gençliğimi hatırlıyorum, tonlarca saçma cümlenin arasından gülmeye yarayanları seçip altımıza sıçana kadar gülerdik. şimdi ne olduda böyle mantıksal düzlemde çıkarımsal sonuçlar içeren sarkastik cümleler kuruyorum amk!. yaşlanınca böyle oluyor heralde. beyinde bir yaşlanmaya bağlı mantıklı cümle kurma hormonu var da bilimin haberi mi yok?
biraz önce terasta çay sigara yaparken farkettiğim metaforik gerçekle yüzleştirmek demek güvercin olmak. yükseklerden boşluklara fütursuzca kendini bırakabilme özgürlüğüne sahip olmak demek. alarm kurmamak kahvaltı derdi olmamak demek. cihazlara parmak basmamak kravat takmamak gün aymadığı halde günaydın dememek güvercin olmak. her masaya davetsiz oturup vedasız kalkabilmek demek bir nevi hesapsız yaşamak demek güvercin olmak. güvercin olmayı istemek içindeki gerçek insanın sesine kulak verebilmek demek. toplanın güvercin oluyoruz. en yükseği bulup aşşağılara atıyoruz kendimizi. bonus olarak yöneticelerin kafasına sıçma da benden size hediye hadi hayırlı işler.
cinsel birleşme öncesi biyolojik vazifesini tam olarak yerine getirememiş vajinanın amiyane tabiridir.
tanımın anlaşılması için ise örnek olay aşağıdadır.
4. adli tıp ihtisas kurumunda bir sabah. iki polis bir kadına nezaret eder. kadının küfürleri kendinden önce bekleme salonuna gelmektedir. kadın, nezaret eden polislerden şişman ve orta yaşlı olanına döner ve kuru amcık der. bütün salon kahkaha atarken deli salvador ve yanındaki eroin bağımlısıyla kadına bakıp teşekkür edercesine başlarını sallarlar.
boşa koysan dolmayan dolusuna koysan almayan hayata alternatif bakış açısıdır. sağlam zihin yapısı ister. etkiye açık ama tepki vermemek üzerine kurulu mental yapıya sahip kişilerin akımıdır. deli bir şeydir.
tanımıyorum arkadaşım napıyım yani facebook'dan bulup ekleyeyim mi nedir olay? bende, eski mahallemizin muhtarını hatta ve hatta annemin köyünün ihtiyar heyeti başkanının ismini yazıp başlık açayım olur mu? isyan.
varoluşçu felsefe ile giriştiğim müşteri hizmeleridir. öyle ki;
27 nisan 2010 tarihinde ankara'dan bir takım ürün siparişleri verdim. hızlı bir şekilde ürün tesliminin yapılması beni çok memnun ederken öte yandan teslimat esnasında siparişlerimin zarar görmesi beni çok üzdü. Bunun farkına ise monte ederken varmam; schopenhour'un ''yeninin o dayanılmaz çekiciliği'' deyişini baltalar nitelik kazandı. buruk bir sevinç yaşadım. önerim şu ki internet üzerinden verilen siparişlerin tesliminde ürünler daha iyi muhafaza edilir şekilde ambalajlansınlar.
ilk olarak çin seddi diyerek girmek istiyorum mevzuya sonrasında aşşaaa mahalleden sevtap'ın vizite kuyruğu, emekli maaşı kuyruğu, gecikmiş elektrik farutası yatırma kuyruğu... diye uzayıp gider bunlar.
son günlerdeki yanardağ adı ve takım isimlerinden kaynak, bu adamlar kelime türetirken başlarında kim vardı lan dedirtcek türden bir olaydır. burdan idk'yı uyarıyorum ''akıllı olun'' . yanardağın adını söylerken çektiğim fotoğrafımı facebook'a profil fotosu koydum yeminlen bir arkadaşım kalmadı lan.
not : idk; izlanda dil kurumu olarak kullanılmıştır. orjinal adı: izland jalljkyhöhu retkyhnsnöh 'dür heralde, bilinmez.
ızıdırabı henüz yaşama arzusunu geçememiş ama dengeli düzeyde olan insanın bunalım metaforlarının kabardığı an düşüncelerinde filizlenen olgudur. arthur schopenhour'un hayat'ın anlamı isimli kitabındaki görüşlerini gerçekler bu adam. öyle bir boşluktadır ki bu boşluk onun hayatını doldurmuştur.
halk'ın içinden envai çeşit erkeğe kendini düzdüren kadınların vajinasından esinlenerek, başta ben olmak üzere kıraathane eşrafının götünden uydurduğu lakabdır.
cinselliğin pratik yaşamından uzak yetişen bir genç nesil alalım elimize, sonra o genç nesil habire alsın eline, ağrı girsin hep beline beline, kalmasın kıvrım kıvrım kıvrımları o güzel beyninde. yani burda anlatılmak istenen fazla mastürbasyon ileri yaşlarda unutkanlığa yol açar. işte halkımızın erkekleri de bundan dolayıdır ki unutkan. bu beni hiç ilgilendirmiyor ama ulvi amacım bilgilendirmekdir benim.
müge anlı'nın programında psikiyatri doktoru arif verimli'nin dallamasal olaylara hayvansal dürtülere karşı tepkisidir. insanlar neden insanız diye sürekli düzüşürler? yapmaları gereken tek şey buymuş gibi?