takdir edilesi dayanışmadır. her sorun karşısında bu birlik ve beraberlik, her konuda düşmenlarımıza en büyük güç ve gövde gösterisidir. bunu başaran milletimize saygılar, hürmetler. bir kez daha gurur duydum, vatanımla milletimle.
büyüklerinden akıl alarak artık akıl dağıtmak kadar kendini yetiştirmiş olduğunu düşünen gençlerdir. bunu gerçekten başaranların olması da mümkün, başardığını zannedenlern sayısıda azımsanacak gibi değil.
şimdi yapılan yorumlardan bu konunun anlaşılmadığı tespitine vardım ve yazıyorum. bilmeyenler ki bilmeyebilirsiniz ama öğrenmek istiyorsanız kısaca yazıyorum okuyun lütfen. siyasi bir yazı değildir.
ekonomik büyüme farklı bir kavram gelir dağılımındaki adalet farkıl bir kavram. bunu ekonomi büyüdüyse cebimdeki para neden artmadı diyenler cevap olarak yazıyorum.
gelir dağılımındaki adalet 2 şekilde ölçülür.
1- lorenz eğrisi
2- gini katsayısı
ekonomik büyüme ise ekonomideki mal ve hizmet mitarının artması, üretime sürülen üretim faktörlerinin daha etkin kullanılması gsyih nın daha da artması. şimdi ülkemizde gsyih arttığı için kişi başına düşen milli gelir de artmış durumdadır. senin gelirinin artmış olmaması biz büyümedik anlamına gelmez. şunu dersin gelir dağılımındaki adalet tam değil, ama zaten gelirin herkese eşit şekilde dağılması adil değil. unutmayın eşitlik adalet demek değildir.ayrıca bir ülkede herkesin eşit gelire sahip olması da ekonomik açıdan hem ütopyadır, hemde iyi birşey değidir.
detaylı bilgi için mesaj yazabilirsiniz, cevap vermeye çalışırım.
haberlerde gördüğüm olay. anne bir de hamile kalmış, kadın için de hapis cezası isteniyor. ne gerek var. bırak kardeşim kim kiminle nerede ne yapıyorsa.
edit : ama şu bir gerçek kend çocuğunu rezil etmiştir.
gerek kpss , gerek üniversite son giriş sınavında ki kopya skandallarından sonra, şevki kaçan, gücünü yitiren, sınavlara olan güveni sarsılan öğrencilere verilebiecek tavsiyeler. zira verilmesi gerekir, çünkü öğrenciler depresyonda. ilk tavsiye de benden gelsin.
çünkü o kadar çok orospu çocuğu var ki, bu idam şart oldu. çünkü günde duyduğumuz bir kaç olay bile bizim sinir sitemimizi alt üst etmeye yetiyor. toplumun büyük bir kesimi verilen cezalardan ciğerini soğutamıyor. dolayısıyla eğer toplum vicdanı idam istiyorsa kanun koyucu bunu tekrar değerlendirmelidir.
askerler, hemşireler, bekçiler bu kelimeleri sık sık kullanırlar, nöbet tarihlerini kendi aralarında değiştirmek isterlerken. ama en tehlikelisi 18 ay askerlik yapan abazanın söylemesi olabilir, zira cümlenin sonunda asıl amaçtan sapıp başka bir yöne kayma durumu var. tabi hemşirenin söylmesi de bir o kadar tehlikeli lakin hemşire bunu nöbetçi doktora söylerse tehlikeli, başka bir hemşireye söylese o kadar sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.
ben bakıyorum, özellikle evlenme programları yok sabah sabah kadırgalı vb. saçma sapan programlarda o kadar embesil tipli kadınlar var ki , yiye yiye camış gibi olmuş, ayı gibi, cahil gitmiş oralarda yorum ypıyor, salak salak kendini rezil ediyor. ama o insanların kocaları ne yapıyor, bu çirkin sevyesiz kadınları sokağa bile atmıyor, adam aldatsa bile ortalığa düşürmüyor karısını. ben böyle erkeğe asil erkek derim, ailesini ona rağmen zor durumda bırakmıyor. eskinin hatrı olmasa karıyı kapının önüne koyar. yada başka bir ülkede olsa. ama bizim türk erkeği babalarımız amcalarımız dedelerimiz böyle yapmıyor, bravo ben sizin gibi olmak zor diyor büyüklerimin ellerinden öpüyorum.
türk kızları biraz zerafet, biraz cilve naz öğrensin diye düşünen türk erkeklerinin düşüncesini dile getirmek bana düştü. başlığın açılma sebebi budur. biraz örnek alın şu rusları ya, tamam kaşın gözün o kadar güzel olmayabilir ama ne bileyim biraz bakım, eğitim insanı farklı kılar, gayret gösterin yoksa soyumuz hep rus olacak.
üniversite gençliğinin maruz kaldığı mahalle baskısı sonucu ortaya çıkan sendrom. mahalle baskısı aşırı olmadığı zaman iyi mi ne ? sorusunu akıllara getirir.
milliyetçilik kavramını sadece belli kesime mal edilemez. sadece bir siyasi partinin ideolojisiymiş gibi düşünüp, milliyetçilik kavramını karalamak asla doğru değildir, zira milliyetçilik kavramı ,bütün toplumlarda olması gereken, toplumun bireylerini birbirine bağlayan asil bir duygudur. bu kavramı da malesef insanımız ayağı düşürmüş durumdadır. ırkçılığa bende karşıyım, ama milliyetçilik ayrı bir kavramdır, açın okuyun yazmadan önce.
bir emir asla değildir. bir temennidir. bir duadır. nasıl algılarsanız öyle algılayın, ama biraz düşünün. sabahtan beri yok onun kızlık zarı, yok bunun göğüs kılı nedir lan bu? rahat bırakın biraz birbirinizi yahu. biraz özgürlükçü olun , insanlar belli sınırlar içersinde bir rahat nefes alsın, dilediğini yapsın.
kpss alan bilgisine çalışıyorsan aynen durumu özetleyen cümledir. çünkü şu soruları sorarsın kendine:
iktisat mı çalışayım ? muhasebe mi? hukuk mu ? maliye mi ? peki tarih-coğrafya-vatandaşlık-türkçe-matematik bunları ne ara çalışacağım ? çalışsam da diğerlerini unutmuş olmam mı ?
