aktif bir yazar değilim belki de sözlük içinde ama sonuna kadar desteklediğim eylem olacaktır...
bugünden itibaren 15 günlüğüne bi kafa iznine çıkalım bakalım biz de...
internet aleminde farklı bir yeri vardır sözlüklerin...
ilk olarak ekşi sözlükü tanımışızdır hepimiz... kutsal bilgi kaynağı olmuştur herkes için... ama bizim aradığımız daha samimi, daha daha sıcak, daha bizden bişeydir... ve o gelmişti... uludağ sözlük...
tamam, ekşi sözlük kadar bilgilendirmez belki de bizi... ama bizden biri gibidir o...
yeri gelmiştir, ondan bilgi almak istemişizdir... ihtiyacımız olduğu konularda elinden geldiği kadar bilgilendirmiştir bizi...
yeri gelmiştir, canımız sıkılıyodur, eğlenmek, stres atmak istemişizdir ve onla geyik çevirmişizdir, normal arkadaşlarımızla bile eğlenemediğimiz kadar eğlenmişizdir belki de...
yeri gelmiştir, kimseye anlatamadığımız, içimizi döküp rahatlamak istemişizdir ve yine o yetişmiştir imdadımıza...dert ortağımız olmuştur bizim... (bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
ve şimdi...
en samimi, en özgür, en bizden dediğimiz; demokrasi, sosyalizm, özgürlük, arkadaşlık, samimiyet, kardeşlik ve hatta ütopya mavraları attığımız; emperyalizmi, kapitalizmi, yerin dibine soktuğumuz; arkadaşım, kardeşim, dert ortağım, bilgi kaynağım dediğimiz bu yer; o yerdin dibine soktuğumuz şeylerin esiri olmuştur... (bkz: 21 ocak 2010 uludağ sözlük reklam rezaleti)
ve kim ne derse desin; bunun adı reklam değil, sansürdür...
ve evet, sözün bittiği yerdir...
uludağ sözlük'te aşk başkadır...
sevmiştir, aşık olmuştur...kalbiyle beyni arasında kalmıştır...aslında seviyordur ama kendisine bile açıklayamıyodur...ve kendisinden önce sözlüğe döker içini...ne yapması gerektiğini, ona nasıl yaklaşması gerektiğini sorar sözlüğe...kimseye soramıyor, kimseye danışamıyordur çünkü...
uludağ sözlük'te aşk başkadır...
onla yaşadığı herşeyi gelir ilk sözlükle paylaşır...onla ilk gözlerinin buluşmasını, onla gittiği ilk filmi, ona aldığı ilk çiçeği, onu eve bıraktığı ilk geceyi, herşeyi ama herşeyi gelir ilk sözlükle paylaşır...onu çok seviyordur ve sadece sözlüğe anlatabiliyordur çünkü uludağ sözlük'te aşkın başka olduğunu biliyordur...
ama bir gün biteceğini hiç düşünmemiştir... evet, bitmiştir ve birşey yapamıyordur...bağırmak, haykırmak istiyordur...duruma alışamamıştır...sonusuz olacağını düşünmüştür çünkü...böyle yarım, böyle eksik, böyle onsuz kalacağını aklının ucuna bile getirmemiştir hiç...ama bitmiştir...
şimdi ise tek yaptığı kadeh kadeh üstüne içip sözlükte eski sevgili başlığına entry yazmaktır...yazdıkça ona yaklaşacak, boşlukları doldurdukça sanki onun boşluğunu doldurduğunu düşünmektedir...evet,salaktır biraz, çünkü aşıktır, sadece aşık ve onsuz kalmıştır...
yarım kalan bir aşkın ardından hiçbirşey yapamıyordur ve hala daha uludağ sözlük'te aşkın başka olduğunu düşünüyordur...evet sözlükte aşk başkadır ama bu aşk, ölümü kötü tattı be sözlük...
dengesiz bir insanım ben be sözlük...
sırf itiraf yazmak olmak için de yazmıyorum bunu...
ne biliyim, konuşamıyorum bunu kimseyle, yazıp rahatlamak istedim sadece...
dengesiz ve saçma bir insanım ben ve çoğu kez yaptığım şeylere anlam veremiyorum...
sevgilimin beni sevdiğini bildiğim halde gereksiz kuruntular yapıyor ve onu üzüyorum ve onu üzdükçe bende üzülüyorum, ne biliyim, çok şey mi istiyorum acaba, ben onu seviyorum ve onun da beni sorgulamadan sadece sevmesini istiyorum, gereksiz oyunlar oynamadan, tamamen dürüst ve safça...bilmiyorum...
yazdım... rahatladım...
oynanan bir oyun var artık şu görkemli hanfendi ve beyefendilerin dünyasında ve bu oyun içerisinde aşık olmak tek diskalifiye sebebi olmuş ve bu oyuna da utanmadan aşk demişler... *
en az bi* 4-5 hafta sözlük yazarlarının (bunlar ekşi sözlük, uludağ sözlük, itü sözlük olabilir) stüdyoya seyirci olarak giderek stüdyoda seyirci adabını, stüdyoda nasıl eğlenilmesi, yeri geldiğinde de nasıl efendi efendi anlatılanları dinlemesi gerektiğini günümüz gençlerine göstermesi gereken program...
facebook'tan nefret etmeme rağmen** aşık olduğum kıza açılamadağım için oradan kendisiyle mesajlaşıyorum ve kendime gizemli bir hava da kattım açıkçası...
halim'e silah bile taşıttıklarından sonra daha neler yaptırabileceklerini merakla bekledğim dizi... oysa ki, ne güzel biriydi halim ve hala öyle gönüllerde ama silah klişeliğine gerek yok...