Ülkesinde değeri bilinmedi, el diyarlarına savruldu minderlerimizin bu ilk öğretmen şampiyonu. Kemal Ateş'in deyişiyle "bilek göçü"nün öncülerinden oldu istemeden.
Köyüne uğramaz diye yazan, yazarı vefasızlıkla suçlayan zatı muhterem... Kemal Ateş'in soyadını taşıyan akrabası köyde nerdeyse hiç kalmadı. Bütün akrabaları ya Ankara'da ya Almanya'da. Köye kime uğrasın? Gene de arada bir gelip gider. Köyünden çıkan tek bir yazarın tek bir kitabını okumayarak gerçek bir vefasızlık örneği gösteren kardeş, böyle yazan biri olsa olsa vaktiyle dedelerinin kavgasının etkisinde kalmıştır, özel bir husumeti vardır.
Kemal Ateş, Neşter ve Madalya adlı romanında efsane şampiyonların yanı sıra Ankara gazinolarını da anlatır. Hüseyin Alp'le ilgili en hoş anekdotları bu romanda bulabilirsiniz.
Emin Özdemir ve Kemal Ateş'in emekli olmalarından sonra iLEF'te Türkçe derslerinin hiçbir ağırlığının kalmadığı Ankara Üniversitesi Senatosu'nda konuşulmuştur.
Onu Zeki Müren'le başrol oynadığı "Berduş" filminden hatırlayanlar olacaktır. 1955-57 arasında Yeşilçam'da çok önemli bir yıldızdı, sinemayı çok erken bıraktı. Ünlü şampiyon Celal Atik'le de Yörük Ali (1955) filminde oynamıştı. Rum asıllı olup asıl adı Efeminya Özmavridis'tir. Kemal Ateş, Celal Atik gibi efsane şampiyonları anlattığı son romanı Neşter ve Madalya'da "Yeşilçam'da Bir Rum Kızı" başlığıyla onun öyküsüne de yer verir. Bazı hayranları öldüğünü sansa da, Şile'de yaşamaktadır.
1960 Roma Olimpiyatlarından güreşçilerimiz 7 altın madalyayla döndüler, bu başarı hâlâ aşılamamıştır. Bu başarının 7 altın adamından biri de Mustafa Dağıstanlı'dır. Kemal Ateş "Neşter ve Madalya" adlı romanında onun öyküsünü de anlatır. Roma şampiyonları başarılarını Londra (1948) kahramanlarının (Yaşar Doğu, Celal Atik) omuzlarında kutladılar, bu müthiş gurur tablosu "Neşter ve Madalya"da güzel betimlenir.
Hep içinden çıktığı hemşerilerini, gurbete savrulmuş yoksul köylülerini yazdı, onların öykülerini yarına kalacak tatta kaleme aldı; PEN gibi, Edebiyatçılar Derneği ve TESK gibi kuruluşların ödüllerini bu yapıtlarıyla aldı. Kaman köylülerinin ilginç sözcükleri ilk kez onunla edebiyatta yer buldu. Eskiden daha sık gittiği memleketine 4-5 yılda bir uğrar. Son olarak 4 yıl önce Kaman köylerini dolaştı, Yassıada'da Menderes'le yargılanan ünlü bir kabadayının hikâyesini dinlemek için ishakocalı da uğradığı köylerdendi, yan yana duran iki kahveden birinde ishakocalılarla oturdu, anlattıklarını dinledi, sonra da Neşter ve Madalya'da yazdı. Hem köylüsü olduğunu söyleyip hem de köyünden çıkmış tek bir yazarın tek bir kitabını okumadan hakkında ahkam kesmek sorumsuzluktan, duyarsızlıktan, vefasızlıktan, kibirden de öte bir şeydir. Yazar, eserleriyle, kalemiyle yazar olur, çevresine yararı, vefası, bağlılığı, hizmeti de kalemiyle olur öncelikle.
Celal Atik öğretici, Yaşar Doğu derleyici idi, Anadolu'da güreşçi bulmak için dolaşmadığı yer kalmadı. 1948 yılında Kızılçullu Köy Enstitüsünü de ziyaret etti, orada öğrenci olan Ahmet Bilek bu ziyaretten etkilendi, daha sonra da Yaşar Doğu'nun öğrencisi oldu. Ölümünün üstünden 55 yıl geçti. Umarım iyi bir belgeseli yapılır. Edebiyatımızda olimpiyatları anlatan ilk roman olan Neşter ve Madalya'da ağırlıklı olarak onun hayatı da anlatılır.
Kemal Ateş'in yazdığı "Toprak Kovgunları" bir zamanlar (1981) önemli bir yayınevi olan MAY'ın ödülünü kazandı. Seçici kurulunda Hasan izzettin Dinamo, Burhan Arpad, Erol Toy, Asım Bezirci gibi yazarlar vardı. Edebiyatımızda gecekonduları içerden gösteren ilk roman sayılır. Bu romanı önce MAY, sonra Doğan Kitap bastı, 3. baskısını imge Yayınevi yaptı. Halktan derlediği, kovulmuş, tart edilmiş anlamına gelen"kovgun" sözcüğünü özellikle kullanarak bir sözcüğün ölmesini önledi.
Türk güreşinin altın yıllarının anlatıldığı Kemal Ateş'in "neşter ve madalya" adlı romanında onun öyküsü de var. Yörük Ali filminde başrol oynadı, film çekimlerinin sonuna doğru işi yarım bıraktıysa da, yönetmen Esat Özgül durumu bir şekilde kurtardı.
Neşter ve Madalya'yı okursanız, Ahmet Bilek'in 1971'de değil, 1970 yılında öldüğünü öğrenirsiniz; internetteki bu yaygın bilgi yanlıştır. Mezarı Eskişehir/ Odunpazarı mezarlığındadır.
Köy enstitülerinden yetişen ilk ve tek şampiyon, minderlerimizin ilk öğretmeni, ilk öğretmen şampiyon. Neşter ve Madalya adlı romanda onun öyküsü de var.