Yeni okul dönemiyle birlikte faaliyete geçmeyi hedefleyen, bu doğrultuda bütün bilgili nonteistlerden destek bekleyen, kurulmasında geç bile kalınmış olan okul kulübü.
Günümüzde ateist bir küfür olarak kullanılmakta, toplumsal düzeyde kabul görmemekte ve daha da tehlikelisi bütün nonteistler baskı ve tehlike altındadır. Sosyal medyada ateist olduğunu söyleyen onlarca kişi işlerinden çıkartılmakta, ülkemizin şehirlerinde alışılagelmiş ritüelleri gerçekleştirmedikleri için insanlar fiziksel saldırılara maruz kalmaktadırlar. Bu gerici ve baskıcı yaklaşımın altında yatan temel sebep ateizm, deizm, agnostisizm gibi kavramların bilinmemesi, bilinmek istenmemesidir. Ülkemiz ve dünyamız farklı isimlerle bir sürü inanç sistemiyle sarılmış, bu inanç sistemleri altında katliamlar yapılmış, dogmatik düşünce eğitim sistemimizin içine kadar işlemiştir. insanların kendi “yaratıcı” larıyla aralarında olduğunu iddia ettikleri ilişki, beraberinde ahlaksal ve hukuksal düzenlemelerle din adı altında her bir bireye tatlı tatlı dayatılmış, dünya düzeni içine yerleştirilmiştir. Bilimin ve insanlığın gelişimiyle beraber bu dogmatik sistemlerin dayandıkları temel çarklar bir bir yıkılmış ve yıkılmaya devam etmektedir. Bu değişimin en büyük mimarları ise bu dogmatik sistemleri reddeden ateistler, agnostikler, deistler yani nonteistlerdir. Ne var ki ülkemizde biz nonteistlerin örgütlenmesi daha yeni başlamaktadır.
Hepinizin de bildiği üzere 2014 yılında inançsızlar ateizm derneği adı altında örgütlenmelerine başlamışlardır. Ama bu örgütlenme yeterli değildir. Bilim yuvası olan üniversitelerimizde hala bir ateizm kulübünün olmaması aslında toplumsal dinamiklerin hala nasıl da dogmatik inanç sistemlerinin görünmez baskısı altında olduğunun da ne yazık ki bir göstergesidir. Bizce zamanı gelmiştir. Ateistin bir hakaret olarak kullanıldığı, inanç sistemlerinin politikalara yön verdiği, eğitim sisteminde zorunlu olarak öğretildiği, dinlerin baskı aracı olarak kullanıldığı günümüz Türkiye’sinde ateistler, agnostikler, deistler ve her türden dogmatik inanç sistemlerini reddeden üniversiteliler olarak bu duruma bir son verme amacıyla bilim ve özgür düşüncesin yuvası olan üniversitelerde örgütlenmenin zamanı gelmiştir. Bu kulüple birlikte dinlere eleştirel bakış odaklı sempozyumlar, münazaralar, söyleşiler yapılacaktır. Ateizm, deizm, agnostisizm gibi kavramlar teistler tarafından değil bizzat inançsızlar tarafından irdelenecek, üzerinde konuşulacak, tartışılacaktır. Nonteistler üzerinde yapılan baskıların, ötekileştirmelerin önüne geçilebilmesi için ne yapılması gerektiği konuşulacaktır. inançsızların toplumda meşrulaşmasının önemli adımlarından biri bu üniversite kulüpleri olacaktır.
Bütün nonteist üniversitelilere bu toplumsal haykırışın bir parçaları olmalarını, kendi okullarında ateizm, nonteizm kulüpleri kurmaları çağrısını yapıyorum. Özellikle bilgi üniversiteli arkadaşlarımıza da benle iletişime geçmelerini ve zorunluluk haline gelen bu kulüpte beraber hareket etmeyi öneriyorum.
Artık yalnız değiliz!
eğer yakın bir kız kankanız varsa cevabın bariz şekilde hayır olduğunu bilirsiniz. her ne kadar erkeklerle konuşurken -ne kadar yakın dahi olsanız- seviyelerini bir yere kadar korusalar da bu seviye kibarlığın çok altındadır. tabii kız kıza napıyorlar onu bilemiyorum.
hukuk alanındaki doğru düzgün tek dergidir. danışma kurulu türkiyenin en ünlü akademisyenlerinden oluşur. hukukçuların takip etmesi gereken bir kaynaktır.
paraguay arjantin ve brezilya sınırında bulunan dünyanın en büyük şelalelerinden biridir. tam bir doğa harikasıdır. brezilya tarafında kalan kısmı en güzel kısmıdır.
istanbul bilgi üniversitesinde medeni hukuk ve miras hukuku dersleri vermektedir. birinci sınıf öğrencileri erkek kız farketmez kendisine aşıktır. farklı anlatım tarzıyla ve kitaplarıyla o ilk sene afallamasını yaşatan abudik ubudik medeni hukuk problemlerini sevdirtir.
istanbul bilgi üniversitesinde hukuksal düşünme ve kamu hukuku dersleri verir. aynı zamanda hukuk ve edebiyat dersini yalçın tosunla birlikte bu sene açmıştır. daha ilk dersten diğer hocalardan farklı, sevecen ve havalı olduğunu hissettirir.
susanna tamaro'nun zekasının ortalamanın altında olduğuna inanan, aşırı duygusal bir çocuğun çektiği acıları anlatan duygusal ama okunması şart olan kitabı.
amaç araçtır adlı mottosuyla anarres gezegeninde anarşizmi kuran bir topluluğu anlatır. içinde "dışkısal" gibi değişik kelimelerde barındırır. yer yer yazarın gereksiz içsel tanımlamalarıyla sıkıcı olabilse de kesinlikle okunması gereken güzel bir kitap.