Milonga bir müzik türünün ve o müzikle yapılan dansın adıdır. Tango' ya çok yakındır ve her ikisi de aynı kökten gelirler. Milongaların marşa benzeyen bir ritmi vardır ve tatlı, kalbi yumuşatan bir duygu verirler.
Milonga sözü aynı zamanda herkesin gece giysileriyle gittiği tango klüpleri için de kullanılır. Bu klüplerde gece 11, 12 gibi başlayan eğlence sabaha kadar sürer. Buralarda belki de eski moda sayılabilecek görgü kuralları hala geçerlidir.
19. yüzyılın sonunda Buenos Aires, Avrupa ve Afrika'dan gelen, bir çoğu bu yeni ülkede kendini yalnız hisseden göçmenlerle ve sürgünlerle dolmuştu. Bunlar geçici arkadaşlıklarda, içkide ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacak herhangi bir eğlencede avuntu buluyorlardı. Çeşitli kültürlerin karışımı, yeni bir müzik stili ortaya çıkardı; Afrika vuruşları, Kızılderili ritmi ve Latin etkisi Arjantin pampalarının müziğiyle birleşti.
Tango adının Afrika tamtamlarının çıkardığı "tan-go" seslerinden, ya da Latince dokunmak anlamına gelen "tangere" fiilinden türediği sanılmaktadır. Tango adı nereden gelmişse olursa olsun, tango müziği tango dansına da can verdi..."
Por una cabeza de un noble potrillo
que justo en la raya afloja al llegar
y que al regresar parece decir:
no olvides, hermano,
vos sabes, no hay que jugar...
Por una cabeza, metejon de un dia,
de aquella coqueta y risueña mujer
que al jurar sonriendo,
el amor que esta mintiendo
quema en una hoguera todo mi querer.
Por una cabeza
todas las locuras
su boca que besa
borra la tristeza,
calma la amargura.
Por una cabeza
si ella me olvida
que importa perderme,
mil veces la vida
para que vivir...
Cuantos desengaños, por una cabeza,
yo jure mil veces no vuelvo a insistir
pero si un mirar me hiere al pasar,
su boca de fuego, otra vez, quiero besar.
Basta de carreras, se acabo la timba,
un final reñido yo no vuelvo a ver,
pero si algun pingo llega a ser fija el domingo,
yo me juego entero, que le voy a hacer.
Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel anlaşması:
dünya ticaretinde liberalleşmeyi amaçlayan küresel bir sistemdir. Bu sistem, üye ülkeler arasındaki ticareti, ticaret ilişkilerini, hukuki hakları ve yükümlülükleri kapsayan kurallardan ve prosedürlerden oluşan bir bütündür.
Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması(GATT) 30 Ekim 1947 yılında 23 ülke tarafından imzalanan Nihai Senet ile resmiyet kazanmış ve Geçici Uygulama Protokolü ile yürürlüğe girmiştir(1 Ocak 1948).
Vincent Van Gogh, yaşamı boyunca yalnızca bir tablosunu satabilmiştir. (bazı kaynaklarda birkaç tablosunu satabildiği söylenmektedir) . Vincent Van Gogh bir gün yeniden doğacağına ve resimleriyle ölümsüzleşeceğine inanmış. Ölümsüzlüğü, bugün eserlerine paha biçilememesiyle ve resim konusundaki devrim niteliğinde çalışmalarıyla yeterince anlaşılmaktadır.
Trilye'nin kuruluşuyla ilgili üç rivayet bulunuyor.
1.Cenevizliler zamanında Sivzi, Trilye ve Kapanca da üç köy var. O yılların korsanları bu köylere sürekli saldırırlar. Köy halkı dağınık kalırlarsa korsanlarla baş edemeyeceklerini anlarlar ve üç köy şimdiki Trilye'de toplanır ve Trilye oluşur.
2.M.S. 376 Hristiyan din adamları iznik'te toplanmışlar. iznik konsülü diye tarihe geçen olaydan din adamlar arasında yorum farkları ortaya çıkmış. Aya Yani, Aya Yorgi ve Aya Satri adlarında üç papaz başpiskoposla anlaşmazlığa düşünce afaroz edilmişler. Onlarda Trilye'nin bulunduğu yere gelmişler. Bu üç papazdan ötürü (tri: üç, ilya: papaz ) buranın adı Trilya olmuş.
3.Başka bir rivayet ise Latince Trilye kırmızı balık barbunya anlamına geliyor. Dere ağzında bol miktarda barbunya balığı bulunurmuş ve buradan Doğu Roma imparatorlarına barbunya balığı götürülmüş.
Rivayetler bir yana 1330'lu yıllara kadar Bizans kasabası olan Trilye sonraları Osmanlı kasabası olmuş, 1900 başlarında ''Mahmut Şevket Paşa'' kasabası, 1963 yılında ise Zeytinbağı ismiyle anılmaya başlamış.
*Evlaaaaaaaaaaaaadım, sınavın nasıldı?
-Bu yıl kolay olucağını duymuştum zaten(bu kişilik yapıları hakkında yapılan küçük araştırmalardan çıkan sonuca göre %90 ı soruları okumamış, %85 e yakını sınav salonundaki zorunlu kalış süresini su,meyve suyu, çikolata,peynirli kraker, okunmuş şeker, pirinç ve bilumum gıda maddelerinin tüketimiyle geçirmiştir)
Güzelliğinin tescillenmesinin hemen akabinde geri zekalı olduğu an itibariyle kafasına danKkKkKkK eden kraliçemsilerdir.
Güzellik bir yere kadar keşke biraz akılda verseydin yareppiMmMmMmM diye düşünerek hıçkırıklara boğulurlar. Neyse ki an itibariyle taçlarını takmış, pelerinlerini giymişlerdir.Aksi bir durumda suratlarındaki Burhan Altintop ifadeleriyle kraliçe olmaları şaibeli hatta ve hatta muammalıdır.
Sinek ilacı dumanında deliler gibi koşmak hatta hızını alamayıp yakında bulunan bir direğe ya da duvara toslamak suretiyle an itibariyle acıya sebebiyet veren ama zaman geçtikçe özlenen durumlar... Leblebi tozu yerken boğulma veya yeni gelen çekilişin büyük ikramiyesini kazanmak için bakkala toplu halde koşmak da buna örnek gösterilebilir.
Pil alacağıma saat alırım diyenler için üretilen, asla güvenmemeniz gereken tek kullanımlık tasarım harikası zaman göstericileri olarak tanımlanabilir.
Bu tür işportacıları her gördüğümde acaba bu saatleri üretmek için kaç pirince çalışıldı diye sormaktan kendimi alamadığımıda belirtmek isterim.
Zeka seviyeleri genellikle idiot ve (debil)moron arasında değişebilen, 'tikiyim ezelden gönlüm geçmez dieselden ' i kendilerine yaşam felsefesi edinmiş, istanbulda Nişantaşı ve çevresi Bursada ise Altıparmağı başkent seçmiş, Ankarada concon, izmirde ciks, istanbulda tiki diye tabir edilen çok gelişmiş kişilik yapılarıdır.
*Evlaaaaaaaaaaaaadım,sınavın nasıldı?
*Bu yıl kolay olucağını duymuştum zaten( bu kişilik yapıları hakkında yaptığım küçük araştırmalardan çıkan sonuca göre %90 ı soruları okumamış, %85 e yakını sınav salonundaki zorunlu kalış süresini su, meyve suyu, çikolata, peynirli kraker, okunmuş şeker, pirinç ve bilumum gıda maddelerinin tüketimiyle geçirmiştir )