öncelikle kafamda bazı sorular var,
1-sınır nedir
2-sınırı neden asker korur
3-sınırdan izinsiz geçmek suçmudur
4-sınırdan izinsiz geçen herkes suçlumudur
5-ortada bölücü bir örgüt varken ve bu pştlar saldırmak için hep bu yolu kullanıyorlarken ve bunu halk biliyorken niye kendi götlerini tehlikeye atarlar
6-madem o sınırı ya kaçakçı ya örgüt üyesi kullanıyor, oradan geçen pşt taranınca bizim vergilerimiz niye onların cebine gidiyor.
(bkz: yaradılanı severim yaradandan ötürü) diye bir yunus emre sözü vardır. siz yaradılanı sevin yaradandan ötürü gerisine kafanız zaten basmaz. insanları da siz şu sunuz siz bu sunuz diye ayırmayın. insanların yaptırdıkları dövme sizi niye rahatsız ediyor anlamıyorum. isteyen dövme yaptırır isteyen oturur zikir çeker size ne??
domates önce sultan ahmet cami sine sonra sırayla yakın illerdeki dini yerlere götürülerek hayran bırakılmalı, gerzi sırasında islam ile ilgili küçük anektodlar aralara serpiştirilip doğru yolu bulması sağlanmalıdır.
haklısınız atatürk okadar din karşıtı bir adamdı ki türkiye de sırf islamiyet olmasın diye bütün cami leri kapattırdı. bütün hocaları astırdı. dini yasakladı yerine budizm i getirdi. ayrıca aşağıdaki yazılar tamamen diyanet.gov.tr den alınmıştır;
"Şer'iye ve Evkaf Vekâleti" adıyla "Bakanlık" olarak yer almış, 1924 'e kadar da bu statü aynen devam etmiştir. Din hizmetlerinin politikanın dışında ve üstünde tutulması gerçeğinden hareketle 3 Mart 1924 tarihinde Şer'iye ve Evkaf Vekâleti kaldırılarak yerine, 429 sayılı Kanunla, Başvekâlet bütçesine dahil ve Başvekâlete bağlı Diyanet işleri Reisliği, bugünkü adıyla Diyanet işleri Başkanlığı kurulmuştur. Millî Mücadele yıllarında büyük hizmetler vermiş, idarî tecrübesi olan ve uzun zaman Ankara Müftülüğü görevinde bulunan Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi, 1 Nisan 1924 tarihinde Diyanet işleri Reisliğine getirilmiştir. En yüksek devlet memuru maaşı alan Diyanet işleri Reisine, bakanlara verilen kırmızı plakalı bir makam aracı tahsis edilmiş ve protokoldeki yeri de bu özelliklere göre belirlenmiştir.
yazıda da göreceğiniz gibi diyanet işlerine 1924 yılında en yüksek devlet memuru maaşı bağlanmış, ayrıca bakanlara verilen kırmızı plakalı makam aracı tahsis edilmiştir. yani kafası basmayan birkaç gerizekalının söylediğinin aksine atatürk dini ve onun devlet içinde yer alan makamını en üst düzeyde tutmuştur.
"oğlunu askere gönderip (şehit oldu) diye ağlayan insan" dünyanın en acılı fakat en gururlu insanıdır. askerler şehit olur anaları - babaları gururlanır. şerefsiz çocukları dağlarda gebertilir arkasından bir ağlayanı bile olmaz. biz askerlerimizin eline kına yakarak yollarız ki vatana kurban olsunlar diye. bazı adiler ise o kınayı çocuklarımız şehit olduğunda başka yerlerine yakarlar.