muhtemelen bir sigara fabrikasında görevlidir ve ortam açık bir alan değilse havalandırması iyi olmalıdır. fabrikanın işleyişini ve çalışma düzenini anlatırken bir yandan sigarasını tüttüren bir yandan da ürettikleri sigarayı tanıtan mühendistir. elinde bir çubuk veya lazer yerine sigara bulunur, ilgi çekmek için sigarasını yanar halde slaytlar üzerinde gezdirir. hem ilginçtir hem de özendirmekten ziyade duman altı bir ortam ve etrafta külle pisliğe neden olur. çünkü bunu gören izleyiciler de boş durmazlar o sigaralardan birer ikişer götürürler. *
toplum önünde bekar hayatı yaşayıp kötü kadın damgası yemek yerine, kağıt üzerinde de bir eşi olup söylentilere mahal vermeden huzurla yaşamak isteyen, kendi ekonomik özgürlüğü olduğu gibi eşiyle de birlikte çalışıp rahat yaşayan, gül gibi geçinip giden kadındır. tek ideali bu değilse gözü yükseklerde değildir onun, elindekiyle de yetinmesini bilir.
bilmeyenler için (bkz: doyumsuz kadın)
egelilerin başkalarının yanında kendi aralarında uygulamak üzere koydukları bir kuraldır, yasaklamayı yasaklayan zihniyetin bir ürünü olsa gerek. özellikle denizlililerin bu konuda pek başarılı olduğu söylenemez. istatistiklere göre egeliler arasında şivelerinden asla vazgeçmeyip gittikleri yerlere şivelerini de götüren birileri varsa onlar en fazla denizlililer olmuştur.
en savunmasız olunan bir anda yenilen dayak türü. uykunun hafif olması dayağın acısını hafifletir, çok az dayak yiyip uyanılır. hemen arkasından karşı atağa geçilir.
zirve eski'de başlayıp kumrucu musti'de devam etti ve efes'te sonlandı. çaylak furki'nin tekel bayii önünden gelişi hala telefon hafızasındadır. eski eserlerin ferah ortamında ideal sayıda bu kadar güzel insan bir araya gelince iyi geçmesi sürpriz olmayan güzel bir akşamüstü geçirmiş olduk. sözlüğe canlı bağlantı yaptığımız sırada etoburkuzu'nun aklına takılan "içinde imam kelimesi olan sözlük yazarı"nın ismini ben hala merak ediyorum. bu arada karnı acıkanlar hemen belli oluyordu derken soluğu aydın'ın o meşhur sevgi yolu'nda aldık. kumpircideyken bir ara duvardaki resmin etkisinden olsa gerek kendimizi paşa yaylası'nda zannettik. sonlara doğru bulvarda turumuzu atmış olduk. bu vesileyle "aydında neden zirve olmuyor..." serisinin sonuna gelmiş bulunuyoruz. katılan ve katılamayacağını mesajlarıyla bildirme inceliğini gösterenlere de teşekkürler.