sigara ve içkiye harcanan para yıllık 26 milyar dolar imiş.
buradan bakarsak; sözümona sigara ve içkiye karşı olan akp iktidarının bütçesinden bu parayı çıkarırsak, bu ekonomi batacacağı için, zor olan önerme.
akp iktidarı ve tüm iktidarlar, sigara ve alkol tüketicilerine duacıdırlar. bakmayın öyle üfürmelerine.
kaynak olarak "götünü" kullanan kimilerini kusturan yazar. (bkz: #13691763)
bu götlerin pardon yazarların kaynak göstermeden kendine de bok atmasına şaşırmaz.
--spoiler--
hikaye bu ya; öküz sürüsü çayırda sakin sakin otlarken bir öküz nefes nefese gelip arkadaşlarına heyecanla anlatmaya başlamış : "lan oğlum var ya, bu insanlar bizi yediriyor, içiriyor, bize bakıyorlar ya hani... neden? çünkü iyice semirmemizi istiyorlarmış. sonra da hepimizi kesip sucuk sosis yapıp süpermarketlere satacaklarmış!"
diğer bir öküz otlamaya devam ederken başını bile kaldırmadan cevap vermiş: "bırak lan bu komplo teorilerini..."
--spoiler--
---
"muhteşem yüzyıl" dizisi için "tarihe mal olmuş şahsiyetin mahremiyetine hassasiyet gösterilmedi" diyen 74 bin kişi kızdı ve rtük'e başvurdu diyorlar...
eeee millet hassas...
şu bizim muhteşem sekiz yılda insanların yatak odalarına girildi, kadınlarının-kızlarının mahrem bantları yandaş medyaya dağıtıldı, iç çamaşırlarının olduğu çekmeceler taşındı...
hassas vatandaş rahatsız olmadı...
kendisi de zaten telefonla eniştesiyle konuşmaya korkuyor hımbıl...
ama dizide kanuni sultan süleyman'ın mahremiyetine girildiğine kızdı...
*
dizide gördüğünüz (ki ben ömrümde ilk kez bir diziye oturup baktım) o sevimli küçük veliaht mustafa var ya...
ileride sultan süleyman onu boğduracak... koklayarak öptüğü bebeğini, dilsiz cellatlar boğarken de hırıltılarını yan çadırda dinleyecek...
iyi mi?..
*
"muhteşem yüzyıl" dediğiniz, yağmaya ve istilaya dayalı ekonomisi, bebek yaşta annesinden-babasından koparılmış devşirmelerden ordusu, adı ve kimliği değiştirilmiş insanlardan oluşan devleti, saçından sürüklenerek getirilmiş el kızlarının hamama sokulup sokulup padişaha sunulduğu, kalanlarının paylaşıldığı, babanın oğlu, kardeşin kardeşi boğdurduğu ve ha bire kafaların kesildiği öyle bir yüzyıl işte...
eksik bile; ya sarayın "oğlan"larını gösterselerdi...
*
akp'nin batı'dan uzaklaşıp araplara kayması "neo osmanlı" diye tam da millete yutturulurken... ve o gaza gelmiş muhteşem zat eski osmanlı topraklarında kılıç kuşanırken oldu bunlar...
*
ve dizide "milli ve manevi değerlerin rencide edilmesine" kızdı demek ki vatandaş...
--spoiler--
Bu operasyon. Dava filan değil. Bu operasyonun adını Amerikalılar koymıştur, Ergenekon Operasyonu diye. Tıpkı Irakta yaptıkları gibi. Irakı işgal etmeden önce de oradaki halk çok öenmli değildi, halk çünkü bir diktatöre bağlı, zaten sindirilmiş durumdaydı.Ama Türkiyedeki milletimiz öyle değil. Orada da aynı şeyi yaptılar. Telefon dinlediler. Saddam düşmanı devlet düşmanlarını itirafçı yaptılar. Devletin içinde çöreklendiği ajanlardan bilgi alıp sahte ihbar mektupları yazdılar. Adliyeye çöreklendirdikleri çetelerine, bu adamları tutuklama tehdidinde bulundurdular. Tutuklattılar. Sonra Irak işgal edildi. Irakın ordusu savaşmadan teslim oldu. Korktuğu için mi teslim oldu? Ama Türkiyede iş hiç öyle değil. Türkiyede papuç pahalı yani hiç ucuz değil öyle.
Bu operasyon aşama aşama gidiyor. Önce isimleri belirlediler. Sonra devlet içinde devlete düşman olanları itirafçı yaptılar. Devlet içine çöreklenmiş bazı çetelerden, bazı muhbirlerden, tarikat üyelerinden bilgiler alıp, sahte ihbar mektupları hazırladılar. Sahte olduklarını da mahkemenize sundum. O mektuplardan sonra bizler buradayız. Şimdi geldiğimiz nokta bu operasyonun 4. Aşaması vardır. Bu operasyon bu üç aşamada bitirilemedi. 4. aşaması suikastler aşamasıdır. Bu iş artık suikastlerle devam edecek. Bunu Amerika yapacak.Kiminle yapacak? Siyasetten aldığı güçle yapacak. Onlarla örtecek bu işin üstünü.
Dünyanın neresinde olursa olsun gizli servisler kullandıkları insanları limon gibi sıkar, kullanır atar. Dünyanın her tarafında böyle olmuştur. Çavuşevsku da aynı akıbete uğradı. Gizli servisler onları paşalar gibi yaşatıyordu. Ömürleri sokakta rezilce bitti. Şimdi uyarmak istiyorum; Zekeriya Özü, Fikret Seçeni, Nihat Taşkını Mehmet Ali Pekgüzeli özellikle mahkeme heyetini. Çok iyi korunmasını istiyorum. Yapılacak suikastler büyük ihtimalledir ki bu minvalde olacaktır ilk etapta. Çünkü milletin beyninde buradaki mahkeme bitti. Burada bizim artık tutsak olduğumuzu, esir alındığımızı Türk milleti biliyor. Herkes biliyor.
--spoiler--
ergenekon davasından yargılanan durmuş ali özoğlu. mahkemedeki savunmasında yukarıdaki cümleleri kullandı. ve sadece bu yüzden, savunmasında ettiği bu sözlerden, 14 yıl hapis cezası aldı. savunma = 14 yıl.
peçeteden kendi imkanları ile doğan insan çeşidine has bir durumdur.
orada burada sözlükte filan atar tutarlar. "yüzüme söylesene" deyince sıvışıverirler.
kendisinin "mumsöndü" diye tanımladığı bir gecede ana rahmine düştüğü kesin olan yazar. yazık. varlığı hep tartışma konusu olmuş ve alevilere çamur atmak için kullanılan ne idiğü belirsiz bir mumsöndü gerçeğini, bunlardan daha iyi bilen yoktur bu yüzden. mumsöndü aşağı mumsöndü yukarı..
o kadar bellidir ki bir sapkınlık sonucu bu dünyaya geldikleri gerçeği, ülkemizin en onurlu, namuslu insanları olan alevilere çirkef sıçratmakla hafifletebileceklerini sanırlar acılarını.
alevilerin değil, alevi düşmanı yobaz tayfasının çok çok iyi bildiği şeydir.
neredeyse, bütün hayatları 'mumsöndü' dedikleri, şikayet ettikleri bu olay üzerine kuruludur. çünkü onlar alevilere atmaya çalıştıkları bu çamurun içinde düşmüşlerdir analarının rahmine.
aşağıdaki alıntıyı okuyan her hür akıl, bu yalanın, ingiliz yalakalarının bir yalanı olduğunu görür.
ha bu arada kaynak da zaman gibi abd beslemelerinin yayın organı değil, türk tarihinin en sağlam eserlerinden biri olan nutuk'tur, biline.
--spoiler--
istanbul'da çeşitli maksatlarla gizli ve açık olmak üzere kurulmuş, parti veya dernek adı altında birtakım kuruluşlar da vardı. istanbul'da önemli sayılabilecek kuruluşlardan biri ingiliz Muhipleri Cemiyeti (12) idi. Bu addan, ingilizlere dost olanların kurduğu bir dernek anlaşılmasın. Bence, bu derneği kuranlar kendi şahıslarını ve kendi çıkarlarını gözetenler ile, kendi çıkarlarının korunma çaresini Lloyd George (Loyt Corc) hükûmeti aracılığı ile ingiliz himâyesini sağlamakta arayanlardır. Bu zavallıların, ingiliz Devleti'nin Osmanlı Devleti'ni bir bütün olarak korumak ve himaye etmek isteğinde olup olamayacağını bir defa olsun dikkate alıp almadıkları, üzerinde düşünülmeye değer.
Bu derneğe girenlerin başında OsmanlıPadişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn ünvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ile Sait Molla bulunuyordu. Dernekte Rahip Frew (Fru) gibi ingiliz milletinden bazı macera heveslileri de vardı. Yapılan işlemlerden ve gösterilen faaliyetlerden anlaşıldığına göre, derneğin başkanı Rahip Frew idi:
Bu derneğin iki yönü ve iki ayrı niteliği vardı. Biri açık yönü ve usulüne uygun teşebbüslerle ingiliz himâyesini sağlama amacına yönelmiş olan niteliği idi. Öteki de gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Memleket içinde örgütlenerek isyan ve ihtilâl çıkarmak, millî şuuru felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaştırmak gibi haince teşebbüsler, derneğin bu gizli kolu tarafından idare edilmekte idi. Sait Molla 'nın derneğin açıktan yaptığı çalışmalarında olduğu gibi gizli çalışmalarında da ondan daha çok rol oynadığı görülecektir. Bu dernek hakkında söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gereğinde göstereceğim belgelerle daha kolay anlaşılacaktır.
--spoiler-- mustafa kemal atatürk / nutuk
zamanında canlı yayınlanan bir tv programında eline, pardon ağzına ağzına vurulmuştur.
o günden beri nasıl oluyor da insan içine çıkabiliyor anlaşılamamaktadır. buyrun;
mahkemede yaptığı savunma sırasında, danıştay yargıcını katletmekten hüküm giymiş osman yıldırım'a, "danıştay katili" dediği için de 100 gün daha ceza almıştır.
5 yıldır tutuklu, savunma yapıyor ama mahkemede yaptığı bu savunma toplam 20 yıl ceza almasına neden oluyor. yirmi yıl.. kendini savunuyor ama buna bile tahammülleri yok.
ne demiş savunmasında, dinleyin görün, işte o zaman "asılmalı doğu perinçek" diyeceksiniz.