kazanan kim olursa olsun kaybedenin biz olacağı karşılaştırma. italik duruşuyla gönül tellerini titreten hatta titreterek boşaltan ferhat göçer, göğüs kılı farkıyla pisa kulesini yener.
ancak bir kişiyi kendinizden çok sevmeniz durumunda mümkün olabilecek durum. sevgiyi kalıplara sokmaya bayılan biriyseniz, çözemezsiniz bunu. illa kalıbı olmalıdır değil mi? sevgilim, bebeğim falan? geçiniz abi bunları. sevgi boyutsuz ve yüce bir şeydir, kalıbı olmaz.
birisini kendinizden bile çok seversiniz. aranızda artık bir şey olmayacağını bilseniz de ya da ne bileyim, aylardır konuşmasanız da, onun mutlu olduğunu bilmek içinizi ısıtır. onun mutluluğunu kendi mutluluğunuzdan çok düşünürsünüz. şimdi böyle birine "sevgilim" demek, ona karşı sevginizi sınıflandırarak değerini düşürür.
falan filan... hiç kimse misiniz bilmem ki nesiniz? lüzumundan fazla beyazsınız...
hani birisiyle aranızda dağlar vardır, insanlar vardır. hani "kendinizden çok" severisiniz. hayatında başkası bile olsa, karşılıksız sevdiğiniz için onsuz yapamazsınız. hani onun canı sıkkın diye, geceden-sabaha yazılar yazarsınız... tek istediğiniz o'nun mutluluğudur; sizinle veya sizsiz. Çok seversiniz, çok... işte bu sevdadır, evcilik oyunu ya da güdüsel kandırmaca değil. bir kuş olsa, mavilik derdi bu sevdaya..
i.Ü. devlet konservatuarı tiyatro bölümü mezunu oyuncu. Işık saçan şahane oyunculuğuyla insanın içini ısıtır, seyrettikçe seyredesiniz gelir. Çok renkli bir kişiliğe sahiptir, her eve ve ortama lazım insanlardandır, içi dışı birdir, enerji verir, insanın yüzüne her daim bir gülümseme oturtur.
Maki, düğün şarkıcısı, melekler korusun gibi dizilerde rol almıştır. Şu anda tiyatro fora'nın sıfır derecede aşk oyununda rol almaktadır. Her Pazar Kadıköy barış manço kültür merkezinde izlenebilir.
Yıldızı parlayan tiyatro oyunu ve altyazı çevirmeni. Araba Kullanmayı Nasıl Öğrendim,Kurgu, Kumsal,Sıfır Derecede Aşk; gibi çevirdiği oyunlar sahnelenmiştir. Bilinen çoğu dizi ve filmin DVD altyazı çevirisini yapmıştır.
Tiyatro Fora'nın 2010-2011 sezonunda sahnelediği, orijinal adı Almost Maine olan oyun. gittim seyrettim. Bir kış gününde sıcak çikolata etkisi bırakan romantik komedi türünde bir oyun. Pazar günleri Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'nde izlenebilir.
Çok uzaklarda, karlarla kaplı soğuk bir kış gecesinde, hayalle gerçek arasında küçük bir kasaba... Yıldızlı gökyüzünde kuzey ışıkları uçuşurken, bu şirin kasabanın sakinleri kendilerini umulmadık ve çoğunlukla eğlendirici yollardan aşkın içine ya da dışına düşmüş bulurlar. Yedi farklı öykünün anlatıldığı "Sıfır Derecede Aşk'da, egolar yaralanır; kalpler kırılır. Yine de bu tatlı kış gecesi rüyasında, yaralar iyileşecek, kalpler onarılacaktır; hemen hemen....
eleştiren yazarlara, entry ile "amına kodumun ibnesi, amına kodumun çocuğu" diye cevap niteliğinde küfür eden adminlere sahip ergen yuvası. böyle skandal görülmemiştir.
muhtemelen yazarlık kariyerinin son entrysi olabilecek entry ile sözlük formatındaki tüm maddeleri delmektir. formata "fatality" çekmek isteyen yazar eylemidir..
türkiye'nin her yerinde muhaliflerine paranoya seviyesinde korku salan, "artık bunlar ne yaparsak gitmez, her yerdeler" imajı yaratan cemaatin, aslında kof bir yapılanma, bir kumdan kale olduğu gerçeğidir.
psikolojik bir savaştır bu, soğuk savaş... 1 kişiyi yaralamışsınızdır. fakat onlarca dedikodu çıkarırlar hakkınızda, "3 kişiyi öldürmüş", "5 kişiyi öldürmüş", "manyak seri katil" derler. ve bir anda, 1 kişiyi yaralayan insan, diğerlerinin gözünde azılı bir katile, iyi davranılması yoksa gözünü kırmadan öldürebilecek bir deliye dönüşmüştür bile. işte cemaati de günden güne büyüten ve bu korku imparatorluğunu ayakta tutmasını sağlayan bu psikolojidir.
muhalefet edersiniz; "aman oğlum takışma bunlarla, her yerdeler, sus" diye uyarılırsınız. edin kardeşim, muhalefet edin! korkmayın.
birlikten doğan kuvvetimizle estireceğimiz rüzgarla, o cılız alevlerinin ne kadar çabuk söndüğünü görünce şaşıracaksınız.
peki cemaatin arkasında kim var; kime güveniyor cemaat? abd'ye... abd, işleri için herkesi ve her kurumu kullanan ve işi bittiğinde de piç gibi ortada bırakan ve anında satabilen bir ülkedir. besleyip kolladığı ve işi bitince de sattığı ortakları için;
unutulmaması gerekir ki abd, korku hükümdarlığını, icraat ile değil yarattığı korku ortamı ile sağlamaktadır. abd, saldırı bahanesi bulmak ve halkını kandırabilmek için kulelerine uçak çarptıracak kadar düzenbaz, dibindeki küba ile başedememiş ve castro tarafından onlarca kez rezil edilmiş, vietnam'da, akılalmaz kayıplar vermiş ve türkiye gibi yalakaları sayesinde götünü zor kurtarmış bir kumdan kaledir.
abd, siyasi konjonktür gereği, cemaati var gücüyle desteklemektedir. bu desteği de muhalifleri, sahte güç gösterileriyle sindirerek yapmaktadır. lakin yukarda da bahsettiğim gibi, en ufak halk hareketi, halk iradesinde değişim ya da çıkar değişimi durumunda, akp ve cemaati ışık hızında satacaktır.
her şey halkın "her yeri ele geçirdiler, kurtulmak imkansız" mantığını defetmesine bakıyor. azıcık rüzgar estiğinde, azııcık elimizi taşın altına koyduğumuzda, abd'nin desteğini çekeceği bir kumdan kale olan cemaatin nasıl darmadağın olduğunu göreceksiniz.
cemaat bugün dört bir koldan cumhuriyetin altını oymakta olabilir. fakat biz dünyanın emperyalist güçlerini dize getirmiş,
bağımsızlık için ölümü göze almış hasan tahsin'in, seyyid onbaşı'nın, sütçü imam'ın, atatürk'ün çocuklarıyız. bu korku imparatorluğunun cumhuriyeti yıkabileceğini zanneden boş beyinli badem bıyıklıların kof düzenini yıkmak, zannedildiğinden çok daha kolaydır. yeter ki inanalım.
--- alıntı --
"beni anlamak demek mutlaka yuzumu gormek demek degildir. benim fikirlerimi, benim duygularimi anliyorsaniz ve hissediyorsanız, bu kafidir"
-- alıntı --
put yapmayınız onu. her yere heykeller dikmekle, bayramlarda çocuklara işkence çektirerek anlayamayız onu.
fikirlerini anlamalıyız. yitik bir ülkeyi nasıl bir araya getirdiği ve türkü kürdü ile nasıl bir ülkeyi yoktan var ettiğini iyi anlamalıyız.
emperyalizme attığı tokatları iyi anlamalıyız.
tanım= son 100 yılın en büyük askeri dehasıdır ve en iyi devlet adamlarından birisidir.
geleceği hiçbir zaman yazamayacak olan ülkelerdir.
tarih, geçmiş değildir. bugün de değildir. tarih; gelecektir, yarındır. gelecek, bugünden ürettiği hakimiyet ile geleceği yazanların elindedir.
+ abi biz evrenin sırrını araştırıyoruz. dev laboratuarlarda kara maddeyi arıyoruz.
- olm biz istanbul'u fethetmiş osmanlıyız.
+ abi 600 sene geçti üstünden? bak biz mars'a koloni kuracağız 20 30 yıla.
- bizim atalarımız 40 yiğit ile çin sarayını basmış!!
+ hmm tmm ok.
msn'de sohbet ederken, konuştuğu kişiden kısa bir ara isteyip, sonra da o kişinin nette olduğunu unutmaktır.
--yılmaz özdil tarzı spoiler--
x= ahahaahahaaa, yaa işte böyle.
y= vaay be, çok iyiymiş. dur ben 5 dakka yemek yiyeyim
x= tamam buralardayım ben
y= ok geliyorum şimdi.
...
..
.
25 dakika sonra
...
..
.
1 saat 32 dakika sonra
...
x= orada mısın?
y= aaa, sen orada mıydın?
x= evet
y= unuttum yahu
--yılmaz özdil tarzı spoiler-----
hayallerindeki erkek modeli olarak godot'yu gören ve godot'yu bekleyen hatun kızlarımızın düşüncesi. aradadığı erkek kriterleri çok yükseklerde olan hatun beklentisi.