Şu anda tacizin diz boyu olduğu programdır. Adnan denilen herif nargile denilen kadını o kadar bezdirmiş ki, herif o kadar nikah masası falan hazırlamış, yine de kadın gelmedi. Adam tutturmuş sen kimseyle mutlu olamazsın, ben seni bekliycem, aman nasıl aşığım bilmem ne. Herifin kadının ağzına sıçmadığı kalmış, millet de ay seviyorum dedi diye alkışlıyor. Evet çünkü seven ne yapmaz değil mi. Kadın hayır demiş, adamın sikinde değil resmen. Sonra adam sevgilisini öldürdü haberlerini okuyunca da şaşırıyoruz. Alın ülkenizi kültürünüzü örfünüzü adetinizi başınıza çalın. Pis insanlar.
"ya ben o kızı vallaha kesmiyodum aşkooom" şeklinde yalan söylemeyin, beceremiyorsunuz çünkü. ya kızı kestiyseniz söyleyin, en azından dürüstlüğünüz sayesinde paçayı kurtarma olasılığınız doğar, ya da hiç kesmeyin, risk almayın. yok, ben ikisini de yapamam diyorsanız sevgiliniz falan olmasın, rahat rahat kesin çevrenizi.
boğaziçi üniversitesinin manzaradan sonra bira içmek için en ideal yeridir. adını oturaklarının petek şeklinde dizilmiş olmasından alır. öğrenciler alır biralarını, muhabbet hatta bazen şarkılar eşliğinde boğaz manzarasına karşı demlenirler.
freedriver ulu'da yazar olmak ister ve kayıt olur. nickini de freedRiver olarak seçer. 'r' harfinin büyük olmasının nedeni de hem dalmayı hem de araba kullanmayı çok sevmesidir. fakat akabinde şu acı gerçekle karşılaşır: nicklerde büyük harf kullanılmamaktadır.
meydan sözlük te yazar iken pek çok kez kurduğum cümle. ben mi boş hayallere kapılmışım, yoksa yazarlar mı başlığın güzelliğini göremeyecek kadar mallardı hiç bilemiyorum. bu bir muamma olarak kalacaktır sanırım.
insanı inanılmaz kederlere gark edebilen olaydır. oldu olacak dersin, halbuki çok uzaklarında oynaşıyorsundur o deliğin. fakat anahtarı o deliğe sokunca başka bir şeyi başka bir deliğe sokmuşçasına da sevinirsin, dünyalar senin olur. basit bir anahtar deliği deyip geçmemek lazım tabii.
aslında salak olmayan kızdır. bunu yapmasının sebebi partnerinin üstünde iz bırakarak diğer dişilere karşı 'sahipli' izlenimi vermektir. bazen içgüdüsel, kasti olmadan yaparlar bunu; bazen de özellikle, 'benden başka kimmse yaklaşamaz sevgilime/kocama' temalı cümleyi hemcinse aktarmak için yaparlar.
o toplum bizim toplum değildir. bunu çok iyi biliyorum bak. mesela bütün ünlüler uyuşturucu ve seks bağımlısıdır yahut bütün öğretmenler bilgili, kültürlüdür halkımıza göre. değişir mi? değişmez. o yüzden koy götüne rahvan gitsin
tercih yapacağım zaman ankarayı yazmayı düşünmememin başlıca sebebi. deniz memleketinde doğmuş, büyümüş biri olmadan bu deniz takıntısını anlamak zordur, işte o takıntı var bende. olmaz, olamaz, denizin olmadığı bir yerde hayatta yaşayamam.
ergendir büyük ihtimalle. dışlamak yerine topluma kazandırmak lazım böyle itoğlularını. birkaç yıl sonra yediği bokun bok olduğunu algılayacaktır zavallım. yazık.
memleketimdir. yazın nemli, kışın is kokulu simsiyah havasıyla her daim bunaltan şehir. küçücüktür, ufacıktır ama içi dolu turşucuktur da aynı zamanda. kömürüyle ünlü bu şehirden zaten kömür olmayaymış bir bok olmazmış kanımca. denizi pistir, şehir planlaması kötüdür falan ama yerlisi tarafından çok sevilir ve her platformda savunulur. bu insanlara ben dahil değilim, yanlış anlaşılmasın.
ömrümden ömür götüren diyaloglardır. başıma gelenlerden sadece bir tanesi şudur.
+alo
-melaba efenim, zeynep hanımlan mı görüşüyorum?
+(ablamın adının zeynep olması nedeniyle) ben kardeşiyim, buyrun?
-yau şindik bizim bi iş görüşmemiz varidi gendisiynen?
+yanlışınız var efendim, hangi zeynep'i aramıştınız?
-yau, eheh ehe, gusura galmayyın yannış oldu heraldaysa
+yok efendim önemli değil, iyi günler.
-siz nerelisiniz acep?
+beyefendi yanlış numara, niye nereli olduğumu soruyorsunuz ki?
-ben bursalı zeynep hanımı(!) aramışidim
+beyefendi yanlış numara işte, uğraştırmayın
-tabiy, insanlar çeşit çeşit eki eki
+iyi günler. *
var olmayan insandır. bir insan hem yakışıklı hem de otuzbirci olamaz, çünkü yüz hatları ne kadar altın orana yakın olursa olsun yüzdeki sivilceler ve daimi otuzbirin surata verdiği mal ifade bütün yakışıklılığı alır götürür.
peteğiyle, manzarasıyla, güney meydanıyla, alternatif çimleriyle görene türkiyede değil de başka bir memleketteymiş havasını hissettiren okul. amerikan sistemiyle işler, bu durumun getirileri oldukça fazladır ama dezavantajları da yok değildir. yine de candır, canandır. *
kişinin hayatı boyunca unutmayacağı şirinlikteki salaklıklardır. sineklerin önce kanatlarını, sonra bacaklarını koparmak suretiyle onlara işkence etmek bu sevimli salaklıklardan sadece bir tanesidir.
edit: pek de sevimli değilmiş lan şimdi fark ettim. bi tek bana sevimli geliyor demek ki, neyse artık...