muhtemel recep tayyip erdoğan beyanatı. "teğet geçecek", "sürtünecek" derken rekor küçülmeyle ülkenin ebesini şeyapmış krize dair yorumu bu olacaktır diye tahmin ediyorum. böylece üslubundan da taviz vermemiş olacaktır.
kuvvetmira çıkışlı kafile albümünün 4 numaralı parçası. abluka alarm performansıdır. harikadır, albümde tek geçilen şarkılardan biridir. laedri'nin normalin üstü, savaş'ın harika bir şekilde seslendirdiği (verse)lere, mükemmel bir beate sahiptir.
sözleri de şöyledir :
[verse 1][Laedri]
Kalemi bendim evet o resmin, ismim adını bilmeyen bir şiirin ilk kıtası,
bu da rüya mı ? bana reva mı ? yarını var mı ?
aklın astarında bir bahar mı beklenen ? betimlenenden aslı çok mu farklı ? anlat aslını!
Bak ben anladım dur anlatayım: hayat resimlenen bir boş tual
duvar da örsen ötesi sensin eserinin
bu bir resim; kalemlerimdi hislerim,
bir kuş çizin, beyaz kanatlı gök kuşaklarımdır adresim!
Beş paranla taç da yapsan ömrü kafama anla;
kralı bendim aklımın dudaklarımda yatalak arzular, duraklarımda beni de beklesin bahar
hayır reel değilse durmasın vedayı versin arzular.
rengi reele çalsın aklın, andırır mı kalbi, tavrı hoş bir davranışta sergilerse kandırır mı sahi,
mecali kalmamış bir haykırış kulaklarımda
eski bir tanış, bu sesler anladım ki aldanış...
NAKARAT
Günlüklerim de aylık olmuş anla!
hayat dudaklarımda bir tutam reçel ya, tadar ya güya...
rüyaya dalsın özlemim,
yolculuk var, beklenir ufukta çok yakın bir elveda...
Günlüklerim de aylık olmuş anla!
rapim dudaklarımda bir satır kelamsa, sunarsa akla
hayata dair hislerim; istiyorsan, söylerim içimde doğmamış bir insana...
[verse 2][Savaş]
Çengel at bu rhyme'ların dibinde esti rüzgarım!
dilim dininde tamir ister, askerin şu gönlü merkebin ininde
şahlanır dilim, yeşille beslenir evim
bu tatminin şekilli şarkılarda jestlerim.
Battı ömre her dilim yerinde,
kolpa her zemindi,
gözlerin kısıktı,
merkezin önünde fer gezin, lakayit olmanın sebeplisiymiş raplerim,
dininde birkaç etki etmiş sözlerim de;
şimdi yaz kızım : Suçludur bu; ancak hükmü yok,
bozuk mu insanın sonuçlu defterinde kazdı,
döngü bazdı, illerimde söndü kültürün, kapında kokla tüm şu vasfı,
derlerim içinde sevgi yokla, doğrudur nedenlerim...
Bak moruk bu kuşku malum oldu, sövgüler de yüzde yüzdü,
hasretin geniyle oynadım ki; ferde talim hükmeden düşünce sellerinde boş gezen ya
boş kesem dibinde merhum ettik mantığımla kısmen!
maldonado+josico+para ile arda'nın ancak formasını alabilir fenerbahçe. aman diyeyim, sonra "polat bizi aldattı, bi forma verip kapı dışarı etti, ühühü" diye ağlamasın aziz başkan.
sıkılmadınız mı hala ? günde en az dört tane -ki bu indirimli sayı- troll tipi başlık açmaktan sıkılmadınız mı ? derdiniz nedir ? işiniz yok mudur başka ? madem islam/din karşıtısınız, neden hala onunla yüz göz olma çabasındasınız ? aklınız başınızda mı ? şu sözlükte adam akıllı yazıp çizmek, kardeş kardeş geçinmek varken; neden hala bazı insanların can damarına basmaktan utanmıyorsunuz ? insanların arasına fitne tohumları ekmek de neyin nesi ? hani insan, bu dünyaya sadece yaşamaya gelmişti ? bir insanın iyi olması için din kurallarına gerek yoktu hani ? neden düşüncelerinizin gereklerini yerine getirmiyorsunuz ? sorununuz ne ? ya da sorunumuz ne ? size zorla dayatılan bir şey mi var ? böyle bir şey yoksa, bu tip şeyleri yapmaktan zevk mi alıyorsunuz ? cevap verin lütfen. ve en önemlisi de; her geçen gün çekilmez hale gelen bu sözlüğü kirletmekten, yersiz tartışmalara yol açmaktan vazgeçelim artık. en azından kendi adıma rica ediyorum. lütfen.
sadece yazmak isteyen bir yazar. laf yetiştirmek isteyen değil.
bir yutup, bir gugıl, bir hp bunun en basit örnekleridir. ne kurduğunun önemi yok, garajda kur yeter. ya hayır, diğer şirketlere de acıyorum : sen yıllarca didin, uğraş, neredeyse çeyrek asırlık bir çaba göster; ondan sonra gelsin elin hibinesi garajda kurduğu şirketle tepene çıkmaya çalışsın! olacak iş değil.
ps: aslında aklıma şimdi geldi; evin garajına kurulup bez bebek üretmeye başlasan iki yılda, bilemedin üç yılda bill gates'i sollarsın anasını satayım. dövünsün dursun ondan sonra hipne, "vay ben 25 yıldır çalışıyorum, didiniyorum!" diye.
sage francis'in human the death dance albümünün 3 numaralı şarkısı. dinlemekten yorulmuyorum, öyle bir şarkı işte. mükemmel bir beat, eşsiz sözler ve harika bir sage francis performansı daha. şiddetle tavsiye edilir.
bir yandan doğru bir şeyler söylemeye çalışırken bir taraftan inançsızlığın veya bahsedilen inancın dışında başka bir inancın propagangasını yapan, yapmaya çalışan sözdür.
jedi mind tricks'in 19 eylül 2006'da piyasaya sürdüğü 5. stüdyo albümü. bana göre kariyerlerinin zirvesi, kimilerine göre düşüşün başlangıcı. ama herkesin birleştiği bir şey var ki o da bu albümün koleksiyonluk olduğudur.
servants in heaven, kings in hell [tracklist] :
1-Intro
2-Put Em in the Grave
3-Suicide (featuring -nakaratta- Crypt the Warchild)
4-Uncommon Valor: A Vietnam Story (featuring R.A. the Rugged Man)
5-A Blood Red Path
6-When All Light Dies (featuring Shara Worden)
7-Serenity in Murder
8-Pariah Demise (Interlude)
9-Heavy Metal Kings (featuring ill Bill)
10-Shadow Business (featuring Crypt the Warchild)
11-Triumph & Agony (Interlude)
12-Razorblade Salvation (featuring Shara Worden)
13-Outlive the War (featuring Sean Price & Block McCloud)
14-Gutta Music (featuring Reef the Lost Cauze & Chief Kamachi)
15-Temples of Ice (Interlude)
16-Black Winter Day
her insanın hayatının aşkını bulduğunda yaşamaya başladığı masala verdiği isimdir esasında. herkesin konuyu işleyişi, üslübu farklı olsa da anafikir aynıdır:
stoupe the enemy of mankind'ın "decalogue" albümünün sekizinci şarkısı. gerek beat, gerek m.o.p.'un performansı açısından on numara sıfatını hakeden şarkıdır.
lübnanlı şirin halil isminde bir kadının ruhsal macerasını konu alan paulo coelho eseri.
--spoiler--
eserin en can alıcı yeri; en sonunda athena'nın sürekli bahsettiği, scotland yard'daki erkek arkadaşının notlarıdır. insanı hayrete düşürmekle kalmaz, apıştırır resmen.
--spoiler--
velhasıl-ı kelam kitabın tüm anlattığı şey aslında tek bir cümlede gizlidir : "aşk aşktır."
edit : hala şüphelerim var kitabın kurgu mu, gerçek mi olduğuna dair. gerçek olduğuna inandırmak istiyorum kendimi aslında.
aldığı eksi oylardan bıkmış, akp'ydi chp'ydi, laiklikti, gudiklikti, yaran diyaloglar altına girilen ama yarmayan diyaloglardı; fener'di, galatasaray'dı, uefa kupası, türkiye kupası'ydı* her türlü gereksiz tartışmadan sıkılmış, canından bezmiş yazarın kendince bulduğu çözümdür.*
bu eylemi yapmak için tek şart yazarlara bir not bırakmaktır. ama notun içinde "öhühü bühühü" denmeyecek, üzülmemeleri gerektiği öğütlenecektir. yazar kişisi; adam gibi kimseye çaktırılmadan gidecek, sözlük semalarından kendini yeryüzünün şefkatli ama birazcık sert kollarına bırakacaktır.*
not : bu safhaya henüz gelmemiş ya da gelmiş ama bunu yapmayı bir tarafları yemeyen yazarlar için :
insanı kırım kırım kıran, bazen gülmekten altına yaptırtıran, annenin farkedince "ne dedim ya ben" deyip size katılmasına sebep olan beyanatlardır.
kanallar gezilirken "mehmet ali erbil ile 50 sarışın"a denk gelinir. "ne diyor lan bunlar" diye bir durulur, saçma bir muhabbet dönmektedir. anlaşılır, tam kanal değişecekken anne bombayı patlatır :
nickiyle uyumsuzluk göstermek, ironi yapmak, yok efendim aykırı yazar profili çizmek, trollük yapmak vb. sebeplerden dolayı yaftalanmış yazarlarımızın afişe olması sonucu başlarına gelmesi muhtemeldir.
misal; ben. counter strike oynarken yazarlardan birinin kurduğu bombayı çözsem, o da beni tanısa, ne dayak yerim ama. "sen bombayı çözdün, demek ki defuser'sin" deyu dalsa, haklıdır, hakkıdır, dalar. ha nası tanıyacak almadı aklım ama, olsun, farz-ı misal tanıdı işte. uzun zamandır dayak yemiyorum ben de, iyi olur valla. hı. şaka lan. dalma. lan!*
üç gün boyu her öğünde önünüze gelmesiyle patlıcan, patlıcanlıktan çıkar, kabak tadı verir. tabii o zaman patlıcan yemiş olmuyorsunuz. kabak yemiş oluyorsunuz. ama aslında patlıcandı. üçüncü gün de önünüze gelince kabak oldu. ya gelmeseydi ? kabak gelseydi patlıcan tadı mı verecekti ? yoksa araya portakal da girmiş olabilir tabi. ama mevsimiyse. mevsimi değilse o da tabak kadı verir. kadı tabak verir. tadı kabak verir. aman öyle bir şey.*