malum yaşanan eskişehir saldırısı ile alakalı neredeyse her yerde '' oyundan etkilenen,bilgisayar oyunundan etkilenen, cod oyunundaki ghost karakterinden esinlenen'' haberler görmekteyim.
-ulan bizim haber siteleri,kanalları bile gerizekalı. adam '' hello kity''tshirtü ile yapsaydı bunları oradan mı etkilenmiş diyecektiniz.
-cocuk zaten hayattan nefret ettiğini,depresyon ile mücadele ettiğini ve alttaki linkte örnek aldıgı kişileri zamanında tweet atmış. ama bizim cahil cühelalar yine olayı bilgisayar oyunlarına yıktı.
-türkiye'nin gözde bekarlarının başında gelen hakan sabancı'ya herkes ölüp bitiyor.zamanında oldugu kadınlar belli,şu anda hande erçel ile birlikte.herkesin ağzında bir hakan sabancı.
kıskançlık fesatlık olarak algılanmasın. tamam adam fena değil ama öyle ölüp bitilecek kadar da değil be sanki.
-yüzü eh fena değil.
-boy yok.
-fizik aman aman değil.
-giyim kuşam iyi.
-diksiyon,konuşma kalitesi yerlerde(youtube'de bir röportajı var 2x'e alsan bile ruhun sıkılır. ııııhhh ıııııığğğğ ığğğğ)
malum paralı oldugu için mi bu hayranlık yoksa kadınlar olarak bizlerden farklı ne görüyorsunuz ?
Lille’e karşı kaybettik olur futbol bu lakin gs’lilerden bi sik olmayacagı yine ayyuka çıktı.
Ulan türklük,ülke puanı falan hak getire değilmi sizin için? Senin ülkenin takımı,senin babanın-kardeşinin-abinin takımı, senin düşman kardeşin kaybetmiş taşak geçmeye başladılar yine.
Lan fenerbahçe olmasa kimle rekabet edeceksiniz,fenerbahçe iyi olursa gs’de iyi olur. Fener iyi transfer yaparsa gs de yapar buna bile kafanız basmıyor. Bugün miaddır benim için fenerbahçe dışında hangi takım yabancı takımla oynarsa tam destek vereceğim yabancılara. Yazık.
+bizim kadar çabuk unutan bir millet yoktur. deprem olur binlerce insan ölür,ortalık ayağa kalkar 2-3 ay sonra unutulur gider.
+bir şeylere zam gelir.ortalık ayağa kalkar bir gün sonra aynı düzene devam.taksici cinayeti olur ortalık ayağa kalkar 1 ay sonra unutulur. bu ortalığın ayağa kalktıgı durumlarda bir önlem alındı mı ? hayır.
2-kendimizi boy aynasında görmek.
+her konuda ''biz türkler şöyleyiiiiizz,böyleyiiiizzzz'' bilimden, sanattan, felsefeden, teknolojiden, ekonomik kalkınmadan, görgüden, medeniyetten her şeyden uzağız ama kendimizi bir bok sanıyoruz.
voleybol takımı,yusuf dikeç'in atışı vs derken gereksiz hype'landık yükseldik.oysa kimse gerçekleri görmek istemedi. yine kendimizi boy aynasında gördük.
-2024 Paris Olimpiyatları tamamlandı, Türkiye 40 yıl sonra altın madalyasız döndü! Tarihi başarısızlık...
yazarlara yöneltilen sorudur.senaryo şu şekildedir;
-biriyle flört ediyorsun.bir süredir birliktesin. aşırı ötesi iyi anlaşıyorsun,ruh ikizimi buldum dedirtiyor,anormal ötesi mutlusun. her şey 4/4'lük. bulutların üzerindesin.
-aradan 3-5 ay geçiyor ilişkiniz iyice pekişti. karşındaki trans oldugunu söylüyor,gerekirse cinsiyet değiştirme ameliyatı olacagını söylüyor.
özellikle tercih etmeyeceğim lakin aşırı alkollü,libidom yüksek ve karşımdakinin ladyboy oldugunu bilmeden otel odasında farkettikten sonra '' bilemiyorum altan'' dedirten durumdur.
bazıları aşırı ötesi güzel. büyük ihtimalle penisi gördükten sonra yapamam.
-istanbul'da 20.000 civarı taksi var.bunlar günde ortalama 750.000 yolculuk yapıyor.
+bu yılda ortalama 240 liradan yolculuk başı 65 milyar tl ciro yapıyor.istanbul dışındaki taksilerin cirolarını da koydugun zaman 91 milyar tl yapıyor yıllık.
+kuruş vergi ödemiyorlar.eğer her sektörde oldugu gibi yüzde 20 kdv öderlerse yılda 18 milyar tl yapar. herkes gibi gelir vergisi de öderlerse 15 milyar tl vergi geliri demektir.
+yıllık taksi sektörünün kaçırdıgı vergi 1 milyar dolar ediyor. osmangazi köprüsünün maliyeti bizlere 1.4 milyar dolar,marmaray 1.7 milyar dolar.
+her bir buçuk yılda bir türkiye'den bir marmaray çalınıyor.
-Arabasını sattıktan sonra 36 bin dolar (yaklaşık 1 milyon 206 TL) ile Amerika'ya giden adam bu parayla 6 aylık ev kirasından, evdeki eşyalara, cep telefonundan, arabasına kadar her şeyi satın almayı başardı.
-Görüntülerde 36 bin dolarla Amerika'ya gittiğini söyleyen adam, tek tek aldığı ürünleri saydı. Mobilyalardan, Iphone 15 cep telefonuna hatta arabasına kadar her şeyini alan adam bir de 6 aylık kirasını da ödedi. Üstelik cebinde 10 bin dolar parası da kaldı.
-rekabet müşteriye,vatandaşa yarar. umarım hepiniz batarsınız veya martı gibi uygulamalarda sürücülük yapmak zorunda kalırsınız.
-kaç aydır martı tag kullanıyorum. sürücüler hep eli yüzü düzgün insanlar,kaydı kuydu belli tipler. kaç aydır bindiğim araçlar kaliteli. c4,corolla,astra mis gibi arabalara biniyorum.ödeyeceğim rakamı bilerek gitmenin vermiş oldugu rahatlıkla gidiyorum.cüzdanım düşse,arabada bir sıkıntı yaşasam muhatabım var. peki ya siz ?
-amk sarı taksiye biniyorum yanımda hapisten 1 hafta önce çıkmış adam.taksinin ekranında kaydı,fotosu olan adam düzgün tip yanımda aracı kullanan herif barzo,kollar façalı. araçlar eski,konforsuz,sürekli ucuz arabalar.bilmediğin bir adrese gidiyorsan allah kerim kim bilir nereden götürüyor seni.
-bıktık ulan kız arkadaşımızı sarı taksiye bindirirken plakasını almaktan,eve gidince bana yaz demekten. 5 para etmezsiniz oğlum.ha sarı taksininde iyisi var mı var. ama 10 taksiden 7-8 tanesi bok.
-kaçırdığınız vergilerle ülkenin anasını ağlattınız.aşağıdaki videoyu izlemeniz durumunda martı'ya olan sempatiniz artacaktır.yıllık kaçırdıgınız vergi 1 milyar dolar.
Bugün yapmış olduğunuz açıklamaları dinledikten sonra artık sabrımın tükendiğini fark edip, asla anlamayacağınızı, asla umursamayacağınızı bildiğim halde bu mektubu yazmaya karar verdim.
Tarihe not düşülmüş olur böylece.
Sayın Cumhurbaşkanı;
Siz demokratik seçimler sayesinde oturduğunuz koltuğa halk tarafından getirilmiş bir devlet görevlisisiniz.
Bu ne demek?
Siz bize hizmet etmekle yükümlüsünüz.
Anamız değilsiniz, babamız değilsiniz.
ikide bir azarlayabileceğiniz, hakaret edebileceğiniz gibi bir yanılsama ve yanlış içerisinde olduğunuzu görüyorum.
HAMAS lideri için ilan ettiğiniz yası eleştirenlere cibiliyeti bozuk dediniz.
Di-YE-MEZ-Si-NiZ!!!
Siz kendisini sevebilir, sayabilir, ölümünün ardından kişisel olarak, kurumsal olarak (parti lideri olarak ve tüm parti olarak) yas tutabilir, kahrolabilirsiniz.
Ancak bunu "ulusal" hale getirdiğinizde, gösterilecek tepkiyi de soğukkanlılık ve nezaketle karşılayacaksınız.
Ben size "cibiliyeti bozuk" dersem sabah 4' te ters kelepçeyle evden alınırım. Siz de bana diyemezsiniz!
Askerlerimiz ölürken, vatandaşlarımız ölürken, insanlar sizin hükümetinizin ihmalkarlığı yüzünden trenlerde ölürken ilan etmediğiniz yası, siyasi görüşü bizimle zerre uyuşmayan biri için "ulusal" düzeyde ilan ederseniz, biz de eleştiririz! Bu her şeyden önce bizim vatandaşlık görevimizdir.
Sosyal medyayı sevmeyebilirsiniz. Çok kızabilirsiniz.
Kapatamazsınız öyle kafanıza göre.
Siz bu ülkeyi aklınıza estiği gibi yönetemezsiniz sayın Cumhurbaşkanı.
"Halkımızdan izin aldık" diyorsunuz.
Kendi tabanınızı bununla avutabilirsiniz, beni, bizi değil.
Siz ülkenin yüzde 35 inin, tüm ülkeyi yönetmesi için o koltuğa oturttuğu bir görevlisiniz.
ikide bir "bakanıma söyledim, belediye başkanıma söyledim" falan diyorsunuz ya, o bakan sizin değil, bizim! O belediye başkanı sizin değil bizim!
Yetti bu fırçalarınız, ağzı bozuk hitabetiniz ve öfkeniz!
bugün tarafıma mantık evliliği teklifi geldi sevgili yazarlar.
-normal şartlarda aşırı karşı oldugum bir şey. ne zaman konusu açılsa '' sevmediğim bir insanla aynı yatakta yatamam,sevişemem,sevmediğim biriyle ömür geçmez'' derdim. fakat ülkenin durumu,pahalılık,keyifsiz yaşam şekli bu teklifi değerlendirmeye alsam mı acaba dedirtti bana.
acaba sizler ne dersiniz?
-kuzenimin avusturya'dan arkadaşı geldi.kendisinin 22 yaşında ikiz kızları var.dün teyzemlere oturmaya gitmişler.teyzemler ve kuzenlerim kızları aşırı beğenmiş.aşırı ötesi hanım,düzgün,usturuplu kızlarmış.bizimkilerde hemen bana yakıştırmışlar.teyzem annemi arayarak durumu anlatmış. annemde konuyu bana açtı.bende kestirip attım. '' ya anne ben 33 yaşındayım kızlar 22,dindar kızlar bana gelmez. ben eşimle yarın öbür gün karşılıklı oturup içmek isterim,gezmek isterim. bu kadar dini yönü kuvvetli ve hanım biriyle ben anlaşamam'' dedim.
fakat bugün ciddi ciddi durup düşünüyorum.diyorum ki kendime;
-lan kız 22 yaşında,eli yüzü düzgün,zamanla belki sana ayak uydurur. avusturya'da yaşayacaksın neden düşün müyorsun ?
- yıl olmuş 2024 artık öğrenin dedirten,isyan ettiren konulardır.örnek;
-yıl olmuş 2024. metro,tramvay vb toplu taşımalarda önce inenler bir insin,sonra binin. ya amk ülkesinde öğrenemediniz. her gün çıldırıyorum,kavga ediyorum insanlarla. o kadar anons geçiliyor bir öğrenemediniz amk. '' sayın yolcularımız.lütfen inen yolculara öncelik veriniz'' çok mu zor amk yerinde.
-yıl olmuş 2024. hala restorant,cafe vb yerlerde avaz avaz facetime yapıyorsunuz. ya ne görgüsüzsünüz amk.
zamanında bilindiği üzere galatasaray '' Arjantin ekibi River Plate'in 'Sos Cadon' (Korkaksınız) ''isimli marşıyla bire bir aynı beste yapmıştı veya çalmıştı diyelim.
-belki bilenler vardır fakat cim bom bom besteside çalıntı veya uyarlamaymış. olayın hikayesini sıkmadan özetleyim;
- G.Saray Lisesi öğrencisi ve aynı zamanda futbolcusu olan Sabit Cinol üniversite öğrenimi için isviçre’nin Cenevre şehrine yerleşir.isviçre'nin Cenevre (Geneve) şehrinin Servette futbol takımında futbol hayatına başlar.
-o dönem servette'nin forveti ingiliz jim adında biridir. taraftarlar golcüleri için '' jim bum bum '' tezahüratı yapar. sabit cinol bu tezahüratı beğenir,istanbul'a döndüğünde arkadaşlarına anlatır ve bu slogan ortaya çıkar. finale gelir isek;
-kulübün lakabı ve unutulmaz tezahüratı asında '' jim bum bum '' dur. hahahaha.
düşünsene yıllardır bu tezahüratı kullanıyorsun,takımının ismi olmuş bir slogan anlamını bilmiyorlar. hahahahahhaha
yapmış oldugu son yayınında çıldırmıştır. gerçi adamın çıldırması bile efendi gibi.
-ağır küfürler içeren yayınında herkese siktiri çekmiştir.kendisinin ölüm tehditlerialması ,ışid'in arananlar listesine girmesi,türkiye'de yakalama kararı çıkmasından ziyade gerekli desteği alamaması kendisini çok yaralamış.
alttan alttan destek göremediği efe aydal'a sallamaktadır.
bugün bir yazarın tutmuş oldugu takımı değiştirdiğini okudum.başka bir başlıkta da kendisine buradan vurulmuş.bir tartışma konusu olması için bu başlığı açmak istedim.
-misal ben. küçük yaşlarda galatasaraylıydım. lise 1 yani 15-16 yaşlarında şunu fark ettim. eve geliyorum fanatik,fotomaç okuyorum sadece fenerbahçe haberlerine bakıyorum. ntv spor izliyorum fenerbahçe bölümleri ilgimi çekiyor. zamanla fark ettim ki galatasaray'a aman aman bir sempatim yok fenerbahçe daha ilgimi çekiyor.o zamanlar kendime dedim ki ;
-bu bir spor,bir eğlence. ben fenerbahçe ile ilgili olmaktan,fenerbahçe ile ilgili şeyleri izlemekten kısacası fenerbahçe'den keyif,mutluluk alıyorum fenerbahçeli olacağım dedim ve oldum. şu an yaşım 33 fenerbahçeli oldugum için de mutluyum.
-başlığın konusuna gelir isek hangisi daha iyi sorarım size;
1-galatasaraylı olup gs maçlarını izlemeyen,forma almayan,gs ile ilgili sempatim duymadan galatasaraylıyım demek daha mı iyi ?
2- babasının tuttugu takım diye,doğuştan kendisine seçme imkanı tanınmadan o takımlı olacağına zaman içinde sempatisinin oluştugu takımı tutması daha iyi değil mi ?