bu yağmurlu günün ve gecenin * şarkısı olarak seçtiğim ve sözlükte hiç dile getirilmediğini gördüğüm, vokaliyle sololarıyla ve sözleriyle insanı ilk dinlemede etki altına alan asia parçası.sözlerini de yapıştırayım da tam olsun
This problem is insoluble
The answers seem impossible
The logic ceases to exist
Emotion is the beat we miss
I stand on a world
Where dreams, realities, existence are the same
We take from the mother's skin
But the world is not to blame
Who tells the wind which way to blow?
I wonder who will stop the rain
The rocks that hold the secrets, they don't know
So who can stop the rain?
We lost the path for all we know
Now tell me when will it start again?
And as the old man lifts his hands
Please can you stop the rain?
Stars fall far away
Like they never did before
A new moon shining
Like it never will again
Who tells the wind which way to blow?
I wonder who will stop the rain
The rocks that hold the secrets, they don't know
So who can stop the rain?
Desert white cloud
Spirits they sing
Rain falls from the big sky
Onto broken wing
There is no sense in turning back
To wash the debris from the track
World without fears and without rhyme
We fought for peace within our time
Who tells the wind which way to blow?
I wonder who will stop the rain
We lost the path for all we know
Please can you stop the rain?
joan jett in kıyıda köşede kalmış bir şarkısıdır.hep yapmak istemişimdir şunu: sözlerini de yazayım da tam olsun*
I was taught to never tell a lie
To look you in the eye and tell it like it is
Always thought that you would be the same
It's such a shame that's not the way it is
I was fooled by your innocence
And my love for you was so intense
With our connection only physical
If it got me through the night
Well that's a lie
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you oh
A simple question makes you look away
Your hesitation gives it all away
There's some protection in the way you move
If there's sadness in my eyes
It's coming from your lies
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
I believed in you
You want to sleep with me but payback's tough
Why don't you call me when you're all grown up
If there's a change in you I'll know it's true
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar I believed in you
Hey little liar
Hey little liar
Hey little liar
birbirinden farkı olmayan ritimler üzerine nispeten farklı melodiler dayayıp saçma salak sözlerle bezeyip insanlara yutturulmaya çalışıldığını farkedip yeni arayışlara atılmam ve tam bu dönemlerde metallicayla tanışmam ardından guns n roses dı queen di pink floyd du derken yükselen bi grafik edinmem.
bu günlerde genelde melisler göz yaşlarını siler sosyal medyada maçı kotarmaya çalışır ama nafile.dün *fenerbahçe işini sahada bitirmiş ve çoktan önündeki maçlara hazır hale gelmiştir bile.
flash tv bünyesinde yayınlanan ve inanılmaz bir biçimde, kendini kaliteli, elit bilmem ne gören onlarca televizyonun söylemeye cesaret edemediği şeyleri göte göt dercesine takır takır konuşan ana haber kuşağı.dün akşam duyduklarıma inanamadım.emre aköz e ömründe duymadığı şeyleri takır takır saydırdı dün.ısrarla takip edilesidir.
nedenini anlayamadığım bir objektifliğini yitirmişlik var türk medyasında.şike soruşturması süreciyle de ayyuka fırlamış durumda bu düşmanlık.spordaki her kötü oluşum bizim altımızdan çıkıyormuş gibi davranılıp başarılı bi durumda ise kuru bi aferinle geçiştiriliyor.şimdi diceksiniz ki "ne alaka amına koduğum?" hemen güncel birkaç olayla örnek vereyim.
son 2 haftadır emre belözoğlu ilk 11 de oynatılmaması ya da alex in kadroya alınmaması bazı çevrelerin işine gelmiş olacak ki derhal fenerde ipler koptu bilmem ne diye salak salak haberlerle halka yansıtılırken, adeta sükunet ortamından kriz ortamı yaratılmaya çalışılırken ya da ne biliyim maç esnasında o hırsla birbirine bağıran oyuncuları "soyunma odasında birbirine girdiler" şeklinde aktarırken galatasaray da oyuncuların birbirini hastanelik etmesi basında bu asparagaslar kadar yer tutmamakta.
ya da beşiktaş ın "ahanda bak biz kupamızı geri bıraktık" diyip sonra da o kupanın verdiği hakla uefa kupasına katılmasına kimse çıkıp da ucuz kahramanlık diyemedi.o kadar açık yürekliydiniz de ne diye avrupa kupasına katıldınız diyemedi.ama varsa yoksa fenerbahçeye yüklenmece.
onlar da farkında olsa gerek fenere bok atmanın iş yaptığını.sağlık mağlık olsun ne diyelim.
allah ım hiç bir er kişiyi bu ceza ile sınamasın.o nasıl çetin bir sınavdır, o ne karın ağrısı mide bulantısı bi durumdur.bi er kişinin evde kendini gereksiz hatta fazlalık hissettiği bir an daha var mıdır ki?
senden yaşça küçük/büyük kız kardeşin bir arkadaşı ne bilim kuzeni felan gelir.daha kapıda bakışlarla birbirine bişiler anlatmaya başlarlar.daha sonra iki kız bi odaya kapandılar mıydı işte senin sıçızladığın anlar geldi demektir.
ii işte ne güzel arkadaşı geldi otursun konuşsun bana musallat olmasın da diye düşünürsün ama öyle olmaz.yan odadan sebepsizce kahkahalar yükselir.yüksek sesle cümleye başlanıp gitgide ses azalır ve ardından müthiş bi kahkaha ile senin televizyon zevkinin içine sıçılır.
gidip biraz sessiz olmalarını söylemek için odaya girdiğinde yüzlerde mal bir ifadeyle sanki evin ses dengesinin ırzına geçen onlar değilmiş gibi davranırlar."aaa sen evde miydin?" "aaaa sen çıkmamış mıydın?" bilmem ne felan insana böyle bi eziyet edilir.
daha sonra bonus olarak anne gelir "oğlum kızları bıraksana konuşcakları vardır" felan diye kafa siker.konuşmasın mı dedik sanki konuşsun da ustruplu konuşsun.
çok doluyum sözlük beni 2-3 gün misafir edicek babayiğit var mı lan?
circuit almayıp türkçe olan elektrik devreleri dersi almamıza rağmen ders notlarını ingilizce veren ve derste bi anda hiç alakası olmayan bir konu açıp üzerine yarım saat konuşan, sonrasında da öğrencilere kızan sakarya üniversitesi nin bi profesörü.insanı hazırlık okumadığına pişman ettirecek cinsinden hemde.
tanım:inci sözlükün kendilerinegececi tayfaismini veren adından da belli olduğu gibi geceleri takılan yazarlarının birbirine sebepsiz yereşuku` dağıtması durumu.
haberde de görüldüğü üzere somali ye giden ünlülerimizin şen şakrak neşe içinde göbek atmasıdır.en başından beri bi reklam kokusu seziyodum zaten.3 senedir açlıkla boğuşan somali nin nası 15 günde bu kadar göze sokulduğunu görünce keriz feneri benzeri bi yapılanmanın horladığını düşünüyordum.galiba yanılmamışım.insanlar baya mutlu görünüyor.
haa toplanan para 5 ise oraya 1 gönderilir ünlülerimiz ve seçilmişlerimiz reklamını yapar, gerçekten zor durumda olan somali liler de günü kurtarır mutluca geçinip gideriz.
üniversitede üst sınıfların -ki genelde bi dersi 3-4 sefer alan kişiler- hayalini süsleyen, dersi alan kişi sayısının bi anfiyi dolduracak hatta ayakta insan bırakacak kadar artmasından sonra "bu sene hoca herkesi geçirecekmiş" şeklinde tezahur eden olay.
son zamanlarda gerçekleşen yasaklamalar filtrelemeler vs. ler yanında içkiye ve sigaraya yapılan zamlardan dolayı ulaşmakta zorluk çektiğimiz efesimize hitaben yapılan bir seçim vaadi.
sadece bunu vaad ederek bi parti kursam tek başıma iktidar olurum lan heralde.*
es kaza bir dersinde bulunduğum ve sadece o 1 saatlik süreçte ufkumu genişleten, konuşmasından hatta vücudunun her yerinden bilgi fışkıran adam.kısmetse sakarya üniversitesinin yeni rektörü olacak.
havaların ısınmasına mütakip yazlık beldelerde şu sıralar peynir ekmek gibi satan gitar çeşididir.içine yerleştirilen küçük bir çip sayesinde bu özellik kazandırılmıştır.kullanışı çok kolay.tek yapmanız gereken elinizi aşşağı yukarı sallamaktır.gitardaki hoparlör bölümünden hem gitar sesi hem de şarkının kendisi duyulmaktadır.opsiyonel olarak şarkının içine hafif dalga sesi ve odunun yanması sırasında çıkan sesleri ekleyebilirsiniz.
çin den ithal edilen yan sanayi ürünlerde çeviri problemi yaşanmaktaymış.ben 2 dilde** akdeniz akşamları çalabiliyorum diye işi kotarmak size kalmış tabi.
tanım:ülkemde baş gösteren ve neredeyse tüm bünyelere yayılmış gereğinden fazla gösterilen hassaslıktır.
en az üç çocuk doğuran halkımın içine çekilmeye çalışıldığı ortadoğu batağına balıklama atlayan insanlarda vardır bu hastalık.diceksiniz yardım edilmesin mi?elbette edilmeli hatta etmek farzdır.ama bu yapılan işin ismi resmen göte gözlük takmakdır.benim yurdumda insanlar yiyecek ekmek bulamazken, üstüne giyecek bir kıyafet bulamazken sen tut oraya varını yoğunu götür.daha düne kadar benim ülkemde oğlunun dersane masrafını ödeyemediği için hapse atılan anne vardı.ihh nin ya da diğer insanı yardım kuruluşlarının bunlardan haberi yokmuydu.
doğuda, güneydoğuda hala yol götüremediğin ölmesine göz yumduğun onca insan varken sen neyi görev edinipte oralara kadar gittin?ülkendeki hangi problem için bu şekilde aktif bir görev aldın?senin vatan evladın ekmek çaldığı için hapse girdiğinde sen nerdeydin?senin vatanım dediğin ülke için solan fidanlar varken sen hangi sorunu çözmek için ordasın?bir şeyin zulüm olması için onu yapanın gayrimüslim mi olması lazım?
kısacası bu yapılan iş komşusu açlıktan kıvranırken elindeki ekmeği mahallenin öte ucundaki adama vermek kadar anlamsızdır.önce senin vatandaşın gelir.
şimdi bana faşist, göt yalayıcı, ya da daha ağır şeyler söylüyor olabilirsiniz.size tek söylemek istediğim o tepenizde taşıdığınız et parçasını biraz olsun kullanmanız.türkiye israil e savaş açsın diye feryad eden arkadaşlara ayrıca değinicem.söyliyeceklerim bu kadar hakim bey.
bugün öğle saatlerinde ataköy atrium da bulunan burger king de yaşadığım olaydır.sıradan bakkal müzikleri* eşliğinde yemeğimizi yerken aniden o gerilimli intro duyuldu.ne olduğunu anlamadan birbirimize bakarken o müthiş riff duyuldu.önce karbonhidrat patlamasından dolayı gaipten sesler duyduğumu düşünsem de arkadaşlarımın da aynı tepkiyi vermesi olayın gerçek olduğunu doğrular nitelikteydi.yaklaşık altı dakika süren müzik şöleninden sonra sıradan hayatımıza geri döndük.ama hepimiz aynı soruyu sorduk kendimize.bir daha bu kadar şanslı olabilir miyiz?