Türkiye'nin kanayan yarası. Hangi hükümet gelirse gelsin bu durumun değişmesi zor görünüyor. Öyle bir yerleşmiş ki, artık en dürüst dediğimiz insanlar da bu çarkın içine girmeden duramıyorlar. AKP'nin en zayıf karnıdır aslında ama muhalefetin bu konuyu dillendirdiği yok, çünkü iktidara gelirlerse aynı şekilde davranacaklar.
sevenlerinin ve nefret edenlerinin (sevmeyenlerinin demiyorum) tam anlamıyla doğru bir değerlendirmeye tabi tutamadığı bir siyasetçidir. siyasetçi diyorum çünkü en iyi bildiği iş siyasettir. bu konuda kimse eline su dökemez. zamanında laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor diye nara atanlar, şimdi hayat tarzımıza müdahale ediliyor diye zerzenişte bulunuluyor. nasıl ilk durumun inandırıcılığı toplumda yoktuysa, ikinci yaratılan algının bütün toplumda karşılığı yok, belli gruplarda olması toplumun genelinde olduğu anlamında gelmez. bir grubun veya belli bir kesimin sevmediği bir adamı sürekli eleştirmek, yerden yere vurmak belli bir acizliğin, çaresizliğin göstergesidir. çünkü bu grupların sözcüsü olan muhalefetin, muhalefet üretemediği karşıtlık temelinden beslendiğinin göstergesidir. küçükken babasından dayak yiyerek büyümüş bir kişinin büyüdüğünde babası gibi davranması gibi. çünkü öğrendiği, bildiği başka bir yol yoktur.Bu durum aynı şekilde bizim muhalefetin davranışları için bir metafor olarak kullanılabilir. Dün hükümetlere, halka karşı kullanılan yöntem olan laiklik elden gidiyor, yine renk değiştirmiş şekilde devam ediyor (hayat tarzımıza dokunuluyor). her iki olayın gerçeklik bağının toplumda güçlü olmadığı bu tür endişe taşıyan muhalefet partilerinin tek başına iktidara gelmemesiyle ya da düşmesiyle gözlenmiştir. bu döngünün tayyip erdoğan'ı ortaya çıkardığını ve sürekli iktidarda kalmasına yol açtığını görebilen var mıdır??? Çok az...
oy vermeyeceğim insan, 20 senede Ankara'ya muhakkak çok şey yapmıştır. 10 senede Kadir Topbaş'ın istanbul'a yaptığının yarısını Ankara'ya yapamamıştır. En önemli becerisizliği Ankara metrolarıdır. Bir de koltuk sevdalısı olduğunu son seçimde aday olarak ele güne göstermiştir. ilçe belediyesinde AKP'ye, büyükşehir belediyesinde CHP'ye oy vermeyi düşünüyorum. Mart'a kadar ne değişir bilemem.
inanılmaz bir şey yaşandı... salih hiç oyuna girmedi ama selçuk anlamsız yere oyuna girdi, ardından meirelles ofansif orta saha oynamaya başladı adam resmen yürüyor yahu,ön liberoda daha iyiydi. 1-0 olsun bizim olsun mantığı işte...
dripling yaparak topu ileriye taşıyacak oyuncu yok, stoch yedek bile değil. kuyt ölü gibi dolaşıyor. webo'da topu ayağında tutacak bir iki pas atacak kuvvet yok. semih'e bu kadar şans versen daha iyi oynar.
nedense * kelimesini kadınların daha çok kullandıklarını gözlemliyorum ve bundan hiç hazzetmiyorum. kısaca bu kelimeyi çok kullanan kadınları sevmiyorum.
caner cezalı, sow, emre, mehmet topal sakat. christian ile raul'un yan yana, salih'in ofansif orta saha oynaması lazım. ama aykut riski sevmez. bu nedenle kuyt'u sola çekecek, sağda topuz'u oynatacak, raul'un yanına da selçuk'u monte eder. bir ihtimal sol önde ziegler, arkasında hasan ali'yi oynatabilir. bu sağlamcı oyunun başka bir versiyonu. ben de diyorum selçuk'un oynamadığı her sistem veya dizilişe eyvallah.