hepimiz kendi görüşümüz çerçevesinde diğerini karalamaya çalışıyoruz yada kendi görüşümüzü savunmaya.
ama faşizm hakkında ne bildiğimizi düşünmüyoruz. çok bilinenin aksine hitler faşist değildi, hitlerin görüşü nasyonel sosyalizm di. faşizimden hareketle ortaya çıkmış bir görüş olmasına rağmen faşizmin yanına bile yaklaşamazdı. hepimizin bildiği gibi mussolini italyada faşizme hitlere kıyasla daha yakın bir yönetim kurmuştu. fakat o da tam olarak faşizim değildi. tarihçilerin faşizm konusunda birleştikleri bir görüş vardır: "faşizme en yakın yönetim eski spartada uygulanmıştır." ama o da tam olarak faşizm değildir.
faşizm de komünizm de ütopik görüşlerdir. komünizm de asla uygulanmamış asla da tam anlamıyla uygulanamayacak görüşlerdir. tarihte komünizme en yakın görüş eski iranda uygulanmaya çalışılmış ama başarılı olamamıştır. sovyetler ise komünizmin aksine emperyalist sosyalizmi benimsemiştir. das kapitalde faiz kesin bir dille reddedilmişken sovyetlerde devlet bankası en çok faizi veren banka olmuştur.
fakat bunların şu an türk toplumunda görülen faşizm yada komünizmle alakası yoktur. biz sadece birbirimizi kategorize etmeye çalışıyoruz böylece birbirimizi daha rahat karalayabiliyoruz. solcular komünisttir,milliyetçiler faşisttir, örtülüler dincidir, kürtler pkklıdır vs...
zaten bu sorun sadece bizde yok tüm dünyada var.11 eylülden sonra tüm müslümanların terörist olarak görülmesi gibi.
hangimiz faşizmi, komünizmi, nasyonel sosyalizmi yada emperyalist sosyalizmi vs tam anlamıyla araştırıp öğrenip sonra yorum yapmaya çalışıyoruz ki? kimse doğru dürüst okuyup araştırmıyor, okuyanlarda karşı tarafın görüşlerini okumuyor. ha her iki tarafın görüşlerini okuyanlarda kahvehane tartışması zihniyetli türk toplumunda harcanıp gidiyor. hangimiz das kapitali, manifestoyu, kavgamı, siyasi vasiyetimi, islamcı yazarların kitaplarını, milliyetçi yazarların kitaplarını yada solcu yazarların kitaplarını vs. hepsini okuyup sonra ahkam kesiyoruz? isteyenler anket yapsın... toplumumuz için zaten okumak önemli değil, ahkam kesmek önemli.
biz yeni nesil, biz eğitimli nesil olarak bunu yapmıyorsak zaten toplumun genelinden de beklemek yanlış olur.
tarihten ders almayan bir toplumuz zaten. ders alsaydık bölünmelerin bize neye mal olduğunu bilirdik. binlerce cana kıyıldı, baba oğluna düşman oldu,kardeş kardeşi vurdu akıllanmadık hala. daha kaç kişinin ölmesi gerek; bizim akıllanmamız, okumamız,araştırmamız, dinlememiz için?
fransız asilleri bir baloda buluşmuş ve kendilerini tanıtmaktadırlar. herkes ben falanca dükün yeğeni, filanca prensin bacanağı vs. uzun listeler yapar. zamane fransasında bu liste ne kadar uzun olursa kişi o kadar asil sayılmaktadır.
sıra napolyona geldiğinde napolyon tüm fransız asillerine tek cümle ile ayar verir.
-ben napoleon bonaparte ve asalet benim adımla başlar.
kemik dergisinden alıntı:
-alo kemik'ten arıyoruz. avrupa birliğinin genişlemeden sorumlu başkanı
günter verhoygen mi?
-ever buyrun günter.
-günterciğim, neden almıyorsunuz lan bizi avrupa'ya?
-şimdi türkiye gerek ekonomik gerekse sosyolojik olarak avrupa'ya hazır
değil. ayrıca kophenog kriterlerinin tam sağlanmaması nedeniyle...
-kıriter mıriter diyerek lafı dallandırma lan! açıkça söyle neden
almıyorsunuz bizi. sorun din olayı mı?
-abi sorunun dinle alakası yok. sizin oralarda, yok isviçre'de dört kıza bir
erkek düşüyormuş, yok alman karıları kara kaşlı erkeklere bayılıyormuş, yok
kızlar 14'den sonra kutuyu açtırıyormuş diye geyikler dönüyormuş? yani hal
böyleyken biz sizi nasıl alalım birliğe. bizimde anamız bacımız var
kardeşim.
-sen de haklısın günterciğim.
-alo kemik'ten arıyoruz. mor ve ötesi grubu mu?
-buyrun ben solist harun.
-harun bey nedir bu mor ve ötesinin hali allah aşkına?
-nasıl yani neyi var ki grubumunuzun? yeni albümümüz de çıktı.
-çıktı da ne oldu haruncuğum. bak ben yıllardan beri sizi takip ederim. bi türlü gerekli patlamayı yapamadınız. ingilizce söylediniz olmadı, türkçe söylediniz olmadı, toplumcu sosyal mesaj vermek istediniz, savaş karşıtı oldunuz hiç olmadı. naaptınız şimdi? ajda pekkan'ın "yaz yaz" parçasını söylediniz oldu mu şimdi? bakın sizinle başlayanlar nerelere geldi. bugün bir duman olsun, bir teoman olsun ortalığı kasıp kavuruyor.
-eee?
-eeesi şu bana kalırsa yeni albümünüzde son bir kez istiklal marşını söyleyip dağılın.
-alo kemik'ten arıyoruz franz kafka ile görüşebilir miyiz?
-buyrun benim.
-lan oğlum ne biçim kitaplar yazıyorsun sen! aklım karıştı lan. içim bunaldı, zihnim, dimağım kurudu. böyle içimde bir buruntu yer etti, hayattan soğudum oğlum. hiç mi sende din, iman vicdan yok şerefsiz.
-umut bey ben iç dünyamı yansıtmak istedim sadece. sizi rahatsız ettiysem özür dilerim. sadece içsel serzenişlerini kağıda döktüm ben.
-ama hep böyle hep iç dünya, hep iç dünya olmaz ki canım. çık dolaş biraz çay iç, kadıköy'e git misal... paran yoksa ben vereyim. kurudun kaldın lan evde yaza yaza. azcık sosyalleş lan pısırık.
-sevgili umut. iyi söylüyorsun da kemik okurunun beni tanıdığını pek sanmıyorum. keşke özcan deniz'i falan arasaydın, beni kim tanır ki çoğu insan için hiçbir şey ifade etmeyen biriyim, tanımazlar, bilmezler beni.
-hayır! sen güzel bir insansın. seni tanımayan kişiler umurumda bile değil. onlar var ya senin daşşağını yesin.
-aman umutçuğum estafurullah.
-ne estafurullahı franz. doğru söylüyorum ben. sen de söyle "daşşağımı yesinler" de!
-umut lütfen.
-lan söyle!!!
-ddd... daşşağımı yesinler.
-daha güçlü!
-onlar benim daşşağımı yesinler.
-abi koskoca yazarsın utanmıyor musun öyle daşşaklı maşşaklı konuşmaya. yazıklar olsun. okura azıcık saygın olsun be!
okumak ufku açmaktır. ufkunun dar olmasını isteyenler bırakın okumasın öylesinden kimseye fayda gelmez zaten, uzak durulması gereken insanlardır onlar. vakit varken bol bol okumak lazımdır.
ayrıca para geçerli de olsa tam olarak mani, değildir.
şöle ki daha iki gün önce sahaftan iki ytl ye kitap aldım ama istanbuldan.
-demek ki para bahane değil.
-fakat ben bursada okuyorum.
-demek ki ucuz kitap için istanbula gitmek lazım.
-fakat yol parası da var.
-demek ki bu ucuz kitaba yol parasını da eklemek lazım.
-fakat o zaman pahalıya geliyo.
-demek ki para geçerli bi bahane.
-fakat yine de okumak lazım...
kavgayı ayırmaya çalışanın kavgaya bodozlama dalma durumunda her iki taraftanda dayak yemesidir. kavgayı ayırmak için iki kişinin ortasından dalınmaz. birinin arkasından sinsice yaklaşılır arkadan yaklaştığınız kişiyi yana fırlatır, "dur abi etme" diyerekten diğerine sarılırsınız. zaten bi kere ayrıldıktan sonra, çevrede size yardıma koşar, çevredekiler yardım etmese bile bi kere ayrılan kavga kavga kolay kolay tekrar başlayamaz. artık söz düellosuna döner.
karaman da 3 sene geçirmiş biri olarak hikayenin aslını ben şöyle biliyorum:
osmanlı kuvvetleri karaman kalesini kuşatmıştır. kale uzun bir süredir kuşatma altındadır ve düşmek üzeredir. komutanlar teslim olmaya yanaşmamaktadır çünkü teslim olsalar hepsinin kellesi gidecektir. ve bi karar verirler kalenin içindeki tüm küçük baş hayvanlar toplanır. boynuzlu olanların (bkz: koç) boynuzlarına diğerlerinin boyunlarına fener bağlanır. hayvanlar ses yapmasın diye ağızları da bağlanır. kale kapısı açılır ve hayvanlar kuşatanların üstüne sürülür. aslında komutanlar askerlere sabaha teslim olmalarını tembihlemiştir. amaçları bu hengamede kaçıp kelleyi kurtarmaktır. fakat osmanlı ordusu koyunları kalabalık bi hücum sanır. nihayetinde hazırlıksız yakalanmışlardır.yavaş yavaş geri çekilmeye başlarlar. bunu gören karamanoğlu komutanları hemen askeri de toplar ve hücuma geçer. bazı osmanlı askerleri hayvanları farkettiği sırada karamanoğlu askerleri tarafında öldürülürler. karamanoğlu askerleri osmanlı askerlerinin bir daha toparlanmasına izin vermez ve parça parça olan osmanlı askeri geri çekilir, kuşatma kalkmış zafer karamanoğlunun olmuştur. tabi osmanlının çadırlarda bıraktığı ganimet de cabası.
kuşatma komutanı anadolu beylerbeyinin karşısına çıkar beylerbeyi sorar "ne oldu? zafer kazanıldı mı?" komutan cevap verir "beyim karamanın koyunu, sonra çıktı oyunu".
iki kişi özel bişey konuşmaktadır sesiz ve hevesli:
mır mır mır.
üçüncü biri gelir:
-ooo muhabbetiniz bol olsun gençler.
-...
-ne konuşuyonuz lan gizli gizli? *
-...
-eee nasılsınız?
-...
-neyse sizin muhabbetinize doyum olmuyo ben kaçayım görüşürüz hadi. *
sensizlik; mutsuzluk, çaresizlik demek benim için. bak yine sensiz bir gece.. hani kızardın ya sigara içmeme.. gerçi sen varken balkonda içerdim; şimdi odanın orta yerinde yakıyorum, her nefeste onunla birlikte bende yanıyorum.
günler acımasızca ilerlerken senden bi haberim yine. herkese seni sormak istiyorum, senden bir haber almak. gerçi biri cevap verse anında kara listeme alırım senle nasıl haberleşir hemde benim haberim yok. hala kıskanıyorum seni kendimden bile.
herkes seni soruyor bana "iyi mi?" diyorlar o kadar zor ki "bilmem" demek zaten başka da hiç bişey diyemiyorum. sensiz hiç bişey yapamıyorum ben dört duvar odamda tıkılıp kaldım. telefonlara bakmıyorum, msni açmıyorum diğer uçta sen olmadıktan sonra telefon da, msn de çok soğuk geliyor. seni başkasıyla görürüm belki diye dışarı çıkmıyorum. sensiz yaşayamıyorum... o kadar ihtiyacım var ki sana yaşamak için. ağlamaklı gözlerle oturuyorum, zeki müren dinleyip ,içiyorum her gece.
ama sen benden, duygularımdan bi haber...
bir yurt günü sigara biter her yer otlakçılarla doludur ama kimsede sigara yoktur olan da arazi olmuş bi yerlerde zıkkımlanıyodur.
-lan ben buraya kötü günler için sigara zulası yapmıştım kim aldı lan?
-ya ben geçen gün içtiydim ordan bi iki tane.
-iki tane de ben aldım dı dün.
-bende geçen salı siz yoktunuz...
-oğlum siz var ya ibnenin önde gideni bayrak tutanısınız lan. size güvenip iş yapanı bi daha... ne pis adamsınız lan siz adı üstünde kötü gün sigarasıydı onlar şimdi ne yapacaz at boku mu içecez?
-zıkkım iç(odadaki sigara içmeyen eleman hemen kendini belli ediyo)
-(hepsi birden) sen sus lan!
devlet-platon
böyle buyurdu zerdüşt-Nietzsche
osmanlı padişahları-hasırcızade
yüz yıllık yanlızlık-gabriel garcia marquez
doğunun limanları-amin maalouf
sait faik-tüm eserleri
ömer seyfettin-tüm eserleri
kavgam-hitler
das kapital- karl marx
faust-Goethe
benim de söyliyeceklerim var-umut sarıkaya
ejderha mızrağı serisi ve gedik savaşları efsanesi (fantastik sevenlere)
yazmanın felsefesi-edgar allan poe
koku-patrick suskind
kürk mantolu madonna-sabahattin ali
melankoli-serol teber *
yaşadığı en berbat günlerden biriydi... ya birini dövmeli yada dayak yemeli gibiydi rahatlamak için. dışarda yağmur altında bide bu ızdırapla daha fazla kalmak istemedi. durakta bekleyerek ilk gelen otobüse bindi. boş bulduğu bir yere oturdu ve yağmurda hızla hareket eden insanları izlemeye başladı. birkaç durak sonra otobüs tıklım tıklımdı ama o farkında değildi. dışarıyı izliyor ve o gün yaşadıklarını düşünüyordu nerde yanlış yaptığını anlayamıyordu bir türlü. neden böyle şeyle olduğunu bir türlü anlayamıyordu.
tam bu sırada bir teyze omuzundan tutarak:
-yavrum kalkta bana yer ver.
zaten emir cümlesi şeklinde kendine söylenenlere iğrenerek yaklaşan bi insandı ama o anda sadece o gün yaşadıklarını düşünüyordu.
-neden?.. diyebildi sadece
-ama ben hastayım...
birden farkına vardı olayın yinede kıl olmuştu bir kez zaten o böylelerine hep kıl olurdu. içimden gelirse ben yer veririm, ne üstüme geliyosunuz diye düşünürdü hep böyle durumlarda. fazla bekmeden teyzeye:
-belki bende hastayım ne biliyosunuz? genciz diye biz hasta olamaz mıyız yani? sağlam olan içinden gelen yer verir niye insanları böyle rahatsız ediyosunuz? hasta olduğu insanın alnında yazmaz herkes hastalığını unutup acısını azaltmaya çalışır sizin bunu bana hatırlatmaya ne hakkınız var? zaten kendiniz de hasta olsanız bunu bilirsiniz....
sözlerini tamamlayamadı teyze otobüzün arkalarına doğru kaçtı "aaaa üstüme iyiylik sağlık" diyerek.
-hayret bişey ya.. dedi ve yine dışarıya, düşüncelerine döndü.
1930lar antakyasında geçen bir tunç başaran filmi. ayla kutlunun aynı adlı öyküsünden sinemaya uyarlanmıştır. 1997 antalya altın portakalda en iyi kadın oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi ikinci film ödüllerini almıştır. nadide türk filmlerinden biridir, insanı defalarca ağlamanın eşiğine getirir...
"bir varmış bir yokmuş... duvarın üstünde elleri kanatan vardı. kapılar kapalı. anahtar sultanda. pierre gitme pierre! gitti... rıfat gitme! gitti... anahtar sultanda anahtar sultanda... sultan gitti masal bitti."
birine gitme deyip dememek arasında düşünürken bu film gelir akla...
edit: ben hiç bi haltı doğru yapamıyacam heralde. gerçek isim triandifilis'miş. ***
orta yaş ve üstü insanların; " oğlum yeter artık çekme" yada "git başkasını çek" yada "yavrum beni çekip ne yapacan" gibi tepkiler vermesine rağmen inceden kasılıp poz verdikleri insandır.
bazen yermek, bazen geyiği sürdürmek, bazende geyiği bitirmek için kullanılan söz.
yiğit özgürden bi karikatür alıntısıyla ziyadesiyle anlatılabilir.
dört adam barda yavaştan demlenmektedir.konu lise muhabbetidir. (bkz: nasıl bi lisede okumuşum lan)
1. adam -biz lisede çok pistik lan her gün okulu asardık.
2. adam -biz hocayı dövdük.
3. adam -ohoo o da bişey mi biz okulu yaktık.
4. adam (bağırarak) -biz oruspu çocuğuyduk.
barmen -yürü beee!
kısa ve öz başka bir örnek
1-oğlum bundan sonra aldığım tüm dersleri geçersem okul uzamıyo lan.
2-yürü be!
1-ne oldu lan?
2-şimdi sana bi hareket çekerdim ama toplum içinde ayıp olur sen bire birde bi hatırlat yapayım ben hareketi içimde kalmasın.
1-yürü be!
-efendim biz bu yeni süper icadı bulduk ama bu genç mühendisleri rahatsız etmesin?
-niye ki?
-şimdi efendim bu icadında tanınması lazım geldiği için üniversiteler kesin derslere eklerler genç mühendisler zaten hayatlarından bıkmış bi de bu süper icad yüzünden iyice rahatsız olup "hay bunu bulanın geçmişini.." şeklinde onlarda bizim geçmişimizi rahatsız etmesin yani.
-haklısınız rauf bey. hemen pazarlama bölümüne gidin aleti sadece kullanabilecek belli kişilere veya kurumlara tanıtıp satışı da gizli halletsinler yayılmasın bu mevzu. soran olursada icadımız yeni ve çok kullanışlı olduğu için saklıyoruz desinler.
-bravo efendim yine çok güzel çözdünüz olayı.geçmişlerimiz artık rahat ederler. müsadenizle ben çıkıp haber vereyim.
-eee bizde mühendisiz be raufcum.
(bkz: yürü be)
-abi herife bak
-ne oldu lan?
-bilgisayara vuruyo
-eee ne var?
-abi bak normalde hani türklere has davranışlar derler ya tamam biliyorum buda öyle bişey bende yaparım arada ama yani üniversite ortamı herkes hani belli bi bilgi birikiminde insanlar,hadi onu da geçtim kütüphane lan burası sesiz mekan bide herife daaan daaan indiriyo makineye kimsede bişey demiyo ha normal bi davranış gibi.
-oğlum o mühendistir.
-hö?
-mühendistir lan mühendis adam neresine ne şiddette vuracağını biliyodur, zaten bu bilgisayarlar hep bozuk değil mi? yaparsa hayır duası alır şerefsizim.baksana oğlum adama anlıyo gibi vuruyo.
-!?! (bkz: dumur)
e1 -aha bak buda bizim sınıfın kızlarından, gelen varya lan sağdaki.
e2 -tamam gördüm
e1 -saça bak ya ne iğrenç dimi lan
e2 -haklısın valla
e1 -naber kız nerelerdesin ya sen görüşemiyoz
k -iyi.. ya işte sınav zamanı ya o yüzden biraz kapandım ben eve.
e1 -saçın çok güzel olmuş bu arada
k -ayyy sağol canım ya nasıl da farkettin yeni yaptırdım saçlarımı neyse ben sınava girmeden bi daha bakayım şu konulara görüşürüz
e1 -kolay gelsin
.....(kız gider)
e2 -ne koca götlü hatun la bu
e1 -öyle walla bak oğlum kimlerle okuyoz işte. saçını yeni yaptırmışmış lan öyle saç mı olur senin zevkini...
e2 -hişşşt abi geliyo
k -ya senin notları verir misin bi de onlara bakıyım
e1 -tabi al.. ya odeğilde saçların harbi güzel olmuş...
k -sağol!
....(kız tekrar gider)
e1 -yürü koca göt ne salak kız ya
e2 -abi sende iyice bokunu çıkardın ama
e1 -ne oldu lan?
e2 -yok bişey...
tık tık tık
-ne var LAN?
-abi uyuyon mu diye bi bakayım dedim.
-hay senin ağzına...
zııııırrr zııırrrr zııııırrr
-efendim..... alooo.. aloooo... dıııııttt. lan sizin gibi adamın ben varya sülalesini peder arayacak olmasa...
tık tık tık
-lan gene ne var?
-abi kalk maho geldi bi 3-5-8 atak.
-lan bi kalkarsam senin de mahonunda var ya...
-tamam lan tamam yat zıbar
zııııırrr zııırr zıııırrr
-ne var lan ne var hayvan herifler?
-ne bağırıyon lan eşşoğlueşşek
-aaa baba meraba ya kusura bakma iki gündür uykusuzdum ben ondan uyuyo..
-siktir bahane bulma bana elbet elime düşecen sen itoğlu..
-baba valla bak ben şey..
-anası kılıklı seni...dııııııt
tık tıık tık
-abi naber uyuyon mu lan ziyaretinize geldik bi selam yok ne pis adammışsın.
-Allahsız mısınız lan siz. piç ettiniz uykumu yetmedi mi lan peder oyacak beni sayenizde.
-anaaa biz ne yaptık lan yat uyu ibneye bak.
(bkz: sinir olmak)
-bana nasıl aşık oldun birden mi?
-....
-en çok neyimi seviyosun peki?
-ya hayatım bunlar anlatılamayan duygular şimdi beni konuşturup saçmalamama sebeb olma.
-hadi ama ya iyi ki bişey sorduk.
-hani dolmuşta fazla para verirsin üstü gelmez adam da para alış verişini bitirmiş inceden yola odaklanmıştır şimdi seslenip tüm dikkatleri üzerine çekmek ve adamı da vay şerefsiz tadında zan altında bırakmamak için o anda bağırıp bağırmamak arasında kalır düşünürsün, "ya inerken isterim" yada "lan inerken bu şerefsiz inkar eder bizim paranın üstüne yatar en iyisi soğumadan istemek" falan filan diye.
-eeeee
-işte ben senin en çok; öyle bi anda bizim 5 milyonun üstü vardı diye bağırabileme cesaretini sevdim.
-ne acayipmiş.
-ya öyle soruya böyle cevap işte.
-nerden lan böle?
-yemekten geliyom.
-vay şerefsiz ne yedin?
-ayıptır söylemesi pideli köfte yedim bilader bol soslu
-hehehehehe
-ne oldu lan neye gülüyon?
-ya ayıptır söylemesi deyince bende adam gibi böyle zor bulunacak bişey yedin sandım.
-oğlum hergün pideli mi yiyyon sanki paran varsa kıçına don al.
-ya yokta yani ayıptır söylemesi diyince insana öyle geliyo.
-sen ne yedin de böyle tırt tırt konuşuyon?
-bilader dün gittik bi yere bi yoğurtlu kebab yedim böylesini yememişsindir. ortaya bi çoban salata, künefe de attırdım ohh mis, bide kahve yapıyo herifler öyle böyle değil.
-sus lan sus allahsız. bi daha senle yemek muhabbeti yapanın...
-ne dedim lan ben şimdi?
-ne demedin ki! hayvan herif sofra kurdun lan gözümün önünde...
insanlar bir toplum oluşturarak birlikte yaşamak için bazı kurallara ihtiyaç duyarlar. bu kurallar herkese maksimum özgürlük sağlarken başkalarının özgürlüğüne dokunmamak çerçevesinde olmalıdır. örf ve adetler, kanunlar bu bağlamda oluşturulur. ama hepsinin eksikleri vardır işte bu noktada din devreye girer din yorumlarla o kadar genişletilebilir ki hayatın her alanında toplum olarak yaşamanın kurallarının oluşturur.(müslümanlık için (bkz: şeriat) )
işlenen şuç hem dine göre yasak olduğundan günah olarak sayılmış ve caydırıcı olmuş hemde verilen cezayı din belirlediği için suçlular arasında ayrım yapılmasının engellemiş ve suçlunun toplumdan dışlanmasına sebeb olduğu için suçlunun suçunun bedelini ömür boyu çekmesini sağlamıştır.
fakat insanlar zaman içinde dinin bu yorum kısımlarını kendi çıkarları doğrultusunda yorumladıkları için bu kurallar çoğu insan için zulüm olmuştur. ama dinin temelde amacı budur. caydırıcı ceza isteyen suçlarda (bkz: tecavüz) özellikle ilahi dinler mükemmel cezalar getirmişlerdir.
yada toplumda düzeni sağlamak için din tarih boyunca devlet adamlarının kullandığı bir silah olmuştur. bu da insanları dinden soğutan bir etmendir. örneğin: rönasans döneminde bazı din adamlarının (bkz: martin luther) başlattığı kiliseden kopuş hareketine karşı papalık zamanın alman imparatoru karl'dan yardım istemiş ve yardımına karşılık ona kiliselerden vergi toplama hakkını tanıyacağını açıklamıştır. imparator bu hareketleri yasaklamış bir çok kişiyi idam etmiş bunla birlikte hazinesine çok iyi bir gelir kaynağı kazanmıştır.
örnekteki gibi din ve iktidar zaman içinde hep birbirlerine çıkarları doğrultusunda bağlı kaldılar.
fakat dinin asıl amacı her zaman toplumsal hayatı düzenlemek olmuştur. ve insanlık tarihin her devrinde buna ihtiyaç duymuştur.
-benim adım tatar ramazan gücün yetiyorsa gelde al.(tatar ramazandan teslim olması istenince)
-himmet abeyğyğy himmet abeyğyğyğ
-ne var lan
-bana şeherli bi garı alırık deel mi?
-alırız oğlum alırız.(köyden indim şehire altın sayma sahnelerinden biri)
-bu ellerle mi?(cüneyt abiden filmi hatırlayamadım)
-kara murat hanginiz?
-nihahahahaha!(kötü adam erol taş gülüşü artık bi ekoldür zannımca)
-haaahahaghagg püüüüüüüiii. allahın fordcusu biz renocuyuz oğlum.(çiçek abbastan daha çok şey yazılır ama yazılmıştır nasıl olsa diyerek geçiyorum)
-babam öldü annem oro... oldu.(emrah şaheseri)
-ceylan ceylanım(üvey babası ceylana tecavüz etmeye çalışırken)
-sana az para verdim ama helal paraydı bu kadar şeyi nasıl aldın?
-aldım işte
-nasıl dedim?
-herifle oynaştım tamam mı ben sadece bu evin içinde haticeyim dışarda mehtabım.(orhan baba-müjde ar klasiği)
