tokyo üniversitesi'ne ilk türk astronotuyum diye girip doktora yapmaya başlamış, adı serkan anılır olan kişi.
valla mihenk taşım sikildi lan burada...
kendimi hiç bu kadar gerizekalı hissetmemiştim. ben ülkemde ösym denen teresin yaptığı saçma sapan bir sınava senelerimi boşuna harcamışım moruk! millet japon üniversitesini ayakta sikiyor be! hani harward olur, oxford olur, manchester olur hatta gol olur ama japon olmaz be baba!
allah'ın bamyacık pipilerinden alıp beyinlerine salkım salkım zeka verdiği bu insanları dolandırmak kolay değil, meziyet ister bilader. vallahi hayata küstüm şuan be. işte haber:
''Japonya'nın Tokyo Üniversitesi'ndeki mühendislik fakültesinde asistan profesörlük yapan Karadenizli Serkan Anılır'ın yazdığı raporda ve yazılarında intihal yaptığı gerekçesiyle doktorası iptal edildi.
2003 yılından beri Japonya'nın Tokyo Üniversitesi'nde görevli olan Serkan Anılır'ın intihal yaptığını kabul ettiği bildiriliyor. internette blogları ve videoları bulunan Anılır, kendisini Türkiye'nin ilk Türk astronot adayı olarak tanıtıp Japonya ve Türkiye genelinde kitap yazmış ve konferanslara katılmıştı.
Dünyanın en iyi 10 üniversitesinden biri olan Tokyo Üniversitesi Başkan Yardımcısı Shinichi Sato, olay hakkında yaptığı açıklamada, "Bizim üniversitemizde böyle bir intihal olayının ortaya çıkması hayli üzücü. Bir daha böyle bir sorunun olmaması için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Serkan Anılır, bundan iki sene önce de Japonya'da bir gazeteye verdiği demeçte NASA`da çalışan ilk Türk astronot olduğunu söylemiş, olayın doğru olmadığının ortaya çıkması üzerine Japon gazetesi özür haberi yapmak zorunda kalmıştı.''
zekasıyla rakibe basan, alan bırakmayan japonları da alt ettik ya artık...
birbirine hal ve tavır açısından benzeyen iki insanın egolarının karşılaştırması.
dave'de jose mourinho'da işlerine başladıkları yerden pek hazetmezler. mourinho barça'yı dave ise metallica'yı alt etmek için yıllarca savaş vermiştirler. ikisinide ayrı severiz.
uyarı: bu yazıda lost göndermeleri bulunmaktadır. izlemeyenler gbkz'lı kısımları okumasın bir zahmet!
yok arkadaş artık ben kafayı yiyorum sanırım.
1 haftadır gözüme uykular girmiyor, kalbim sıkışıyor, bir garibim. günlerdir beynimi kemiriyor bu bu olay. tanrı şahidim olsun ki ergenliğimde varlık kavramını bu kadar sorgulamadım be arkadaş. hani aristo, demokritos, çitos, patos kafalarını bu görece sorulara yormuşlar ya, hayatlarının hatasını yapmışlar amına koyim.
ne kazandı soru meraklısı felsefeciler bunca yıl ''varlık nedir, gerçekten var mıdır, doğru bilgi falan feşmekan'' problemlerini çözmeye çalışarak. karınları mı doydu*, ceplerine para mı girdi haculi. hani zaman makinesi denen zerzevat icat olsa idi, antik yunan çağına gider, kabinde john locke ile jacob adına konuşan cristian shephard edası ile ''doğru soruyu sorun lan amına koduklarım?'' derdim o bütün felsefe ahalisine.
doğru soru ne onuda bu felsefik dangozlar tartışmaya başlamadan ben söyleyeyim.
çok uç noktalarda gezmeyelim. mesela kız çirkindir, şişmandır falan bunlar faso fiso. diyelim ki gayet düzgün bir ilişki yaşıyorsunuz. hatunceğiz sizin kadar ilişkiye düşkün değil. öyle zamanlar oluyor ki kız bulaşık yıkamayı sevişmeye tercih ediyor. siz de en boktanından bir dergi, bir cd alıp elinizi aşk-u mest ediyorsunuz.