bu diziyi izlediğini itiraf eden kişilere devlet af uyguluyormuş. ceza-i müeyyidesi yok korkmayın. "bizim bir arkadaş izliyordu" demenize gerek kalmadı artık. gönül rahatlığı ile açılabilirsiniz. biz bizeyiz.
görmek için uluslararası bir şarkı yarışması düzenlemek yeterli imiş. kareografi biraz daha cesur olsaymış çok daha uzun görebilirdik ama buna da şükür. allah'tan beyaz değildi, çok sansasyon yaratırdı.
yarı finale görüntü var ses yok konsepti ile çıkmış. yavrım şarkıyı vokaller söyleyeceğdi madem, o kadar tanıtım zart zurtu neden bu hanımkızceğiz yaptı ki? hadise filtresi yapmış olabilir dış mihraklar mikrofonlara, zira sesini duymadım ben.
bu kadar berbat bir senaryoyu bu kadar iyi oyunculukla kotarmaya çalışan bir dizi. ha şu ali ile seyhan'ın s.kindirik aşkı kadar göze batan çok şey vardır belki ama bunun apayrı bir yeri var. olmuyor bu aşk, olamıyor kasmayın dostum. midemi bulandırıyorsunuz.
ne yazık ki olması gerektiği gibi çalışmayan bir sistem aslında bu.
ben ne istiyorum mesela? şaşırmak istiyorum. sürprizlerle dolu bir liste olmasını istiyorum. hatta arkadaşlarımla oturup "olm bu hafta birinci kim olur?" konulu iddaa bahisleri tutuşmak, gerekirse sevdiğim bir yazar için kucak dolusu para koyup, yeri gelip kaybetmek, yeri gelip paranın anuna koymak istiyorum ama olmuyor. çünkü her hafta aynı sonuç, her hafta "şampiyon belli ikinci kim?" şeklinde oluyor bu liste. sıtkım sıyrıldı, kumara küstüm. lades bile tutuşmuyorum artık. sevdiğim bir yazarın bu listede birinci olma ihtimali için "%0" diyebiliyorsam ne anlamı var ki bunun? geçen haftanın en beğenilen vaudeville for vendetta entry'si olsun bu listenin adı bence.
her hafta sonuç aynı zaten. ikinci için mi oynasak kumarı artık ne yapsak?
bunu diyeni meşe odunu ile dövmek istiyorum. bu ne lan? uçurumdan atlayan 300 koyun gibi herkes tutturmuş bürüt de bürüt. anam bir durun bir motorunuz soğusun, ne dayak arsızı, ne oyun düşkünü imişsiniz. hayır kodlanmasa içinizdeki bu boşluk ne ile dolacakmış çok merak ediyorum. pupil midir her ne zıkkımsa bunu kazanmak için iletilerinde bürüt sayfası reklamı yapan insanlar gördüm, yazıktır lan. henüz üç yaşında bir kardeşim var onu sizden bile zeki buluyorum. o bile oynamaz, böyle şeyler yapmaz. (iletisine yazan tüm arkadaşlarımı listemden sildim.)
benim için hepsi bitmiştir. daha da eklemem msn'e.
iradesine sahip olamayan homini gırtlak tiplerin sahip olduğu özellik, hayır sonra bunlara şişman olduklarını söyleyince de mırın kırın edip üzülüyor, içlerine kapanıyor, hayata falan küsüyorlar ya iyice zıvanadan çıkıyorum. "sen de yaşa sen de anlarsın, dış görünüş ile dalga geçilmez, şekilci olma hölölölö!" diye de savunmuyorlar kendilerini "şişko, şişko, şişkoooooooo" diye suratlarına aslında hiç de güzel görünmediklerini kabul edene kadar haykırmak istiyorum. Ben senin kadar iradesiz değilim dolayısı ile şişman değilim arkadaşım, zaten yaşamayacağım bir şey için neden empati yapayım ki durduk yere?
Bir de bu insanlarda en sevdiğim savunma stillerinden biri "ben kendim ile barışığım bir kere!" yalanı ile "aslında ben şirin bir insanım oradan kazanıyorum" hevesi. Yazık tabii bir yerden pay çıkarmak istiyor kendine. Oysa zayıf insanları görünce nasıl da haset ediyorsun değil mi? Sen de o 38 beden kıyafetlerin içinde tüm erkeklerin seni istediği ama senin yüz vermediğin hayaliyle yaşıyorsun bazı anlar.
O zaman ne yapmak lazım, iradeye hakim olmak lazım, gırtlağı tutmak lazım, spor yapmak lazım. "Ben halimden memnunum bir kereeee" cümlesini deli gibi peşinde koştuğun herif seni değil zayıf olan hatunu tercih ettiğinde tüm içtenliğinle kuracak mısın bakalım.
bu haftaki programında mazhar alanson'un promil olarak uçtuğu görülmekte, ne içtiyse aynından istiyorum.
ayrıca geçen hafta efe ile emre'nin yaptığı "ne zaman kutluyoruz" vtr sinin bir kısa filmden çalıntı olmasının sözlüklerde yazılması üzerine bu hafta özür vtr'si yapılmış olması da ayrı bir hoşluk olmuş. "biz çaldık ne iyi ettik eheheheh" demek istemişler herhalde.
kendi egosunu okşuyor olabilir. "sarışın bir kadına sahibim ama o kadar salak ki ben yanında aynştayn kalıyorum" cümlesini kurmak anlamında. malumunuz biz erkekler kendimizden zeki kadını istemeyiz. her şeyi bilir, görür, anlar, bok püsür. bunun derdiyle uğraşmaktansa salak bir tanesini bulup sabahlara kadar sorgusuz sualsiz sevişmek tercih edilir.
e şimdi ben kendimden salağını buldum, üstelik de sarışın bakın ne kadar süper biriyim demek isteyen bir adamı neden yadırgalayım ki? mamülü ile gurur duyan esnaf bakış açısında abi orada.
saçma bir elitizm, anlamsız bir seviye peşinde koşanların yarattığı sinir. şimdi burada yasanın açıklarından faydalanan türk insanı zihniyeti ile "yarrağım" yerine "yapraaaaammm" yazmak çok mu güzel görünüyor da yarrak yazdırtmıyorsunuz insanlara? ben "amına koyayım" demek yerine ".mına koyayım" dediğimde ne değişiyor ya da? göte göt deniliyor dostum, ağza biber süren ebeyn porttrenizden çıkın biraz artık, aşın bunları.
kendinden noktalı sansürlü küfürlerle çok mu ciciyiz, çok mu edepliyiz?
geçen haftanın en beğenilen entrysini yazmış, tebrikler. ben yazıyı körsırı aşağı indirmeye üşenecek kadar uzun bulmama karşın adam üşenmemiş yazmış, helal olsun. benim merak ettiğim onun bunu yazarken ne kadar zaman harcadığı falan değil ha, yanlış bilinmesin. benim derdim bu entryi haftanın en beğenileni yapma konusunda emeği geçen tüm artı oy verici yazarların yüzde kaçının bu entrynin tamamını okuduğu.
kendisine çok hayıflandım şerefsizim. marka değeri olmuş nick böyle bir şey olsa gerek. ben yazsam aynını kaç kişi okur acaba çok merak ediyorum. ben onun yerinde olsam yazılarının aralarında bir yerlerde tüm sözlüğe küfrederdim, böylece kim okuyor, kim okumuyor anlardı.
sözlük konseptinin dışına çıkarak şöyle demek istiyorum, şu mevzuya tepki verenin şu mevzuyu açan kadar aklı yoktur. osuruğa gülen komedi filmi izleyicisi gibisiniz, bir durun amına koyayım be! bu ne cevallik, elin adamı sana kıçından uydurduğu bir oran verdi diye bu savunma psikolojisi, bu ayar verme çabası niye?
ayrıca laz pacino'ya da buradan bir mesaj vermek istiyorum, konular ayarlar iyi güzel de, dostum bu ilkokul kompozisyonu yazar gibi "ben bunu yapmıştım, sonra o bunu demişti, sonra biz ehe mehe gülmüştük ama siz anlamamıştınız eki eki" tarzını değiştir bence, bu da ironiyse eyvallah da değilse yani ciddiysen eyvah eyvah.
"ya hiç dayak yememiştir, ya da arkadaş olmayı bilmiyordur"
bak bir de durum komedisi yapayım;
-rüknettin bu yaptığımıza hala inanamıyorum.
-neden inanamıyorsun bebeyim, zaten çok iyi anlaşıyorduk üstüne şimdi de sevgiliyiz.
-ama rüknettin ne bileyim, çekincelerim var.
-yapma böyle mahmut'um, yapmam bebeyim, hadi ama.
hani tüm arkadaşlar sevişiyormuş da, bunun sevgili olanlarından farklı bir yanı varmış gibi. ne bileyim arkadaşça sevişmek, her iki tarafın da donla sevişmesi gibi bir şey oluyor herhalde, cinsel birleşme olmayınca arkadaşça sevişmek oluyor herhalde.
arkadaşça sevişmek ne lan? siz bütün arkadaşlarınızla sevişiyor musunuz?
aklı başı yerinde, ne istediğini kendi seçmiş sevgilidir.
senin sikmek istediğinse ve vermiyorsa bu kadar ağlamanı anlarım da, başkasının sikmek isteyip de vermediği sevgilisi için bu kadar ahkam kesmek neden onu anlamıyorum.
nerede yaşıyorsunuz lan? çok mu garibinize gitti? çok mu ütopik?
hiç de değil. otur google'ı aç, swinger diye arat, oku öyle gel. eş değiştrime partisi yapıp, karısını başka bir herifle sevişirken oturup izleyen adamlardan binlerce var bu ülkede lan. gelmiş burada sevgilisi ile tanışmak bilmem ne diyorsun.
millet mevzunun bokunu çıkarmış, sex olarak geldiğimiz noktalara bak, biz hala karısının sevgilisi ile tanışan boynuzlu diyelim. açın gözlerinizi, millet başka yerlere akmış yahu.