insanların baskılarından bıkmış olan bir maymunun canlı yayında yaptığı açıklamadır.
ilgili maymunun açıklaması, gorillerdeki baskıcı rejime dair fikrinin sorulması üzerine "gorillini'nin aynı görüşlere sahip olması anlamına gelmez bu. ben gorillini'yi seviyorum şahsen." şeklinde devam etmektedir.
kanundan doğan bir hak olmasına karşın, hiçbir zaman bana etik gelmeyen durum. her zaman tehdit unsuru olarak algıladığımdan, imzalattırılmasına engel olmuşumdur. özellikle de annesi, dershane borcu yüzünden imzaladığı taahhütname sonrası, hapse girince intihar eden çocuktan sonra.
sözlükte siyaset ve din başlıkları dışında başlık ararken feleği şaşan yazarın yaşadığı durumdur. başlıklar arasından sürekli konu aradığından genelde ileri derecede görme bozuklukları yaşayan yazar, şükela tuşunun gülen yüzüne baktıkça hüzünlenmektedir.
halk olarak adlandırılması oldukça güç olan topluluktur. temelde teba olarak kalmak onları mutlu eden tek şeydir. sorgulama bilinçleri her zaman kapalıdır. yönelimleri her zaman diktatörlüğe doğrudur. demokrasiyi sunarsanız yine kendilerini güdecek bir çoban ararlar. yöneteni başa kendilerinin getirdiği ve isterlerse oradan aşağı alabilecekleri kültürüne asla sahip olmazlar. başkanlık sistemi bu tip toplulukların olduğu yerlerde diktatörlüğü getirmektedir.
"Az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları işte falanları filanları göreceğiz, birçok şeyin tadına bakacağız, sonra da ister istemez 'Gidiyorum Elveda' şarkısını söyleyeceğiz. Öyleyse gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun." diye devam eden 1967 yapımı başrolünde Sadri alışık'ın yer aldığı serseri filminin en vurucu repliği.
kesinlikle katılmadığım öneri. kadında cazibe ve karizma farklı durumlardır. örneğin kadının sesi buna çok yakın örnektir. şuh bir ses ile sert bir ses arasındaki fark, karizma ve cazibeyi ayırır. aynı şekilde yürürken kalçaların çizdiği eksen ve yine yürürken gözlerin etrafa bakış tarzı da farkı yaratacaktır.