sözlükten uçurulmak için gerekli olan hataların her birine verilen ad.
ne kadar mil, o kadar çabuk uçuş bileti...
uludağ airlines , globally yours ...
asıl adı ebony thomas olan ingiliz şarkıcı, besteci ve aktris. Doğum tarihinin 1985, '83 ya da '87 olduğuna dair spekülasyonlar var... ailesi tam olarak söylemiyor.
şimdi kimden bahsediyorsun ciğercağızım dersen; hani şu john lennon , marilyn monroe temalı citroen reklamlarında arka planda çalan müziğin yapımcısıdır bu çukulata kız derim.
ing: hiç bir şey göründüğü gibi değildir.
nasıl entry girilmemiş hayret.
2001 yapımı bir Ray Lawrence filmi. başrollerde ise cnbc-e de yayınlanan without a trace de sık sık gördüğümüz Anthony LaPaglia ile ona eşilk eden Geoffrey Rush baba var.
konu evlilik, aldatma, ikili ilişkilerde güven üzerine sağlam oturtulmuş. evliyseniz izlemeniz tavsiye edilir.
izleyin de eşinizin kıymetini anlayın.
macera aramanın alemi yok.
akıllı olun.
mou gaan dou nun üçüncü serisi. tüm üçlemeyi bir araya getirdiğiniz zaman ortaya muhteşem bir şaheser çıkıyor.
(bkz: mou gaan dou )
(bkz: mou gaan dou II )
özet geç lan piç tayfasına ise bu filmin the departed filmine esin kaynağı olduğunu hatırlatalım.
filmi izlerken o kadar ters köşeye yatıyorsunuz ki, evde izliyorsanız olayları baştan kurgulamak için başa sarıp "vay muğagoyim" nidalarıyla yönetmen ve senaristin önünde saygıyla eğiliyorsunuz.
hele hele bu filmi izlemeyip "hacı bi film var the departed on numara mutlaka izle" diyenlerin ağzına boklu çorapla vurmanız içten bile değil.
eğer heat tarzı, polisiye, ajanlı majanlı filmleri severek izliyorsanız ne yapın ne edin bu filmi buldurup seyredin.
ben şimdi mors alfabesi öğrenmeye gidiyorum...
orjinali aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyordur.
ancak; yıllar sonra bir gece vakti malum kişi arandığında operatörün size aslında demek istediğinden başka birşey değildir bu.
operatör önce türkçe sonra başka dillerde derdini anlatırken siz bunu düşünürsünüz...
akabinde telefon duvarda patlar...
düzenleme: ulan entry i yazdıktan sonra winampta shuffle dan çıkan ilk parça tarkan'dan unut beni oldu...
oturayım ağlayayım en iyisi ben...
yeni nesil yazarların açtığı skimtrak başlıklarla yaptıkları faideli bir eylemdir bu.
belli bir süre sonra biriktirdikleri milpuanlarla bedava one way ticket alıp sözlükten uçarlar.
ing. "yaralamayın ibneleri gebertmek için vurun" anlamlarına gelebilecek bir imperative dir.
ayrıca bunun shoot the fuckers versiyonu şahanedir.
adana nın en meşhur hatlarından biridir bu...
uğruna tshirt ler yapılasıdır.
olmazsa olmazlardan bir futbol maçı spikeri repliği...
daha eklerdim ama liste çok uzar.
ökçelerine basarak giydiği kunduradan başka bir tek tuvalet terliğini tanıyan orta direk yurdum insanının, sağda solda duyduğu "ugg aşşaa ugg yukarı" muhabbetlerinden sonra dayanamayıp haykırdığı soru cümlesi.
babamla beraber görev yapardı bir zamanlar. o zamanlardan biliyorum ki kendisi fenerbahçelidir...
şimdilerde ise başı mhk ile derttedir...
yakın gelecekte sahalara dönecek gibi gözükmüyor.
insanda "acaba keş miyim" düşüncesini uyandırır.
çek çek çek oooohhh misss...
aydaki ilk seçimde tek başına iktidarız.
şizofreni de son nokta .
edit: ahahah amma çok müptelası varmış.. sanal kişilikler sizi. dışarıda yüzyüze büzük yemiyor tabi...
lan güldürdünüz beni ahahhaa..
belki de hedef saptırmak isteyen akıllı da olabilir.
ercan taner den duyulması ayrı bir güzel olan söz öbeğiydi. ayrıca bunun hagi li versiyonları da oldukça meşhurdur.
ing. "hayat her daim kızgın olmak için çok kısa" anlamına gelir. bu cümleyi american history x in finalinde de duyarız.
"...hate is baggage. life is too short to be pissed off all the time. it's just not worth it... "
şeklinde...
böle efendim ucunda demirden ya da buna benzer metallerden mürekkep bir küçük kütlenin zincirlerle bağlı olduğu zopa ...
iri kıyım osmanlı askerinin yakın dövüşlerde çok sevdiği silahlardan biri olmuştur her zaman...
ancak tarihle arası iyi olmayan uuserlar bu silahıi ortamda william wallace adı geçince hatırlarlar.
velhasılı kelam; emo döverken iyi gider, sizi bir anda 10(on) morgan freeman gücüne ulaştırır.
takıma aykut kocamanın gelmesiyle genel menajerlik görevinden ayrılarak biz taraftarları üzmüş, ancak klüp içinde daha etkin pozisyonlara geleceğini öğrenince ardından sevindirmiştir.
kim ne derse desin o yılların iyi şarkılarından...
merve ildeniz in silikonlu göğüsleri ise o zamanlar ağzımıza sıçmıştır ama dert değil .
daha fazla entry yükleniyor...