*ülkeyi dışa bağımlı hale getirmek.
*ülkenin dilini köreltmek.
*etnik ayrımlara yol açacak simgeleri siyasette kullanmak.
*diğer ülkeleri içişlerine karıştırmak.
*dış politikadaki basiretsiz davranışlar.
*ülke basınının satılık olması.
*eğitim sisteminde eşitsizlik yaratmak ve sistemdeki aksaklıkları giderememek.
*yer altı zenginliklerinin kullanılması hususunda yeterli teknolojiye sahip olunamaması.
*askeri alanda kullanılacak silahları emperyalist ülkelerden teminetmek.
bu yazdıklarım ülkeyi tam anlamı ile batırır mı?
- bilemem.
_fakat! diğer ülkelerden neredeyse bir asır geride bırakır.
çok basit bir örnek; modanın bile kendini taklit ettiği bir dönemde yaşıyoruz. hani bazen büyüklerimiz der ya '' biz gençken moda olan şeyler yine moda'' diye. sanırım yaşadığımız dönemin karakteristik bir özelliği yok. bu özelliğin olmamasıda döneme ait olmama hissini yaratabilir. *
hala güldürebildikleri için,
eskileri hatırlamak güzel olduğu için,
hala hayal edebildiğinin hissettirdiği için,
çocuksu yanlarını keşfettiğin için,
yaşasın çizgilifilimler... *
- msn kullanmak.
- ingilizce telafuzlarda zorlanmıyorum süsü verebilmek için em es en demek.
- kısa mesaja es em es demek. oysa ki bakın sayın djler türkçeleştirilmişi var.
- kendi kafamızdan uydurduğumuz kısaltmalar.
tabiki lokantaya otlaç demiyelim ama en azından türkçeleştirebildiklerimizi kullanalım.
rahmetli kemal sunal' ın oynadığı karakterlerde öne çıkan kendi dediğine gülme durumunu anımsatan kısaltmayı her yazıda kullanmaktır. bari ''svh'' olsun.*
sözlükteki yazarların birbirlerine ayar vermeye çalışmasından kaynaklanan, bir nesli kötülemek bir diğer nesli yüceltmek için kullanılan tabirlerden biridir. ''grup olalım grup turp gibiyim turp turp'' demenin hiç bir anlamı yoktur.
normal bir insandır. üstelik boxerla gidenler varken takım elbise ile gitmenin bir alemi yoktur. bu durumun bir kötülüğüde yoktur. yoksa siz her gün düşen pantolonun ardındaki çatalları görmüyor musunuz?
ya da bakışları kasıklara cevirmenin ne anlamı var? herif tayt giymiyor ya.
her gün eve geldiğinde selam yalnızlık ben geldim giyerek eve giren insandır. kardeşi olmaması durumunda kendi yemeğini kendi ısıtan veya pişiren bazen isyan edip bile bile soğuk yemek yiyen insandır. herkesin şımarık olarak düşündüğü; aslında herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen insandır.
arkadaşları ona sizin evin anahtarını versene diyerek yaklaşabilir. orda onların ağzını burnunu kırabilir.
monopolisi olmayacaktır küçükken çünkü oynayacağı biri olmayacaktır. büyünce durum değişecek bu sefer arkadaşları evinden dışarı çıkmayacaktır.
aslında bu durumun hiçbir güzel yanı yoktur. anneye kızmak istersin kızamazsın. çünkü bilirsin senin için çalışıyordur. olduda bir gün çocuk yuvasına gitmek istemedin ve anneye dedin ki '' maden çalışacaktın beni neden doğurdun?'' annenin ağlayışını ömür boyu unutamazsın ve daha çocuk yaşta üzüldüğün şeyleri içine atmaya başlarsın.
geleceğin annelerine bir tavsiye;
-- evet çocuk sayısı maddiyata bakıyor. ama çalışacaksanız çocuğunuza bir sırdaş, bir arkadaş yani bir kardeş yapın.
siz hiç annenizi günde 1,5 saat gördünüz mü? yanınızdayken eksikliğini hissettiniz mi?
titreyerek ve tüylerin diken diken olduğu uyanma şeklidir. bir daha uyuyup uyanmak ister insan. bir daha bir daha yaşamak ister. bünyede alışkanlık yapan durumdur. sevgilinin öpüpte uyandıramadığı sabahlar akşama infaz edileciği hissine kapılır insan. o gün onun için bitmiştir çünkü.
basın satılıktır diye sürekli duymuşuzdur. doğrudur. satılık olmayan tek tük kalemlerimiz vardır. onlarında tekerine çokmak sokan iktidarcı medya patronlarıdır. oysa basın ne için vardır? karanlıkların içindekini görmek için değil mi? ama görüyoruz ki görenlerin gözünü kör etmek içinmiş. şimdi soruyorum basın gerçek anlamda var mı?
emin abi cevap verse idi son yazdığı yazının bitiminde belirttiği gibi ''var var'' diyecekti.
bir şarkıya yoğunlaşma esnasında '' ayy sen bunu mu dinliyorsun? '' diyerek tüm büyüyü bir anda yok eden kişidir. bu ara bozuculuğun ardından verilen tepki çok acımasızca olabilir. bir anda tv. de maç izlerken tam gol olacağı esnada televizyonun önünden çaydanlıklarla geçen anne akla gelebilir ve anneye kızamadığından birey şarkıyı mahfeden bu patavatsıza saldırabilir.
sivilceleri geçirir umuduyla alınan ancak tek etkisi siyah notları temizlemesi olan; iğren kokulu sabun. sivilcesi olanlara tavsiye; hiç bir şey kullanmayın. bırakın cildiniz rahat etsin.
tuvalette;
-- lan şu bacaklarda ki kıllara bak. la hakketten maymundan mı türedik acep.
sokakta;
-- lan sana burdan bi korum parçanı bulamazlar.
o sırada ordan geçen biri; yok yok baksana konuşuyor. insan olmalı.
misafirlikte;
-- sizin oğlanda maşşallah mezifon eşşeği gibi olmuş.
** anne ben eşşekten mi türedim?
== sıs one biçim konuşuk öyle.
** ??? ne dedim ki acaba?
denizde;
-- erkek adam dediğin kıllı olur birader.
** ya ne alakası var.
-- bak şu kıllara suda dalgalanan yosun gibi.
** abi nesi erkeklik ki bunun. baksana rüzgarda yaprak gibi dalgalanıyo. odun.
ve anladık ki fazla eskileri kurcalamaya gerek yok. kafa patlatmaya değmez.
''devlet nedir?''in cevabını çok çok baside indirgeyelim.
vatan topraklarının siyasi haritada kırmızı çizgi ile gösterilmişidir. vatan demek ne demek? gelin onada siz karar verin.
a) üzerinde sadece bir ırkın yaşadığı toprak parçası.
b) üzerinde yaşayanların etnik köken ayrımı yapmadan kendilerini bir millet olarak gördüğü kara parçası. *