freud' a göre:
" bebek memeden erken kesilirse ya da çok uzun süre emzirilirse, oral döneme bağımlı kalır. ileriki yaşamında da bu kendini tırnak yemek olarak gösterebilir." bunun dışında stres, üzüntü kaynaklı da olabilir.
kişinin saç yolarken haz alması, doyum bulması ya da rahatlamasıdır.
bu bozukluk, başka bir mental bozuklukla daha iyi açıklanamaz ve genel tıbbi bir duruma bağlı değildir.
toplumsal, mesleki ya da diğer önemli işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
bedensel ve cinsel değişimlerle birlikte ergenler zihinsel yeteneklerinde de değişimler yaşarlar. bilişsel gelişim olarak bilinen olgu, ergenlerin yalnız kendilerini, ailelerini, yaşıtlarını, arkadaşlarını ve öğretmenlerini değil, dünyalarını görme biçimi üzerinde uzun süreli etkiler taşır. ergenlerin tüm düşünme süreçleri değişir, gittikçe artan biçimde geleceğe yönelik ve soyut düşüncelerle ilgili olurlar. idealizm kazanır ve cinsellik, ahlak, din gibi konularla ilgili gerçekten kendilerine ait bir değerler takımı edinirler.
fark etmek, anlamak...
insan doğası için en gerekli hareketlerdendir.
çünkü güven sağlayabilmek için her yeri bilmek yani keşfetmek gerekir.
insan, bilmediği şeyden korkar, kontrol edemez ve güvenliğine bir tehdit olarak algılar.
kuramı der ki; insanlar yaşlandıklarında geriye dönüp bakarlar. eğer iyi bir hayat geçirdiklerini düşünürlerse, mutlu bir yaşlılık yaşarlar. eğer geriye dönüp baktıklarında bir sürü bitirilmemiş iş görürlerse veya yaşadıkları hayatın tatmin edici bir hayat olmadığını düşünürlerse, içsel çatışmalar yaşarlar.
kader; bir köşesine peynir bırakılmış labirentte farenin o peyniri bulabilmesi- bulamaması- hemen bulması- geç bulması gibi ihtimalleri barındıran bir olgudur. fare şanslıdır peynire hemen ulaşır ya da değildir uzun süre arar durur. doğru seçim yapar. yanlış yönlere gider... ama olup olacağı yer o labirenttir.
mucizevi hediye!
bir kez girdi mi hayatına, her yöne onunla bakmak istiyorsun. gittiğin her yere götürüyorsun. heyecandan nefesini tutarak sana sunduğu o renk cümbüşünü izlemekten daha güzel gelmiyor artık hiçbir şey. tüm hayallerine bulaşıyor. bir parçan oluyor resmen... sonsuzluk vaat ediyor sanki; zaman, mekan, zorunluluk, sorumluluk, etik, ahlak, ne varsa unutturuyor sana.