defna
677 (gordon freeman)
altıncı nesil yazar 3 takipçi 32.70 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    orospu manifestosu

    1.
  1. ...erkek insanoğlu olarak tanımlanıyor, kadınsa feminen bir varlık. Ne zaman insansı davranışlar, tepkiler verse erkekliğe özenmekle itham ediliyor...
    Simone de Beauvoir




    BITCH (OROSPU) henüz varolmayan bir organizasyondur. isim bir akronim (birkaç kelimeden oluşan bir ismin başharflerinin kullanıldığı kısaltma) değildir. Kulağa nasıl geliyorsa öyle kullanılmaktadır.

    BITCH (OROSPU) orospulardan oluşmaktadır. Orospu için bir çok tanımlama vardır. En övgü dolu tanımlama dişi köpektir. Aynı zamanda homo sapiens (düşünen insan) olan orospulara karşı yapılan tanımlamalar nadiren objektiftir. Tanımlamalar kişiden kişiye değişmekte ve tanımı yapan kişinin kendisini ne denli orospu gördüğüyle doğru orantılı olarak güçlenmektedir. Herhalukarda orospunun hep bir kadın, bir köpek yada öteki olduğu konusunda herkes hemfikirdir.

    Aynı şekilde bir orospunun genelde agresif olduğu, bu nedenle de feminen olmadığı konusunda da hemfikirizdir(öhö). Seksi olabilir; ki seksiyse orospu bir tanrıçaya dönüşür, ancak bu durum şu anda bizi ilgilendirmemektedir. Çünkü asla “gerçek kadın” olmaz.

    Orospular aşağıda belirtilen karakteristik özelliklerin bazılarına yada hepsine sahiptirler.

    'Erkek gibi olmakla suçlanıyorlar'


    ''Kişilik: Orospular agresif, iddialı, hükmetmeyi seven, küstah, iradeli, inatçı, düşmanca tavırlara sahip olan, dolaysız, duygusuz, dürüst, uygunsuz, kalın derili, taş kafalı, ahlaksız, kesin fikirli, yetkin, hırslı, itilmiş, ağzı kalabalık, özgürlükçü, düşkün, dediğim dedik, titiz, çıkarcı, egoist, kullanılmış, başarılı, ezici, korkutucu, ihtiraslı, zorlu, cırtlak, erkek gibi, gürültücü, fırtınalıdırlar. Daha bir çok şey olabilir. Bir orospu pisikolojik olarak içinde bir çok boşluk barındırır. Bilirsinki her zaman ortalıklardadır. Kimseden bir bok almaz. Onu sevmeyebilirsin ama yok sayamazsın.''


    'Kaba, beceriksiz, hödük'


    ''Fiziksel: Orospular büyük, uzun, güçlü, geniş, yüksek sesli, saygısız, kaba, beceriksiz, hödük, yayılmaya müsait, rahatsız edici ve çirkindirler. Orospular, bir kadın olmasından dolayı sınırlandırılmış, baskı görmüş ve kibar davranışlar sergilemek zorunda kalmış hemcinslerinin aksine vücutlarını özgürce hareket ettirirler. Merdivenleri üçer beşer çıkar, yürüdüklerinde uzun adımlar atar ve oturduklarında bacaklarını nereye koydukları konusunda endişe etmezler. Sesleri yüksek çıkar ve genelde kullanırlar. Orospular tatlı değildir.''


    'Erkeğin yaptıklarını yapmakla suçlanırlar'


    ''Yönelim: Orospular karakterlerini katı bir şekilde ve direkt olarak kendilerinden ve yaptıklarından oluştururlar.Bir kişiyle yada organizasyonla ilişkiye girebilir ama asla biriyle yada bir şeyle evlenmez; bir erkekle, bir yuvayla yada bir organizasyonla. Böylece orospular günü gününe, oradan buraya yada o kişiden bu kişiye göre yaşamaktansa kendi hayatlarını planlamayı tercih ederler. Bağımsız yaratıklardır ve lanetolası çok istedikleri herşeyi yapabilme yeteneğine sahip olduklarına inanırlar. Eğer yollarına birşey çıkarsa; tabi bu orospu olma nedenleri. Eğer profesyönel olarak bir sapma şansı olursa bir kariyer yapabilmek için çok çabalarlar ve hiç kimseyle yarışmaktan, mücadele etmekten çekinmezler. Profesyonel olarak bir sapma yapamadıklarındaysa kişisel ifade ve kişisel gerçeklik için çabalarlar. Ne yaparlarsa yapsınlar aktif bir rol almak isterler ve bu dominant tavırları dışarıdan sezilir. Bir çok kez, varolması büyük ve yaratıcı bir güce bağımlı dominant rolleri kendi durumları buna müsait değilken başka insanları etkileme amacıyla kullanırlar. Sıklıkla bir erkek tarafından yapılması doğal karşılanan şeyi yaptıklarında yönlendirici olmakla itham edilirler.''


    'Kitlenin itibarını sarsarlar'


    ''Gerçek bir orospu “kendi” olma konusunda azimlidir ancak orospu terimi genelde fazla ayırım yapılmadan kullanılır. Bu terim kadının özgüvenini azaltmak için, erkek tarafından yaratılıp kadın tarafından benimsenmiştir. Örnek olarak “iBNE” teriminin (çevirmen notu: burada geçen “rigger” kelimesinin karşılığını bulamadığım için “ibne”yi kullanmayı doğru buldum) kullanılması gibi orospu da, toplumsal olarak kabul gören davranışların konforunu bilmeyen bir kitlenin izolasyonu ve itibarının sarsılmasını sağlamaktadır.''


    'Süperorospular' kimdir?


    ''BITCH (OROSPU) bu terimi negatif olarak kullanmaz. Bir kadın orospu olduğunu söylemekten gurur duymalıdır çünkü orospu güzeldir. Bu bir tür kendini doğrulama yoludur, başkalarının gözünde inkar edilme değildir. Herkes orospu olarak sınıflandırılamaz. Sözü geçen üç niteliğe sahip olma zorunluluğu olmadan ama diğer ikisinde son derece azimli ve biraz çatlak bir kişi için de orospu olduğu düşünülebilir. Eğer bir kadın bu niteliklerin üçünden de tam not alıyorsa, yada en azından büyük kısmında başarılıysa o zaman o kadın BITCH’in orospularındandır. Sadece Süperorospular bu üç kategorinin tümünü barındırırlar ve çok az sayıdadırlar. Çoğu toplumda uzun süre varlık gösteremez.

    Bütün orospuların en belirgin karakteristik özelliği cinsel rollerinin gerektirdiği düşünülen davranışlar konseptini kaba bir şekilde bozmalarıdır. Farklı şekillerde bozarlar ama hepsi bir şekilde ırzına geçer. Orospuların ötekine yönelttiği davranışlar, hedef konumlandırmaları, kişisel stilleri, giyim tarzları ve vücutlarını elealışları onları sarsar ve kolay olmadıkları hissini uyandırır. Çevrede bir orospu bulunduğunda insanlar bilinçli yada bilinçsiz olarak rahatsız hissederler. Sapkın olduklarını düşünürler. Tarzlarını rahatsız edici bulurlar. Böylece orospu olduğu için acıdıkları bu insanlara ucuz bir yafta yapıştırıp, onları ezilmiş kadınlar olarak tanımlarlar. Hakları yenmiş olabilir ama bunun neden olduğu sonuç sosyal yaşamı etkiler, seksüel hayatı değil.''


    'Hayatını kendi gibi yaşamak ister'


    ''Orospularda rahatsız edici olan hem erkek hem dişi olmalarıdır (erdişi). Geleneksel olarak erkeksi kabul edilecek davranışları kendi içinde bir araya getirir. Bir orospu kördür, dolaysızdır, gururludur. Zaman zaman da egoisttir. O dürüst olmayan, şirin ve gizemli olan “evrensel kadınlığa” sevgi beslemez. O, kadın için doğal kabul edilen vekaleten yaşama fikrine tepeden bakar çünkü kendi hayatını kendi gibi yaşamak ister.

    Toplumumuz insanlığı erkeklik, kadınlığı erkeklikten geriye kalan şeyler olarak görüyor. Bu şekilde bir kadın yanlızca bir erkeğe vekaleten varolup hayatını yaşayabiliyor. Yaşayabilmesi için bir kadın bir erkeğe hizmet etmeli, onurlandırmalı ve itaat etmeli, bunun karşılığı olarak alabileceği ise gölgeden ibaret bir hayat.''


    'itaat etmeyi reddederler'


    ''Orospular birine hizmet etmeyi, onurlandırmayı ve itaat etmeyi reddederler. Onlar tümüyle işler durumda bir insan olmayı isterler, sadece bir gölge olmayı değil. Hem kadın, hem insan olmak isterler, bu onları sosyal olarak çelişkili insanlar yapar. Sadece varlıkları bile bir kadının hayatının bir erkekle olan ilişkisine bağlı bulunması ve bir çocuk gibi devamlı olarak birinin himayesine ihtiyaç duyması fikrinin aksini ispatlamaya yeter.''


    'Sosyal değerlere tehlike arz ederler'


    ''Bu nedenle bir orospu, eğer ciddiye alınırsa kadını köleleştiren sosyal yapı ve onların konumlandırıldıkları yerden ayrılmamalarını sağlayan sosyal değerler açısından tehlike teşkil eder. Şuna şahitlik ederler ki kadınların boyunduruk altında olmaları gerekli değildir ve tüm sosyal sistemin doğruluğu konusunda şüpheler uyanmaktadır. Bir tehlike olarak görülmelerinden ötürü ciddi bir sosyal konumda görülmezler. Bunun yerine sapkın olarak toplumdan defedilirler. Erkek, onlar için kısmen insan olarak görüldükleri ama gerçek kadın olamadıkları bir sınıf oluşturur.Onu insansı bir varlık olarak kavramlaştırmalarına karşı seksüel bir varlık olarak ilişkilendiremez ve kabul edemezler. Kadınlar kdın olduklarını unutamadıkları için bu konuda daha çok korkutulurlar. Kadınlar orospularla yakınen ilişkilendirilmekten acayip korkarlar. Onların, gıpta ettikleri zincirlerinin sağladığı güven duygusuna meydan okuyan özgürlükleri ve bağımsızlıkları vardır. Orospu gerçeğiyle ne bir kadın ne de erkek yüzleşebilir. Çünkü bu yüzleşme onların kendi ahlaksızlıklarıyla yüzleşmeleridir. Bu yüzden o tehlikelidir. Bu nedenle onu bir ucube olarak görüp çevrelerinden uzaklaştırırlar.''


    'Kadın gibi olmadıkları için baskı görürler'

    ''Bu durum bir kadın olarak şahsi prangasının köklerini işaret eder. Orospular sadece birer kadın oldukları için değil, kadın gibi olmadıkları için de baskı görürler. Kadınsı olmak yerine öncelikle insansı olmayı tercih ettiği için, sosyal baskıları kabullenmeyip önce kendine dürüst olduğu için orospu aykırı bir kişilik geliştirir ve olgunlaşır. Tıpkı genç kızlar gibi kabul edilmiş seks rollerinin limitlerini ihlal ederler. Diğer kadınlarla bir tutulmazlar ve çok azı ona rol model olabilecek yetişkin bir orospuya sahip olacak kadar şanslıdır. Kendi yollarını oluşturmak ve haritada yeralmayan seferin bahşettiği gizli tehlikelerle belirsizliğe ve özgürlüğe ulaşmalıdır.

    Orospular toplumun kadına verdiği sert cezalar karşısında güçlü olup ayakta kalmanın timsalidir. Genç kızların akılları yardımcı-anne rolü dışında kadınların erkeklerden daha az değerli olmasını mantıklı bulmaz. Onlar evliliğin kadına getirdiği köleliği asla özümseyemediklerini söylerler. Bunun yanında bazı orospular da genelleşmiş sosyal baskılara ilgisiz kalır, bazılarıysa inatçı bir direnç geliştirirler. Bazı davranışlar zaman içinde hoşgörülürse bir kısmı yüzeysel bir kadınsılık takınır, erkek gibi kız olurlar (Çevirmen Notu: burada “kız oğlan kız” yada “erkek fatma” gibi terimleri “tomboy”un karşılığı olarak kullanabilirdim, ama içim el vermedi... karar sizin...) Orospular tüm ruhları ve akıllarıyla yababileceklerinin ve olabileceklerinin limiti olması konforunu tümüyle reddederler. Onlar arzuları ve yönelimlerine hiç bir mecburiyet, sınırlama getirmezler.''


    Erkeler orospulardan neden hoşlanır?


    ''Bu direnç onları tekrar tekrar mahkum eder. Onlar boşverilir, küçümsenir, alay edilir, haklarında dedikodu yapılır, yüzlerine gülünür ve toplumdan sürülürler. Tomlum kadınları köleliğe iter sonrada köle gibi davranıyor diye eleştirir. Bu son derece ustaca uygulanmaktadır. Çok az kişi seksüel rollerini istendiği gibi oynamadıkları için onlardan hoşlanmıyor olmasını direkt söyleyebilir.

    Aslında çok azı orospulardan hoşlanmama nedeninden emindir. Gerçeğin yapısallığına tecavüz ederek yapının kendini bozduklarını anlayamadılar. Çocukluk döneminde bazı kızlar bir şekilde uyumsuzdu ve onlar eğlenmek için iyi birer objeydiler. Çok azı bu hoşlanmama olgusunun kökenleri konusunda bilinçlidir. Sonuçlarıyla da hiç yüzleşilmedi zaten. Eğer tümüyle konuşulmuş ve çözümlenmiş olsaydı sadece bir genç kızın arkasından söylenmiş kötü niyetli bir söz olarak kalacaktı. Orospular onlarda bir sorun olduğu düşünülsün, hissedilsin diye varedildi, kişisel bir sorun...''


    'Günah keçileri'


    Bu günah keçisi oyununda özellikle ergenlik dönemindeki genç kızlar kötü durumdadır. Kızlar için toplumun uygun gördüğü ödülü kazanmak adına (yani erkeğini) tamamlamak zorunda olduğu en zorlu sınav dönemidir. Kadınlıklarını ispat etmeli yada toplum tarafından reddedildiğini kabullenmelidir. Kendilerine olan güvenleri yok denecek kadar azdır ve bu sürecin oluşturduğu belirsizliği göğüslemek zorundadır. Onlar bu yarışmada en sert olanlardır hatta bu sınavı tamamlamakta zorluk çekenlere, gerileyenlere son derece acımasız ve serttirler. Onların kaygılarını taşımayan, erkekleri etkileme sanatının etkinliğine dahil olmayan yaşıtları en sosyal olan gruptan dışlanır. Eğer daha önce farketmediyse, bir orospu bu süreçte farklı olduğunu keşfeder.


    'Bir orospu kendi aklına sahiptir'


    ''Yaşlandıkça neden farklı olduğunu daha iyi anlar. Bir orospu iş almaya başladığında yada bir organizasyonda yer aldığında nadiren söz dinleyip yerinde oturma konusunda hoşnut olurlar. Bir orospu kendi aklına sahiptir ve onu kullanmak ister. Yükselmek, yaratıcılığını kullanabilmek ve sorumluluk almak ister. Yetenekli olduğunu bilir ve bu yeteneği kullanmak ister. Erkeğe boyun eğmeyerek çalışma durumunu kişisel başarısı sayar.''

    Seksüelite’nin sert tuğla duvarıyla tanıştığında itaatkar yaklaşmaz. O duvara, onun için tanımlanan yardımcı rolü kabul etmediğinden kafa atacaktır. Bazen kendi yolu üzerinde de bu duvarla çarpışabilir. Yada bir gedik bulup kendine bir kaçış deliği oluşturmak için marifetini gösterebilir, olmadı kendi gücüyle bir çıkış yolu yaratır. Yada onunla yarışanlardan on kat daha iyidir. Aynı zamanda beklentisinin altında olanı da kabul eder. Basit seks algısı doğrultusun daha aşağı bir seviyede konumlanmaktan henüz kaçamadığı için tıpkı öteki kadınlar gibi hevesi kursağında kalır. “Tahtın sahibi olmak” tanımlamasıyla gelen sınıflandırmayı gerçekte hiç istememesine karşın, genellikle tahtın ardındaki güç olma durumunu benimser; ki içinde asıl gücün kendinde olduğu bilgisi saklıdır. Bir orospu, hayatı boyunca hem kadın olma hem de gerçek bir kadın olmama durumunu yaşamak zorunda bırakıldığından, hayatında başardıklarını sıradan bir kadının elde edemeyeceğini düşünür. Çoğu zaman fazlasıyla olgunlaşmış bir orospu üstün taraflarını kabul etmeyerek kendini küçümser. Kendini düşük seviyede yada orta karar görür; ona göre kendi yapabiliyorsa herkes yapabilirdir.''


    'Akılları gibi bedenlerini de özgür bırakmak...'


    ''Ebeveynler gibi orospularda, içinde rahat hissettikleri sokaklarda feminen rollerini öğrenmiş olabilirler. Bu bilhassa fiziksel olarak orospu olan kadınlar için doğrudur. Akılları gibi bedenlerinide özgür bırakmak, fiziksel hareketleri kısıtlama yada insanlar rahatsız olmasın diye soyundukları roller için harcanan efora hayıflanırlar. Çünkü onlardan fiziksel olarak beklenen seks rollerini çiğneyebilir ancak pisikolojik ve entellektüel açıdan bu denli özgür olamazlar. Normlardan biraz sapma belki tolere edilebilir ancak fazlası tehlikelidir. Bir kadın gibi düşünmemek, kulağa kadınsı gelen düşünceler üretmemek yada kadın davranışları sergilememek bile yeterince kötüdür. Ayrıca kadın gibi görünmemek, “o” gibi hareket etmemek yada kadın gibi rol yapmamak renksizliğin de ötesinde algılanmaktadır. Bizim toplumumuz insan çeşitliliği sıkalasında katı, hoşgörüsüz sınırları içinde yer alır. Bazı kadınlar fiziksel özellikleriyle tanımlanır. Bu sınırları aşmamış olanlar, aşmış olanlara nazaran daha özgür olurlar. Sınırları kabullenen orospuların gıpta ettiği bu diğerleri, davranışları yaygınlaşmasın diye şiddet ve baskı görürler. Bu tip orospular tekrar tekrar şiddet görürler çünkü toplumdan sapmış oldukları çok aşikardır. Ama bu durumun telafisi büyük orospu olarak, küçük orospulara nazaran daha az zorlanıp daha çok kazanmaları ve ciddiye alınmalarıdır. Bir kadın olarak ızdıraplarının kaynağı aynı zamanda güçlerinin kaynağıdır.''


    'Oldukları kişi için cezalandırılmaya tahammül edebilirler'


    Olgunlaşma sürecinde bütün orospuların giydiği bu ateşten gömlek ya onları vareder yada parçalar, kırar. Onlar doğalarının gerektirdiği gibi olmak yada sosyal olarak kabul görmekten oluşan iki uç arasına gerilmiş bir bağ gibidirler. Onlar duygulu ve hassas insanlardır ama bu hassasiyetten dünyanın geri kalanı haberdar değildir. Çoğunlukla dış ortamlarda onları koruyan kalın bir nasır tabakası geliştirdikleri için sert ve acımasız görünürler. Bu özellikle, zorla izole edilmiş hayatlar yaşayan orospularda, değiştirilmemek ve yok edilmemek için vardır. Benzer kişiliklerle büyüyen, anlayışlı aile bireylerine sahip, bir veya iki rol model gözlemleyebilmiş şanslı orospularsa, orospu olmanın bazı kötü yanlarından sakınabilirler. Oldukları kişi için cezalandırılmaya tahammül edebilir ve farklılıklarını özgüvenin getirdiği huzurla kabullenebilirler.

    Kendi yolunu tek başına çizen bu insanlar belirsiz bir patika yolda ilerlemektedir. Bazıları sonunda anlar ki sorunları rahat olmayışları değildir, kendileri o rahatlık ve konforu istememektedirler. Bunu anladıklarında aynı zamanda kendileriyle ilgili bir sorun olmadığını, sadece içinde yaşadıkları toplum yapısının onlara uymadığını anlarlar. Bir çoğu sonunda kendini bu katı sosyal çevreden izole eder. Hernasılsa bu durumun getirdiği bir ödül vardır. Tedbirli ve bilinçli davranana kadar, kızkardeşlerinin de yardımı olmadan, sırf sergiledikleri bu davranışlar nedeniyle kibirle ödüllendirilirler. Orospular o kadar sertleşir ve o kadar hissizleşir ki insan olmalarına dair son izlerde çok derin bir yerlere gömülür yada tümüyle yok edilir.Bütün orospular yapmaz bunu. Nasırlarından dolayı hassaslaşanlarda olur. Güven duymak yerine reddetmek için sağlıksız bir aşırı duyarlılık geliştirirler. Görünüşte dışarıya karşı sert dururlar, içlerindeyse bir hayat boyu ayakta durma zorunluluğunda kamçılanan et ve kemikten oluşurlar. Bunlar gitgide kötüleşen orospulardır. Onlar omuzlarında hep bir yükle ortalıkta gezinir ve gücünü hiçde yapıcı olmayan kin ve nefret adına kullanırlar. Bu tür orospular çok çirkin ve kötü olabilirler çünkü kimseye güvenemezler. Güçlerini yapıcı olmak için kullanmayı bir türlü öğrenemezler.


    'insan olarak sakat bırakılmış orospular'


    insan olarak sakat bırakılmış orospular öfkelerini başka insanlar üzerine, genellikle de kadınlar üzerine yöneltirler. Bu durum kadınların kendilerini ve diğer kadınları toplumun çizdiği sınırların içinde tutmasına iyi bir örnektir. Orospular kendine ve bir grup kadına karşı nefret duyan, orospu olmayan kadınlardan daha az suçlu değildir. Her ikisi de en kötü ızdıraba maruz kalır ve bunun devamlılığını sağlar. Bütün orospular günah keçisidir ve bir psikolojik zırh oluşturup kendini koruyamayanlar tepeden bakanların hedefi olur. Bir kitle olarak orospular, tıpkı kadınların bütün bir toplum tarafından korkutulduğu gibi o kadınlar tarafından korkutulur. Onların alanlarından faydalanır onlarla dedikodu yaparlar ama başka yerde kabul görmez ve aşağılanırlar. Geleneksel kadın sınıflandırması için tehdit ama aynı zamanda bir kadının üstün hissetmesini sağlayan bir dış grup olarak algılanırlar. Birçok kadın hem kıskanır orospuları hem de onlardan daha iyi olduklarını düşünür. Bir yandan onlar kadar agresif ve erkeksi yaratıklar olmamalarından dolayı rahat, bir yandan da onlar için çok değerli olan erkeklerin daha özgür, daha iddialı ve daha özgür bulmalarından dolayı kadına tercih ettikleri orospulara karşı sinsi bir şüphecilikle yaklaşırlar.


    'Öteki kadınları çok kafaya takmazlar'


    ''Orospularsa aynı nedenle öteki kadınları çok kafaya takmazlar. Kadınları beğenmeyerek olgunlaşırlar. Onlarla bağlantı kuramaz, onlarla bir tanımlanmaz, onlarla ortak hiçbir şeye sahip olamazlar. Diğer kadınların onlarla alakalarının olmaması yönünde bir normları vardır. Bu nedenle orospularda kadınları reddeder. Orospuların, orospu olmayanlar tarafından küçümsenmesini engelleyen nedenlerden birisi budur. Böylelikle ilk kim yaparsa kazanır oyunu başlar. Birçok kadın bu boktan duruma hizmet ederken orospular biraz dişini sıkarsa en azından küçük bir kısmı bu durumun nedenlerini anlamayı sağlayacak politik bilince ulaşabilir. Orospular kadınlar tarafından mağdur edilmektedir diyebilirdik eğer erkeklerin altında topyekun ezilmeseler ve kendileri için duydukları nefret bu kadar büyük olmasaydı.''


    'Bir orospu sadece diğer orospuların yanında gerçekten özgürdür'


    ''Aynı zamanda orospular kadınların yakınındayken rahat edemezler çünkü çoğu zaman psikolojik akranları kadınlar değil erkeklerdir. Orospular özellikle pasif insanlar sınıfına girmez. Bu sınıftakiler bir şeyler kırmaya korkarlar. Kadınlara genel olarak pasif olmaları öğretilmiştir, öyle olmasalar da öyle görünmeye çalışırlar. Bir orospu pasif değildir ve bu rolü kıvıramaz. Ama çoğu zaman baskın tür olarak algılanmakta istemezler çünkü doğal olarak birinin bir başkası üstünde güç kullanmasından hoşlanmaz ya da erkeksi görünmek istemezler. Böylece orospular sadece güçlü olduğunu bildiği diğer akranları yanında rahat edebilir ama doğaları gereği pasif olmayan karakterleriyle bulunurlar. Bu erkekler arasındaki ilişkide, kadınlara nazaran daha sık karşılaşılan bir davranış biçimidir. Ancak en yakın akran ilişkisi kendine karşı hala kin duyan ve bundan henüz pes etmemiş orospular arasında bulunmaktadır. Bu meselede aynı durumu yaşayan akranları onun hala yanında rol yapmak zorunda olmadığı tek insan grubudur. Bir orospu sadece diğer orospuların yanında gerçekten özgürdür.

    Bu anlar nadiren oluşur. Çoğu zaman bu orospular psikolojik olarak izole durumda kalırlar. Kadın ve erkekler onlardan öyle çok korkarlar ki orospuların gerçek kişiliklerini savunması, koruması gereken sert bir tavır takınırlar. Orospular güvenmesi gereken çok az sayıda kişi için çok şüphecidirler çünkü çoğunlukla bu güven duydukları kişilerin duyguları sahte çıkar. Ama yalnız kalmanın getirdiği bir güç vardır; izole yaşamaları, sert ve kaba olmaları diğer kadınların sahip olmadığı birer nimettir. Orospular bu toplumun içinde bilinmeyeninde bilinmeyeni kahramanlardır. Onlar birer piyon, öncü birlik, birer mızrak başıdır. Bu isteseler de, istemeseler de varlıklarının bir sonucudur. Birçoğu onlara kardeşçe duygular beslemeyen akranları diğer kadın kitlesi için bu öncü rolünü oynamayı seçmek istemez ancak bundan da sakınamazlar. Limitleri ihlal eden bu insanlar o limitlerin genişlemesine yâda kırılmalarına neden olurlar.


    'Orospular ilk fakülteye gidenlerdi'


    ''Orospular ilk fakülteye gidenlerdi, uzmanlığın görülmez engellerini ilk kaldıranlardı, ilk sosyal devrimcilerdi, ilk çalışma liderleriydi, diğer kadınları ilk organize edenlerdi. Pasif olmadıklarından, aşağı görüldükleri için gücenip darılmadıklarından diğer kadınların yapamadığı her şeye el atabildiler. Onlar toplumun onlara uzattığı kirli tabaklarını geri fırlatıp kadının görmesi bile mümkün olmayan, dünya üzerindeki payını ortaya koydular. Kenarda köşede yaşadılar. Yalnız ya da kız kardeşlerinin yardımıyla içinde bulunduğumuz dünyayı değiştirdiler.

    Benim tarifim orospular bu toplumun marjinal yaratıklarıdır. Doğru dürüst bir yerleri yoktur, bunu başardılarsada içinde kalamazlar. Kadındırlar ama gerçek kadın değildirler. insandırlar ama erkek değildirler. Bazıları kadın olduğunu bile bilmez, çünkü diğer kadınlarla iletişim kuramazlar. Zaman zaman kadınsı oyunlar oynasalar da bilirler ki bu bir oyundur. Temel pisikolojik baskı sorunları onların alt tabaka insanı olma inançları değil, olmadıkları inancıdır. Bu nedenle tüm hayatları boyunca garip hissettiklerini söylerler. Bu daha kibar ifadelerlede anlatılabilir ancak asıl olan mesajın alınmasıdır. Bir çok kadın gibi onlara da kendilerinden nefret etmeleri öğretilmiştir. Tabiki farklı şekil ve yollarla ancak etki aynıdır. içselleşmiş aykırı kişilik modeli, her zaman fazlasıyla kin ve acı ile sonuçlanır. Bu nedenle oluşan öfke genellikle birini (kendisini) hoşnutsuz ettiği gibi bir başkasını da (ötekini) hoşnutsuz eder ve onlar hakkındaki sosyal klişeleri sağlamlaştırır. Bu durum sadece politik bilincin merkezi yönlendirmesiyle düzelebilir... (Sosyal Sistem)

    Bu manifestonun büyük bir kısmı orospular hakkındadır. Geri kalan kısmı da orospu hakkında olacaktır. Organizasyon henüz varolmamıştır ve büyük ihtimalle hiç varolamayacaktır. Orospular kahretsinki çok özgürlükçüdürler ve biribirlerine güvenmeyi öğrenememiş diğer kadınlara güvenmemeyi çok iyi öğrenmişlerdir. Bu, orospuların diğer kadınlara yapmayı öğretmek zorunda olduğu şeydir. Orospular kendilerini orospu olarak kabullenmeyi öğrenmeli ve kızkardeşlerine yaratıcı birer orospu olmaları için ihtiyaç duydukları desteği vermelidir. Orospular kendi güçleri ve kendileriyle gurur duymayı öğrenmelidir. Kendilerini koruduğuna inandıkları izolasyondan uzaklaşmalı ve genç kızkardeşlerine bu tehlikeden kaçınmalarında yardımcı olmalıdır. Şunu unutmamalıdırlar ki genellikle kadınlar kadınlara diğer erkeklerden daha az hoşgörülü davranırlar, çünkü onlara tüm kadınları düşman olarak görmek öğretilmiştir. Ve orospular politik bir tavırla sorunlarını elealamak için birlikte bir hareketin içinde şekillenmelidir. Tıpkı tüm kadınlar ve özgürlükleri için yapmaları gerektiği gibi özgürlükleri için organize olmalıdırlar. Güçlü olmalıyız, militan olmalıyız, muhakkak tehlikeli olmalıyız. Unutmamalıyız ki orospu güzeldir ve kaybedecek hiç bir şeyi yoktur. Hemde hiç bir şeyi...

    Onlara ithaf edilmiş bu manifesto, bir çok kızkardeşimin yardımıyla düzeltilip, kaleme alındı.


    Yazar – Anonim (Tüm Orospular)Çeviren – Umut Saim Balkır
    2 ...
  2. nasıl içmem arkadaşım

    1.
  3. dertli gönüllere giren zeki abimizin, bir garip güzel şarkısı. pek bilinmez ama , rakının yanında favorilerimden olur kendisi. neden bilinmedigini de pek anlamış değilim ama, bu serzenişi bir çok arkadaşa yapmış olmama ragmen suratıma bön bön bakıldı. ne acayip.

    ahanda bu da sözleri;
    nasil icmem arkadasim efkar dolu dertli basim
    ben dogarken aglamisim hala dinmiyor yasim
    nasil icmem nasil icmem nasil icmem arkadasim

    ask kapisindan kovuldum teselliyi meyde buldum
    zehir oldu her bir yudum kadeh bosaldi ben doldum
    nasil icmem nasil icmem nasil icmem arkadasim

    icimde karanlik mazi hatirasi bende gizli
    silinmiyor kara yazi zalim felek vurmus bizi
    nasil icmem nasil icmem nasil icmem arkadasim
    0 ...
  4. sözlük yazarlarının şu an ihtiyacı olan şeyler

    339.
  5. şu cumartesi gecesi ve veya herhangi bir gece şahsın birden canının çektiği/ihtiyaç duyduğu şeylerdir.
    örnegin bendenizin rakı. ve rakı içebilecek (ağzıyla) halden anlayan ve şiir okuyan bir arkadaş.

    not:
    ulan yalnızlık beni bile anketör eyledi ey sözlük!
    10 ...
  6. gnrbyms

    1.
  7. ilk entrysi benden olsun.
    umarım bu bagnaz, ataerkil sözlükte midesinin kaldıramayacağı şeyleri görmeye alışır da kaçıp gitmez.

    hoşgelmiş yazarı. *
    0 ...
  8. ölme isteğiyle uyumak

    1.
  9. kimisine göre bir kurtuluş kimisine göre bir kaçış kimisine göre aptallık kimisine göre de çektiği acıyı bitirebilmenin tek yöntemi olan intihara duyulan istekle, her gece kimsenin duymadığı hıçkırık sesiyle yastıga kapanıp, ben yapamıyorum kendi canıma kıyamıyorum bari allahım sen al canımı da kurtulayım diye ağlayan yazarın isteğidir.

    ha ağlamayadabilir kişi. nihayetinde bir insan eger o noktaya gelmişse ağlıyordur diye düşünüyor insan. ne bileyim ben diyorsun bilemiyorsun işte. bildiğini sandıgın şeylerin elinden kayıp gitmesine mi bu kadar çok şeyin üst üste binmesine mi neye yakınacagını bilemiyorsun.
    yalnızlıkla, uğraşılamayan parasızlıkla, yatagın boş tarafıyla, gecenin soguklugunu her dakika ensende hissetmenle, kendi göz yaşında ısınmaya çalışıyorsun olmuyor.
    intihar etsen, birileri şimdi yanında olmayan ve hiç bir zaman aslında yanında olmamış kişilerin büyük bir kısmının gene de üzüleceğini sanıyorsun. kendini mutlu etmeye mi çalışıyorsun hala bunca dertten sonra? hala ümitlisin yani.

    ama ölmeyi istemek kaçınılmazdır. hele ''ben yapamıyorum ve ne olur artık öleyim. gerçekten öleyim. bu kadar olamaz. bu da olamaz. bu da olmasın artık. ya kendimi öldürürsem ve kurtulursam? nasıl bakarım onca insanın yüzüne'' diyorsan.. o yastıga başını koyuyorsun ya, uyurken ölmek en güzeli geliyor sana.
    bir akşam yatacaksın ve bir daha hiç sabahı görmeyeceksin. acısız bir ölüm. belki de şu ana kadar görüp göremedigin en rahatlatıcı huzuru bulacaksın.

    ama ölemiyorsun ya. inadına uyuyamıyorsun da..
    3 ...
  10. sevdiğin erkeğin seni kanka olarak görmesi

    1.
  11. bir hatunun başına gelebilecek en berbat durumlardan biridir. uzun bir süre arkadaşça takılırsınız. ama bir süre sonra size ben seni kız olarak görmüyorum der. yanınızda sevgilisiyle yiyişir. seviyor musun onu diye ürkerek sorarsınız, yani işte belki gibi cevaplar alınca rahatlarsınız. utanırsınız. hep ona sarılmak, onu öpmek elini tutmak istersiniz. ama arada kocaman bir 'kanka' duvarı vardır. onu kaybetmemek için bile seni seviyorum diyemezsiniz. o kızın yerinde ben olmalıydım. o elini tutan öptüğü kızın yerinde ben olmalıydım der kafayı yersiniz. her gün onun fakültesinin önüne gidip ders çıkışını beklersiniz. belki sevgilisiyle dolaşırken takip bile edebilirsiniz. * * o, ise size kızla yaptıklarını anlatıp durur. üzüldüğünde yanında olursunuz. sizin omzunuzda ağlar ama onun saçlarını şefkatle okşarken dahi içiniz kıpırdar. akar gider ona karşı. sonunda bu duruma dayanamazsınız içiniz acıyordur çünkü ve bir gece iki yetmişlik vodka sonu seni seviyorum ben arkadaşça değil tutamıyorum kendmi daha fazla deyiverip herşeyi bok edersiniz. ve artık sizin telefonlarınızı açmamaya, yolda görüp kafasını çevirmeye başlar. herşey bitmiştir artık. onu kaybetmişsinizdir.

    tanım: aslında hiç olmaması gereken ama oldu mu insanın canını çok yakan boktan durum.
    3 ...
  12. ayrılığın kazananı olmak

    ?.
  13. seviyorsun onu. onun seni sevdiğinden çok daha fazla. gün geliyor ve bir ay boyunca aldatıldığını keriz yerine konulduğunu öğreniyorsun. ve bir tek açıklama yapmadan o malum söz öbeği geliyor sanki çok haklıymış gibi bir de ; siktir git.

    başınızdan aşşagı kaynar sular dökülür. zira söz yüzüğü alacak zamanda böyle bir şekilde ayrılmışsınızdır. üstelik doğum gününüzde.
    bir kaç gün geçer üstünden. bir ara konuşalım durumu anlatayım der size. gel görüşelim deme cesaretiniz vardır çünkü hala onu köpek gibi seviyorsunuzdur. ama nitekim o kocaman kıçını kaldırıpta heykel taraflarına gelecek enerjiyi kendisinde bulamıyordur. ne hikmetse bu konuşmayı yaptığınız günün akşamında özlem tekin konserinden çıkışta görürsünüz onu. sizi görür ve kafasını çevirir. sanki onca güzel anıyı birlikte yaşamamış, birlikte gülmemeiş, sizin gözyaşlarınıza ortak olmamış gibi.. bir yabancı gibi. hayatınızın belli bir döneminde size eşlik etmemiş, çok dışardan bir yabancı gibi. kafasını çevirir. o an beyninizden geçen şu olur ; bitmiş.
    ağlamamak için bol bol kahkaha atma numaraları, insanlara 'aman ne olmuş gittiyse gitti bittiyse bitti' imajı vermeye calısan dik duran bir gövde, herkese 'ohoo o kim ya tanımıyorum ben onu' diyen bir bünye ile dolu günler sizi bekliyordur artık. hatta ve hatta facebook'a msn'e ''sen ne yaparsan yap ben yeni ilişki arıyorum üzülmedim ayaktayım yıkılmadım '' ana temalı iletiler, nickler yazmaya başlayacaksınızdır.

    bütün bunların esas noktası olan, benim canım çok yanıyor ama bu durumdan haberdar olmayacaksın, bak beni yıkamadın imajı yaratmaktır.. ve buna da ayrılığın kazananı olmak denir.
    1 ...
  14. dünya tanrısı çıldırmış

    ?.
  15. moral bozukluğu ve 31 filmi soundtracklerindendir. oldukça eğlenceli bir film olan moral bozuklugu ve 31 filminin en hoş yerlerinden birinde giriyor kendisi. dile dolanan cinsten.

    1 ...
  16. benim için berk bitmiştir

    1.
  17. tofita reklamı sözüdür. efendim kız sevgilisinden ayrılmıştır yahut onun gibi bir şey olmuştur. bir daha konuşmuycuuam diyerek diğer kız arkadaşlarıyla konuşur. berk gelince de sözünden döner falan da filan.

    işte o reklamda bundan sonra bi saniye bile konuşmuycuam bi saniye bile diyen kızın- afedersin çemçük ağız sahibidir bu kadın kişisi- ağzına çakasım gelir. var böyle kızlar. görünce ağzına ağzına ekseriyetle vurunuz.
    0 ...
  18. uludağ sözlük te incicilerin olması

    ?.
  19. son zamanlarda başlık altlarında inci capslerinin, inci sözlüğe dair kelimelerin cümlelerin kullanılması incisözlüğün kayıtsız şartsız egemenliğinin mi kanıtıdır yoksa onların deyimiyle kanırtmaları mıdır anlamış değilim.
    ancak, olağan bir durum olmuş uludagsözlüğe renk katmıştır.
    ve artık emin olduğum bir konu, incisözlüğün büyük kısmı ekşisözlük uludagsözlük ve itüsözlük yazarlığı yapmakta, arta kalan vakitlerde inciye girip, çıkamamakta, günlük hayatlarına incisözlük klişelerini söz öbeklerini yapıştırmış olmalarıdır. *

    (bkz: kişi kendinden bilir işi)
    4 ...
  20. tanışalı iki gün olmuşken seni seviyorum demek

    1.
  21. ne tarz bir duygusallıktır bu. ya da duygusuzluk mudur emin değilim.
    sadece özel anlamları olan kelimelerin bu kadar haysiyetsizce hissedilmemeleri, bir ben miyim böyle yaşayan sorusunu beynimde yankılatıyor.

    efenim, blogum var benim hali hazırda. kendi dünyamı bir iki kelam edeyim dış dünyaya yansıtayım niyetindeyim. tepkilere göre kendime bir çeki düzen vereyim sarsılayım kendime geleyim. arkadaşlarım ne diyorlar bakalım diyorum.
    ahanda o da ney? bir arkadaş geliyor. konuşuyoruz. kitaplardan insanlardan insan olmaktan insan kalarak yaşamaktan.. görmüyor beni. sesimi duymuyor. hiç görmedi belki. bilemiyorum.
    ama bu arkadaşın, sadece sözlerimden aradığım kız sensin senden başkasının olamam(ben seni istiyor muyum? bundan niye benim haberim yok?) demesi beni şok etmiştir sayın pek sevgili suserlar.
    nedir? bir kadına seni seviyorum deyince interntten bile olsa hemen vereceği mi düşünülmektedir? bu işleri mi kolaylaştırıyor.. ya da ben uzun süredir evden dışarı çıkmadıgımdan işler böyle mi degişti? kadın erkek ilişkileri artık böyle mi?
    ya ne, bir insana daha dünkü insana kanım ısındı de, senle sohbet hoşuma gidiyor de. de ulan de.
    ama seni seviyorum'a niye bok atıyorsun be adam. niye anlamsızlaştırıyorsun bunu. bu kadar degerliyken sevmek niye ta içine sıçıyorsun?

    al sana moderatör tanım sana;
    iki gün öncesinin yabancısı olan adamın/kadının sevgisizlikten ya da sevişme isteginden aklını yitirip duygularını kaybetmesi neticesinde ortaya çıkan namümkün mükemmel olay.

    edit: hadi ama yalancılığın gerçekten lüzumu yok. iki günde hangi yaşanmışlığa neyi sıgdırıp zaman harcadın da, emek verdin de, kokusunu içine çektin de seviyorum diyorsun.
    2 ...
  22. eskişehir de zirvenin olmaması

    1.
  23. buradan moderatörlere sesleniyorum bana açıktan cevap yazsınlar efendim.

    ortam butonununa oradan zirvebox a ne zaman tıklasam karşıma çok ilerki tarihlerde ankara izmir istanbul bursa gibi güzide illerimizde olacak olan zirveler çıkıyor. canıma tak etmiş bu durumda can sıkıntımı atmak için yeni zirve diyorum eskişehir diyorum deniyorum deniyorum bir türlü yayına girmiyor. girmemekle birlikte eskişehir gibi iki üniversiteye sahip güzide bir sanat kentinden hiç mi ulusözlük yazarı çıkmıyor? hadi çıktı diyelim hiç biri mi zirve olsun istemiyor? bu ne biçim düzen sevgili sözlük? nerde o eski zirveler dedirtiyorsun adama sözlük. eskiden haftaya bir zirve olurdu bizde gönlümüzce bursalı ulusözlük yazarları olarak coşardık. az mı kolbastı oynamışlığım var sözlük? yapılır mı bu bana? eskişehir de bir zirve olsun öyle çok istiyorum ki. niye ket vuruyorsun ey sözlük?

    tanım: eskişehir de yakın bir tarihte hiç bir şekilde zirve olmamasından dolayı isyan bayraklarını açmış yazarın söylemidir. duy artık be vicdansız.

    edit: eksi oy veren ibne arkadaş sagolsun. eskişehir ve zirve ile ilgili ne gibi bir derdin var anlamış degilim. özelden msj atarsan çok sevineceğim ciğerim. şimdiden saygı sevgi hörmet.
    2 ...
  24. ev arkadaşının sözlüğe yazdığın entryi görmesi

    ?.
  25. hele onunla ilgili onu yeren ama gerçekçi bir entry girdiyseniz aman sabahlar olmasındır. artık sabaha kadar o senin kafana leblebi atacaktır. sen onun kafasına çorap. daha fazla dayanamayan evi terkedecek komşuya sığınacaktır.

    (bkz: #7060444) * * * * * *
    (bkz: sözlük bana ev arkadaşı bul lan allahsız)

    tanım: zaten sözlükte yeterince zaman geçiren yazarın ev arkadaşı dırdırına maruz kalmasına neden olan durumdur.
    0 ...
  26. ev arkadaşını yakma isteği

    ?.
  27. ev arkadaşının kokan çoraplarının dayanılmazlığı,pisliği hayatta temizlik yapmayacak kadar üşengeç olması, bulaşıkları asla yıkamaması, alışverişlerdeki pintiliği ve tüm bunlara rağmen bana yemek yap demesi üzerine kişinin içinde yükselen istektir.
    hali hazırda bu özellikleri barındıran ev arkadaşının üzerine içinde alkol barındıran (muhtemel öğrenci evi alkolü olan biradır) kolonya, bira viski şarap ne varsa dökülür. malazlar kibrit ile üzeri ateşlenir. güzelce kavrulan(evin yanmamasına özen gösteriniz) ev arkadaşı öldüğünden emin olunduktan(emin olmak için sopaynan dürtünüz) sonra; arabanın bagajına konularak osmangazi üniversitesi ormanlık alanına(zaten şehrin epey dışında kuş uçmaz kervan geçmez bir alan olduğundan kimse sizi farketmeyecektir.) dolunayın olduğu bir gece gidilir. toprak derin kazındıktan sonra ölü ve şerefsiz ev arkadaşı kazılan çukura konur. üstüne toprak atılır. üzerine bir bardak soguk su içilerek eve dönülür. (bu sizi rahatlatacaktır.)

    (bkz: ev arıyorum)
    *
    0 ...
  28. fanzinmatmazel

    ?.
  29. Eskişehir'de üniversite öğrencisi genç kadınlar tarafından yeni oluşturulmuş bir fanzindir.
    Eskişehrin böyle birşeye ihtiyacı vardı gerçekten. iyi olmuş hoş olmuş diyelim ne diyelim. tez zamanda adalarda dağıtımını görmek isteriz.:)
    (bkz: http://fanzinmatmazel.blogspot.com/)
    0 ...
  30. xızır mare wayiren biqero

    1.
  31. Umutları vardı memleketimin kır kokulu,
    ve gelinlik kızları, yağız delikanlıları vardı dağ başları misali..
    ellerinde umut taşırdı çocuklar mavi, yeşil, ebruli..
    ve baharlardı ardılı sevdanın
    birde utangaç sevda söylemleri...
    Umut vardı,
    her şeye rağmen umudumuz vardı...

    Dersimin şilan kokulu yaylarında, gıdiqlerin (keçi yavrusu) peşinden koşan al yanakları kızları vardı bu memeleketin.

    Batmanın bir dağ köyünde beyaz elleriyle süt sağardı fecir vakti Berivanlar (süt sağan kız)..

    Amed de surların dibinde su satardı toprak rengi bakışlarıyla çocuklar. ve kaçak tütüne birazda keder sarar çekerdi içine yaşlı amcalar...

    Iğdırda kayısı sarısısıydı bütün annelerin gülüşleri.

    Maraşta kan kokusuydu biraz bahar, Sivasta ateş kırmızısı...

    Ağrının türküsü kimi zaman heybetti gururlu, kimi zaman sürgün Ararata.

    Rizede rüzgar gibi hızlı çay keserdi genç kızlar.

    Ankarada Erdallaşırdı bütün kaldırım taşları 1 Mayıslarda.

    Yüzü façalı Beyoğlulları vardı istanbulun...

    Denize dökülürdü ya hani düşman...

    Tokatta kızıl akardı dereler. Ser verip sır vermezdi işkencede inançlı yürekler...

    Aynı güneş doğardı da tepemize, aynı ayın şavkında dem tutardı bir ülke...

    Hepimiz farklı dillerle konuşurduk ama aynı tezgahtan domates alırdı annelerimiz.

    Aynı simidi satardık mahhallenin farklı isimli çocuklarıyla ilk okuldayken..

    .....

    ihanetten söz ediyor birileri,
    birileri ülke düşü diyor adına..
    şehidim diye ağlarkan birisi ölüsüne, digeri leş diyor sıktığı kurşunun ardından yere düşene...
    Çocuklar taşlıyor koca panzerleri,
    mermiler sıkılıyor sonra yağmur gibi üzerlerine...

    Karanlık yağıyor bir ülkenin üstüne üstüne...
    Yüzyıllara direnen, işgallere direnen, yokluğa direnen bu halk direnemez oluyor hayatın bi puşt çelişkisine...
    Ekmek derdine düştükçe birbirini boğazlıyor annelerimiz artık gıda yardımı kuyruklarında...

    Bombalar yağıyor gökyüzünden dünyaya ibret operasyonlarla...
    Hava, kuru soğuk...
    Ölüm düşüyor çatılarımıza, konudular darmadağın ediliyor...
    Linç ediyor insan insanı...
    Suikastlere gebe sözde vadandaşlıklar,
    Hepimiz ermeni, hepimiz mülteci...
    Rujlu cumhuriyet mitingleri kırmızıya boyuyor sokakları.
    Yüzdelik dilimlere bölünüyor halk,
    ya şeriatçıyız, ya dinsiz, ya ırkçı, ya anarşist ya da bölücü...

    Ölüm oruçlarına yatırıyor gencecik bedenlerini F tiplerine insanlar, kimsenin gözü görmüyor...

    .....

    Annem hâlâ Zazaca ediyor duasnı..
    Ninem her sabah Zerdüştün güneşine, islami şekilde açıyor ellerini, kapatıyor sonra yüzüne duasını bitirdiğinde...

    Umut var diyorlar hâlâ, -bıçak henüz kemiğe dayanmadı...

    ....

    Kuruyan ekmekleri çöpe atmıyor annem..Et pişirse kemikleri bile atmıyor örnegin..
    "Oğlum" diyor, poşetlediği ekmek ve kemikleri göstererek, "Al bunları diyor, kemikleri çöpün yanına koy, kediler için.Ekmekleri ise çöpün yanındaki ağacın dalına as, sütçü için..Sütçü ekmeği hayvanına yedirir, besler. kediler, kemikleri yer sana dua eder..." Gülümsüyorum, "Pekala" diyorum...Umut var mı yoksa diye soruyorum sonra kendi kendime...

    Dua ediyor sonra arkamdan zazaca ben giderken annem ; "Xızır Tore Wayiren Biqero" (Hızır seni Saklasın) diyor...

    ...

    Umudu öldürmemeli diyor insan sonra çaresiz...Bütün inançsızlıgına inat "Xızır Mare Wayiren Biqero" (Hızır bizi saklasın) demek istiyor ya hani,

    Adamın boğazına düğümleniyor...




    *
    3 ...
  32. seni seviyorum demenin çözüm olmaması

    ?.
  33. arkadaşa aşık olan bir kadının başına gelebilecek en berbat durumlardan biridir. uzun bir süre arkadaşça takılırsınız. ama bir süre sonra size ben seni kız olarak görmüyorum der. yanınızda sevgilisiyle yiyişir. seviyor musun onu diye ürkerek sorarsınız, yani işte belki gibi cevaplar alınca rahatlarsınız. utanırsınız. hep ona sarılmak, onu öpmek elini tutmak istersiniz. ama arada kocaman bir 'kanka' duvarı vardır. onu kaybetmemek için bile seni seviyorum diyemezsiniz. o kızın yerinde ben olmalıydım. o elini tutan öptüğü kızın yerinde ben olmalıydım der kafayı yersiniz. her gün onun fakültesinin önüne gidip ders çıkışını beklersiniz. belki sevgilisiyle dolaşırken takip bile edebilirsiniz. o, ise size kızla yaptıklarını anlatıp durur. üzüldüğünde yanında olursunuz. sizin omzunuzda ağlar ama onun saçlarını şefkatle okşarken dahi içiniz kıpırdar. akar gider ona karşı. sonunda bu duruma dayanamazsınız içiniz acıyordur çünkü ve bir gece iki yetmişlik vodka sonu seni seviyorum ben arkadaşça değil tutamıyorum kendimi daha fazla deyiverip herşeyi bok edersiniz. ve artık sizin telefonlarınızı açmamaya, yolda görüp kafasını çevirmeye başlar. herşey bitmiştir artık. onu kaybetmişsinizdir.
    seni seviyorum demek çoğu zaman çözüm getirmemektedir. daha çok sorun teşkil eder.
    tanım: kutsal kelimenin başa çorap örmesinden ibaret olduğunun kanıtıdır. hep sorun.. çok sorun.. hep sorun be ağbi.
    11 ...
  34. ayrılığın kazananı olmaya çalışmak

    1.
  35. seviyorsun onu. onun seni sevdiğinden çok daha fazla. gün geliyor ve bir ay boyunca aldatıldığını keriz yerine konulduğunu öğreniyorsun. ve bir tek açıklama yapmadan o malum söz öbeği geliyor sanki çok haklıymış gibi bir de ; siktir git.

    başınızdan aşşagı kaynar sular dökülür. zira söz yüzüğü alacak zamanda böyle bir şekilde ayrılmışsınızdır. üstelik doğum gününüzde.
    bir kaç gün geçer üstünden. bir ara konuşalım durumu anlatayım der size. gel görüşelim deme cesaretiniz vardır çünkü hala onu köpek gibi seviyorsunuzdur. ama nitekim o kocaman kıçını kaldırıpta heykel taraflarına gelecek enerjiyi kendisinde bulamıyordur. ne hikmetse bu konuşmayı yaptığınız günün akşamında özlem tekin konserinden çıkışta görürsünüz onu. sizi görür ve kafasını çevirir. sanki onca güzel anıyı birlikte yaşamamış, birlikte gülmemiş, sizin gözyaşlarınıza ortak olmamış gibi.. bir yabancı gibi. hayatınızın belli bir döneminde size eşlik etmemiş, çok dışardan bir yabancı gibi. kafasını çevirir. o an beyninizden geçen şu olur ; bitmiş.
    ağlamamak için bol bol kahkaha atma numaraları, insanlara 'aman ne olmuş gittiyse gitti bittiyse bitti' imajı vermeye calısan dik duran bir gövde, herkese 'ohoo o kim ya tanımıyorum ben onu' diyen bir bünye ile dolu günler sizi bekliyordur artık. hatta ve hatta facebook'a msn'e ''sen ne yaparsan yap ben yeni ilişki arıyorum üzülmedim ayaktayım yıkılmadım '' ana temalı iletiler, nickler yazmaya başlayacaksınızdır.

    bütün bunların esas noktası: benim canım çok yanıyor ama bu durumdan haberdar olmayacaksın imajı vermektir. ve buna da ayrılığın kazananı olmaya çalışmak denir.
    9 ...
  36. ev arkadaşı

    44.
  37. gecenin bir vakti 'hacı hafif bir müzik aç da dinleyelim uykuya geçelim artık' dediğimde acdc açan,evde ne bulaşık ne çamaşır yıkayan ne de yemek yapabilen *, ara sıra huzursuzluğuyla siniriyle beni gıcık etse de, canım olan kardeşimden yakın dostumdur. *
    (bkz: berfin) * *
    1 ...
  38. kaç puan aldın abi diye soran tip

    ?.
  39. bu tip insan evladı, ergenlik sivilceli gözlüklü ve karşısındaki insanın puanını ezerek kendi egosunu tatmin etmek için kendisinden daha alt seviyede bir insana sınavın nası geçti abi diyen tiptir aynı zamanda. ikiyüzlü megoloman manyaktır. abi diye cümle sonuna eklediği samimiyetsiz samimiyet ifadesi de ikiyüzlülüğüne ayna tutar. uzak durulmalı, sorusuna sanane lan diye cevap verilmelidir.
    2 ...
  40. anlaşılamayan mailler

    ?.
  41. Duygusuz güldür,yorulmuş masumlukta...Durmadan hayal ediyor.Zayıf inanışlar uykuların rahatlığında güvende.Çok mutlu cahil,yakınlığın farkında değil.. Hafızalar derinden yeniden ortaya çıkıyor...Vazgeçilemeyen uykunun eski sırları. Soluk alabilmen için onların dış görünüşünün altında batması yeterli.Sonra boğuluştan dönüyorsun sen tek başına uyanırken.içinde parçalanmış.. Sola dönmem için bir yer vardır. Uzun süreli bir problem,bir geçici ilaç,ama ne olursa olsun mutlu görünebilmen için herşeyi becerir. Üzücü yalanların uzun bir kaç yılı,boş umutlar ve gerçekleşmemiş rüyalar bir toz gibi rüzgarda dağılıyor.Siyah tüylü kanatların arkasında güneşin tutulduğu görülüyor. Yarınlar gelmiyor,şimdiye kadar yalnız bir gün.. Ama şimdi çok geç..

    genelde bunun gibi yanlış gönderilmiş maillerdir.
    1 ...
  42. öss den yeni çıkmış ögrenci

    ?.
  43. sudan çıkmış balık kadar alık olup tuzluktur bunlar. bütün sene ordan oraya koşuşturan öss ögrencileri artık yapacak hiç bir işlerinin olmaması durumuyla tuzluk gibi yıgılacak, sonrasındaki bir hafta boyunca sabah 7de uyanacak, ve daha geç uyanmaya çalışacak* , sonrasındaki hafta geç uyanmaya alışacak, yazın bol bol tembellik edecek, alkol tükecek, film izleyecek, kız kesecek, manita yapacak kısacası tüm sene yapamadıgı ne kadar çok şey varsa onların planını kafasında kuracak olan ögrencidir.
    0 ...
  44. hakaret eden eski sevgilinin konuşmak istemesi

    1.
  45. karakter şeysi şeyolmadı: hakaret edip giden eski sevgilinin tekrar konuşmak istemesi

    güzel bir ilişkimiz yoktu hali hazırda. sadece ve sadece efendi bir şekilde bitirmek istiyordum. ama o ben ne dersem diyeyim 'siktir git' diyordu. ilk söylediginde fena halde koymuştu ama zaten msnde konustugumuzdan ve farklı sehirlerde oldugumuzdan rahatlıkla siee diyebiliyordu. onca anı paylaşmıştık. onca derdimi anlatmıştım. ne kadar sinirli oldugumu biliyordu. buna ragmen bir daha ziktirlön diyince sinirleniyorum bak cemil dedim. sinirini sikicem lan yeter dedi. anladıgım regl dönemi gerginliğimi ona yansıtmıştım ve sanırım artık sıkılmıştı. o tipik bir cemildi nihayetinde. ve biraz da kamil. yeni ergenliğe girmiş gibi davranırdı her daim ama onun maço tavrına bayılıyordum. gene de bana siktir demesi içime işlemişti. pişman olacagın seyler yapma cemil bak.. dedim . sıs lan dedi. gittikçe kırıcı olmaya başlıyordu. o zaman seni engelleyip siliyorum facebooktan da msnden de. sözlüktende yazma nickaltıma dedim. ne yazcam lan dedi. gene bir siktir çekti. izmirden buraya gelirsen her zaman sana açık bir kapım var unutma bak dedim. benim orda çok kapım var dert etme sen defol lan dedi. üzüldüm. ama geçti.

    --
    günler günleri kovaladı. ne o arıyordu beni ne de ben onu. konuşmak onu aramak facebooktan tekrar msj atmak istemiyordum. yeterince gururumu zedelemiştim zaten. muhtemelen bir 2001 yakmış, ve beni çoktan unutmuştu diye düşünürken günlerden bir gün sözlükte nick altıma yazdıgını gördüm. her zamanki gibi beni aşagılamıştı. cevap vermedim. bu onun iletişim kurma biçimiydi ve ben onca siktir'i ezip geçip tekrar onunla iletişim kurmak istemiyordum. üzülmüştüm ve umrunda degildi.
    --

    biraz daha gün geçti. sınava girecegim sabah saat 07.18 de msj atmıştı. ''sınavında başarılar dilerim * '' yazmıştı tipini sktgimin. utanmadan bi de gülen surat koymuş dedim. sen o kadar hakaret et bir de sınav sabahı msj at, olacak iş mi cemil dedim içimden. sinirlendim. sonra da sınav stresiyle unuttum. bir daha da aramadı zaten. geçti gitti.

    --

    cemil günler geçtikçe iyice arlanmaz olmuştu. başka bir facebook üyeligi alıp bana facebooktan msj atmış, 'tanışalım mı beybi' yazmıştı. cemil oldugunu anlamam uzun sürmemişti cünkü belli başlı kelimeler cemile özgüydü. olayı çaktıgımı anlayınca başka bir msn adresi alıp beni eklemiş, konuşmaya çalışmıştı. lakin ben onun gene utanmaz cemil oldugunu anlayınca siktiri çekmiştim. çok zekisin gız demişti en son.

    ama fakat anlamadıgım cemilin hiç tükenmeden o kadar siktiri çektikten sonra benimle tekrar konuşmaya çalışmasıydı. bir türlü anlamlandıramadıgım maço erkegimin, neden böyle bir ruh haline girdigiydi. çözememiştim. ve artık bu sefer benim umrumda degildi.

    tanım: egonuzu şişiren eylemdir. hakaret etme sırasının sizde oldugunu gösterir. zaten intikam soguk yenen bir yemektir. lakin bunların hiçbirini yapmamak en büyük erdemdir.
    2 ...
  46. sözlüğün en entelektüel yazarı

    1.
  47. muhtemelen din, siyaset, felsefe hakkında pek bir şey bilmedigi halde kulaktan duyma bilgileriyle entry giren yazardır. hem adalet dünyanın neresinde görülmüştür ki sözlükte görülsündür.
    4 ...
  48. okunma oranının yazma oranından düşük olması

    1.
  49. sözlükteki haleti ruhaniyedir.
    herkes müthiş yazar, çok yazar, aşırı yazar olma durumudur. klavyesinden bal damlayan yazarların okumak yerine yazmanın kolaylıgıyla gevşemesi, ve kimsenin karmasının bir gram degişmemesi halidir. *
    7 ...
  50. mp3 çalar ın bozuk olması

    ?.
  51. uzun yola gidiliyorsa berbat bir durumdur. hele hele benim gibi sehiriçi otobüslerinde, yürürken, uyumadan önce müzik dinlemeye bagımlı hale gelmişseniz, canınızdan can gitmiş demektir ki çok sessiz günler sizi beklemektedir. mp3ün fiyatına denk gelen tamir masrafı da bir sonraki ay yeni bir mp3 alma durumunuza getiriyorsa sizi, vay size vaylar size derim efendim. derhal pc basına geçilmeli, oradan müzikler dinlenmeli. müzik depolanılmalıdır. zira bir süre sonra cevreden gelen sesler, ( yolda laf atan öküz cocuk, otobüste bagrışan küçük çocuklar, otobüste çok yüksek sesle damadını anlatan yaşlı teyze, arka tarafta bögüre bögüre akepee yi öven amca gibi) insanlardan nefret etmenize sebebiyet verebilir. aman diyim.
    1 ...
  52. karnım acıktı

    3.
  53. açım sözlük. bildigin açım. saat 2ye geldi gelecek. tükendim sözlük. klavyeyi kemirmeye başladım resmen. sigaram da bitti. üstüne evde sigara çalabilecegim kimse de yok. herseyi geçte çok açım sözlük. netice de evde misafirim ve mutfaga gidip ekmek arasına peynir sokum yapmayı öyle çok istiyorum ki. mutfak odamın yan tarafında. sanki kaf dagının ardı anuna koyum. ama uzanamıyorum bile sözlük.
    gibi yakınmalara sahip yazarın, agzına yastıgı kapayıp çıgırdıgı söz öbegidir. *
    1 ...
  54. babanın sevgiliye taktığı lakaplar

    1.
  55. özellikle kız evladı olan bireyin babasının begenmedigi ve çok zor begendigi sevgiliye taktıgı lakaplardır. muhakkak ki annenin taktıgı lakaplardan daha yırtıcıdır. baba kişisi burada kızının sevgilisinin ya büyük burnuna ya yüzünün şekline bir kulp bularak bunu abartacak, ve kızının bir nebze de olsa sevgilisinden uzaklaşmasına neden olacaktır.
    (bkz: armut kafa)
    (bkz: heykel surat)
    (bkz: maymun)
    (bkz: godoş)
    (bkz: kaşmer)
    1 ...
  56. hayatımız sınav

    25.
  57. şişman bir amca. boncuk boncuk terlemiş. yüzünde samimiyetsiz ve aşşagılayan bir ifade. kim ararsa arasın, ezik muamelesi yapmakta. oturup izleyip sinir olmamak elde mi simdi? koca sene kasmışsın, hayatını kısmışsın, adamın teki ordan sakin ol heycan yapma, kuyu derin merin bilmem ne diye rahat rahat maval okusun. vay anasını be. kesinlikle öss hazırlık ögrencilerinin daha fazla gerilmemesi için izlememesini tavsiye ettigim program.
    0 ...
  58. karınca asidi

    1.
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük