1. Küçücük bir iddia ile başlanıp, daha sonra Guzelce KOD adı altında bir teoreme (onay bekleniyor) dönüştürülen; altyapısında matematik ve sayılar olan; yalnız yazılı metinlerde değil, konuşmaları ses kaydına, daha sonra o konuşmaları yazıya döktüğünde de çalışan; bugün dünyada kullanılan dört bin beş yüz dil (lisan) fark etmeksizin yazıların ana fikrini dakikalar mertebesinde değil, saniyeler mertebesinde öğrenilmesini sağlayan bir sistemdir.
2. G kod, insanların her türlü bilgi ya da bilgilere ulaşmalarına yardımcı olacak matematiksel bir sistemdir.
3. Bu sistemin diğer bir adı: “Herhangi Bir Yazının Kırılgan Nokta/Güzelce” dir. Bu sistem her türlü yazılı metin(ler)de kullanılabilir. Buna göre, yazılı bir metinin okuyucuya vermek istediği;
3.1. Mesajın ne olduğu
3.2. Yazının ana fikrinin ne olduğu
3.3. Metinde okunması gereken cümlelerin hangisi olduğu
3.4. Yazarın okuyucusu ile paylaşmak istediği düşüncenin ne olduğu
3.5. Metnin konusunun anlaşılmasında ve bilinmesinde gerekli cümle/cümlelerin ne/nelerin olduğu
Sorularının hepsine cevap verebilir.
4. Dünyada lisan (dil) olmadığını, her şeyin sayılardan oluşan matematiksel bir sistemin içinde yaşayan milyarlarca canlı varlıkların bulunduğu dünya…
G KOD NASIL ÇALIŞIYOR?
G Kod sisteminin çalışması ve uygulaması şöyledir:
1.Elinize herhangi bir yazılı bir metin alınız.
Örnek: M. Erol KAYA’nın “Beni Kuytularda Bul” şiir kitabından seçilmiş bir şiir’i.
GiDiYORUM…
Gönlümün istediği ıssıza…
Öylesine buruk,
Öylesine savrulmuş,
Kanayan bir yürekle…
Gidiyorum…
Kalbimin ulaşacağı sonsuza…
Öylesine yıkık,
Öylesine ağlamış,
Sönen bir ateşle…
Gidiyorum…
Sevgimin yok olduğu sessizliğe…
Öylesinebitik,
Öylesine kırgın,
Çoşkuna lanetle…
Gidiyorum…
4. Elinizdeki metin, artık latin harflerinde yazılı bir metin değil de sayıların bulunduğu nümerik (sayısal) veriye dönüyor.
5. Nümerik (sayısal) veriye dönüşen metin, “G Kod” ile tanımlı bir algoritmadan geçiriliyor (bundan sonra matematiksel işlemler var ve bu işlemler hakkında hiçbir bilgi verilmedi!)
…Matematiksel işlerin sonucunda, elinizdeki nümerik verilerin yerleri değiştirilmiş olarak, yukarıdan aşağıya doğru diziliyor.
6. En son işlem ise, nümerik (sayısal) verilerin hepsi, tekrardan cümlelere döndürülüyor. Böylece elinizdeki metin’in ilk cümlesi anafikri olarak çıkıyor. Metin okumaya hazır hale gelmiş oldu. Bundan sonra, okuyucuya tek bir iş düşüyor; satırları sadece okuyacak!
GiDiYORUM…
Gönlümün istediği ıssıza…
Öylesine buruk,
Öylesine savrulmuş,
Kanayan bir yürekle…
Gidiyorum…
Sevgimin yok olduğu sessizliğe…
Öylesine bitik,
Öylesine kırgın,
Çoşkuna lanetle…
Gidiyorum…
GiDiYORUM
Yazısının Güzelce’si
1. Kanayan bir yürekle…
2. Kalbimin ulaşacağı sonsuza…
3. Öylesine savrulmuş,
4. Öylesine buruk,
5. GiDiYORUM…
6. Gidiyorum…
7. Öylesine ağlamış,
8. Gidiyorum…
9. Sevgimin yok olduğu sessizliğe…
10. Çoşkuna lanetle…
11. Gidiyorum…
12. Öylesine yıkık,
13. Sönen bir ateşle…
14. Öylesine kırgın,
15. Gönlümün istediği ıssıza…
16. Öylesinebitik,
Yazının anafikri, bu şiirde birinci ve ikinci cümlelerdir. Bunun nedeni, birinci ve ikinci cümlelerdeki sayısal değerler eşit olduğu için, G Kod bu iki cümleyi anafikir olarak çıkardı.
(Bilgi: Bazı yazılı metinlerde anafikir’e ait cümle sayısının iki, üç bazen de dört, beş çıktığı da oldu. Bunun nedeni; yazının bilginin kalitesine, türüne, konusuna vb. göre değişebilmektedir.)
istanbul ataşehir'in karşısında yer alan, yeni yeni gelişmekte olan ümraniye ilçesine bağlı semt. elalmış caddesi ve çevresi en yaşanılabilir mekanlarıdır.
benim kendisini tanıdığım sıralarda uludağ üniversitesi tiyatro atölyesi'nde oyunculuk yapan kişidir. hatta o dönemde birlikte gülriz sururi'nin yönetiminde keşanlı ali destanı'nda oynamıştık kendisiyle. gerçi benim küçücük bir rolüm vardı oyunda ama o muhteşem ortamda bulunabilmek bile müthiş birşeydi benim için.
ankara üniversitesi'nin iletişim, siyasal bilgiler *, hukuk ve eğitim bilimleri fakültelerinin bulunduğu cebeci kampüsünün karşısındaki kız yurdunun adıdır. fiziksel şartları açısından birçok yurda nazaran görece daha iyi bir yurttur. orada geçirilen günlerse hayatımın hiçbir dönemine değişilmeyecek kadar güzeldir.
erkeklerin kendinden başka kimseyi düşünmemesi durumudur. allah erkekleri bu dünyaya sadece bencillik yapmaları ve egolarını tatmin etmeleri için göndermiştir. yaşamalarının yegane amacı budur zaten.
kazma ve yontulmamış kalas olan bir kocayla hiçbir zaman kutlayamayacağınız gündür. Bu nedenle sizin için çok şey ifade eden bu günden çok fazla şey beklememeniz sağlığınız açısından daha iyi olacaktır. tabi boşanmak da bir diğer seçenek.
titizlik hastalığında son noktaya ulaşmış, mikroplardan öc alırcasına temizlik yapan annedir. yazıktır bu tür annelere. hem kendileri kafayı yer hem de zavallı çocuklarına hayatı zindan ederler. bir an önce psikiyatra gitmeleri gerekmektedir bu annelerin.
hakkındaki iddialara şu şekilde cevap vermiş busmek eski genel koordinatörüdür.
Oğlum Fatih Erdem Yeni okur düşüncesiyle;
TARiHE NOT DÜŞÜYORUM
" Ben gelmeseydim burası genel evine çevrilecekti "
" Gidin abdestinizi alın namaz kılın taharetsizler bundan sonra makyaj
yapmayacaksınız "
" Ben dişilerle çalışmam erkeklerle çalışırım. "
Yukarıdaki cümlelerle basit ve ilkel bir anlayışla şahsım üzerinde fırtınalar
koparıldı. Normal bir IQ sahibi olan zerre kadar akılcık taşıyan insanımsı bir mahlûk bu
sözleri söylemez ve mezkûr vasıflardaki biriside bu cümlelerin söylenebilirliğine
ihtimal vermez.
Ne yazık ki kalemini lağım suyuna batırarak ellerine tutuşturulan kâğıt
parçalarını paçavra gibi kullanan ulusal ve yerel medyada iki adet buçuk iki adet
çeyrek adamdan oluşan bir buçuk insancıktan mütevellit yeni moda tabirle "çakma
gazeteci" müsveddesi besleme ve karşı beslemeler şahsiyetimi ayaklar altına
alıcı bir furyayı tetiklediler.
Kaba softa, ham yobaz, küfürbaz dindar şeklinde bir karikatür çizerek kendi
yarattıkları bir tiplemeyle savaşa başladılar.
insan olan insanı insan eden değerlerden bi-haber olmayan kişilik onuru ve masum
bir şahsa iftiranın küçültücülüğünü önemsemeyen karşı tarafın görüşünü almadan o
insanın masum olup olmadığını sorgulamadan sahte kahramanlığa soyunur.
Ben bir babayım ve 5 yaşında bir çocuğum var. O babasının böyle bir sıfatla
anılmasından utanır. Sırf bu kadar kargaşa ve iftira içerisinde gerçeklerde
görülsün diye oğlumun okuması adına tarihe not düşmek adına şu satırları
karalıyorum.
Bana isnat edilen hiç bir kelimeyi bu yaşıma kadar hiçbir zaman hiçbir yerde
hiçbir insan yanında hiçbir insana söylemedim. Terminolojim zengindir ama o ilkel
ve basit söylemler benim literatürümde yoktur.
Stratejik planlama mantalitesiyle durum analizi için planladığım 2 saatlik
toplantıya 18 kurs yöneticisi katıldı. Onlar konuşuyor ve ben dinliyordum.
Performans ölçme anlayışıyla sorduğum soruya cevap veriyorlardı bende not
alıyordum. 2 saat içerisinde en bir kaç defa 2–3 dakikayı geçmeyen
konuşmalarım bir medya planlaması ve bütçesi olan örgütlü bir muhalefet tarafından
kelimelerim çarpıtılarak karalama ve beni görevden uzaklaştırma operasyonuna
dönüştürüldü.
Kurumda dişil bir karakter var eril bir karaktere çevrilmeli. ifadem sosyolojik
bir tespittir ve sadece bayanlara hitap eden bir müfredatın erkekleri de
kuşatmasını hanımlardan oluşan idari ve öğretim kadrosunun erkeklerinde
istihdamını kapsamasını söylemek ne gericilik ne yobazlıktır. Kentin
kaynaklarından herkesin faydalanmasının erdemli savunusudur.
Şu çelişkiye bakın ki ben bu kurslarda sadece bayanlar olsun erkekler katılmasın
deseydim beni eleştirenleri anlardım da erkekte bayanda kurslardan faydalansın
diyişime tepki hangi çağdaş normlarla yapılıyor anlayamıyorum.
Şu genel ev hikâyesi...
Kurs yöneticilerinin kurumun maddi ve fiziki yapısına hakim olmalarına, 900 TL
doğal gaz faturasının astronomik olduğuna ve kurslardan birinde sevgilisiyle
randevulaşıp uygunsuz vaziyette yakalanan birisinin kurum imajını zedeleyeceğine
vurguyla;
Yönetici kuruşuna kadar paraya santimine kadar mekâna hakim olmalı. Birileri
bizim kurumlarımızı sevgilileriyle randevulaşarak buluşma yeri olarak
kullanmamalı doğal gazlar sonuna kadar açılıp pencereler dayanarak savurganlık
yapılmamalı ifadelerim maalesef o iğrenç zemindeki tartışmalara çekildi.
Birde şu abdest namaz taharet makyaj insanın kahkahayla gülesi geliyor.
Aslında akıl sahiplerinin de sorgulama yapmasını sağlayacak ta tam burası. Bir medya
planı olduğu burada saklı.
Bu ifadeleri kullanacak bir mahlûk varsa cidden çok antik bir değere sahiptir.
Ortaçağ öncesi Katolik anlayışı taşıdığından bu canlıyı soyu tükenmesin diye koruma
altına alıp cam bir fanusa yerleştirip şehrin göbeğine koyarak dünya turizmine
açmalı. Herkesin merak edip gelip ziyaret edeceğinden kuşkum yok.
Ama maalesef bu komedi traji-komik bir vaziyette şahsım ve kişilik onurumu rencide
edecek zeminde benim hakkımda yürütüldü.
Hasılı benim inisiyatifim dışında küçültülen bir kurumda işlerini kaybeden 3
arkadaş bu süreci planladı 2 arkadaş ise örtülü destek verdi.
Ancak toplantıya katılan bu 5 kişi dışındaki 13 kişi ise hem yazılı imzalarıyla hem
de sözlü itirazlarıyla böle bir şeylerin konuşulmadığını ısrarla söylemelerine
rağmen haksız ve insafsız bir iftira kampanyası ile görevden alındım.
iş önemli değil ama onurum gururum yaşam amacımdır.
Hamdolsun geçmişimde kara bir lekem yoktur. Ben hırsızlıkla yolsuzlukla ihaleye
fesat karıştırmakla itham edilmedim.
CHP ahhhh CHP parti olmayı beceremeyen dedikodu yapmayı siyaset sanan bir örgüt
gibi değil bir birey gibi refleks şeklinde tavır geliştiren CHP beni meclise taşıma
ülke ve kent siyasetinde bir nitelikli muhalefet geliştir de onunla gündem ol.
Çağır geleyim soru önergene cevap vereyim. Hatta randevu taleplerime olumlu cevap
ver geleyim beni zekâ testine tabii tut bakayım o tanımladığın varlık mıyım. Beni
tanımlama tanı.
Son söz olarak kadın onuruna saygısızlığa gösterilen hassasiyet adına beni
eleştirenlere teşekkür ederken birey masumiyetine ve kişilik onuruma saygısızca
davranan aynı kişileri kınıyor ve bu yazılanları sanal ortamda korunulacağı
düşüncesiyle oğlumun okuması için tarihe not düşüyorum. ''
aslında bir anlamda 'neden bu dünyaya erkek olarak gelmedim ki?' sorusunu sorduğunuz anlardır. örneğin ağda yaptırırken ya da 120 metrekare bir evi temizlemekle cebelleşirken ya da regl olduğunuzda çok sorarsınız bu soruyu kendinize.