başta yök başkanı ve rektörler olmak, üzere ans'nin ve yüksek mahkemelerin de içinde bulunduğu millet iradesine ipotek koymayı kendine görev edinmiş sözde aydınlar tayfası.
hemen her gün sol frame de, "lan bugün başbakan' a ne desem yahu" "nasıl belden aşağı vursam" "karısına kızına çocuğuna mahremine nasıl hakaret etsem" gibisinden fikirlerinizi (haşa ne fikri. fikir de haysiyet vardır bu olsa olsa hezeyandır) sol frameye kusmanızdan gına geldi gayri. sözlükte eleştirinin vehametine örnektir ayrıca.
belli çevrelerce estrilmeye başlanan hır gür çıkarma havasıdır. seçim öncesi tıpkı menderes ve özal'a karşı yapılmış olan ve halkı hükümete karşı kışkırtma senaryolarıdır. özellikle mart ayında başlayacak olan bu "küstah oyun" mayıs ayına doğru patlama noktasına gelecek.
Öteden beri cuntacılık peşinde olan ve her antidemokratik eğilimin arkasında durarak kriz senaryolarının baş rollerinde oynayan bu kesime çok şükür ki halkımız kulak asmıyor.
Cumhuriyet'in foyası meydana çıktı, farkında mısınız?
Cumhuriyet gazetesi bir süredir manşetinden "Tehlikenin farkında mısınız?" kampanyası yürütüyor...Kampanyadaki vurgu Cumhurbaşkanlığı Seçimi üzerine: "Çankaya'ya bir AKP'linin çıkacak olmasından laiklik adına duyulan büyük kaygı" siyah zemin üzerine 1881-2007 tarihleri yazılarak öne çıkarılıyor. Çankaya sürecinin Mayıs ayında tamamlanmasıyla "Atatürk'ün son nefesini vermiş olacağını" söylemeye çalışıyorlar..
Cumhuriyet'in mesajı, Hüsamettin Cindoruk'un "Erdoğan Çankaya'ya çıkarsa, Atatürk Anıtkabir'e taşınır" cümlesine çok benziyor...
TF Kampanyası'nın ikinci kısmında ise "16 Mayıs'ta saatler 100 yıl geri alınıyor. Tehlikenin farkında mısınız?" diye soruluyor...
Eski Cuntacı ilhan Selçuk'un Cumhuriyet'i "Tehlikenin farkında mısınız?" muhabbetini hakikaten çok sevdi. Samimi söylüyorum, ben de pek sevdim. "Muz orta" gibi geliyor bana bu kampanya, farkında mısınız?
Asıl konumuza geçmeden not edeyim: 12 Mart 1971 öncesindeki Cumhuriyet gazetelerini arşivden çıkarıp tek tek inceledim. Nedense "9 Mart Cuntası laik ve demokratik rejime el koymak üzere: Tehlikenin farkında mısınız?" gibi bir slogana, kampanyaya falan rastlamadım! Eh, o yıllarda reklamcılık mesleği hayli gerilerde seyrediyordu ya, neyse...
Cumhuriyet, TF Kampanyası'nı ilk kez geçen Mayıs ayının (2006) ilk yarısında gerçekleştirmişti. Zaten, işin sırrı da o günlerde saklı!
"Tehlikenin farkında mısınız?' cümlesini Arapça harflere benzeterek artı tersten yazmışlardı; "Cumhuriyetinize sahip çıkın" ibaresini de ekleyerek...
Yayının yapıldığı günlerde ne tesadüf Cumhuriyet gazetesine peş peşe üç kez bomba atılmıştı! Birkaç gün sonra Danıştay Provokasyonu meydana gelmişti. Eş zamanlı olarak da piyasalarla çökertme oynanmaya çalışılmıştı...
Diyeceğim o ki: Şu TF Kampanyası'nın gerçekte CG'nin laiklik hassasiyeti ile ilgisi yok. Ya?
işte buraya yazıyorum: Laiklik paravanını kullanan Cumhuriyet gazetesinin aslında tehlike olarak gördüğü hadise geçen Mayıs ayında Ankara'nın ABD'nin yörüngesinden çıkıp tarihte ilk kez bağımsız bir duruş elde etmiş olmasıdır!
Gazetelerine atılan bombaların "TSK Malı" olduğu anlaşıldığında Cumhuriyet'ten çıt çıkmaması acep ne iştir? Mahkeme kısa bir süre önce "CG'ne atılan bombaların kaynağı araştırılmayacak" diye karar verdi. Cumhuriyet bu hasıraltı faaliyetine yine sesini çıkarmadı...
Demek ki, ilhan Selçuk ve Cumhuriyet yöneticileri bombalanma olaylarının perde arkasının aydınlatılma ihtimalini bile sevmiyorlar! Bu işin arka planı kazara ortaya çıkarılsa, Cumhuriyet'çilerin neticeyi görmeye cesaretleri yok! Mesela, Mumcu suikastının perde arkası aydınlatılsa, Cumhuriyet bu sonuçla yüzleşmek istemeyecek!
Bütün bunlardan sonra, Cumhuriyet için sevabına farklı bir 'TF Kampanyası' yapmamız gerekiyor:
* "Artık bu solan Cumhuriyet bahçesinde Sincan tanklarına/ brifinglere/ TSK'dan servis edilen fabrikasyon manşetlere yer yok: Tehlikenin farkında mısınız?"
*" ilhan Selçuk sütununda Bush'a -Türkiye'ye müdahale edin diye açık mektup yazmıştı. Beyaz Saray, ilhan Ağabey'e bir türlü dönmedi, dönemedi: Tehlikenin farkında mısınız?"
*Final: "Cumhuriyet gazetesinin foyası meydana çıkıyor: Tehlikenin farkında mısınız?"
türk dil kurumu ve türk dili ve edebiyatı akademisyenlerinin birlikte türettiği "tutsat" kelimesi (mortgage'nin türkçesi) yerine ısrarla mortgage demek ve dil hassasiyetinden uzak olmaktır.
türk silahlı kuvvetlerinin dışa bağımlılığını en aza indiren aselsan da genç mühendislerin sebebi bilinmeyen intiharlarıdır. bu konunun mutlaka aydınlanması bir soruşturma komisyonu kurulmasını bekliyoruz.
--spoiler--
Aselsan'da çok önemli projolere imza atan 31 yaşındaki makine mühendisi Hüseyin Başbilen bir aracın içinde ölü bulunuyor. ODTÜ mezunu mühendisin sol el bileğinde ve boynunda kesik izleri var. Otopsi sonucu "intihar etmiştir"deniliyor.
Aselsan'da çalışan ODTÜ mezunu elektrik mühendisi 30 yaşındaki Ali Ünsem Ünal aracının içinde tabancayla intihar ediyor.3 yıldır Aselsan'da çalışan mühendis ölüyor.
26 yaşındaki ODTÜ mezunu elektrik mühendisi Evrim Yançeken evinde intihar ediyor.2 yıldır ASELSAN’da görev yapan 26 yaşındaki Evrim Yançeken, 7. kattaki evinin pencerisinden atlıyor. Genç mühendis ölüyor.
intiharlar son 6 aya sıkışmış.
ilginç. Aselsan, TSK'nın dışa bağımlılığını azaltmak için kurulmuş bir şirket.En önemli özelliği aviyonik bakımından bunu büyük ölçüde başarmış olması.Bu aviyonik meselesi çok önemli. 650 milyon dolara F-16'larımızı ABD modernize edecek ya, işte o uçaklarda bizimkilerin yapamadığı tek şey aviyonik sistemler.Dışa bağımlılık o yüzden.
Türkiye'nin en parlak üniversitesinden mezun olmuş 3 parlak mühendis.
Türkiye'nin en parlak kuruluşlarından birinde iş buluyorlar.
Türkiye standartlarına göre hayli iyi maaş alıyorlar.
Ve "yüksek lisans tezi sıkıntısı" onları intihara sürüklüyor.
Yüksek lisans neden yapılır? Daha iyi maaş, daha iyi mevkii için.
Adam zaten 26 yaşında bunu başarmış.
Diğerleri de...
Aselsan'ın internet sayfasına giriyorum,intiharlarla ilgili tek açıklama yok.
Türkiye'nin en gözde kurumunun 3 mühendisi intihar ediyor, herkes "sus-pus".
atatürk milliyetçisi vatansever gençlerin fikirlerini savunan site. an itibarfiyle güvenlik açığımızı yakalayan dağ hayvanı pkk lılar tarafından hacklenmiştir. en kısa zamanda yayına dönecektir.
işlek bir yere açılıp döner olayına yenilik getirmiştir. genellikle üniversite öğrencileri doldurmaktadır. ah birde şu karın ağrısı yapan sosun formülünü değiştirseler tam süper olacak.
peyami safa'nın romanı.
Mütefekkir romancı, bu eserde insan ruhunun derinliklerine büyük zekasının ışığını tutmaktadır. romanda asil bir ruhun insanın anlaşılmazlığı karşısındaki bunalımları, ikiyüzlülüğe ve bayağılıklara karşı isyanı verilmektedir. Harb yıllarının ahlâkı ve içtimâi hayanı verilmektedir. Harb yıllarının ahlâkı ve içtimâî hayatı perişan eden havası iinde dürüstlüğün ve ülkücülüğün savunması yapılmakta, kozmopolitliğe karşı milliyetçilik, materyalizme karşı maneviyatçılık bayraklaştırılmaktadır.
şehirlerin mimarisi, panoromik görüntüsü, caddeleri ve sokaklarını ihtiva eder. http://www.wowturkey.com adresinde en kaliteli şehir fotoğrafları bulunabilir.
taç atışı kullanan futbolcu ile ilgili ayrıyeten bir görüntü girdikten hemen sonra oyuna dönüldüğünde, tacı atan futbolcunun nedense değiştiği görülür.
mesela sabri tac atışını kullanırken, ayhan akman'a "yanaş lan yanaş" gibisinden işaretler etmekteyken bir bakıyorsunuz tacı song kullanıyor. pek ilginç.