ahmaklıktır. hele bu sistemle seçilmiş insanların ya da partilerin taraftarları olmak, onların bu ülkede yaşayan haklar için bir şeyler yapacaklarına inanmak zehirlenmektir...
bütün devletlerin düştükleri, yuvarlandıkları bok çukurudur!
kendini başka bir ırktan hatta yanıbaşında, bakşa bir toprak parçasında yaşayan insanlardan, hatta hatta komşusundan üstün gören zavlallıların maruz kaldıkları zehirlenmedir.
baskıyı silah zoru olarak algılayan, akıl-mantık ilişkisi eski savaş yıllarında kalmış bireylerin anlamakta güçlük çekmelerini anlayabildiğim durum.
toplumlara sistematik olarak empoze edilebilcek şeylerin başında gelir din. yoksa küçücük yaşta bu eğitimi almaları için neden bu kadar yaygara koparsın kimi ulemalar?! o yaşam tarzı ve inancın kendi seçtiği bir bok olduğunu ancak böyle yerleştirbilirler cünkü dna lara.
ezan sesi bunlardan en masum duranı. oysa sana günde beş vakit -ki bazan daha fazla- bu düzenin sahibinin kim olduğunu hatırlatıyor; o ezan nerden okunuyor? camiden; gönüllü bir imam mı bu? yok; devleten maaş alan, ev verilen bir memur.
allah başınızdan hiç bir otoriteyi eksik etmesin!
hakediyorsunuz...
her ne açıdan bakarsan bak elinde kalacak bir durumdur. bu topraklarda sadece müslümanlar yaşamamaktadır! bu devletin bir dini varsa ve buna tirilyonlarca lira ödenek ayrılıyorsa bana saygıdan değil yıllardan bu yana süregelen saygısızlıklardan bahsetmeniz daha uygun olacaktır! demokrasi denen hamuru istediğin gibi yoğurabilirsin de, bize yedirmeden önce güzel pişirsen fena olmaz!
farklı olana tahammülü olmayan, farklılıkların aynı zamanda onun farkını ve özel oluşunu da ortaya çıkardığını farketmeyen gerzeklerin oluşturduğu ordu.
demokrasi diye yutturulan çoğunluğun baskı rejiminin önümüze "seçim" olarak getirdiği tiyatroyu ( tiyatrodan kasıt, yazılı bir metnin olduğu ve rollerin çoktan dağıtılmış olduğudur) her seferinde ağzımız açık olarak izleme durumudur. seçilmişler arasından seçtiklerimiz bizim değil sistemin hizmetinde olmuşlardır, bundan sonra da böyle olacaktır!
ne zaman tek bir insanın savunduğu bir fikir bile meclis denen o sahnede yerini alır, o zaman orası gerçekten bir meclis olabilir.
deformecaz.
sivas'da 37 insan yakılırken allahuekber nidaları atanlar, sembolik de olsa bir kitabın yakılması karşısında saygı timsali kesiliyorlar. ne saygısı lan gerzek! demokrasiyi tayyipten öğrendiğini fazla belli etmektesin embesil!
sözlükteki ozan güven düşmalığını gözler önüne seren ozan güven vecizesi.
sanırım arkadaşlara göre diğerleri gibi bütün sorulara makul ve mantıklı cevaplar vermek ve yalakalanmak gerekmekte medyaya karşı. adam içmiç, özeliyle ilgili bir soru sormakta gerzek muhabir; tepki, beklenmeyecek sertlikte; çünkü alışmışsınız yapaylığa, tribünlere oynayanlara oy vermeye, gibi yapanlara tapmaya; asıl olandan, gerçek olandan ödünüz patlamakta! sizi gidi naylon sünepeler sizi!
istifa etmesi gereken, etmiyorsa görevden alınması gereken, görevden alınmıyorsa hakkında dava açılması gereken, hakkında dava açılmıyorsa mensup olduğu partinin tarihe gömülmesi gereken bir bakan sıçmığı.
geleceğin recep akdağlarıdır. iktidarın nimetlerinden kendisinin de yararlanacağını sanan ahmaktır. oysa yapılanları birileri görüyor ve gardını alıyordur; merak edilmeye!
inananları rahatsız eden gerçek.
ancak bir din kölesi, inandığı şeyin doğruluğundan şüphe edip araştırmak şöyle dursun, araştırıp aksini iddia edenlere karşı çıkacak kadar cahil olabilir!