1930lar antakyasında geçen bir tunç başaran filmi. ayla kutlunun aynı adlı öyküsünden sinemaya uyarlanmıştır. 1997 antalya altın portakalda en iyi kadın oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi ikinci film ödüllerini almıştır. nadide türk filmlerinden biridir, insanı defalarca ağlamanın eşiğine getirir...
"bir varmış bir yokmuş... duvarın üstünde elleri kanatan vardı. kapılar kapalı. anahtar sultanda. pierre gitme pierre! gitti... rıfat gitme! gitti... anahtar sultanda anahtar sultanda... sultan gitti masal bitti."
birine gitme deyip dememek arasında düşünürken bu film gelir akla...
edit: ben hiç bi haltı doğru yapamıyacam heralde. gerçek isim triandifilis'miş. ***
okuduğunuz liseyi daha sonradan düşününce yada diğerleriyle karşılaştırınca vereceğiniz tepki.
genellikle herkes bu tepkiyi verir çünkü kimse lise hatıraları konusunda başkalarının kendinden daha geyik şeyler yaşadığına pek inanmaz. özellikle lise hayatı boyunca yurtta kalanlar. buna bende dahil (bkz: kralını tanımam) hal böyle olunca lise muhabbeti edilirken herkes anlattığı hikayesinin sonunda bu veya buna benzer birde sonuç cümlesi ekler. son cümle duyulduğu anda ortamdakilerden biri kendi lise anısını anlatır o da böyle bir sonuçla hikayesini bitirir böyle sürer gider bu ta ki biri pes edene kadar.
final zamanı sözlükte daha fazla takılma durumudur.
ders çalışacam diye kimseyle görüşülmez kimse de rahatsız edilmez fakat odaya girice pc size siz pc ye bakarsınız. maillere bakar biraz vakit geçirir belki bir iki oyun atarsınız. msnde kim var diye çevrim dışı olarak bi kontrol eder, geyik yapılacak biri varsa biraz geyik çevirirsiniz. sonra "ya sözlükte ne oldu şu yeni başlıklara falan bir bakayım" der bakmakla kalmaz bir iki entry girersiniz. eğer coştuysanız yeni başlıklar açmaya başlarsınız. artık sizi kimse tutamaz döktürdükçe daha da coşarsınız.sonra inceden bi vicdan azabı kaplar içinizi hele bi sigara içeyim başlayacam derken siz daha sigarayı içmeden yeni başlıklar gelir onlara bakıp bakmamak arasında düşünürken birden arkadaşlarınız seslenir "kalk lan bi çorba içelim" o anda denize düşenin yılana sarıldığı gibi sarılırsınız bu teklife ve seslenirsiniz "bi dakka bilader şunu da yazayım geliyom."
bi işi bilmeden yapmaya çalışan yada yanlış yapan salaklara söylenebilecek laflardan biridir. insanın bu lafı yiyince biraz utanması gerekir ama bazı kösele suratlılar hiç iplemez bile.
verilecek tek bi cevap vardır: iyi biliriz. hiç bi cenazede bi insan evladı çıkıp o şerefsizin tekiydi öldü de kurtulduk artık şeytanlar yakınsın o ibneden gibi sözler sarf etmemiştir. demek isteyen bile içinde tutar sorulunca iyi bilirdik der.
