özel üniversitelere sağlanan imtiyazlarla zaten içi boşaltılmış olan mühendislik mesleğinin kabuğunun da çürümeye bırakılması gibi bir şeydir. mühendis olmayan mühendislik sıfatını hak etmeyen kişileri kağıtla mühendis yapmaya çalışan hükümetti eleştirmektir. doğrudur.
not:diğer bölümler içinde durum bundan farksızdır.
huzurlu bir geceden sonra, öğlene doğru, uykuyu almış bir şekilde yataktan kalkılır..titreşimde bırakılmış telefona bir göz atılır..ekranda yazanlar okunur..
çocuğuna eski sevgilinin adını vermekle açıklanabilir. pascal fantezi türündeki bir güftesinde diyor ki her seçiş bir vazgeçiştir. ne zaman bir güzeli sevsek ve sahilde dondurma yalasak çocuğumuza onun adını verme serbestisini yitirmiş oluruz toplum gözünde. verdiğimiz ismin eski sevgilimizin ismiyle aynı olmasının kabul edilebilir en basit sebebi unutamamış olmaktır. occam'ın usturası diğer fikirleri tersinden tıraşlar. bu meseleyi evlenmeden önce 30-40 kadınla muhallebi yemiş bir adamın özelinde incelersek göreceğiz ki bazen ne yapsan da olmuyor. işte olmuyor. ciddi ciddi bir şeyi örnekleyeyim güzel güzel açıklayayım diyorum ama olmuyor. cıvıyor sulanıyor mesele. 30-40 kadınla birlikte olmak zor değil ama muhallebi yiyen adamla da olmaz öyle ince işler. türkiye gibi her dönem birkaç ismin moda olduğu bir ülkede sevgililere isim bazında tur bindirmiş bir adam da illaki egzantrik isim koymaya kasacak kızına. bak noldu yarıda kaldı kafada kurduğun tablo. hala okuyan var mı acaba. benim sorunum da bu işte. çok güzel düşünüyorum allaaam bu bir şiyir diyorum ama hızlı koşanda kelimeler seyrek düşüyor. maymun iştahlılık hep. sıkılıyorum. naber. dondurma yalayak mı.
"yenir ki bu. yaparım ki ben bunu." gibi cümlelerle şirin olduğunu sanan leş donlu, yağlı kafalı kız.
seni leş seniii. seni bir ek ile şirin olmaya çalışan dümbelek götlü leşlerin leşi seniii. seni profiline foto koyup da ilgi göremeyince, eklere sarılan leşingoların leşingosu seniii.
seni bütün gün oraya buraya laf yetiştiren, gün içinde elini bir kez bile yıkamamış leş klavyeli leşikoların leşikosu seniii.
internet sitelerinde, sosyal medyada kyk (kredi yurtlar kurumu) hakkında sık sık sorulan sorulardır.
mesela: ben geçen sene sınava girdim. tercih yaptım. yerleştim. kyk ya başvurdum. ama okula kaydolmaya gitmedim. şimdi kyk hakkım ne oldu? bu yıl yeniden mi başvuracağım? geçen yılki işlemleri ortada bıraktım bir şekilde iptal etmem lazım mıydı?
mesaj kutumu aydınlatırsanız çok müteşekkir olurum.
ygs, lys sınavını atlatmış; üniversiteye yerleşmek üzere olan insanların yaptığı eylemdir.
kocaeli, akdeniz veya çukurova üniversitesinde okuyanların mesaj kutumu aydınlatmasını rica ediyorum bir kaç sorum olacak yardımlarınızı bekliyorum efem.
kafasında soru işareti olan insanların ihtiyaç duyduğu şeylerdir.
asıl konuya gelecek olursak; acil yardımınızı bekliyorum. 2012 de ygs den yerleşenler, 2013 de ygs den yerleşmeyi düşünenler, meslek lisesi mezunları lütfen aciliyatla mesaj kutumu aydınlatsınlar efendim.
telefon samsung monte ama işletim sistemi bada. normalde bada olmaz bu telefonlarda demekki sahibi yüklemiş. üstüne üslük android olmadığı halde içinde android oyunları bile var.
ilginç bir telefon. htc yi yeni almamış olsaydım bu fiyata kaçırmazdım.
bu anlattığım olay; sexi, masturbasyonu, pornoyu bilmeyen bir yazarın, bunların anlamını öğrenip vazgeçememesinin hikayesidir.
5. sınıftayım. okulun %95 inin sexe dair bilgisi yok. arada sırada tuvalette arkadaşlarımla birbirimize pipimizi gösterip, "benim pipim var senin var mıı?" demekten başka sexi bir aktivitemiz olmadı.
bir gün okulda kulaktan kulağa fısıldaşmalar başladı. herkes ama herkes gurup olmuş fısıldaşıyor.
kızlar gurup oluyor erkeklere bakıp gülüyor. erkekler gurup oluyor konuşuyor, kızlara bakıyor gülüyor. ne oluyor bu okulda herkesin nesi var böyle?
bizim sınıfın en fırlama elemanının yanına gittim ve usulca sordum.
-herkes ne konuşuyor böyle?
+oğlum sen sex nedir biliyor musun??
o zamana kadar sexe dair bildiğim tek şey, bir kız ile bir erkeğin sarılarak öpüşmesi idi.
doğal olarak "bilmiyorum. sex nedir?" diye sordum. arkadaştan fırlama bir cevap geldi.
"oğlum hani senin pipin var ya, hani kızların pipisi yok ya, senin pipin kızlarınkine giriyormuş yaaa"
afalladım şaşırdım. "insanlar neden böyle saçma bir şey yapar ki" diye düşündüm. fakat bu bilgiyi içimde tutamıyordum. ilk bulduğum kişiye anlatmam lazım bunu.
-hey sevilay, napıyorsun?
+iyiyim sen napıyorsun?
-bende iyiyim. sana bir sır veriyim mi?
+ver bakıyım. merak ettim.
-hani bizim pipimiz vaar ya, sizin pipiniz yok ya, bizimki sizinkinin içine giriyormuş yaaa
o heyecanla bir kıza bunu anlattım. tabi pis pis gülerek uzaklaştı yanımdan. bir şey demedi. 5. sınıfın sonuna kadar sex ile ilgili başka deneyimim ve merakım olmadı.
6. sınıf başladı. erkekler arasında bir muhabbet dönüyor. 31 çekmek diye. ulan nedir bu 31 çekmek? hep duyuyorum ama bilmiyorum nedir bu?
bir gün bir arkadaş yanıma sokuldu usulca anlatmaya başladı.
+oğlum sen 31 çekmek nedir biliyor musun?
-yoo bilmiyorum anlatsana
+bak pipini tutuyorsun yukarı aşağı oynuyorsun. çok süper oluyor.
çok süper oluyor? yani bunu neden yapar insanlar? nasıl bir eğlence bu? bunu yapmanın amacı nedir? hiçbir şey bilmiyorum. fakat tek bildiğim şey yukarı aşağı oynamak.
eve gittim. banyoya geçtim. oynamaya başladım. tabi ergenliğin ilk ayları, daha pipi olgunlaşmamış, içimde sexe dair bir dürtü yok. hal böyle olunca pek bir verim alamadım. anlamsız bir aktivite olarak gördüm bunu. boş verdim gitti.
ara sıra tekrar tekrar deneyimlerim oldu. bir gün yine banyoda oynarken tuhaf şeffaf bir sıvı geldi. yoksa? mutlu sona ulaşmış mıydım? o gelen şeffaf sıvı herkesin bahsettiği şey miydi? değildi tabiki. o gelen şey, ön hazırlık sıvısından başka bir şey değildi. tabi o zamanki bilgisizliğime bakacak olursak, boşaldığımı sanmam gayet normaldi.
evet boşaldığımı sanıyordum. tüm arkadaşlarıma böyle anlatıyordum.
-oğlum ben var ya çok az dokunarak boşalıyorum ehe eheee
daha sonra bu işte bir gariplik olduğunu keşfettim. arkadaşlarım elleriyle en az 2-3 dakika boyunca yukarı aşağı yapıyorlar, peki ben dokunmadan nasıl boşalabiliyorum? bende mi gariplik var yoksa süper bir yeteneğim mi var?
boşalmadığımı anlamam uzun sürmedi. bir gün yine banyodayken, arkadaşımın dediği şekilde oynamaya başladım. yoksa? evet bunca zaman yanlış yapmış, ön hazırlık sıvısını görüp boşaldığımı sanmıştım. gerçekten tuhaf bir şeyler hissediyordum. çok hoşuma gidiyordu. süper bir şey bu. daha ne kadar sürecek acaba?
derken bir anda her şey bitiverdi. bir huzur, bir dinginlik çöktü üzerime. evet başarmıştım.
dayanamadım bir daha yaptım. mutlu sona bir kez daha ulaşmıştım.
hemen yanımdaki banyoya girdim duşumu aldım çıktım. artık herkesle yapılan bu 31 muhabbetlerine bende ortak olabilecektim.
daha sonra sık sık bu eylemi gerçekleştirdim. mutlu oluyordum. şimdi sexin neden yapıldığını anlıyordum. şimdi 31 çekmenin nedenini anlıyordum. şimdi hayatın anlamını çözmüştüm.
ben sexin anlamını çözdüm diye seviniyordum. arkadaşlarımla artık tuvalette "benim pipim var senin var mı?" yarışması değil, "kiminki daha büyük" yarışması yapıyorduk.
bir süre daha böyle devam ettikten sonra porno diye bir şey duydum. "neydi bu porno? neden millet izliyor ne zevk alıyorlar bundan" diye düşünüyordum.
derken dayanamadım arkadaştan bir cd aldım ve izlemeye başladım. önce gözlerimi kapattım. bakamadım çok iğrençti. sonra bir gözümü açtım. izlemeye devam ettim. devam ettikçe hoşuma gitti. usul usul 31 çekmeye başladım ve böylece yeni bir şeyin daha amacını çözmüş oldum.
günümüzdeki türkiyenin yönetim şeklidir efendim. önyargısız okuyun lütfen.
günümüzde görünen tüm yetkiler akp hükümetinin elindedir. başbakan kendi yasalarını meclise sunuyor. meclisin büyük çoğunluğu akp olduğu için seve seve kabul ediliyor. kabul edilen yasa cumhurbaşkanının onayına sunuluyor. cumhurbaşkanı da akp nin olduğu için yasayı kabul ediyor. böylelikle demokrasi(!) işliyor.
yani kendileri yasa çıkartıp kendileri oyluyorlar. kendileri kabul ediyorlar. bize de izlemek düşüyor değil mi?
oylama ve cumhurbaşkanına sunma aşamaları tamamen sembolik yani. istedikleri gibi at koşturuyorlar ülkemizde. başbakan, padişah gibi yetkilere sahip.
nasıl bir düzendir böyle bu?
ülkemizde ne kadar çok bağımsız milletvekili olursa demokrasi o kadar gelişir. hiçbir partiye baş eğmeyen bir milletvekili fikirlerini özgürce söyleyebilir. oysa bir partiye bağlı kalan milletvekilleri, parti başkanı ne derse boyun eğmek zorunda kalırlar. eğer partiye aykırı zıt bir fikir beyan ederse s*ke s*ke partiden atarlar onu.
yani günümüzdeki milletvekilleri partinin oy açığını kapatmak için oradalar. kendi fikirlerini beyan etmek için değil. ya da halkını savunmak için değil. o yüzden büyük çoğunluğu kuzu gibi. sürü nereye giderse o da oraya gidiyor.
partiye bağlı kalmadan özgür milletvekilleri olsa orada ne olur? herkes başka fikir söyler özgürce. herkes halkını temsil eder. "gerçek" çoğunluğun dediği olur. halkımıza uyan kararlar alınır. padişahın istediği değil.
bir konu daha var. partiye bağlı olan milletvekillerinin yediği rüşvetleri diğer partililer ört pas ediyor. çünkü çoğunluğu aynı işin içinde.
oysa bağımsız milletvekilleri olsa, birisi rüşvet yerken diğeri onun hayatını kolaylıkla karartabilir. böylece rüşvetinde önüne geçilmiş olur.
velhasılkelam gönüllü monarşimiz kutlu olsun. umarım bu yazdıklarım bir gün değişir.
ama bu durumu bir ya da birkaç kişiye mal etmek doğru değildir.
akp ye chp ye yok atatürke sövme hiç mantıklı değildir.
peki sorun kimdedir?
1 türk halkının (halkımın) kendi zihniyetidir. kaytarmak, kolay yol bulmak.
2 dış devletlerin bize bazı fikirleri gizli gizli empoze etmesi sonucu bu hale geldik. (çalışmamak, devlete isyan, milliyetçilik ruhunun kaybolması, bencillik ve kendini düşünme)
Kaynak: / Tarih/Saat: 24 Mayıs 2011, 15:41:27 / Link : #
'Elbet bir gün petrol ve doğalgaz bitecek' diyerek yola çıkan Kayserili öğrenciler, güneş ve bitkiden yararlanarak elektrik üreten panel geliştirdi. Elektrik üreten panel, evde kullanılan tüm elektrikli ev aletlerini çalıştırmasının yanı sıra sanayi ile otomobil için de kullanılabiliyor.
Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi öğrencilerinden Mehmet Ozan Özceviz ile Halit Çetin, güneş ve bitkiden yararlanarak geliştirdikleri elektrik üreten panel sayesinde TÜBiTAK'ın Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri yarışmasında finale kalarak fizik dalında Türkiye 2.'si oldu.
Bitkideki fotosentezi taklit ederek yola çıktıklarını anlatan Ozan Özceviz, "Günümüzde kullanılan petrol, doğalgaz mutlaka bir gün bitecek ve geleceğin en önemli enerji kaynağı güneş olacak. Gelecekte kullanabileceğimiz enerji, güneş paneli olacak. Bizde düşük maliyetli ve doğal yollarla bir panel yaptık. Bitmez enerji kaynağı olan güneşten faydalanarak yeşil yapraklı bitkilerdeki klorofil pigmentine düşen ışıkla, elektronların hareketi sağlanarak akım elde edilmesiyle güneş paneli yapımı sağlandı" dedi.
Şu anda yaptıkları panelin 12 volt gücünde olduğunu söyleyen Halit Çetin ise, bu enerji sayesinde laptop gibi aynı voltta olan elektrikli aletlerin çalışabileceğini söyledi. Ebatın artmasıyla üretilen elektrik artıyor. Çatıya uygulanabilecek bir panel yapılabilir ve ne kadar panel büyürse o kadar voltaj artar. Klorofil içeren herhangi bir bitkiyi alkolle çalkalıyoruz ve elde edilen klorofilli su süzülerek pigmen maddesini alıp bakır ve çinkolar yardımıyla akım üretmeye çalıştık" dedi.
Öğrenciler bu panelin elektrikli ev aletlerinin yanı sıra otomobilde de kullanılabileceğini belirtti.
06.00-10.00 günaydın başlıkları, otobüslere sövgüler, taksi adresleri ve taksiler ile ilgili ince detaylar, sabah çilesi başlıkları
10.00-12.00 liseliler okulda. sözlük kalitesinde ani yükseliş var. iş hayatının zorlukları ile ilgili başlıklar, öğlene doğru acıkan yazarların yemek içerikli başlıkları.
12.00-17.00 okuldan dönen liseliler, şakirtler ve çalışanlar. siyasi başlıklar atatürke sövgüler, tayyibe övgüler serisi
17.00-22.00 günün özetleri, sevgili başlıkları, sevgiliye özlem
22.00-24.00 gece yarısı azgın başlıkları, sex içerikli başlıklar
24.00-06.00 gece yarısı kalite yazarları ve hayattan özdeyişler eşliğinde günü kapatıyoruz.