zaman tünelinin hastası olduğum site. herkes bok atıyor ama bence çok şukela. özellikle geriye dönüp arkadaşlarımla yaptığım uzun geyik muhabbetlerini kolaylıkla bulabilmek bulunmaz nimet.
eğer soğuk bir odada yatıyorsa yastığı buz tutabilir bunun. öte yandan soğuk olmasına gerek bile kalmadan bazen o kadar fazla salyası akar ki yastığının ıslaklığından rahatsızlık duyarak uyanıverir uykusunun en tatlı yerinde. yatıya misafirliğe gittiğinde utanır falan. hayatı zordur uyurken salyası akan insanın. (bkz: bir arkadaş)
kadıköy vapuruna binerseniz izlersiniz o binayı tüm güzelliğiyle, ya da kadıköy'de iki iskele arasında durursunuz akşam, haydarpaşa'nın titrek ışıklarını seyredersiniz, güzelliğine hayran olursunuz. orası sizindir, halktandır haydarpaşa... tarihi bugüne taşıyan yapıdır. biraz tahta bavul, biraz eski türk filmidir, çokça anıyı içinde saklayan yapıdır, her yanından geçişinizde istanbul'a yeniden aşık olmaktır, belki de osmanlı'da yaşamaktır azıcık. istanbul'un silueti, halka kalmış son binalardan biridir haydarpaşa... ama şimdi onu da elimizden almaya çalışıyorlar. aptal bir sigara izmaritinden o çatının yanabileceğine inanmıyoruz. şimdi de oradan buradan "bina çökebilir" söylentileriyle yapacaklarınıza zemin hazırlamaya devam ediyorsunuz, ama yemiyoruz! uğraşmaya devam edin!
michael jackson'ın yayınlanan son şarkısı. ancak şarkıyı söyleyen kişinin michael jackson olmadığına dair söylentiler dolanıyor. şarkı güzel ama o ses michael jackson'a ait değil gibi. buyrun siz de dinleyin: http://breakingnews.michaeljackson.com/ROW/
bir arkadaşımın yoğun ısrarlarına rağmen izlememiştim ben bu diziyi. ve kafama sıçayım diyorum. neden daha önce izlememişim sanki. diziport da yayınlandığını gördüğümde eh dedim vakit bol, arkadaş da kafamı şişirmişti izle izle diye bir bakayım. ilk bölümünden itibaren beni sarmış bulunuyor efendim. sunumlarımı hazırlamak yerine bu diziyi izlemeyi tercih ediyorum. o kadar gerçekçi, o kadar güzel ki! tek sorun çok fazla adam kıçı görmek. ha bir de müslümanların komik namaz kılmaları. onun dışında bomba bir dizi efendim. fena sarar. ha bu arada yabancidiziizle.com diye bir siteden takip ediyorum. diziport'u bekleyemeyenlere duyurulur.
takım pijama giydiğim, harçlıklarımla kokulu kağıt, leblebi tozu aldığım dönemlerin üçlemesidir. ayrıca bunların yanına evin ütü buharıyla dolu olması da eklenebilir.
gün içinde buluşalım denilen 3 arkadaşın da işinin olması. lanet olsun hayata küstüm. herkesin işi gücü var bir ben mi boşum. çok sinirliyim, çok mutsuzum.
24 yaşına girdim. ama içimde hala bir ergen taşıyorum. yoksa söyler misiniz bana nedir bu bitmez tükenmez depresyonlarımın sebebi, durup durup kimse beni sevmiyor diye triplere girmem.
neymiş gençlere yol gösteriyormuş. allah aşkına bu kadının yazdıkları ne kadar gerçekçi ki? ve bu kadar gerçek dışı olayın bir insana yol göstermesi olası mı? ipek ongun türkiye'de yaşamıyor sanırım. ya da kendisi pembe bir toz bulutunun içinde yaşadığından etrafında olanları yanlış idrak ediyor ve bunu da yazılara yansıtmaktan çekinmiyor. tamam itiraf ediyorum. orta okul ve lisenin ilk yıllarında ben de okudum kitaplarını. ama inanın okurken o pembe dünya size mutluluk vermiyor. "bu ne anasını satayım insanlar böyle yaşıyorsa ben ölmüşüm" gibi yorumlar yapabiliyorsunuz.
bir genç kızın gizli defteri serisi ( kaç kitap oldu? on mu?) bir yana diğer öğüt verici kitaplarının içerikleri de hemen hemen aynı.hani madem illa okunacaksa bir tanesi okunsa yeter. neymiş "şarap içmeden önce bir dilim tereyağlı ekmek ye", "erkek hesabı öderken tuvalete git" ot, bok vs.
dinledikçe bana lise yılları depresyonlarımı hatırlatır bu şarkı. nerede olursam olayım bu şarkı çalındığında birden kendimi laciverte boyalı küçücük odamda bulurum. dünya bana uzak, ben herkese... "zaten kimse de beni sevmiyor, büyükler beni anlamıyor..."
üniversite yıllarımda kendimi evimde hissetmek istediğim -ancak elbette depresif- zamanlarımda bu şarkıyı dinler ve saniyesinde kilometrelerce yol yapardım. *
7. sezon 1. bölüme dair;
--spoiler--
öncelikle 6. sezondaki gibi bir açılış beklemeyin hayal kırıklığına uğrarsınız.
ancak her şeye rağmen house'un cuddy'e "I love you" derkenki bakışı izlenmeye değerdi. hiç de duygusal bir insan olmamama rağmen house ve cuddy'nin konuştuğu sahnelerde gözlerimin dolmasına engel olamadım.
--spoiler--