Keşke linux desteği olsa dediğimiz canımız ciğerimiz oyun. Ayrıca hiç bir oyunun çakması değildir. Arkasında çakması olduğu iddaa edilen oyunun efsaneleşmiş isimleri vardır. Her fırsatta "Metallica çok bozdu ya, amatör ruh gitti, piyasa için çalıyorlar" muhabbeti yapanların "çakma" diye laf attıkları oyndur. Hem ilk oyun hem ikinci oyun 25 - 30 kişilik bir takımla 1.5 yıllık sürede yapılmıştır. Muadili gibi oyuncunun cüzdanına gözünü dikmez. Geçtiğimiz günlerde 5$ gibi bir fiyata satılıyordu. Çıktığında da 20$'dı zaten. En iyi tanımı için (bkz: underrated)
Not: Gerçi hakkında yazılan her kritikte en az 80 - 85 puan alan bir oyundan bahsediyoruz burda.
Türk edebiyatının en önemli ve özgün isimlerinden biridir. Yarattığı tüm karakterleri severim. Heralde hepsi içlerinde bir parça kötülük taşıdıklarının farkında oldukları için. Metin Eloğlu'na çok benzetirim bu yüzden. Ayrıca her ne kadar kitapları YKY tarafından basılıyor zaman zaman adına incelemeler yazılıyor olsa da henüz hak ettiği değeri gördüğüne inanmıyorum. Bir yandan da yakın dostu Oğuz Atay'a yapıldığı gibi bir anda fark edilip, herkesin elinde kitapları olmasını istemiyorum.
En son Ubuntu 10.04 ve Linux Mint 12 kullandıktan sonra Windos 7'ye geçiş yapmak zorunda kalmıştım. Ubuntu'yu vok beğenmemiş ama linux mint'i çok kullanışlı bulmuştum. 1 ay önce yeniden Linux ortamına geciş yapma fırsatım oldu. Nedendir bilinmez, aklımda linux mint kurmak varken ubuntu 13.04 kurdum. Bir iki gün sonra Mint'e dönerim diye diye 1 ay geçti. Oldukça kullanışlı ve rahat. Bilgisayarı yormuyor. Geçmiş yıllarda yaşadığım fazla ısınma probleminden eser yok. Unity'de çok kötü bir performans sergilemiyor. E daha ne olsun? Eğer çok fazla windows programıyla işiniz yoksa, bilgisayarı internet, müzik ve ofis ihityaçları için kullanıyorsanız ve unity da neymiş cinnamon, xfce, kde candır demiyorsanız sizin için biçilmiş kaftan olabilir bu işletim sistemi. Ayrıca eğer Linux ortamlarına yeniyseniz, en akıllıca tercihlerden biri olacaktır.
Beni fazlasıyla heyecanlandıran takım. Nba'e yeni bir soluk getireceklerini bilmek bile takımı benim için sempatik kılmaya yetiyor. Neyse lafı fazla uzatmadan sadede gelelim. Bu takımın yıldızı, maskotu, malzemecisi, kısacası herşeyi olmayı başaracak bir adam var. Lakin kendisi şu an çin'de unutulmuş durumda. Bir kere de kendi evinde, tanıdıklarının önünde oynasın Starbury. Brooklyn (Özellikle 90lar Brooklyn'i) ruhunu takıma getirecek tek adam o. Yoksa takım Miami Heat klonu olmaktan öteye gidemeyecek.
çok ünlü bir sözlükte "kalitesiz edebiyatın adresi" diye yorum yapılmış bu ödül hakkında. Neye kızsam bilemedim. Orhan Kemal'in ismine yapılan saygısızlığa mı, yoksa yenişehir'de bir öğle vakti, bir düğün gecesi gibi eserlerin yok sayılmasına mı? o tanımı yapan kişiyi kendini bilmezlikle suçluyorum. Ödül hala benim için türk edebiyatındaki en büyük referanstır.
danimarka menseili bir progresif rock grubudur. Kiymeti bilinmemistir. Bu yuzden sadce bir album cikartabilmislerdir. Ancak grupla ayni ismi tasiyan o tek album ne kadar iyi olduklarini gostermeye yeter. Yer yer caz rock'a kaysada, genel anlamda cok iyi bir progresif derinlikleri vardir. Avrupa progresif rock akiminin iyi temsilcilerinden biridir.
kesinlikle muzik dunyasinin en underrated gruplarindan biridir. Reviure adli albumlerinde italyanlara piyasada tekel degilsiniz mesajini cok iyi vermislerdir.
her zamanki gibi muhtesem bir is cikartilmis. Emegi gecen herkesin eline saglik. Cahit Berkay uclemesi yapilmasi, Levent Yuksel metin turkcan gibi isimlerin katilmasi guzelligine guzellik katmis. Ancak bu bolumun en buyuk suprizi kesinlikle birol yayla'dir. Ne kadar yakismis anlatamam. Artik darisi Erkan Ogur'un basina.
bir gun yikim ekipleri kontaklarini inonuyu yikmak icin cevirdiklerinde, stada kendimi zincirleyip kendimi siper etmezsem adam degilim. "Inonu tarihi dokuyu bozuyor" demek bir insanin tarih kavramina ne kadar yabanci olabileceginin gostergesidir.
Bir kiside acip pdfk'nin dun aldigi kararlara bakmamis. Buyrun linki; http://www.tff.org/defaul...geID=246&ftxtID=14762
Hatta linki acmayacaklar icin kopyaliyim;
2- GALATASARAY A.Ş. antrenörü HASAN ŞAŞ'ın, 17.03.2012 tarihinde oynanan FENERBAHÇE A.Ş. - GALATASARAY A.Ş. Spor Toto Süper Lig müsabakasında, rakip takım taraftarlarına yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 1 RESMi MÜSABAKADA SOYUNMA ODASINA VE YEDEK KULÜBESiNE GiRiŞ YASAĞI CEZASI ile cezalandırılmasına,
Maci izledigim kadariyla hasan sas'in konustugumuz hareketi disinda ceza almasina neden olacak bir sey yaptigini gormedim. Pdfk'da 1 mac ceza verebiliyorsa eger, olay dogru.
James Pullen adli abimizin deneysel muzik projesi. 2007 den bu yana aktif olarak muzik yapmakta. Ozellikle 2011 yilinda cikardigi trip adli album ilk dinleyisimde favorilerim arasina girdi. En yakin soulseek bayisinden israrla isteyiniz.
2002 yilinda Jon Stanley ve Matt Whitehead tarafindan drum and bass projesi. Bu ikili 2009 yilinda ayrildi ve cyantific artik jon stanley'in sahne ismi haline geldi. 2006 cikisli ghetto blaster'in bu muzik tarzi ile ilgili kisiler tarafindan kesinlikle dinlenmesi gerekir.
ilk kez gecenlerde denedigim sarap markasi. Gayet klasik okuzgozu bogazkeresini ictim. Migrosta fiyati 19 lira civarindaydi. Bu fiyat araliginda alinabilecek en guzel saraplardan. Once damakta nahos bir tat birakirken daha sonra but yerini meyvemsi bir aromaya birakiyor. Bu fiyat araliginda buzbag dan bile daha cok begendigim ilk sarap.
2000 yilindan bu yana aktif olarak muzik yapmakta olan avusturalyali grup. Wikipedia avustralya hip hop'u yaptiklarini iddaa etsede (ki o ne lan?) muziklerinde funk'tan dub'a genis bir yelpaze bulmak mumkun. Grup Luke Dubber ve Angus Stuart adinda iki abimiz tarafindan olusmaktadir. Ozellikle son albumleri Hyperparadise'i cok basarili buldum. Albumu daha ilginc hale getiren sey ise albumde turk motiflerinin ve bazi oryentalist ezgilerin ustalikla kullanilmis olmasi. Ayrica album kapagina yakindan bakildiginda, fotografin 70ler turkiyesinden alinmis oldugu rahatlikla anlasilabilir.
Orta çağ avrupasına ait bir zihniyetle yönetilen program. Bugün 12 yaşındaki kızını 5 bin liraya satan (ki bunun savunulacak hiçbir tarafı yok) aileyi konuk etmişler. Başta müge anlı ve yanındaki adını bilmediğim boş konuşan adam olmak üzere stüdyodaki seyircilerin ve televizyon başındaki izleyiciler telefonla aileye çürük domates(!) atıyorlar. O insanların programa çıkmalarının tek sebebinin para olduğu belli. Peki burada suçlu cahil olup para için her şeyi yapan mı? Yoksa bu cahil insanları yönlendirmek yerine televizyona çıkartarak aşağılatan ve aşağılayan (sen ne biçim annesin? vb.), Bu insanların fakirliğinden faydalanıp reyting uğruna onları kurban eden mi?
türk sendikacılık tarihinde çok önemli rol oynamış bir sendikadır. Özellikle sendikacılık tarihimizin önemli simalarından ziya hepbir'in başkanlık ettiği dönemde çok zirve yapmıştır. Bu dönemde berec pil fabrikası grevi gibi önemli grevler yapmışlardır. Türk - iş in bütün engellemelerine rağmen devam eden paşabahçe grevine destek veren birkaç türk iş üyesi sendikadan biridir.
Paşabahçe grevi sonrası bölünen türk sendikacılığında türk iş tarafında kalmayı seçmiş disk'e geçmemiştir. Bu durum büyük şaşınkılla karşılanmıştır. Çünkü petrol iş türk iş içerisindeki en önemli muhalif gruplardan kabul edilmektedir.
Eğer petrol iş 1967 yılında disk'e katılmış olsaydı belki bugün siyasal ve sendikal hayyat çok farklı konulardan konuşuyor olabilirdik. Çünkü disk petrol işibünyesine katamayarak o dönemde ülkenin öndegelen bir kaç sendikasından birini kaybetmiştir. Dönemin petrol iş yöneticileri disk'e katılmama kararlarının sebebini şu iki sebeple açıklar.
1. Mücadeleye türk iş içerisinde devam etmek ve türk iş içindebir farkındalık yaratmak.
2. Disk tip ekseninde kurulan bir organizasyon olduğu için sendika tabanının çoğunluğunu oluşturan Adalet partili işçileri kaybetmemek