gerçekleşen, phomo olea'nın üremesi için gereken koşulların oluşması ve sonra güneş açıp, nem ortadan kalktığında da mikrorganizmanın faaliyetinin sona ermesidir.