rte'nin düşüncelerini hayatının merkezi yapmış eleman. toplum içinde bunları tanımak için fazla kasmanıza gerek yok; at gözlüğü takar, kumaş pantalon giyer, şeriatı yücelten şiirler okur, ardından değiştim der, jipe biner, namaz kılar, hacca gider, meleklere inanır.
biraz önce turkcell'den aldığım uyarı mesajı. arıyorum telefonunuz bağlanamamaktadır deyip çat diye suratıma kapıyor. hayır sorun telefonumdaysa söyle bileyim. bağlanamama problemi de yaşamam ya, zort diye aşık olurum niye bu trip bilemedim.
elbette onlarca sebepleri vardır şimdi onlara sorarsak. sabaha kadar anlatırlar kafamızı sikerler. ama hepsi hikaye. bir tek sebepten yaparlar bu eylemi ve kendilerine bile itiraf etmezler; güven eksikliği.
ne zaman otobüste kendine güveni olmayan bir kadın görsem almış çantasını kucağına koymuştur. bedensel bir savunmadır bu hayata karşı. içinde binbir tane eşya taşırlar çantanın ve bu nesnelerin çoğu da ya kendilerini zayıf düşüren eksiklerini kapatmak ya da korunmak amaçlıdır. üstelik bu tecrübeyle sabittir.
işte bu söylediklerimden yola çıkan bilim adamları bir araştırma yapmışar. yapılan araştırmanın sonucu göre yanında bir erkekle dolaşan kadınlar %74'e varan ordanda çanta taşımayı bırakmışlar. o yüzden nacizane önerim çanta almayın erkek alın şeklindedir. sözlüğün güzel çantalı kızlarına duyurulur.
adamın yüreğini derinden burkan bir sancıdır bu. bir tuzluk bile hediye edilmemeştir sevgiliye. kuru bir mesaj gelir telefona, "doum günn ktlu olsn :]"
allah belanı versin sevgili.
edit: bu başlığın orjinali "sevgilinin doğum gününde bi tuzluk bile almamasıydı".
sonra "sevgilinin doğum gününde bir tuzluk bile almaması" oldu.
sonra "sevgilinin doğum gününde hediye almaması"
mağara adamından farkı yoktur bu elamanın. hacı 1209381923 tane entryim, 12837 karmam, 2903123 başlığım, 21837 kankişim, 21938 tane de siktiğim kız var sözlükte diye övünür durur bu adam. mağarası sözlüktür olup klavye delikanlısının ta kendisidir.
öncelikle %99'u müslüman olan bir milletin dini duygularını sömürün. sonra da normal yoldan duygularını sömürün; ev verin, aş verin, beyaz eşya dağıtın, yol yapın. ancak bu iyilikleri yaparken zamanlamayı iyi yapın, planlı olsun. eğer bu aşamayı da başarıyla geçtiyseniz milli duyguları sömürün, zavallı filistinlileri öldürenlere ayar verin. bakın bunun da zamanlaması müthiş olmalı. yoksa ticari değer taşımaz. en önemlisi de akşamları televizyon izlerken o gün aşağıladığınız vatandaşlarınıza bakarak alaycı bir gülümseme sergileyin. jipe binip türban takanları destekleme ve yaşatma derneğinin onursal başkanı olun. düzeni değiştirin, düzülen değişmesin. işte hepsi bu.
beyaza siyah deyin. size aptal mısın diyenler olacaktır. aldırış etmeden siyah demeye devam edin. bir yere varamdığınızı gördüğünüz an yeşile kırmızı demeye başlayın. ama belirteyim, uzun ve sancılı bir süreç sizi bekliyor. gökkuşağını göremeden ölmeniz de muhtemel.
özellikle öğrenci evlerinde bulunan, ikinci el eşya satan dükkanlardan 15 tl karşılığında elde edebileceğiniz kumaştan yapılma gardıroplarda pek verimli geçtiği söylenen aktivite. genelde bir kadın fantazisi olarak lanse ediliyor basında ve akademik çevrelerde. yüksek ihtimalle çıplak yapılan bir eylemin, çıplaklığımızı örten nesneleri barındıran bir mekanda yapılması cahillik midir, evrimi oluşturduğu bir süreç midir yoksa ironinin ta kendisi midir tam olarak karar veremedim. ancak bu tip fantazilerin kadınlarda default olarak gelmediğine eminim. mahalle baskısı, baba tacizi, anne terliği gibi karakter belirleyen olayların bu hayalleri yaratmasındaki rolü büyük bir yüzdeye sahip. ne olursa olsun bu kadınlardan uzak durmakta fayda var. zira bu eylemin bir sonraki level'i komidinde sevişmektir.
6. nesil bir yazarım ve yazmaya geldim. adım da day snag. ne manaya geliyor ben de bilmiyorum. belki vardır da bir manası mantıksal çerçeveye oturtulamıyordur ya da mantıksal olmayan insanların eleştirilerine kurban gideceği korkusundan dolayı bir manaya kavuşturulmuyordur. beşiktaş - fenerbahçe maçında 90. dakikada kartalın öne geçmesi ile 91 ve 92. dakikalarda yediği iki golle mağlup duruma düşmesi arasında geçen süre değildir elbet. 90. dakikada attığı golle 91. dakikada yediği beraberlik golü arasındaki süre de değildir. 90.dakikada atılan golün idrak edilmesi ile 91. dakikada yenilen golün idrak edilmesi arasında geçen süre olabilir pek muhtemel. ama emin olunamaz bu durumdan da. zira zaman izafi bir kavramdır. elbette dünyada yaşayanlar için değil ancak evrene yayarsak, evet zaman izafi bir kavramdır. bense bu kavramların karmaşası sahnesi kıvamında bir it dalaşını izleyen, 5 dolarlık bahis oynamış bir bahisseverim.