+bir gün babam elinde bi sürahi ile geldi... yemekte o suyu içtik... yılaar sonra itiraf ettiler... meğerse bahçedeki kardan adamımı eritip ondan çıkan suyu içmişiz... çok fena...
-bu ne lan, ne biçim hikaye bu?
+siz kurban bayramında bahçedeki koyunla arkadaş oluyorsunuz da sonra gizlice onu kesip etini yediriyorlar ya size... işte onun gibi bir hikaye bu da...
-siktir lan saçma salak bir hikayeymiş seninkisi.
+biz dinsiz olduğumuz için öyle renkli şeyler olmuyo bizim hayatımızda.
acayip büyük bir sorunsal, öyle bir sorunsaldır ki bu sorunsalların en başında gelir. sorunsallar insanların çözemedikleri durumlara verilen bir isimdir. ancak böyle bir isme sahip olması bu durumun, başlı başına bir sorunsaldır.
nefret ettiniz di mi ''sorunsal''dan ben de nefret ediyorum.
küçükken olurdu hep, çeker çeker bir an durur lan deyip devam ederdim. iş bittikten sonra bir pişmanlık kaplardı. sonrası da malum işin orospusu olduk ne pişmanlık kaldı ne birşey*
ayar vermenin yaratabileceği bilumum karizmayı oluşturabilmek için kulanan gerizekalı tayfadır. yapmayın bunu be niye yazık ediyosunuz güzelliğim sözlüğe evet biliyoruz ayarın kralını veriyosunuz ama reklamın iyisi kötüsü olmaz. adam troll diye başımıza çıkıveriyor sonra.
şu bünyenin artık alışmış olduğudur. eğer bir gün o dondurma kabından dondurma çıkarsa işte o zaman gerçek manada şaşırır bu bünye. işte o zaman güneş batıdan doğar.
domatesleri kabakları seçerek alıyorsa bir de vay haline. hele ki o asi asi takıldığı mahalledeki platonik aşkı geçerken elleriyle domatesleri ovuyorsa iki kere vah.