Samsun yazılmış ama "banda aceh parkı" yazılmamış. Belki de eski şanı kalmadığındandır. ismi, 2004 Sumatra depreminden en çok etkilenen endonezya şehrinden gelir.
Olmayan parayla ekonomi dönmeyeceği, ekonomi dönmeden de Türk lirası değerlenmeyeceği için. Paranın gücü alışverişte belli olur. (bkz: yaz bunu güzel laf)
Başlık sahibiyle pek tabii. Düşünsenize 5 dakika karşılıklı sıçarken neler yaşayıp bu kafaya ulaştığını öğrenebilirseniz, destan gibi tez yazacak malzeme olur elinizde. Zira kendisi bir yazar değil vakadır bütünüyle.
Halkının mutlu olduğu savunulmuş burada. Siz şaka mısınız gençler? Mutlu dediğiniz halk, saçını farklı şekilde kestirse idam edilecek. Ha size göre mutluluk biat etmekten geçiyorsa, o ayrı.
Benzeri diğer başlıklar gibi, insanı matematikten soğutan bir başlık. Arkadaşım, madem herkes kendi para biriminin miktarından sorumlu, o halde o miktarları bir de satın alınan ürün ve hizmetlerin fiyatlarında karşılaştıralım. Ne dersin ?
5 senede beni bırak demeye başlayan, sanayinin yolunu ezberleyen arabalardır (bkz: yersen) ayrıca ülkemizdeki fiyatları da vergileri düştüğünüzde dörtte birine kadar inmektedir. Ben demiyorum TBMM başkanı diyor.
"Gerçekleri haykırma" üzerinden sonuca ulaşılmış versus. Bakış açımız bu olacaksa, sago'nun stilo, kalbim krizin bekçisi olmuş, didaktik kitaplar, bağdat gibi şarkılarını da dahil etmek gerekir. Mevzu gerçekleri haykırmaksa, o zaman "Başbakan bir metro yerine doğamı geriye ver"sin.
Sezonun ilk yarısında "Trabzon kümeye" diye bir taraflarını yırtan Rizespor'un düşmesine göz yummuş takımdır, takımımdır. Şike olmadığı açık, Bursaya bir jest bu yapılan. Benim anlamadığım Fenerlilere ne oluyor ? Rizenin küçük fb olarak adlandırılmasıyla alakalı olabilir mi ;) siz sövedurun gençler, ilahi adalet.
2010-2011 sezonunda Rizespor süperlige çıkmaya çok yakınken 53. Dakikada skorboardda "şampiyon Rize" ibaresini gösterecek kadar da dost canlısıdır aynı zamanda. Bizde jest bitmez yani, hak edin yeter.
zor-kolay şeklinde sınıflandırmaktansa keyifli-mecburi diye sınıflandırmak daha doğru kanımca.
Şimdi düşünün mevsim bahar, cuma akşamı mesai çıkışı koyulmuşsunuz yola, birkaç saatlik mesafedeki sevdiceğe kavuşmak üzere. Akşam güneşi kıpkırmızı karşınızda batıyor, radyo açılmış, çerez ve içecek eşliğinde manzaraya karşı yol alıyorsunuz.
Kavuşup sarılana kadar geçen zaman içinde yaşadığınız en harika duygular o yolculukta saklı kalacak. bırakın zor-kolay kavgasını ego yarıştıranlar yapsın, siz keyif almaya bakın.
60 km/h hızla ilerlerseniz dakikada 1 km; 90 km/h hızla ilerlerseniz dakikada 1.5 km; 100 km/h hızla ilerlerseniz 6 dakikada 10 km yol katedersiniz. Gereksiz mi ? Son derece, çünkü (bkz: dört işlem)
bana tuhaf bir huzur katan şehir. anlamsız bir şekilde huzurlu hissediyorum sokaklarında yürürken, sanki medeniyeti yeni keşfediyormuş gibi. Ah bir de trafiği olmasa... En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere.