dünyayı çepeçevre saran toprakları ve sömürgeleriyle 19. yüzyılın britanya imparatorluğu için yapılan tanımdı bu.
şimdi de plan yapmayın plan'la öğrenmiş olduk ki burası karadeniz imiş. türk ve islam güneşi asla batmayacakmış.
(bkz: karadeniz'de türk ve islam güneşin mi battı)
bunların da makam araçları renault megane oluyor.
elbette tuğgenerallerinkilere göre donanım farkı filan vardır. askeriyenin mantığında başka türlü olamaz zaten.
1. köpek hayvanını çok seven, onlara tutkuyla bağlı kişi.
2. köpekler üzerinden kendine cinsel tatmin sağlayan zoofilik şahıs.
3. karşıtları tarafından ülkücülerin anılma şekli.
moderatörlere bir abbas güçlü edasıyla verilecek karnenin notlarının altbaşlıklarından biri olabilir bu.
edit: başlık derken sözlük başlığı değil karne başlığı kast edilmiştir. bunun bariz olduğunu sanıyordum.
abuk subuk ve doldurulduğu anda hatalı başlık oluşturacak ukteleri doldurup sonra bu ne biçim başlık diye soranlara "ama ukteydieeee" diyenlere hatırlatılması gereken gerçek.
ukte hatalıysa başlığı adam edip öyle açın efendim. her ukte dolmak zorunda mıdır?
bu tabirin ilk ne zaman çıktığını bilmiyorum ama kemalizmden daha yeni bir kavram olduğu kesin. atatürk 1934 soyadı kanunu ile ortaya çıkan bir isimdir. kemalizm tabiri o zamanlar kullanımdadır.
atatürkçülük ise 12 eylül rejiminin ve kenan evren'in popülerleştirdiği bir kavramdır. devletin günümüzde de devam eden türk-islam senteziyle karışık resmi ideolojisinde kemalizmin adı geçmez, atatürkçülük olarak anılır. türk silahlı kuvvetleri, kemalizme değil atatürkçülüğe ve "atatürkçü düşünce sistemi"ne referans vermektedir. milli eğitim müfredatında da kemalizm değil atatürkçülük öğretilir. bu tornadan geçenler kemalizm kelimesinden hoşlanmayıp kendilerine atatürkçü derler. kemalistliği adeta hakaret addeder bunlar. kemalizmin atatürk'le alakası olmayan uydurma bir mefhum olduğunu iddia ederler ve bunu, çok saçma bir şekilde, kemalizmin izm'inin türkçe olmayışıyla ya da kemalist kelimesinin ingilizlerin kuvvacı harekete taktığı bir isim olmasıyla desteklediklerini sanırlar. 1930'ların cumhuriyet halk partisi programında atatürk ilkeleri kemalizm prensipleri başlığı altında toplanmaktadır (bu bir ara öztürkçe sevdasıyla kamalizm yapılmıştır izm'e dokunmadan). gene 1930'larda türkiye'nin avrupa'ya tanıtımı için devlet tarafından çıkarılan dergiye "la turquie kémaliste" yani kemalist türkiye ismi verilmiştir.
bir turgut özal repliği.
mercedes'in direksiyonunun başındaki turgut özal, yanındaki karısı semranım'a böyle söyler. kaset teybe konur ve mersedes daha trafiğe açılmamış fatih sultan mehmet köprüsü'nden geçer.
ne zaman atatürk'ün ve kemalizmin etrafında oluşturulan tabu halesi ve kişilik kültü sorgulanmaya başlansa, mesela atatürk heykellerinin bolluğuna dikkat çekilse, durumdan rahatsız olup vazife çıkaran atatürkçülerin başvurduğu şiyirimsi, adeta ikinci bir be hey dürzü vakası.
bu şiyirimsiyi yazan her kimse, okuyanı putlaştırmanın sürmesi gerektiğine ikna etmek için, düşüncelerini atatürk'ün ağzından söyletmek gibi, en hafif tabiriyle bir işgüzarlığı yaparak, kendisine bu hususta karşı gelenin atatürk'e karşı gelme cüreti göstermiş olacağı mesajı veriyor. heykellere ve kişilik kültüne karşı çıkanlar, atatürk'ün ülkeye kazandırdığı (veya kazandırdığını iddia ettiği) olumlu her ne kadar şey varsa, sanki bunların gerçekleşmesini heykeller sağlıyormuşçasına, hepsini de reddeden insanlar olduğu iddia edilerek, karanlık, çeğdışı, özgürlük düşmanı ve yobaz olarak şeytanlaştırılıyor.