Sevdiğim adama mektuplar yaziyorum ama haberi yok. Ne zaman romantiklikten konu acilsa serzenise geciyor, hic duygusal degilmisim. Bir gun gercekten beni anladigina inanirsam belki hepsini ona veririm.
Arkadaşlar sizinle annemin yazdığı bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Babam ile mecburen ayrı kaldıkları bir dönem olmuştu, o zamandan. insan gerçekten hayret ediyor.
"Ayrılık zor şey. Zahmetli şey. Hele ne zaman kavuşacağını bilemiyorsan dayanılması güç. Sabaha karşı ansızın çıka gelir, apar topar katlar eşyalarını. Anıları bir valize sığdırır, ve gider. Geriye bir bakışı kalır, ve uzun kollarını dolayışını boynuna. Boğazın düğüm düğüm. Gık desen taşacak gözlerin. Buğulu buğulu bakıyorsun gözlerine, ve ovuşturuyorsun. Gençliğimizden beri en sevdiğim şarkıdır bilirsin. Sevemedim kara gözlüm...Sevmelere doyamadım ben seni. Tek bir cümle "Allaha emanet.." Sensiz buralar ıssız kalacak. Bilirsin korkarım zifiri karanlıktan, ve yanlız kalmaktan. Geceleri uyuyamam, annem gelir mi acaba yanıma? Gittin ya, kalbimin odaları hep karanlık. Evdeki eşyalar kimsesiz. Masadaki yerin, salondaki koltuğun boş. Çay demlemiyorum artık. Kahvaltılarım buruk. insan peynir tabağına bakıp ağlar mı? Ağlıyorum işte. inadına açık bırakıyorum evin lambalarını. Ayakkabı çekeceğini koymuyorum dolaba. Direniyorum gidişine, alışmayacağım. Hep sinirlenirdin çekeceğin dışarıda kalmasına, ve fazladan bir ışık açık kalmazdı sen varken. Belki sırf bunun için gelirsin. Beni boşver.. Ne olacak okumadan elden çıkaramadığımız eski kitaplar? Peki yeni yıkanmış ama daha takamadığımız perde? Ben zamanı durdum. iyi bakmıyorum kendime. Hadi çık gel."
Olayı komplike etmeyin.
Eski trenleri düşünün, vagonların hepsi birbirine bağlıdır. Raylar üzerinde haraket etmeleri için en başı lokomotif çeker.
Bu durumda o vagonu diğeri çekiyorsa, bir başkasını başka bir tanesi çekiyorsa, lokomotifi kim çekiyor diye sormak ne kadar saçma değil mi?
Başka bir örnekte şu olabilir.
Eğer biri “Allah’ı kim yarattı?” sorusunu sorarsa sizde karşılık olarak “Maddeyi kim yarattı?” sorusunu sorabilirsiniz.
Genel cevap şudur: “Madde yaratılmadı ki, o ezelde vardı. Yani başlangıç dediğimiz noktada madde vardı.”
işte tam burada “madde” kelimesini kaldırmak ve madde yerine “Allah” koyarak, “Allah yaratılmadı, o ezelde vardı. Yani başlangıç dediğimiz noktada Allah vardı.” denilebilir.
Böyle düşününce Allah'ın varlığını kabul etmek çok da zor değil.
işte yaratılmak istenilen algının ta kendisi. Akşam a haber gibi televizyon kanallarından başkanlık sistemi ile ilgili haberleri izleyebilirsiniz. Ve eminim çok sevdiğiniz diktatörün patlama hakkında açıklama yaparken bile kendini övecek bir kaç cümlesi vardır.
Ülkeyi her alanda en yaz 20 yıl geriye ittiniz. Özgürlük ve insan haklarının peşinde koşarken, kendimizi terör ile karşı karşıya bulduk.Terörü devlet mi yaptı, niye devleti eleştiriyorsun diyenler oluyor. Yapan şerefsiz, engellemeyen daha şerefsiz olmuyor mu bu durumda? Şimdi seçim olsa eminim yine aynı parti çıkar sandıktan. işte böyle yıkandı milletin beyni, ne muhalif bir kanal kaldı ne bir gazete. Uyanın artık, ölüyoruz! #ALIŞMAYACAĞIZ
Nihal oyun sırasında "bence Aylin" deyip durdu kaç kere. En az üç kez duyduk bunu ağzından. Ama oyun kaybedilince "Aylin kesinlikle seçilmemeliydi" diye utanmadan hem oyundan sonra hem de adada 15 dakika dır dır yaptı.
şimdi size bir anımı anlatıcam, içinden mutluluk taşan. bak gözlerim doluyor.
Ben 7-8 yaşlarındayım, kardeşim yeni doğmuş. Deli gibi kıskanıyorum tabi. Anneannem de bizde kalıyor o sıralar. Annem ve babam bizi evede bırakıp baş başa gezeler, arada tekrarladıkları bir olaydır bu. O gün çok yalvardım nolur benide götürün diye ama dinlemediler tabi. Gece gec saate kadar uyumadim, geldiklerinde de bir tripler bende, görmeyin. Saçımı başımı yoldum yani.
Ertesi gün de okul var, hazırlandım tam çıkıcam kapının önünde bir bisiklet. Kıp kırmızı. O zamanlar babamın işleri biraz bozuktu, biraz zaman geçsin söz demişti. Geceleyin un kapanında bir tünel var bilirsiniz, kaliteli ama ucuz bulmuşlar dayanamayıp almışlar.
Sonra ben o gün okula gitmedim. Babamın iş yeri uzaktı. Sabah altı da çıkar, gece 1 gibi trafik bittikten sonra eve gelirdi. birlikte çok vakit geçiremezdik. O gün gitmedi işe. kırmızı bisikletim, ben, ve babam bütün günü birlikte geçirdik.
Babam bu hikayeyi her özel günde anlatır, bunlar onun cümlelerinden uyarlandı.
Arkadaslar ben 10 yıl özel okullarda okudum, haftada 8 saat ingilizce boru degil amk. Yurt dışında 3 haftalık bir kursta öğrendiğim kadar okulda öğrenmemişimdir.