Medyadan aldığı her hangi bir habere zıplayan, dinlemeden, öğrenmeden, Tamamen resmi ideolojinin amaçladığı ötekileştirmenin köpeği olmuş vatan hainidir.
7 yaşında bir çocuğa terörist diyerek şovenizmin dibine vuran Ahlak yoksunudur.
ileri de zaten terörist olacaktı deyip geleceği gördüğünü iddia ederek kendini allah ilan etmekten geri kalmaz bu haysiyetsiz.
birde sokağa çıkma yasağı var neden çıkıyor deyip vicdan azabını yaşamanaya çalışan dingillerin de biraz araştırma yaparak öyle bir yasağın olmayacağını bileceği aşikar.
Söz konusu çocuk kurşun ile değil, evinin önünde oynadığı eski bir binada duvarın çökmesi ile malesef yaşamını yitirmiştir.
olaylara böyle bakarak 90 lı yıllarda yapılan hatalara düşmek anlamsız. zira o yılların ülkeyi ne kadar geriye götürdüğü ve masuma sebep olduğu ortada.
Böyle yaparak insan ölümüne sebep oluyoruz. Sonra gelen cenazelere sebep olup timsah gözyaşları ile ağlamak, samimiyetsiz, yapmacık.
Yeni seçim için hdp nin yeni sloganı olduğu iddia edilen söz.
Çok iddialı ve gereksiz geldi.
Yemişim iktidarını. şu kan emicileri indirip savaşı durdurun yeter.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın engin'in bugün paylaştığı yazı.
dilinden barışı düşürmeyen sayın demirtaş a dair bir yazı olmuş aynı zamanda, okumanızı tavsiye ederim.
--spoiler--
Selahattin Demirtaş bir sembol. Yazının başlığı “Demirtaşgiller” de olabilirdi.
Neyin sembolü?
Tutup “Barışın sembolü” demeyin. Kestirmeci, sıradan, klişeleşmiş bir cevap olur. Demirtaş’ı sembol kılan Kürt siyasal hareketinde 2013 Newroz’unda açıklanan ve benimsenen büyük dönüşümü salt sözüyle değil özüyle de kavramış, sindirmiş ve bunu kitleleri derinden etkileyecek hünerlerle dillendiren bir siyasal tavırdır.
2013 Newroz’unda Diyarbakır’da yüz binlik ve ekran başına kilitlenmiş çok daha büyük bir kitlenin bazen sevinç gözyaşları, bazen içten fışkıran alkışlarıyla karşıladığı o manifestonun can alıcı paragrafını hatırlayın:
“Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun noktasına geldik. Yok sayan, inkâr eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Türk’üne, Kürt’üne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor. Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor.”
Kürt siyasal hareketi için bu yepyeni bir dönüşüm ve yepyeni bir siyasal çizginin özetiydi. Bu siyasal hareketin iki bileşeni, o günlerdeki yasal partisi BDP ve Kandil bu çok önemli dönüşümü bütün içeriği ile benimsediler. O günden bugüne Kürt siyasal hareketinin bu yeni çizgiyi terk ettiğine, “Koşullar değişti artık o çizgi geçerli değil” dediğine tanık olmadık.
Demirtaş’ı, HDP içinde saf tutmuş Kürt, Türk, Ermeni, Süryani, Ezidi “Demirtaşgiller”i demokrasi, şiddetten arınmış siyaset ve kalıcı bir barış için önemli, anlamlı ve değerli kılan da bu çizgiyi inatla, sapmadan, eveleme gevelemeye getirmeden savunmaları...
AKP nezdinde Demirtaş’n baş düşman, ilk halledilmesi gereken engel olarak görülmesi de tastamam bu nedenden...
“Seni başkan yaptırmayacağız” cümlesinden tahrik olan zatın barış masasını devirmesinden sonra hedef tahtasının ortasına Demirtaş’ı oturtması boşuna değil. O kolay tahrik olan zatı daha da çileden çıkaran ise savaş naralarına karşı Demirtaş’tan gelen buluşlu bilişli cevap:
- Biz bu ülkede sizlere savaş yaptırmayacağız...
Itibarsızlaştırarak, tırmanmakta olan terör eylemlerinden Demirtaş’ı sorumlu tutarak, dokunulmazlığını kaldırtmak için hukuk diploması taşıdığı söylenen kişileri harekete geçirmek, kısacası Demirtaşgilleri siyasetin dışına itmek için kolları sıvayanlara sözümüz olmalı:
- Sizlere Demirtaş’ı yedirtmeyeceğiz...
***
Demirtaş’giller’in yukarıda alıntıladığım cümlesine dikkatle bakın “Biz bu ülkede size savaş yaptırmayacağız” demiyor, “Biz bu ülkede sizlere savaş yaptırmayacağız” diyor.
Haklı. Savaşmak tek yanlı bir eylem olamaz. Savaşta iki taraf olur.
Bir taraf Kürt sorununu askeri yöntemlerle çözmek gibi kanlı ve budalaca bir karar alıp dağı taşı bombalayanlar.
Peki öteki taraf?
AKP elebaşılarının 7 Haziran’da yitirdikleri tek başına iktidarı savaş, ölüm ve kan pahasına yeniden elde etme hesabındaki tuzağı fark etmeyip silaha silahla karşı koyup barış elde edileceğini umanlar. “Merkezi karar yok. Bu eylemler yerellerdeki inisiyatiflerin işi” deyip onları kınamaya, mahkûm etmeye yanaşmayanlar. “Bu hareket bizden sorulur. Yapılması gerekeni biz belirler; yapılacak analizleri biz söyleriz, biz yazarız” diye yorumlanmaması mümkün olmayan cümleler kuranlar.
Onlara da sözümüz olmalı:
- Sizlere Demirtaş’ı yedirtmeyeceğiz...
--spoiler--
Ayhan çarkın adlı şahsın jitem altında devlet adına işlediği ve başkalarına yıktığı bir sürü cinayetin ardından açığa çıkmış olan ve dün kandil de ki zergele köyünde doğmamış bebeğe kefen biçen insanımsıların kanla dolu tarihinin tekerrür etmesi olayı.
bu vahşilerin birilerinin iktidarı uğruna, sarayının gitmemesi uğruna ne kadar aşağılaşabileceğini gösteren durumdur aynı zamanda.
allah zalimlerin ve buna göz yumanları bildiği gibi yapsın.
Trabzon dan Cizre'ye, Muş'tan izmir'e, istanbuldan Amed e
katılımların çok yoğun olacağı ve bölge insanlarınin şehitlerine sahip çıkacağı törenlerdir.
burda kendini allah ilan edip onları cehenneme yollayanları, Terörist deyip tamamına yakını öğrenci olan gençleri karalayan kansızların, insan ölümüne sevinen vahşilerin faşizmine mezar olacak törenlerdir.
beden gider, fikir kalır.
fikirlerin ardından milyonlar gider.
başlık meta değil, cinsel obje olarak kullanılması olacaktı da dilim varmadı yazmaya.
bayadır tv izlemediğim için bu kadar abartılı olduğunu farz edememiştim.
dondurmadan tut arabasına şampuandan tut çikolatasına kadar kadın bu konuda kullanılıyor ve sorumlu kesim bu olayların önüne geçmiyor aksine reklamların sayısı git gide artıyor.
Bakalım umarım birileri el atar.
insanların savaş, doğal afet veya siyasi sebepler ile yerlerinden edilmesinden sonra insanların tanımadıkları ve kültürüne uzak oldukları bir yerlere göç etmesi, oradaki yapının himayesi altında yaşaması olayı mülteciliktir, bunun beraberinde getirdiği kültür farkı dil farkı, ön yargılar da beraberinde sorunlar getirir.
nasıl aşılması gerektiği konusunda insanlar hala bilinçlendirilmemiştir malEsef, böylelikle mültecilerin ucuz işçi gücü, köle, gayrı nizami işler, sex objesi vb. durumlarda kullanılmalarının önü açılmaktadır.
bunlara engel olabilmek için öncelikli olarak mültecileri kabul eden yerin yöneticileri eğitim konusunda kendilerine başka karanlık güçler ulaşmadan ulaşmalı ve insanlarını normalleştirmelidir.
not:bu konu hakkında bir ara daha fazla yazarım dursun bu şimdilik.
Yaşları 10 ile 15 arasında değişen çocuklara hem kitap sevgisini aşılayacak hem de anlayıp seveceği türlerden oluşup kişilik gelişimine katkıda bulunacak roman önerileridir.
Çocuk eğitimi için bu büyük bir gerekliliktir ancak malesef eğitim sistemimiz bu aşkı aşılamada yetersiz kalmaktadır.
tavsiyeler dahilinde kitaplar okutulacaktır bu yüzden kaliteli ve devamını getirtmeleri önemlidir.
siyasi olmaması şartıyla önerilerinizi bekliyorum, bekliyoruz.
sözlüğümüzdeki vatanını klavyesindeki enter tuşu ile kurtarmaya çalışan ultra vatansever ergen tayfanın sığ düşüncesi.
benim gibi düşünmeyen herkes vatan hainidir, şu şehirde partim birinci çıkmadı atom bombası atılmalıdır, şunlar yakılmalı buralar yıkılmalıdır, ama ben vatan severim.
Irakta ışid in elinden kurtarılan Türkmenlerin video da söyledikleri. 'allah pkk den razı olsun" falan da diyor, tabi silah zoruyla (!) söyletiliyor ya o yüzden çok şey yapmamak gerek.
içimizdeki ışidçi sığırlar duysun bakalım kardeşlerinin sesini,onlara yapılan zulmü.
kendilerine gaz sıkmaktan çekinmeyip sıkılmayan polis akrebine halkın yardım etmesi olayı.
yolda kalan akrebi bizzat kendileri itekleyip polise yardım etmişlerdir.
fotolar geliyor.
edit: foto https://galeri.uludagsozluk.com/r/783186/+
edit2: her otu boku buralara yazan ve koskoca bir halkı karalamaktan geri kalmayan zihni gerilerin zoruna giden olay. kan dökülmeli ille de ve savaş olmalı hep bunlarla. biz göstermesek fotoğrafları başkalarının gösteridiği mi var ha beynini yediğim?
samsun'da katledilen göğüs cerrahi uzmanı kamil furtun'un ölümünü ve sağlık çalışanlarına şiddeti protesto etmek adına başlayan grevdir.
izmir basmane de buna sebep olan sistemin başındaki kimseye ithafen "bakan istifa" sloganları duyuluyor.
evet ülkem din ile daha ne kadar dalga geçilmesine müsaade edeceğiz?
(böyle deyince din elden gidiyor propagandası yapan kimseler gibi oldum kim karıştırıyor siyesete dini lan?