5. dakikada harry kewell'ın attığı golle avustralya maçı 1-0 önde götürüyor. çeyrek finali maçının uzatma dakikalarında attığı golle avustralya'yı yarı finale taşıyan harry, sanırım kupayı almadan türkiye'ye dönmeyi düşünmüyor.
tüm türkiye'yi derinden yaralayan durumdur. ne güzel ülkece darbelerin altında ezik büzük bir hayat yaşıyorduk. arada bir ordu kulağımızı çekiyordu. nereden çıkardı bu ak parti demokrasiyi falan ? gavur icadı bunların hepsi.
hayatı ezberlerden ve tek şiirden ibaret bir kemalistle ciddi bir şekilde tartışma içine girmektir. hayır bu tartışmanın amacı nedir onu da anlamadım. demokrasi, askerin siyasetten uzak durması falan dersin boş gözlerle bakarlar. kıymetli vaktinize yazık.
Beşiktaş kulübünün, şu anki başkanı Yıldırım Demirören'e 59 milyon 756 bin 573 lira borcu olmasıdır. başarısız bir yönetim gösteren Yıldırım demirören'in istifasını istemek belki doğru ancak başkan seçilemediği zaman kendisine bu borcu kim, hangi kaynakla ödeyecek ? 60 milyon tl yi kulübe hibe etmesini bekleyen yok herhalde.
Türkiye'de gereken değeri görmeyen ve yeterli miktarda para kazanamayan köftecinin, yaklaşık yüz bin kişilik kapasitesi olan nou camp stadyumu önünde katalanlara köfte ekmek ziyafeti yaşatmasıdır.
müslümanların mevki, makam, mal, mülk sahibi olmasını istemeyen, bunu içine sindiremeyenlerin eylemidir. istenilen, bir müslümanın hiçbir şeye sahip olamayıp dört duvar arasında yaşamasıdır. ancak o zaman din düşmanları mutlu olur.
sözlükteki yazarlar ve çaylaklar dışındaki okurlara da entry leri oylama hakkının verilmesidir. Zall, son röportajında yazarlarımızdan çok okurlarımız var demişti. e madem öyle bu okurlar da beğendikleri veya beğenmedikleri yazıları oylama hakkına sahip olsunlar. efendim biz burada düşüncelerimizi sadece yazar ve çaylaklara sunmuyoruz ki. güzel olmaz mı bir entry giriyorsun 1000 artı 900 eksi oy almışın ? sözüm sana zall, değerlendir bu öneriyi.
Her mitingte "ordu göreve" yazılı pankartlar açmaktan yorulan, hem taşımasının kolaylığı hem de tepkiyi daha büyük kitlelere duyurabilme imkanı sağlaması sebebiyle bu tarz bir tişört giyip sokaklarda salına salına gezen insandır. che guevara li tişört giyen komünistlerden ne eksiğiniz var canlarım benim ? Siz de gururla bu tişörtü giyin. tişört dizayn edenlerin ve satanların artık kemalizm pazarına da yönelmeleri lazım.
iktidarda olmadıkları her dönem mübahlaştırdıkları darbeyi günümüzde tepki görmekten korktuğu için rahatça ifade edemeyen kemalisttir. "Darbe taraftarı değilim ama ordu tabii balans ayarı..." ya da "mevzubahis vatansa..." gibi sözlerle cümlelerine başlayarak dolaylı yollardan darbe istemektedir. Tabii utanır, sıkılır garibim dünya demokraside çağ atlamışken kendisinin hala taş devrinde kaldığına ama napalım kuzucum sen busun. Hem Biz kemalistleri bu halleriyle seviyoruz.
Türk milli takımı ve tüm türk kulüp takımlarının yurt dışında yaptıkları her maçta bin kere uyarılmalarına rağmen meşale yakan taraftarlardır. en son 21 ekim 2009 vfl wolfsburg beşiktaş maçında karşılaştığımız bu durum yakın tarihte fransa ile yaptığımız özel maçta da yaşanmıştı. Hacı sizin zorunuz ne biz anlamadık gitti. tamam özlüyorsunuz, coşuyorsunuz da durmadan kendi kulübünüze ceza yağdırıyorsunuz.
Türkiye'nin laik düzenine tehdit oluşturmasını ve insanların üzerinde din ki özellikle islam dini baskısı yapılarak ayrımcılığa sebebibiyet verilmesini ihbar kabul eden cumhuriyet başsavcısı tarafından açılan dava sonucu ikili ilişkilerde insanların birbirlerine "hacı" diye hitap etmelerinin yasaklanmasıdır. Türkiye'nin çağdaş medeniyetler seviyesine yükselmesi için önemli ve yerinde bir karardır. hem zaten efenim önemli olan hacca gitmek değil anıtkabir'i ziyaret etmektir. neyse işte hayat garip, dört bir yanımız ironi. aydınlık gelecekler için tanrı kemalistleri korusun.
militarizmin gölgesinde büyümüş, tek güvendiği kurum korkuyla karışık ordu olmuş ve ordunun yaptığı her açıklamayı, her sözü sorgusuz sualsiz doğru kabul eden insan. onun için olaylarda mantık, belge, görgü tanıkları falan hiçbirinin önemi yoktur. her olayda, "bu olayın üstü kapatılmış, gerçekler çarpıtılmış" diyen şüpheci, sevgi pıtırcığı, güzel insan ne hikmetse akşam geçer televizyon karşısına ve ana haber bülteninde ordunun açıklamasını görünce hemen ikna olur, bütün kuşkularından arınmış bir şekilde hayatına devam eder.
muhtemelen üniversiteyi yeni kazanmış çömez öğrencidir. yazık böyle kalemi, silgisi hazır olup yarım saat önceden sırasında oturup hocasını bekler. gençlerdeki bu eğitim aşkını görünce gözlerim yaşarıyor.
birçok uludağ sözlük yazarının isteğini dile getiren söylem.
Efendim sözlük yazarlarının itirafları diye giderek popülerleşen, her daim sol frame de gördüğümüz bir başlığımız var. En beğenilen entry ler listesine bu başlıktan sıklıkla entry girmesinden mi yoksa fazla okunup oylanıyor bundan mı bilinmez yazarlarımız bu başlığı boş bırakmamaktalar. hatta bu başlıktan başka başlıkta yazmayan yazarların bile olduğunu düşünmeye başladım.
sözlük yazarlarının itirafları başlığında ne ararsan var.
- biraz ilgi çekmek için kendini parçalayanlar
- komik olmak adına kendini kepaze edenler
- ne açık sözlü dedirtmek ve bir artı oy almak için en özel sırlarını paylaşanlar
- arkadaşlık sitesindeymiş gibi fiziksel görünümünden tut hayat hikayesine kadar her şeyi hakkında bilgi verenler
- o gün ne yaptıysa bu başlığa yazıp sözlüğü günlük gibi kullananlar
Birilerinin ya bu yazarlara sabah akşam yazıp durmayın boku çıktı artık demeleri ya da sözlük yazarlarının itirafları başlığını silmeleri gerekiyor. hayır ben her gördüğümde eksi veriyorum ama benim eksi vermemle bunlar duracak gibi değiller.
ramazan ayının gerek sözlük gerekse de sosyal hayatta oluşturduğu manevi havadan nem kapan ateistlerin özellikle islam dini ve o dinin peygamberi aleyhine başlıklar açmasıyla kendini gösteren hortlamadır.
2008-2009 sezonunda galatasaray ve fenerbahçe'nin olmamasını fırsat bilip sivasspor ile girdiği amansız yarışı kazandığı için iyi bir takıma sahip oldukları yalanına kanmış ve bu seneden şaşırtıcı bir şekilde ümitli olan insandır. insan bir beşiktaş'ın kadrosuna bakar bir de galatasaray ve fenerbahçe'nin kadrolarına bakar. hiç mi futboldan anlamaz ya da hala içinde galatasaray ve fenerbahçe aynı anda sıçar gibi 10 yılda bir görülecek bir umutla mı yaşar bu insan anlamak güç. takımınıza bağlılığı anladık ama gerçekleri görün biraz be kardeşim. tamam işte şampiyon oldunuz geçen sene doyasıya onu kutlayın, hem 6-7 yıl sonra bir daha olursunuz üzülmeyin.
Ülkenin her türlü imkanını yıllarca sömüren ve biraz işlerine çomak sokulunca seçimle başa gelenleri atanmışlarla kesmeye çalışan, yetmezse darbe planlarıyla devirmeye çalışırken taktığı atatürk rozeti sayesinde her türlü yasa dışı eylemlerinden sorguya çekilmeyeceğine insanın düşüncesidir. Ergenekon dan gözaltına alınanların yüzündeki şaşkınlık ifadesinden bu çok rahat anlaşılabilmektedir. Yemediğin bok kalmasın sonra tak bir atatürk rozeti, bir de nara at "biz atatürkçüyüz, laikiz" diye her şeyin üstü kapatılsın. neyse bundan sonra derdinizi mahkeme salonlarında anlatırsınız. He eğer avukat tutmazsanız devlet olmadı sözlüğümüz size avukatlar sağlayacaktır.
"yazarımız uzun uzun yazmış ayıptır, günahtır gönlü kalmasın" ayrıca "uzun entry ler okunmuyor" zırlanması olmasın diyerek okumaya başladığınız entry in, sonunda bok gibi olduğuna kanaat getirdiğiniz an içinizde oluşan histir. öyle bir histir ki insanın, yazarın entry sine eksi veresi bile gelmez. harcadığı zamana mı yansın, gözlerine mi acısın bilemez insan. zor bir durumdur vesselam.
üzerinde ad, soyad ve üyelik numarınızın yazdığı, bir adet fotoğrafınızını da içeren gösterildiğinde otobüs , sinema, tiyatro biletlerinde ve her türlü etkinlikte indirim sağlayan, her an yanınızda gururla taşıyacağınız karttır.
50 karaktere karşı boynumuz kıldan ince olduğundan müslüman ülkede 60 milyon kolon süper loto oynanması şeklinde düzeltilmeye muhtaç başlıktır.
Şans oyunu adı altında meşrulaştırılmış kumarın, ülkemizde gördüğü rağbeti gözler önüne seren durumdur. alın teri dökmeden para kazanma sevdası içine düşmüş sayısı milyonları bulan müslüman ülkenin insanlarının, haramı helali birbirine karıştırıp kumara yönelmesidir. çektikleri ekonomik sıkıntıdan kurtulmak için ahireti bile umursamayacak kadar dünyevi safsataların kölesi olmuş, mübahlaştırdıkları günahlarıyla köşe başlarında uzun kuyruklar oluşturan insanların acıklı halidir.
gençleri iddaa köşelerinde, yaşlıları hipodromlarda... birilerinin elinde milli piyango bileti, öbürlerinin elinde süper loto kolonları... Hepsi de fakir, maneviyat fakiri...
evlilik dışı ilişkilerinin sayısıyla övünen, ne kadar içse de sarhoş olmayan içkiye karşı bağışıklık kazanmış bünyesiyle gurur duyan ülkemiz insanıdır. işlediği günahtan yüzü kızaran osmanlı atalarından, gebeş gebeş günahıyla övünen amerikan özentisi torunlarına acıklı bir geçiş... Ne iman dolu göğsüyle çarpışmış şehit atasından utanır ne de allah'tan korkar bunlar...
Atatürk ilke ve inkılaplarına sıkı sıkıya bağlı olmasına rağmen bir tarafından uydurduğu hem atatürkçüyüm hem de dindarım gibi abuk bir ifadeyle her tartışmada ben sizden daha dindarım, çakma müslümanlar sizi diye atılan ülke insanıdır. Efenim kendisi din hakkında fazla bir şey bilmez, bırakın ibadetleri yerine getirmeyi ibadetlerin nasıl yapılacağını dahi bilmez ama söze gelince hepimizden daha dindardır. buna dayanak olarak ben kalpten inanıyorum, sizin gibi ezbere değil der. evet evet tüm dayanağı budur. Hiçbir ibadet onun üzerine farz değildir. O sadece kalpten inanmasıyla hepimize açık ara fark atmıştır. o parmakla gösterilesi, saygıyla selamlanası, ayakta alkışlanası bir fenomendir.
atatürk e zorla dindarlık dayatması yapan, ortaokul müfredatıyla bir ömür yetinmeye çalışan sola hizalı ülke genci. efendim adamcağız mezarından çıkıp "efendiler, ben dindar değilim, onu geçtim dinle alakam bile yok" dese bu cıvıl cıvıl gençler "olur mu paşam ? siz dindarsınız bakın sözleriniz var. siz emredin derhal kopyala yapıştır yapalım" derler. Yani illa atatürk size özel bir mektup bırakıp kurtuluş savaşı ve devrimleri gerçekleştirirken halkı ürkütmemek için takiye yaptığını mı söylemesi lazımdı bunu idrak edebilmeniz için ? neyse yine de hoş görülesi, yanağından makas alınası gençtir.
sokakta, evde, işte, uçakta, vapurda, sözlükte, barda hatta rio karnavalında bile görülen ancak ne hikmetse bir tek camide görülmeyen, inanan insandır. Belki işte amcamın keyfi denk gelirse bayramdan bayrama gelir, onda da iki dakika fazla uyucam diye geç kalıp caminin dışında kalır. Lan elin japon turisti bile bunlardan daha fazla camilerimize girip çıkmıştır, o derece yani.
Efendim ömrü hayatı boyunca izlediği onca film arasından romantizmin tavan yaptığı titanic filmini, hayatının filmi olarak gören erkektir. Sorsan senaryo, müzik, oyunculuk falan diye hikayeler anlatarak olayı açıklamaya çalışır. Yok bilmem kaç
oscar almış falan...ya gözüm sen açıkça söylesene ben bayılıyorum böyle aşk, romantizm hatta oturup ağlıyorum bile diye. insanlar dalga geçer diye mi korkuyon anlamadım gitti.
Nerde kitaptan uyarlanan film olsa altına "kitaptaki havayı bulamadım" mesajı yazan, ben var ya her kitabı okudum aq havası vermeye çalışan zat-ı muhteremdir.
