yalandan çıkarılan virüsün yalandan efsanesidir. önümüzdeki sene de kenya taşşak biti virüsünü bekliyoruz. böyle pipiyi 2 santime indiriyormuş. o biçim.
lan bizans mı kaldı davar. osmanlı'nın doğu roma imparatorluğu'nu sike sike bitirdiğinin mührüdür. ha acıttıysa bir dahaki sefere vazelin süreriz olur biter.
batı anadolu bölgesinde otobüste yanma, gasp, tecavüz, kaçırılma gibi tehlikeler sebebiyle bırakın hapsi, yıllardır ev hapsinde yaşayan, sokaklarda esen terörün, mafyanın elinden zarar görmeden sıyrılabilirse 20 li yaşlarında, dağ bayır dolaşıp itin köpeğin peşinde ömür, gençlik çürüten milyonlarca çocuğun yaşadıklarını görünce daha bir üzünülen çocuklar. bu kaypaklığın,bu azınlık milliyetçiliğinin, fikir yobazlığının malzemesi edilmiş bünyeler. vizyonsuz, geleceği göremeyen, devletini dünya devleti yapma yolunda tüm vatandaşların ortak uğraşı çerçevesince fikir üretmeyen embesillerin ajitasyon oyuncağı olmuş küçük insanlar. evet halleri üzücü. çünkü hala diktatörlükle idare edilen çakma latin ülkeleri gibi nüfusunun %5 i ancak sanayi işçisi olan ülkede işçi temelli devrim yapmaya kalkan cühelanın oyununa getirilmeye çalışıyorlar. ama öyle yağma yok. oturduğum kafede yusufla kürtçe şakalaşabiliyorsam, gittiğim bayram namazında mevlütle selamlaşıp çıkışta ailesini ziyarete gidiyor, birlikte yemek yiyip hiç türkçe bilmeyen annesinin elini öpüp mevlütün yardımıyla bayramlarını kutluyorsam, oralardaki devrimbaz ruhsuzların tehditleriyle, korkutmalarıyla buralara kaçtıkları zamanları biliyor, her dertlerine yardımcı olmaya gayret gösteriyorsam, ve sonuç olarak o tanıdıklarımın ağzından " biz türkiyeyi seviyoruz" lafını işitebiliyorsam, benim ne bu çocuklarla, ne de bu insanlarla hiçbir derdim yoktur. ha ama derdim onları hapse attırtan, yerinden yurdundan eden, kendi emelleri çerçevesince kullanmaya çalışan, emperyalizmin köpeği olup sosyalizmle üzerini örtmeye çalışan asalak ışkınlarladır. ne zaman ki çürür ve yok olurlar, o zaman bu büyük ağaç enerjisini bu ışkınlara dökmeden hür bir şekilde tüm dallarıyla yücelir.
-recebim geçen sefer güzel olmuş, şu elemanlara %47 ayar çekiver bakayım
+hemen abi
ne ayarı bilader, ne akp'si? milletin karşısında ancak baykalın yatakta edindiği iktidarla iktidar olabilen bir parti ne sunarak neyi değiştirmeye çalışmakta. madem akp sevilmiyor, ki kime sorsak oy vermedi, chp bunu aktif şekilde kullanıp öne çıksa ya. e öne de çıkamıyor, heriflerin koyduğu çocuklar okula başladı, sol yanımda hala bir tantana bir karmaşa. bu ülke solu düzelmedikçe bu ülke düzelmeyecek anlaşıldı.
ortalama harcanılacak sperm miktarı hesaplanırsa red layt diskıritte ancak bu kadar gider. who'nun açıklamasına göre bu sokak düyanın en fazla cinsel hastalık yayan noktalarından biriymiş. ikincisi istanbul zürafa sokak, üçüncüsü ise ankara kalesi çevresiymiş.
orgazmı eksiktir. israil orgazm olamamakta, sürekli çıkışlarıyla arapları tahrik etmektedir. sanki "doymadım daha fazla" demektedir. e arap da bir yere kadar zenci değil ki mübarek taktı mı ucuna şiş kebap yapsın.
balonun allahı. şimdi bu tabir kılıçdaroğlu gazıyla şişen arkadaşlara da ileri safhada örnek teşkil edebilecek bir doğrultuyu göstermekte. şöyle ki;
kemal kılıçdaroğlu chp'de ne değiştirebilir?
daha parti başına geçer geçmez temelsiz cem uzan vaatleri gibi vaatlerde bulunarak baykal'dan bile bir gömlek aşağıda kaldığını zaten göstermiştir. her şeyden önce devlet yönetmek bir kişinin işi değil, güçlü, sağlam bir kadronun, bir ekibin işidir. ekibe dahil edilmiş siyasi şahsiyetlerin türk siyasi tarihine kattıkları zaten belli. geçmişleri belli. bir araya geldiklerinde ortaya çıkabilecek ürün ise az çok tahmin edilebildiği üzre hiçbir şey. ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. kılıçdaroğlu'nun bir raporu, bir dosyası, ekonomide, dışpolitikada ne gibi atılımlar yapılacağına dair bir çalışması var mı? yok. "nerden biliyorsun?" sorusuna cevabım ise daha partinin başına geçer geçmez taşra ilçe belediye başkanları vaatleri gibi "tatar ağası" üslubuyla top atmaya başlaması. e boş teneke çok tangırdar demişler. kılıçdaroğlu gerek kişilik gerekse geçmişi açısından tertemiz bir insan olabilir, kişisel kanaatim de bu yöndedir. lakin avucu boş. ne kendisi ne de ekibi devlet nizamına kayda değer hiçbir çizgi ekleyemez.
bazı arkadaşlar da "kılıçdaroğlu aman ne güzel korkuttu, bu seçim banko bizim, iktidarız götü tutuştu herkesin işte hebelehubelenihohahahaa..." nidaları ile galip olduğunu zannedip sahaya atlayan komik fenerbahçe taraftarı gibi çok erkenden zafer bayrağını çekmeye çalışıyor. kılıçdaroğlunun yapabileceği tek şey; sağa sola dağılmış, %2-3 arasında gidip gelen bir chp oyunu partiye kazandırmak, o da sadece önümüzdeki seçim için. 60 küsür senedir iktidar yüzü görmeyen, görmemesinin nedeni hakkında da hiç şuuru olmayan bir parti, aynı zihniyete devam ettiği müddetçe taş çatlasın %25 oyu belki görür, belki görmez. lakin kılıçdaroğlu gibi kaliteli bir insan yıllardır iktidar olamamış bir kesimin iktidar hayallerini süsleyerek anlık zevk malzemesi olma durumuna itildi, chp siyaseti için acınası nokta budur. son olarak, ne akp yanlısıyım ne de herhangi bir partiye yakınlık duyuyorum. sadece hepsi birbirinden komik ve acınası günümüz türk siyasi oluşumlarının geleceğini ve boş vaatlere umut bağlayarak kendi geleceklerini heba eden sağcıları ve solcuları görerek ülkem geleceğini az çok kestirebiliyorum.
eddy: sayın erdoğan benim teneke lafını da iç etmişiniz inceden, görmedim sanmayın...
halen süregeldiğini osmanlı'daki geçmişlerini bizlere hatırlatmaya çalışarak bizleri irşad buyuyrmaya kalkan, o neslin temsilcileri sayesinde manevi bir gerçeklikte gördüğümüz olgu.
insanlarda "benim atatürküm" anlayışı değiştikçe değişen olgu. zamanında böyle bir karikatür vardı penguende. birisi asker atatürk fotoğrafı taşıyor, birisi atatürk dua ederken, birisi de smokinli atatürk fotoğrafı. herkesin içinde bir yerlerde sevgi, yoksa bile saygı zaten var. fakat yıllar yılı atatürkçülüğü, kendi partileri ve kendi empoze etmeye çalıştıkları görüş çerçevesinde kısıtlayan, dar kalıplara sokan, hatta kendi hatalarını, yanlışlarını görmeyip "atatürk olsa böyle yapardı" diye rahmetlinin kemiklerini sızlatan bir güruh, halkı atatürk'ten soğutmak için, bilinçsizce olduğunu umuyorum, ellerinden geleni yapmaktadır. "sevmiyorlar" sözünün sorusu sorulmalı. "niçin?" acaba türkiye'de, 1938 sonrası yıllarda, atatürk'ün asla kabul etmeyeceği ne kadar çok şey bu halka reva görüldü? ikisi başarılı, sayısız darbe girişimine alkış tutup da atatürk ismini üstlerine bir kalkan gibi çekmeye çalışanlar atatürk için oluşan hissiyatın ne kadarından sorumlu? bu siyasi oluşumlardan kaçı hem sistemi köklü halde değiştirirken, hem de elmalılı tefsirini kendi birikimlerinden yaptırabilecek kadar bu halkı her yönüyle tahlil edip her alanda doğrularla mutlak başarıyı kazanmasına öncü olabilir? kimse kusura bakmasın, eğer bu şakşakçı zihniyet atatürk'ü böyle tahrip etmeye devam ederse ülkede ne sular durulacak, ne de bu bulanıklığın önüne geçilebilinecek.
baykalsa felaket değilse daha felaket. ohannesler götürsün başka bir şey demem. diyemem. vakit de bundan sonra bangbus neyim çekmeye başlarsa ona da şaşırmam.
not: eksileyen bilader yoksa varan 2 yi tahmin mi ettim? ünlü siyasetçi koko zuburoğlu bangbusta yakalandı... işte o görüntüler...
sana aşkım diyen bir kadının tüm kaprislerinden sıyrılarak vahşice üzerine atlayıp "sevişelim" demesi, bu mutluluğu defalarca farklı güzelleri kucağında bir erkek timsali, bir titan gibi uyutan danny için alelade olsa da çoğu yazarımız ve misliyle fazla okuyucumuz için erişilmez bir hayal, bir malihülyadır... sebep odur ki bu hayalle uyuyan sivilceli ergen ruhlu dostlarımız dirilircesine çam kokulu otuzbirhanelerinden çıkarak bu duayı eder dururlar.
sol'un uzun yıllardır koynunda beslediği yılanın artık yılanlıktan çıkıp medusa olduğunu gün yüzüne taşımış olaydır. hangi sol örgüt odtü içinde bu kadar yaygara kopardı? abd'den nemalanan yavşak bir terörist ile inançla uğraşan partizan bir solcuyu nasıl aynı kefeye koyabilirsiniz? dağlıca baskını sonrasında yurt çapında yapılan eylemlerin bir yansıması olarak odtü içinde de eylem yapılırken bu bırakın insanlığını, ruhunu satmışların öğrencilere nasıl bir kinle baktıklarını eylemci gruba nasıl tahrik içerikli hareketlerde bulunduklarını iyi bilirim. yurt basıp adam dövmeye kalkmalarını iyi bilirim. sonra kelimeler dökülüverir; "ezilen halkların mücadelesi" kusura bakmayın ama siz milleti faşistlikle suçlarken bu boku yiyemezsiniz. bu olaylar uzarsa, hele hele dışardan adam çağırma davasına bu sikik güruh devam ederse başlarına gelecekleri kendileri bilmeli. sonucunda odtü'nün içinde atılan cirit gitse gitse a4 teki tel örgülere kadar gider. ha illa içeri polis girsin götümüze cop gözümüze biber eklesin diye yapıyorsanız sıhhiye meydanı boş. beş dakikada isteğinizi yerine getirirler.
1 mayıs'a bir kala böyle bir rezaletin odtü'de yaşanması üzmekten ziyade hastalığın cerahatinin nerelere uzandığını göstermiştir. ya sol içlerinden bu tip şaklabanları silkeleyip atar, ya da barajı bile geçemeyecek halde kalmaya devam eder.
iki grubun çatışması şeklinde meydana gelse içeri duhul eden polis araçları vasıtası ile klasik odtü eylem günlerinden birini daha göstermiştir. bu arada fıratnews midir ne nanedir "tkp'li ülkücüler" tanımını yaparak dumurlardan dumurlara yelken açmama sebebiyet vermiştir. hayır dinci ülkücü de anlarım, ateist ülkücü bile bir manada var. şamanist, arap yanlısı bile diyebilrisin. fakat tkp'li ülkücü ne lan? tkp'nin başına tuğrul türkeş falan geçti de biz mi gündemden geri kaldık, anlamadım. ya da muhsin yazıcıoğlu'nun ölümünden sonra alperen safları tkp ile mi birleşti? anlamak gerçekten güç...
not: yok yok geçmemiş, en azından gugıl öyle diyor.
bu başlıktaki sorunu uzun zaman önce bir ortamda işitmiştim. şöyle ki, kendini hızlı solcu zannederek hızını alamayan bir arkadaş ortamdaki kürtlere biraz yaranayım, biraz da kendimi ispat edeyim hülyalarıyla gaz verir gider, kürtlere şunlar yapıldı, vay pis türkler kaka türkler püsür... sonrasında ise ortamdaki kürt elemandan gelen buz gibi cevap hızını alamayan arkadaşta 120 ile mıcıra girme etkisi oluşturmuştu.
"iyi de bundan sana ne? biz kendi hakkımızı savunamayacak kadar aciz ve muhtaç mıyız da kalkmışbize haklarımızdan bahsediyorsun?"
adam haklı. ne düşünürse düşünsün, çıkar söyler. doğru yanlış, eksik fazla, konuşulur. kimse de vay sen ne yapıyorsun deme lüksüne haiz değil. e öyleyse? solculuk yarıştırmakla malesef devrim yapılmıyor mösyöler matmazeller. 30 senedir bu böyle en azından.
sabah kalktığında yanında yatan güzel bir hatunu gördüğü, ateşli bir seksin ardından odada hafif bir ter kokusu duyduğu ve bu şekilde mutlu olarak sarışın çıtırına sarıldığı andır.
not: ey buna kerkinen vatandaş. aktif cinsel hayatının olmamasını böyle dile getirme lütfen...
gaza gelmeyen dindarla anlaşabilecek ateisttir. ha gaza getirmeye çalışarak sermayesiz ticaret erbabı kadının evlatlığına soyunuyorsa zaten insan olma onurunu kaybetmiş demektir.
büdüt: başlığın dakikasında başa kalması olgusu...